Türkiye’nin, 1923 Lozan Antlaşması ve Boğazlar Sözleşmesi ile 1947 Paris Antlaşması’na göre “askersizleştirilmiş” (gayrıaskerî) [demilitarized] statüye bağlanan Ege’deki belirli adaların bu statülerine Yunanistan’ın riayet etmesini istemesinin sağlam tarihî, coğrafî, hukukî, siyasî arka zemini ve temeli vardır.
Rusya’nın geçtiğimiz 24 Şubat’ta Ukrayna’ya saldırması özellikle Avrupa devletlerinde güvenlikle ilgili endişeleri arttırdı.
İslâm İşbirliği Teşkilâtı’nın (İİT) Bakanlar Konseyi’nin 48. Dönem toplantısı 22-23 Mart 2022’de İslamabad’da yapıldı.
İsmi Türk Milleti’nin millî Kıbrıs davasıyla özdeşleşmiş ve hayatı da “millî dava” ile bütünleşmiş olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı ebediyete intikalinin 10. yıldönümünde sevgi, saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.
Türkiye Barolar Birliği’nin inisiyatifiyle ve O’nun çatısı altında “Millî Davamız” Kıbrıs hakkında 19-21 Eylül 2019’da düzenlenen Panel’de yaptığım takdimde, Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin olguları ve Ada’daki gerçekleri belirttikten sonra Kıbrıs uyuşmazlığının çözüm şekli hakkında görüş ve düşüncemi şöyle ifade etmiştim:
AB 25 Mart 2021 Zirve Bildirisi[1] hakkında Dışişleri Bakanlığımızca yapılmış olan açıklamanın[2] birinci paragrafının ilk cümlesinde “birkaç üye ülkenin dar görüşlü iddialarının etkisinde ve Türkiye-AB ilişkilerine tek yönlü bakış açısıyla kaleme alındığının” doğru bir tespitle vurgulanmasının hemen ardından ikinci cümlede “Türkiye-AB ilişkilerini olumlu gündem temelinde ilerletme konusunda raporla ortaya konulan çabayı ve Zirve Bildirisine yansıtılmaya çalışılan söylemi memnuniyetle karşılıyoruz” denilmiş olmasını hayretle ve endişeyle karşılıyorum.
Doğu Akdeniz havzasına istikrarlı barış ve güvenlik açısından baktığımız zaman, 1954 – 1960 ve 1964 – 1974 dönemlerinde “kaynar kazan” veya “barut fıçısı” olarak nitelendirilen Kıbrıs adasının, 1974 yaz aylarından sonra 46 yıldır sakin bir ada görünümüne büründüğünü görmekteyiz.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 29 Haziran 2022
Güç odaklarının bir kısmı dünyayı yangın yerine çevirmeye çalışırken diğer bir kısmının günü kurtarma, koltuğunu koruma, servetini güvenli köşelere aktarma telaşları karşısında Türk dünyasındaki sevindirici gelişmeleri paylaşmaya sıra gelmemektedir.
Barış Yüksel - 23 Haziran 2022
Tarihsel açıdan bakıldığında iklim değişiklikleri dünyamızın birçok coğrafyasında toplu göçler gibi nedenlere bağlı olarak insan, bitki ve hayvan popülasyonunu önemli ölçüde değiştirmiştir.
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 23 Haziran 2022
Türkiye derinleşen, derinleştikçe köklenen bir ekonomik krizin tam ortasında. Ekonomik kriz, toplumsal dengeleri bozuyor ve barışı tehdit ediyor. Ya siyasi sonuçları?
Batın Durmaz - 22 Haziran 2022
Çin Devlet Başkanı XiJinping, 7 Eylül 2013’te Kazakistan’da Nazarbayev Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı”nıninşa edilmesini teklif etmiştir[1]. Ekim 2013’te ise Endonezya’da Deniz İpek Yolu hakkında açıklamalarda bulunmuştur[2].