Nanoteknoloji ve Milli Güvenlik

Büyük şirketler milli güvenlik için ihtiyaç duyulan yatırımları yapmaktan çekinmektedir; devletler yatırımlara ön ayak olarak bu alandaki boşluğu doldurmalıdır.

21.yy'ın sanayi devrimi olan Nanoteknoloji, yeni ve sürekli gelişen, geniş bir kullanım alanı olan özellikle de milli güvenlikte kendine geniş bir yer bulan nanobilimin uygulamasıdır. Nano kelimesi (eski Yunanca "nános") günümüz Türkçesine cüce olarak tercüme edilebilir. Nanoteknoloji, maddeyi atom ve molekül seviyesinde (10-9 nm, metrenin milyarda biri) kontrol etme bilimidir. Nanoteknoloji, pürüzsüz yüzeyler, sürtünmeyi azaltan malzemeler, su tutmayan ve kirlenmeyen kumaşlar, özellikle askeri alanda büyük sorun olan namluların ve topların aşırı ısınmasını engelleyen alaşımlar, düşman askeri çok uzak mesafeden de algılayabilen sensörler gibi günlük ve askeri yaşamı daha da kolaylaştıracak materyalleri ve malzemeleri üretmeyi hedeflemektedir. Nanoteknoloji, kısacası metrenin milyarda birinde yapılan mühendislik çalışmasıdır. Bu mertebe laboratuar şartlarının da yardımıyla her türlü mikroelektronik mekanik sistemler (MEMS), elektriksiz çalışabilen manyetik bilgi depolama hafıza kartları,[1] kanser tedavisinde yan etkiyi sıfıra indirecek nano parçacıklar üretilmesini mümkün kılar.

Nanoteknolojiyi kullanım açısından değerlendirdiğimizde milli güvenlik ve insanlık tarihine büyük katkılar sağlayacağı gibi kötü amaçlar doğrultusunda kullanıldığında da büyük zararlar oluşturabilir. Özel sektörün yapmış olduğu yatırımlar sadece bir kaç şirketle sınırlı kalmaktadır. 2005'in ilk çeyreğinde yatırımlar bu alanda sadece 4 şirket tarafından gerçekleştirilmiştir: NanoTex (33 milyon dolar), Nanomix (17 milyon dolar), Nantero (17 milyon dolar) ve NanoOpto (12 milyon dolar)[2]. Bu açığı doldurmak için Mayıs 2003'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ile ABD askeriyesi arasında cephede askerleri daha iyi korumak ve var olan teknoloji geliştirmek amacıyla askeri nanoteknoloji enstitüsü açılmıştır.[3]

Son yıllarda patent başvuruları göz önüne aldığında ABD başta olmak üzeri, Japonya, Güney Kore ve Almanya nanoteknolojide dominant ülkelerdir. Taiwan ve Çin de son yıllarda yaptığı yatırımlarla gelecek için büyük bir umut sergiliyor.[4]ABD, ulusal ve uluslararası bazda bu teknolojiye yön veren ülkedir. Son yıllarda Nobel ödüllerinin nanoteknoloji alanında gelmesi de bu alana olan ilgiyi gittikçe arttırıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde açılan nanoteknoloji araştırma merkezleri ülkelerin ekonomilerine gelecekte büyük katkılar sağlayacaktır. Büyük şirketler milli güvenlik için ihtiyaç duyulan yatırımları yapmaktan çekinmektedir; devletler yatırımlara ön ayak olarak bu alandaki boşluğu doldurmalıdır.


[1] Nonvolatile Data Storage, MRAM, Cemal Aydogan, Master Thesis, Bielefeld Universität, Germany, 2010

[2] Sean Murdock, prepared statement in hearing,Nanotechnology: Where Does the U.S. Stand? Subcommittee on Research, Committee on Science, U.S. House of Representatives, 109th Cong., 1st Sess., June 29, 2005, p. 41,

[3] http://web.mit.edu/isn/

[4] Japan, S.Korea, and Germany lead in nanotech patenting for non-USA countries, J. Steven Rutt, Foley&Ladner LLP, 4 May 2011

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display