Terörizm Karşısındaki Zafiyete Bir Örnek: Şivan Perver ve Arınç Olayı

Yazan  25 Şubat 2011
PKK karşısında aldıkları tavırla siyasal seçkinlerin ve entelektüellerin konumu göz ardı edilebilecek bir konu değildir.

Terör, sadece silahlı mensuplarının varlığı ve kan dökücülüğüyle ortaya çıkan bir eylem biçimi değildir. Silahın yanında entelektüel ve siyasi boyutu ve aynı zamanda "sanatçılarıyla" bir bütündür. Terörün bu girift yapısını göz ardı eden bir yaklaşım biçimi olayları ve olguları çözümlemede eksik kalır. Terörü ahlaki düzlemde herkesin kınaması ve reddetmesi zorunludur. Bununla birlikte bir bölücüye, PKK'ya mesafeli diyerek, kol kanat germek bir başka sorun alanıdır. Terör ile bölücülük arasında ayrıma giderek belirlenecek bir duruş son kertede ikisi arasındaki ilişkiden bihaber olmak demektir. Tersten okursak Türkiye'yi kan dökmeden de bölebilirsiniz, demektir.

Terör Karşısında Aydınlar

1984'den beri başladığı kanlı terör eylemleriyle PKK Türkiye'ye karşı düşük yoğunluklu bir çatışma yürütmektedir. D.Y.Ç'da esas olan siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik alandaki mücadelenin silahlı kuvvetlere olan önceliğidir. Silahlı kuvvetlerin bu süreçteki rolü, siyasal mücadele ve güce bir destek çerçevesindedir. Türkiye'nin PKK terörüyle mücadelede bu konsepte kabulü uzun zaman almıştır. Ve TSK'nin ilk kavrayışıyla kendini göstermiştir. Ağır bir yargı olmasına rağmen vurgulanmalıdır ki Türkiye'de terörün bitirilememesinin temel sebebi, bütün yükün silahlı kuvvetlere bırakılmasının yanında silahlı kuvvetlerin gösterdiği kararlılığa paralel bir siyasi ve entelektüel destek ve kararlılığın söz konusu olmamasıdır. Siyasetçiler, bürokratlar, yazarlar ve özellikle gazetecilerden müteşekkil seçkinlerde ana eğilim her zaman TSK başta olmak üzere güvenlik güçleri karşısındaki ideolojik mahiyette bir muhalif duruştur. Marksist ve Kürtçü ideolojiden beslenen zihniyet dünyası da bu tavrı kolaylaştırmaktadır. Bugün itibariyle Marksist, İslamcı ve liberal aydınların "düşünsel" ve siyasi mücadeledeki ittifakı Kürt Sorunu tanımında bir oydaşmayı da beraberinde getirmiştir. Bu yaklaşıma göre, ezilen, sömürülen, asimile edilen, yok sayılan ve ikinci sınıf vatandaş statüsündeki Kürtlerin haklarını aramak için ortaya çıkmış bir örgüttür PKK. Ve doğal olarak meşru bir amaçtan yola çıkmıştır.

PKK karşısında aldıkları tavırla siyasal seçkinlerin ve entelektüellerin konumu göz ardı edilebilecek bir konu değildir. Konunun Türkiye açısından görünen yüzünde silahlı teröristlerin "kısmen" bir dışlanması söz konusuyken ideolojik-zihniyet boyutu açısından PKK'yı bir terör örgütü olarak tanımama eğilimidir. Bunun tezahürü ise doğrudan terör örgütüyle bağlantı kurmaktan ziyade terör örgütünün silahlı alanı dışındaki kurum ve yapılarına sağlanan destektir. Bu destek illaki maddi boyutta olması gerekmemekte, PKK'nın meşruluğunu sağlayacak politik-sosyal nitelikli ilişkiler ağıyla da tecessüm etmektedir. Farklı amaçlarla da olsa siyasilerin oy kaygısı ile PKK'nın propaganda amaçlı söylemlerinin, mesela 17 bin faili meçhul, toplu katliamlar, Kürtlerin asimile ve katledildiği gibi, dillendirilmesini bu noktada bir destek olarak görebiliriz. PKK'nın nihai hedefi olan önce özerk sonra bağımsız bir Kürdistan için meşrulaştırıcı bir işlev gören ana dilde eğitim, özerklik, anayasal tanınma gibi taleplerini insan hakları gibi nosyonlar üzerinden haklı bir konuma oturtmak terörizmin meşrulaştırıldığı daireye dahil olma anlamı taşır.

Devlet Temsilcisi Bülent Arınç ve Şivan Perver

Bu noktada Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın Almanya ziyaretinde Köln'de Şivan Perver isimli şarkıcıyla görüşmesi terörün ve bölücülüğün bütün boyutlarıyla dışlanması ve reddedilmesi konusunda tekrar üzerinde düşünmemize vesile teşkil etti. Perver'in, açılıma katkı sağlamak için Arınç'a, "TRT Şeş'ten naklen yayınlanmak üzere, bir filarmoni orkestrasıyla konser vermeyi" önerdi. Başbakan Yardımcısının ise önce hak verdiği sanatçıya, ardından sitem ederek: "Hükümeti açılım konusunda herkes yalnız bıraktı. Şivan Perver TRT Şeş'e katkı sağlarsa, herkese mesaj olur," sözüne karşı Şivan Perver, bu temenniye somut bir öneriyle karşılık verdi: "TRT Şeş'te her gün benim bir türküm okunuyor. İzninizle ben daha büyük ve anlamlı projeyle vereyim mesajımı."[1] Burada esas sorun, bizim açımızdan, Şivan Perver gibi bölücü ve zaman zaman bölücü terör örgütünün bir elemanı gibi çalışan birinin devletin yönetici katında gördüğü itibardır. Başlı başına bu görüşme bile terörün meşrulaştırıldığı zeminin güçlenmesi anlamına gelir. Perver'in kim olduğunun bilinmesi bu açıdan gereklidir.

Başbakan'ın da Kürt Açılımı sürecinde "Şivan Perver, 'Halepçe', 'Hazal' dediğinde gönül dünyamızın derinliklerine dalıyoruz" diyerek taltif ettiği Perver'in "Ey Rakip(ey düşman)" "Hernepeş", "Berxwedan Jiyane" ve Peşmerge gibi şarkı ve marşları Perver'in "asıl kimliğini" gösterir. "PKK elebaşısı Öcalan İtalya'da ağırlandığı dönemde İtalya'ya giderek Apo'ya bağlılık ve desteklerini bildirmiş" olan Şivan Perver'i, Türkiye'ye Nevruz kutlamalarına davet eden Kültür Bakanı Ertuğrul Günay onun şu düşüncesi bildiğinden emin değiliz: "Daha düne kadar bizi inkar ettiler, çocuklarımızın kollarını kırdılar. Ve bizi öldürdüler. Kürtlerin önderi Abdullah Öcalan'nı zindana attılar. Bugünde kalkıp Nevroz'u birlikte kutlamaya çalışıyorlar. Bu ikiyüzlülüktür. Bizim barış ve kardeşlik taleplerimizi hiçbir zaman kabul etmediler. Savaşla karşılık verdiler"[2]

Özgür Gündem gazetesine yaptığı bir söyleşi de de, "Ben müziğe başladığımda PKK düşüncesi olabilir ama parti yoktu. Yalnız sayın Abdullah Öcalan'ı duymuştum. Unutmayayım, bir de rahmetli merhum Mazlum Doğan'ı görmüştüm. Okuluma gelmişti, gerilla mücadelesi vereceklerini anlatmıştı. O zaman tanıştık. Bir o iki kişiyi tanımıştım. Sonra ben Mazlum Doğan'a nerden getirdin bu fikirleri diye sorduğumda; bana, 'sen Apo'yu tanıyor musun?' demişti. Ben sadece bunları görmüştüm. Sonra faaliyetleşti, gelişti, ulusallaştı ve ben de en büyük hizmetleri yapanlardan biriyim. Birçok siyasete hizmet ettim ve birçok değişik siyasetimiz de olsun istedim. Biliyorum işler kolay değil. Evet sanat Kürt toplumu gibi bir halk içinde siyaset taşır ve taşımalıdır. Bizde o toplumun bir ferdi olduğumuz için elbette ki her partiye destek ve hizmetimiz olmalıdır…"[3]

Vatan gazetesinin haberine göre(4), "Türkiye'ye davet edilmesiyle gündeme gelen Kürt sanatçı Şivan Perver'in Kürtlerin yoğun kullandığı internet sitelerinde yayınlanan sözleri, olay yaratacak cinsten. Şivan Perver, geçen yıl Komkar grubu tarafından düzenlenen Nevruz konserinde Kürtçe ve Türkçe bir konuşma yapmış. Konuşmasında, Türklerden "Nazi ruhlu ve faşist" diye söz etmiş. Perver, "Allah kahretsin Türk dilini, başımızdan defedelim" diyor. Ak Parti'nin yanı sıra CHP'ye "Faşist ruhlu partiler" diyen Perver, milletvekili olan Kürt ağalarından "Şerefsizler" diye söz ediyor. Perver'in konuşmasındaki satır başları şöyle: "Türkler bizim ruhumuzu alıyor. Türklerin ruhu 1930-1945'lerdeki Almanların ruhu gibi olmuş. Türklerin ruhu da faşistleşmiş. Bunu iyi bilin.
Türk hayranlığı. Türkler onları basıyor basıyor, onlar da hadi bas diyor. Ayıp ya, çok ayıp yeter artık. ... Yeter be, Allah kahretsin bu Türk dilini ya, başımızdan defedelim. ... Allah kahretsin o kardeşliği... Türklerin ne saygısı var bize be" diyen Perver'i Hükümet barış ve kardeşliği pekiştirmesi için Türkiye'ye davet etmişti."

Sonuç Olarak

Terörle mücadele sadece dağda terörist öldürmekle sınırlı değildir. Sorunun merkezinde bu gençlerin dağa çıkmasını teşvik eden, kahramanlaştırarak psikolojik ortamı hazırlayan mekanizma ile mücadele yatar. Silah kadar saz ve sözle mücadele de buna dahildir. Kişinin, PKK'lı çocuğu, akrabası olduğu için itibar görmeye başlayan bir toplumda terörle mücadele insan hakları, demokrasi gibi mecralara kayar ki bu terörle mücadeleyi her alanda kaybetmek anlamına gelir. Ne zaman terör örgütü üyesi olmak o teröristin ailesine, akrabalarına ve çevresine övünülecek değil de utanılacak bir durum olduğunu düşündürürse teröre en büyük darbe o zaman vurulmuş demektir. Bu noktada sorun eli silah tutan gençte değil onu dağa çıkarandır. Hiçbir gerekçede Şivan Perver gibi bölücü ve PKK ile içli dışlı olan kişi veya grupları sanat, bilim, din gibi gerekçelerle meşrulaştırmamalıdır. Bu konuda özellikle devleti yönetmekle yükümlü olanların hassasiyet göstermesi beklenmez bir zorunluluktur.


[1] "Bülent Arınç'a sürpriz ziyaretçi", 07.02.2011, Hürriyet, http://www.dha.com.tr/bulent-arinca-sivan-perver-surprizi-flashaber_140558.html.

[2] Süleyman Aydın, "1 nolu açılım: Açılımın ozanı Şivan Perver", www.haberiniz.com, 12-8-09.

[3] http://www.xerib.com/sanatci-tanitimlari/18365-sivan-perwer-fan-clup.html (21.2.2011)

(4) "Allah Kahretsin Türk Dilini", http://haber.gazetevatan.com/allah-kahretsin-turk-dilini/360665/1/Gundem , 21.02.2011

İkbal Vurucu

Eğitim

2006 -2009 Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Mezunu.

2000-2005 Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, Hukuk-Felsefe Fakültesi, Sosyoloji Bölümü.

 

 İş Deneyimi

- Türk Dünyası Sosyologlar Birliği I. Kurultayı Bildirilerinin Yardımcı Editörü.

- Dünya Gençleri Dostluk ve Dayanışma Derneği (Türk Dünyası Gençlik Topluluğu) Danışmanı.

- 2006-2009 arasında Serhat Kitapevi Yayın Editörü.

-01.09. 2010-15.06.2011 arasında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal ve Politik Araştırmalar Merkezi Koordinatörü

- 01.10.2012- … 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi Yardımcı Editörü

 

Yabancı Dil

İngilizce,

Kazakça, Özbekçe, Kırgızca gibi Türk lehçeleri

 

Aldığı Ödüller

- Hoca Ahmet Yesevi Uluslar Arası Türk-Kazak Üniversitesi Rektörlüğünce Türk Dünyası Öğrencileri ile ilişkilerindeki başarıları ve kütüphane çalışmaları sebebiyle “Teşekkür Belgesi”.

- Türk Ocakları Genel Merkezi’nin düzenlemiş olduğu "Ekonomik, Siyasi ve Kültürel Alanların Türk Dünyasında Yakınlaşmayı Artırma Bakımından Önem ve Öncelik Sıraları" konulu makale yarışmasında “Türk Dünyasında Ortak Tarihin Tasarımında Bazı Zihinsel Perspektifler Üzerine”, isimli çalışma ile üçüncülük. 15.5.2008.

 

YAYINLAR

1. Kitaplar

1. A- Basılanlar

Çokluktan Birliğe: Türk Kimliğinin Yeni Boyutları,  Serhat Kitapevi, Konya, 2010.

Nominalist Aydınların Soykütüğü1: Terörizm Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Nominalist Aydınların Soykütüğü 2: Türk Kimliği Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Kamu Ruhu: Post-modern Kimliksizliğe Karşı Duruş, Ed: İkbal VURUCU-Mustafa YİĞİT, Palet Yayınları, Konya, 2011.

Doğu Raporu: Bölgede Türk Kimliği ve Türklük Algısı, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu/ Ali Aydın Akbaş, Kripto, Ankara, 2011.

Faili Meçhuller Dosyası, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu, Kripto, Ankara, 2011.

Sona Doğru Kürt Açılımı, Sarkaç Yayınları, Ankara, 2012.

Türkiye’de PKK Terörü Neden Bitmez?: Kan ve Kalem İlişkisi Üzerine Araştırmalar, Altınpost Yayınları, Ankara, 2013.

 

1. B- Basım Aşamasında ve Basıma Hazırlananlar

Türk Milliyetçilerinde Turancılık Algısı, (Yayına Hazır).

Arafta Bir Kimlik Türklük: Milli Kimlik ve Çokkültürcülük Üzerine, 2 Cilt, (Yayına Hazır).

Yurttaşlık ve Kimlik: Doğudan Batıya Örneklerle, (Ed. Gürsoy Akça-İkbal Vurucu), (Basım Aşamasında)

Türk Milliyetçiliği’nin 100 Yılı: Tarih, Hal, Gelecek, 2 Cilt, (Basım Aşamasında)

Çeviriler

- Ahmet DOĞAN, Bulgaristan: Soya Dönüş ,(Çev: Akif ŞABAN-İkbal VURUCU), [Yayına Hazır].

- Sabit ŞİLDEBAY, Kazak Bağımsızlık Hareketi, (Kazak Türkçesinden), 210 s. [Yayına Hazır]. 

- Ordalı KONIRATBAYEV, Turar Rıskılov, (Kazak Türkçesinden), 472 s. [Yayına Hazır].

- M. S. AJENOV- D. E. BEYSENBAYEV, Sotsialnaya Stratifikatsiya v Respublike Kazahstan, (Rusçadan) 160 s. [Yayına Hazır].

 Kitap İçinde Makaleler

- “Bir Bilinç Kırılması: Milli Tarih’ten Yerel Tarih’e”, Prof. Dr. Nimetullah HAFIZOĞLU’na Armağan içinde. BAL-TAM, Prizren-KOSOVA, 2012.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE. Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, Ankara, s.717-761.

- Prof. Dr. Dr. Kâzım Yaşar Kopraman Armağanı içinde “Milli-Tarih, Çok-Kültürcülük ve Endoktrinasyon Üzerine”, (Ed. Doç. Dr. Altan Çetin), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2012.

 

Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayımlanan Makaleler

- “Türkoloji Üzerine Düşünceler”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 2, Mart 2005, Prizren-KOSOVA, s. 248-252.

- “Sovyetlerden Kazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 7, Eylül 2007, Prizren-KOSOVA, s. 36-54.

- “Türk Dünyasında Kimlik ve Kavramlaştırma Sorunları”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 9, Eylül 2008, Prizren-KOSOVA, s. 12-22.

-“Türk Dünyasında Demokrasiyi Anlamaya Giriş, Kazakistan Merkezli Bir Çözümleme”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiyat Araştırmaları, Sayı: 8, BAHAR 2008, Prof. Dr. Cihat Özender Özel Armağanı.

- “Kaşgarlı Mahmud ve Türk Birliği”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 4 (21), Bakı 2008, s. 2-10.

“Selahaddin Halilov, Türk Birliği, Felsefe”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 5 (22), Bakı 2009.

- “Prof. Dr. Hüseyin Ayan: Türklük Bilimine Adanmış 60 Yıl”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 10, Mayıs 2009, Prizren-KOSOVA, s. 120-125.

- “Türk Dünyasında Ortak Tarih Tasarımı ve Bazı Zihinsel Perspektifler”, TURAN Dergisi, 2010, Sayı: 9, s. 7-15.

- “Çok Kültürlülük Tartışmaları, Toplumsal Bütünlük Kaygısı ve Yeniden Milletleşme (Kazakistan Halkı Asamblesi Örneği”), Gürsoy Akça-İkbal Vurucu, Manas Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 24 (2012)

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, Sayı: 17, Prizren, Eylül-2012, s. 105-131

- “Kimliklerin Çatıştığı Bir Alan: Ulus-Devlet ve Vatandaşlık”, Yeni Türkiye Dergisi, [Yeni Anayasa Tartışmaları Özel Sayısı], Sayı:50, Ocak-Şubat, 2013, s. 444-478.

- “Başkanlık Sistemi ve Kürt Sorunu Tartışmaları”, Yeni Türkiye Dergisi, [Başkanlık Sistemi Özel Sayısı], Sayı: 51, Mart-Nisan, 2013, s. 886-897.

- “ ‘Ulus-Devlet’ Polemiği: İbretlik Bir Panorama”, 21. Yüzyıl Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2013, Sayı: 3, s. 1-17. 

 

 Ulusal Dergilerde Yayımlanan Makalelerden Seçkiler

- “Sosyolojik Bir Olgu Olarak Çok Kültürlülük”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2007, sayı:79

- “Bir Ortaçağa Dönüş Projesi: Anayasal Vatandaşlık”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2008, Sayı: 91

-“Türk Dünyasında Sivil Toplum Üzerine Düşünmek ve Bir Sosyoloji Kurultayı”, Jeopolitik Dergisi, Temmuz 2008, sayı: 56

-“SovyetlerdenKazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, AsyaAvrupa, AYSAM, Temmuz 2005, sayı: 3

- “Türk Kimliği Karşısında Aydınların Bilişsel ve Sosyolojik Dünyası”, 2023 Dergisi, 15 Ocak 2009, Sayı: 93

- “Turancılık ve Türk Milliyetçiliği Arasındaki Bağ Üzerine Mülahazalar”, 2023 Dergisi, Sayı: 95.

- “Bir Orta Çağa Dönüş Projesi Olarak Anayasal Vatandaşlığı Anlamaya Giriş”, 2023 Dergisi, 15 Temmuz 2009, Sayı: 99

- “Küreselleşen Dünyada Kimliğin Yükselişi”, Konya Ticaret Odası İpek Yolu Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 264.

- “Türkiye’de Etnik Çatışmayı Kitleselleştiren Dinamikler”, 2023 Dergisi, Kasım 2009, Sayı: 103

-  “Türk Aydını ve Kendinin Ötekileştirilmesi”, 2023 Dergisi, Aralık 2009, Sayı: 104, s. 58-69.

-  “Türk Kimliği ve Nominalist Aydınlar”, 2023 Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 106, s. 38-47.

- “Nevruz ve Ergenekon Üzerine Düşünceler”, 2023 Dergisi, Nisan 2010, Sayı: 108, s. 76-79.

-  “Terörün Gözardı Edilen Boyutu: Aydınlar”,  2023 Dergisi 2010, Sayı: 111, s. 32-41.

- “Etnik ve Tek Tipleştirici Suçlamaları Karşısında Türk Milliyetçiliğinin Doğuşunu Yeniden Düşünmek”, 2023 Dergisi, 2011, Sayı: 122

-  “İlk Türk Milliyetçilerinde “Türk” Algısı”, Türk Yurdu, Şubat 2011, Cilt: 31, Sayı: 282

- “Anadolucu Türk Milliyetçilerinde Turancılık”, Türk Yurdu, Eylül 2011 Cilt: 31, Sayı: 289

- “Türk Milliyetçiliğinin Güncel Sorunları Üzerine”,Türk Yurdu, Mart 2012, cilt 32, sayı: 295.

- “Türk Sorununa Giriş: Ayrılmanın Psikolojik Temelleri”, 2023 Dergisi, Kasım 2011, Sayı: 121.

- “Tarihin Kötüye Kullanımına Örnek: ‘Dersim Katliamı’ ”, 2023 Dergisi, Aralık 2011, Sayı: 128.

- “Türklük”ten “Türkiyeli”liğe Bireyin Temsil İmkânı”, 21. Yüzyıl Türkiye Dergisi, 01.07.2011, Sayı: 31

 

Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitabında Basılan Bildiriler

- “Sivil Toplum ve Devletin İdeolojik Bir Aygıtı Olarak Kazakistan Halkları Asamblesi”, Türk Dünyası Sosyologları Birliği’nin düzenlediği II. Türk Dünyası Sosyologları Kurultayı, 23-25 Nisan 2008, Almatı-Kazakistan.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE.

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”,Türk Ocakları Genel Merkezi, "Gençlerin Gözüyle Türkiye"Sempozyumunda, 28 Mart 2009, Ankara- TÜRKİYE.

- “Türkiye’de Anayasal Vatandaşlık Tartışmaları”, Türk Ocakları Konya Şubesi, “Türk Ocakları’nın 100. Yılında Türk Milliyetçiliği ve Çok-kültürcülük” Sempozyumu, 17-20 Kasım 2012, Konya-TÜRKİYE

- “1991-2013 Yılları Arasında Balkanlar ve Ortadoğu Türklüğü Üzerine Türkiye’de Yapılmış Sosyolojik Çalışmalar”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü “1991’den 2013 Türkiye’de Türk Dünyası Araştırmalarının Durumu Sempozyumu”, 24-26 Mayıs 2013, Manisa-TÜRKİYE

 

Kendisiyle Yapılan Söyleşiler

- “Türk Dünyası ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Bekir FUAT, GERÇEK HAYAT Dergisi, 9.3.2008.

- KANAL 24, “Keşke Olmasaydı Belgeseli”, “1944 Turancılık-Irkçılık Davası”, 16. 05.2010.

-KANAL 24, “Unutulan Manşetler” 08.12 2011.

- “Türk Kimliği, Aydınlar ve Milliyetçilik”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Afşin Selim, www.haberiniz.com, 15.12.2010.

- “Kavramlar ve Türk Milliyetçiliği Üzerine”,Nisan-2012 Gencay Dergisi, Sayı: 5

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display