15 Temmuz Sonrasındaki FETÖ-PKK-DAEŞ Terör Eylemlerinin Stratejik Amaçları

Yazan  21 Ağustos 2016

 

15 Temmuz FETÖ saldırısının ardından PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu’daki bazı İllerde bomba yüklü araçlarla sansasyonel terör eylemleri gerçekleştirmesi; iki terör örgütünün birbiri ile dolaylı ve doğrudan yollarla işbirliği içerisinde hareket ettiğini göstermektedir.

Terör Eylemlerinin Değerlendirilmesi

1) FETÖ’nün 15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti Resmi Hükümeti’ni yıkma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

2) FETÖ’nün gelecek dönemlerde ise benzeri bir saldırıya girişecek yeterli operasyonel kapasitesinin olmadığı değerlendirilmekte ancak diğer terör örgütlerindeki eylemsel ve stratejik dönüşüme benzer şekilde bundan sonraki eylemlerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne imkanı ölçüsünde zarar verdirecek, siyasi karar vericilerin FETÖ ile mücadele iradesini ve meşruiyetini zayıflatacak kinetik ve kinetik olmayan her türlü yıkıcı faaliyete dahil olacağı değerlendirilmektedir.

3) Terör örgütü PKK’nın çukur eylemleri süresince şehirlerde ve kırsal alanda almış olduğu darbenin ardından, operatif kapasitesindeki sınırlılık nedeniyle özellikle 15 Temmuz sonrasındaki günlerde yumuşak hedeflere yönelik sansasyonel nitelikte terör eylemleri gerçekleştirmiştir.

4) Gerek FETÖ gerekse de PKK eylemlerine karşı Türkiye genelinde geniş çapta toplumsal birlik ve beraberlik atmosferi oluşmuş, özellikle de Doğu ve Güneydoğu İllerinde PKK’ya karşı yoğun katılımlı gösteriler gerçekleştirilmiş,  kamuoyu nezdinde FETÖ ve PKK özdeş olarak görülmeye başlamıştır.

5) PKK’nın bölgede hızla marjinalleşmesi ile birlikte son günlerde gerçekleşen terör eylemleri nedeniyle bölge halkı tarafından güçlü bir şekilde lanetlenmeye başlaması sonrasında   Gaziantep’te bir düğüne yönelik terör saldırısı gerçekleştirilmiştir.

6) Saldırının DAEŞ terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği öne sürülmekle birlikte; gerçekleştirilen terör saldırısı, PKK’ya müzahir siyasi grup tarafından “kendi parti üyelerine karşı gerçekleştirildiği” şeklinde kamuoyuna sunulmaktadır.  Bu kapsamda söz konusu terör eylemi aracılığı ile;

7) Son günlerde PKK terör örgütüne karşı bölge halkında oluşan tepkinin yayılmasını ve güçlenmesini engellemek, bölgede gerçekleştirilen PKK karşıtı gösterilerin etki gücünü azaltmak, gösterilerin yayılarak artmasının ve diğer şehirlere sıçramasının önüne geçmek için müzahir siyasi grup tarafından yönlendirilen sivil grupların öne sürüleceği ve bu gruplar aracılığı bölge halkı arasında kutuplaştırmayı arttırıcı nitelikte toplumsal olayların ortaya çıkarılmaya çalışılacağı değerlendirilmektedir.

 

Sonuç ve Mütaala

1) DAEŞ ya da DAEŞ görünümlü terör unsurlarının özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin stratejik amacının;

Ø PKK ve örgüte müzahir siyasi kesiminGaziantep’te gerçekleştirilen terör eylemini bahane ederek sivil görünümlü bazı grupları öne süreceği, bu gruplar aracılığı ile PKK karşıtı toplumsal gösterileri sabote etmeye çalışacağı, provakatif nitelikte olaylar ortaya çıkararak özellikle Doğu ve Güneydoğu’da FETÖ ve PKK’ya karşı gelişen ortak tepkiyi ve birlik halini kırmak, PKK’ya müzahir grupları provakatif eylemlere motive etmek,

2) PKK-FETÖ terör eylemlerinin stratejik amacının;

Ø Ülkede iç savaş yaşanıyor algısı yaratmak, özellikle de batı İllerinde gerçekleştirebilecek terör eylemleri ile toplumsal kutuplaşma ve çatışmaları kışkırtmak,

3) Her üç terör örgütünün görev paylaşımı şeklinde benimsemiş oldukları stratejilerinin ana amacının ise; 

Ø Yaratılacak toplumsal kutuplaşma, çatışma ve belirsizlik ortamı aracılığı ile kamuoyu ve siyasi kesimlerin terörizmle mücadeledeki birlik ve kararlılık halini yıpratmak olduğu,  

4) Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan terör saldırılarının ortak stratejik amacının;

Ø Yumuşak hedeflere yönelik gelecekte de artan biçimde beklenmedik saldırılar gerçekleştirerek ülkede şiddet ortamını yaygınlaştırmak,

Ø Kamuoyu, siyasi kesimler ve karar vericileri güçlü bir belirsizlik ve kontrol kaybı ortamına sokarak yılgınlık yaratmak böylelikle önemli resmi yetkililere karşı suikast tarzı terör eylemlerinin gerçekleştirilmesine uygun psikolojik  zemin hazırlamaya çalıştıkları kıymetlendirilmektedir.   

 

Rifat Serav İlhan

Uzmanlık Alanları

Politik Psikoloji, Terör ve Terörizmin Psikolojisi, Cult Örgütleri, Liderlik Psikolojisi, Geniş Grup Dinamikleri,

Biyografi

1982 yılında Ankara’ da doğdu. İlk orta ve lise eğitimini Ankara’ da tamamladı. 2007  yılında Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2008 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında uzmanlık eğitimine başladı. 2014 yılında uzmanlık eğitimini tamamladı. 2011 yılında kurulan Ankara Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yönetim kurulu üyeliği görevini yürüttü. 2014 yılından itibaren aynı merkezde danışma kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladı. Şu an Politik Psikoloji Derneği yönetim kurulu üyeliği görevini yürütmektedir.                            

Yayınlar:

İlhan RS(2011).. Açılım Süreci ve Sivil İtiaatsizlik Eylemleri. Politik Psikoloji Yıllığı Cilt 1 (Edt: Ersaydı –Çevik , B. S.). Barış Kitapevi. (Ankara) s :47-52

 

İlhan RS (2011). Bellek Fonksiyonları ve Nesne İlişkileri Kuramı Temelinde Büyük Grup Davranışlarının Özellikleri: Türkiye’ deki Ötekileşme Süreci. Politik Psikoloji Yıllığı Cilt 1. (Edt: Ersaydı –Çevik B.S.).Barış Kitapevi.(Ankara) s:56-61

 

İlhan RS (2012). Yokediciliğin Psikolojisi: PKK-KCK-BDP-DTK. 21. Yüzyıl Türkiye Dergisi 37:61-67

 

İlhan RS, Cevik-Ersaydı S (2012). Türk Ermeni Yakınlaşmasında Toplumsal Yas Fakötrü: Bir Politik Psikoloji Değerlendirmesi. Ermeni Araştırmaları 43:113-133

 

Senem Çevik-Ersaydı, Rifat Serav İlhan (2012). Stratejik İletişim ve Algı Yönetimi. Ankara Üniversitesi yayınları

 

İlhan RS (2013). Arap Baharı ve Osmanlı’nın Yası Bağlamında Modern Türk Kimliği. Akademik Ortadoğu (8;1) 25-51

 

İlhan RS (2013). Psikopolitik Bir Bakiş Açisindan Yikici Liderler Ve Takipçileri: Yikici Bir Cult Yapilanmasi Olarak PKK. 21 Yüzyılda Sosyal Bilimler Dergisi 2:97-118

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display