×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116



Musa Peygamber mi, Bush mu?

Yazan  15 Kasım 2008
NADİM MACİT - Bir insanı övmek veya yermek, kendi sınırlarını aştığı zaman tersini doğrular. Çünkü sınırlarını aşan övme ve yerme anarşistliğin bir türüdür. ’Obama gibi geldi, Bush oldu’sözünü Başbakan Erdoğan aşağılama olarak algıladı, aşırı tepki g

'Yazıklar olsun'vurgusu iç ilişkilere dair bir gönderme idi. Yani nankörlüğün bu kadarına da pes anlamına gelen sitem ve kırgınlık...

Bu konu basında tartışılırken daha önce gördüğüm ve acı bir tebessümle geçiştirdiğim bir kitap aklıma geldi: Erdoğan'ın Harfleri. Bir gazeteci, daha sonra yıldızı parladı sözcü oldu. M. Akif Beki. O, anılan çalışmasında İbn Arabi'nin batini yorumunu esas alarak Başbakan Erdoğan'ı Hz. Musa ile özdeşleştiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de (o zaman cumhurbaşkanı değildi) Hz. Musa'nın kardeşi ve yardımcısı Hz. Harun'un rolünü yüklüyor. Beki'ye göre Başbakan Erdoğan, hem Musa Peygamber'in karakteristik özelliklerini taşıyor hem de hayatı bu peygamberin yaşayan öyküsüyle paralellik arz ediyor. Gül'ün geçmişi ve konumu da Hz. Harun'a uyuyor. Bir tartışmaya müdahale eden ve birisini öldüren Hz. Musa, memleketini terk ederek Hz. Şuayb'a sığınmış ve onun yanında yetişmişti. Bu tarihi veriden hareket eden Beki, Başbakan Erdoğan'ın, Necmeddin Erbakan'ın yanında yetiştiğini söyleyerek ona da Hz. Şuayb'ın misyonunu yüklüyor ve şu çıkarımı yapıyor: İki üçlü arasında misyon benzerliği var. Hz. Şuayb, Musa ve Harun peygamberliği, üç siyasi lider de iktidarı paylaştı. Vezinsiz ve kıblesiz kurgudan ve çıkarımdan sonra Erdoğan'ın Siirt konuşmasında söylediği 'Her Firavun'un bir Musa'sı vardır'sözünü hatırlatıyor.

Firavun kim? Kimler Firavun'un misyonunu paylaşıyor? Kaldı ki kavmini Hz. Harun'a bırakıp Tur-i Sina'ya çıkıp döndüğünde Samiri bir buzağı yapmış, kavmi bu esrarengiz puta tapmaya başlamış, Hz. Harun da buna engel olamamıştı. Duruma öfkelenen Hz. Musa, Hz. Harun'un yakasına yapışmıştı. Anılan mantığa göre Samiri kim? Hz. Harun'u temsil eden Abdullah Gül neye engel olamadı? Erdoğan'ın bu öfkesinin kaynağı ne? Askıda kalan soruları eğer Beki netleştirirse manzara tamamlanacak!

Yukarıdaki tabloya göre Erdoğan'la Bush arasında bağ ilahi misyon üstlenmede 'ya bizdensin ya değilsin'uygulamasında kurulabilir. Çünkü biri İsa Mesih'i, diğeri Musa Peygamberi temsil ediyor. Zaten Bush 'her ikimiz de Tanrı'ya inanmaktan utanmıyoruz'diyerek bu benzerliği kurmuştu. Tanrı'ya inanmak çok güzel, ancak, esas sorun, kendine Allah tarafından misyon verildiğini düşünmek ve her yaptığını bu misyona bağlayarak kutsallaştırmaktır. Elbette ki 'Obama gibi geldi Bush'laştı'sözünün sahibi yukarıdaki ilginç benzetme ve misyondan haberdardır. Her Firavun'un bir Musa'sı vardır, sözünün de ne anlama geldiğini iyi bilir. Diyelim ki Hz. Musa'yı temsil eden Erdoğan'la, Hz. Harun'u temsil eden Gül arasında 'buzağı'sorunu yoktur. Harun/Gül yönlendirme yapmadı. Dolayısıyla yapılan çıkış demokratik duyarlılığın ürünü. O zaman şu soruyu sormak lazım: 'Ya bizden, yani Hz. Şuayb, Musa ve Harun'dan yanasın ya da bizden değilsin, yani Firavun'dan ve onun askerlerinden yanasın'ayrışması üzerinden her kuruma taşınan ayrımcılık, yandaşlarını koruma ve kollama şekli demokratik duyarlılık kapsamına girmiyor mu?

Demek ki asıl sorun kutsal güç heyulasıdır. Öyleyse Hz. Musa'nın asası, Hz. Harun'un belagatı, Kızıl Deniz'de boğulan Firavun ve askerleri, sürekli peygamberine isyan eden ve her hileye başvuran toplum hakkında bilgi edinmek istiyorsanız süreci izleyin. Çünkü bu benzetmenin ve çıkarımların sonucu bu ülke için felakettir. Bu ülkenin selameti için yapılması gereken şey 'bu ölçüsüz, kıblesiz adamlara'itibar etmemektir. Çünkü bir siyasi lidere 'iktidar olduğu için'sen Hz. Musa'sın diyen, iktidarı kaybettiğinde ne demez ki! Bush'laştı sözünü bir de böyle okuyun!

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display