21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı
Amerika Birleşik Devletleri’nde 25 Mayıs tarihinde Siyahi Amerikalı George Floyd’un Beyaz bir Minneapolis polisi tarafından telefon kameraları tarafından kaydedilen öldürülme anı ülke de tam bir infial yarattı.
Koronavirüs, tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de böylesi büyük bir krizi yönetmek konusunda devletin gücünü ve otoritesini hem uygulama teknikleriyle hem de sınırlarıyla tartışmaya açtı. Virüs, ABD’nin New York eyaletini çok sert bir şekilde vururken, beklenmedik şekilde 2020 Başkanlık seçimleri için New York Valisi Andrew Cuomo’nun adı geçmeye başladı.
Tarihsel olarak ırkçılık meselesiyle mücadele eden Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ‘White Supremacy ya da White Nationalism’ gruplarını (Beyaz ırkının üstünlüğüne inananlar anlamında kullanılmaktadır) ilk kez bir iç tehdit konusu olarak görmeye başladı.
Özet
2000 yılından beri Rusya’yı yöneten (2008-2012 Başbakan) ve geldiği günden itibaren Rus dış politikası ile Rus enerji politikalarını iç içe geçirerek adeta bir satranç ustası gibi jeopolitik hamleler Rusya’nın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına hakimiyet alanları kurmaya çalışmaktadır.
2016 yılında göreve başlayan Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın göçmenler, sağlık sigortası, vergi, LGBTQ hakları ve son olarak da ABD Yüksek Mahkemesine tartışmalı bir şekilde atanan Yargıç Kanavaugh süreci neticesinde, ABD Kongresinin iki ayağından birini oluşturan Temsilciler Meclisinde Demokratlar çoğunluğu Cumhuriyetçilerin 198 sandalye sayısına karşılık 231 sandalye ile ele geçirdi.
2016 yılı Kasım ayında Trump’ın yeni ABD Başkanı seçildiğinde AKP yönetimi ve onlara bağlı gazeteciler ile uzmanlarda müthiş bir sevinç yaşanmıştı.
AKP döneminde hızla gelişen Türkiye-İsrail ilişkileri hem Mavi Marmara hem de İsviçre’nin Davos kentindeki Erdoğan’ın ‘One Minute’ çıkışıyla birlikte diplomatik düzeyde en düşük seviyeye inmiş ancak ekonomik düzeyde her hangi bir sarsılma yaşanmamıştır.
2002 yılında AKP hükümetinin kurulmasının ardından Türkiye ve Rusya siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gelişmeye başladığı bir gerçektir.
Türkiye ve Rusya arasındaki 2002-2014 yılları arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler, Erdoğan ve Putin ikilisinin de kişisel katkıları sayesinde giderek gelişme göstermiştir.
Muhittin Ziya Gözler - 04-08-2022
Yılda 30-33 milyon ton ham petrol, 10-12 milyon ton petrol ürünleri, ortalama 50 milyar m3 doğalgaz ve 30-35 milyon ton kömür ithal eden ve bu kaynaklar için 50 – 55 milyar dolar döviz ödeyen bir ülke 1990 yılında %52, 2002’de %68, 2017’de %76 ve 2020’de %70 oranında dışa bağımlı hale gelmişse ve de...
Soykan Durdağı - 01 Ağustos 2022
Süveyş Kanalı, zamanında Ümit Burnu’nun hâkimiyetini nasıl kırdıysa şimdilerde yeni bir rota Süveyş Kanalının yerine geçmeyi hedefliyor. Kuzey Kutbundaki eriyen buzullar neticesinde yeni bir rota meydana gelmektedir. Asya ile Avrupa…
Oktay Küçükdeğirmenci - 01 Ağustos 2022
Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo 26 Temmuz’da, sırasıyla dünyanın en büyük ikinci ve üçüncü büyük ekonomisi, Asya-Pasifik bölgesinin en büyük birinci ve ikinci ekonomisi konumunda olan Çin ve Japonya ile…
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 28 Temmuz 2022
Sovyet sonrası Rus dış politikasında Ukrayna'nın asıl önemi Kırım, Sivastopol deniz üssüne dayanmaktadır. Rusya, Kırım'a sahip olarak imparatorluk haline gelmiştir.
Oktay Küçükdeğirmenci - 25 Temmuz 2022
Japonya 22 Temmuz’da yayınladığı yıllık savunma raporunda Rusya’nın Ukrayna ile savaşından, Çin’in Tayvan’a gözdağı vermesine ve teknoloji tedarik zincirlerinde kaynaklanan yansımalar da dahil olmak üzere artan ulusal güvenlik tehditlerini belirledi.