Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin ile 4 Eylül’de Soçi’de görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada “Rusya’nın KKTC’de ofis açma kararından memnuniyet duyduk” dedi.
Sözü edilen “ofis” ne ofisidir, tam anlayabilmiş değilim. Şayet bu “ofis” daha önce Ağustos ayının ortalarında “Rusya KKTC’de konsolosluk açacak” ve “konsolosluk ofisi” açıyor şeklinde Türkiye’de ve KKTC’de haber konusu olan “ofis” ise, bunun “memnuniyet” ifade edilecek bir mahiyetinin bulunmadığı görüşündeyim.
Çünkü KKTC yaklaşık 3 yıl önce “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hedefine yönelmiş; bu hedef doğrultusunda politika izleyeceğini açıklamıştır. Türkiye de KKTC’nin bu hamlesini desteklemiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda Dünya’ya “KKTC’nin resmen tanınması” çağrısında bulunmuştur.
Bu hamleler yapıldıktan sonra, Rusya’nın Türkiye’nin ve KKTC’nin tanımadığı sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” nezdinde bulunan Büyükelçiliği’nin, son zamanlarda KKTC’de artış gösteren Rus turistlere hizmet vermek gibi pratik maksatlarla “adanın Kuzey’inde” konsolosluk hizmeti vermesinden, bunun için bir masa açmasından “memnuniyet” duymamız, egemen eşitlik, iki devletli çözüm hakkındaki kararlığımıza, inandırıcılığımıza gölge düşürür.
Uluslararası camiada KKTC’nin ve Türkiye’nin statükonun devamına rıza gösterdiği; “egemen eşitlik, iki devletli çözüm” söylemlerinin, “KKTC’nin resmen tanınması” çağrımızın müzakereye açık birer taktik açılımlar olduğu algısını yaratır; kanaatini uyandırır.
KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın internet sayfasında yer alan bazı bilgilerden acaba haberimiz var mı?
KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın web sayfasında KKTC’deki Yabancı Misyonlar | Turkish Republic of Northern Cyprus (ct.tr) adresini tıkladığımız zaman açılan sayfada “KKTC’deki Yabancı Misyonlar” başlığı ile karşılaşırız.
Bu başlık altında yer alan ilk kayıt “Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği” ile ilgili adres bilgileridir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanıyan ve KKTC’nin Başkenti Lefkoşa’da yerleşik Büyükelçilik bulunduran tek Devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Diğer kayıtlar, ABD, İngiltere, İtalya enformasyon masası, Almanya Enformasyon Ofisi, Avusturalya Yüksek Komiserliği’nin Ofisi, AB destek ofisi, Fransa Kültür Ofisi’nin adres ve iletişim bilgileri hakkındadır.
ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, Avustralya, Fransa ve AB’nin KKTC’de yer alan bu masaları, ofisleri, adı geçen devletlerin sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”, yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nezdindeki Büyükelçiliklerinin birimleridir. Onlara göre bu birimler KKTC’de değil, kendilerinin Ada’da bağımsız ve egemen tek Devlet olarak tanıdıkları “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “Türkiye’nin işgali altındaki Kuzey bölgesinde” kurulu birimlerdir.
Rusya’nın açacağı söylenen “ofis” de bu mahiyette bir birim olacaktır. Rusya’nın GKRY nezdindeki Büyükelçiliği ile bağlantısı olmayan KKTC’ye akredite müstakil bir ofis değil.
Ağustos ayı içinde konuya ilişkin haberler çıkınca KKTC Cumhurbaşkanı Tatar “Konsolosluk açmak gibi bir talepleri olmadı. Ofis açma girişimleri vardı. İngiltere’nin de ofisi var. Rusya’nın da olması bizim için sakıncalı değildir” demişti.
KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu da “Rusya KKTC’yi tanıdı diye yorumlanmamalı” sözleriyle gerçeği dile getirmişti.
KKTC’nin “Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” hamlesine destek vermiş ve uluslararası camiaya “KKTC’ni resmen tanıyın” çağrısını yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti’nin memnuniyet, takdir ve teşekkürünü kazanacak KKTC’ye yönelik tek adım “KKTC’nin resmen tanınması” olmalıdır.
Görüşüme göre, herhangi bir devletin GKRY nezdindeki Büyükelçiliği’nin adanın Kuzey’ini sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprağı kabul ederek orada bir birim oluşturmasını KKTC teşvik etmekten kaçınmalıdır. Bu mahiyetteki uygulamalar KKTC halkı için bazı pratik faydalar sağlıyor olsa bile durdurulmalıdır.
