BBC’nin haberine göre ilişkileri normalleştirmek üzere müzakereleri sürdüren İsrail ve Suudi Arabistan arasında yapılacak bir anlaşma, ABD Başkanı Joe Biden için gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde dış politika zaferi anlamına gelecektir. Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas'la Ramallah'da bir araya gelen el-Sudairi’nin Filistinlileri İsrail ile normalleşme süreci hakkında rahatlatmaya çalıştığı ifade edilmektedir. Nitekim Filistin konusu İsrail-Suudi Arabistan müzakerelerinin de bir parçasıdır. https://www.bbc.com/turkce/articles/c3grld9g539o?at_medium=RSS&at_campaign=KARANGA

Suudi Arabistan, İsrail’in bölgede ciddi tehdit algıladığı İran’la da yakınlaşma sağlayıcı müzakereler yürütmektedir. Suudi Arabistan-İran görüşmeleri de büyükelçiliklerin yeniden açılarak diplomatik ilişkilerin kurulması yönünde ilerlemektedir. Suudi Arabistan’ın aynı anda iki sandalyeye de oturmayı başarması bölgede kalıcı bir istikrar anlamına gelebilir. Ne var ki bunun her iki ülke için de hem silahlanma hem dış politika tercihleri hem de kendi halklarını tehdide karşı bir arada tutmada kullandığı en önemli “haklı gerekçeyi” kaybetmesi anlamına geleceği de açıktır. Bu nedenle Suudi Arabistan’la yakınlaşma ve Suudi Arabistan’ı tehdit olmaktan çıkarma konusunda İsrail ve İran’ın rekabet içerisinde olacağı düşünülmelidir.
Bu konuda Suudi Arabistan’ın İsrail’le yakınlaşma karşılığında ABD’den istediği savunma anlaşması, güvenlik sistemi garantisi, Amerikan silahlarına ayrıcalıklı erişim ve sivil nükleer programına destek arayışı belirleyici olacaktır. Zira ABD bir yandan Orta Doğu’daki güvenlik taahhütlerini hafifletmek istemektedir. İsrail’i bölge ülkeleriyle barış antlaşmaları yapmaya yönlendirmesindeki temel gerekçe budur. Ancak aynı zamanda Suudi Arabistan’ın güvenliğini sağlamayı da üstlenmek ve İsrail’in elinde bulunan gelişmiş silahlara erişim güvencesi vermek anlamına gelecek yeni adımlar geliştirmesi çelişkilidir.