Peşmergenin Kuzey Harekatı: Hedefler, Strateji Ve Olası Sonuçlar

Yazan  27 Ocak 2015

Dün itibarıyla Kobani’nin yeniden YPG’nin eline geçmesi tartışıladursun Kuzey Irak’ta son derece önemli gelişmeler yaşanmaktadır. IŞİD’in Ağustos ayındaki saldırısıyla Irak’ta tartışmalı bölgeler olarak adlandırılan bölgenin batısında uzanan bir hat büyük ölçüde bu örgütün eline geçmiştir. Kamuoyunda genellikle Sincar Olayı ile yankı bulan bu hat, kabaca Irak-Suriye sınırındaki Sincar-Rabia hattından Mahmur’un batısına kadar uzanır. IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinden önce kısmen IKBY’nin kısmen ise Irak merkezi hükümetinin kontrolünde bulunan (hat boyunca bu kontrol bazen kasaba bazen de köy ölçeğinde değişiyordu) bölgelerin önemli bir kısmı Ağustos ayının başında IŞİD’in IKBY’ye saldırısından sonra örgüt tarafından kontrol edilmeye başlanmıştır.

Musul Barajı ve yakınındaki Zummar nahiyesi gibi stratejik noktaları, Rabia gibi önemli bir sınır kapısını, Kesik gibi stratejik bir kavşağı, Başika, Ain Zala, El Kuş ve Cebelkand gibi önemli petrol ve doğalgaz yataklarını içeren bu hat aynı zamanda son derece karmaşık bir demografik yapıya sahipti. Bölgede Sünni Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler, Hıristiyanlar ve Şebekler farklı yerleşimlere dağılmış bir biçimde ve farklı oranlarda yaşamaktaydı. Bölgenin tamamında Sincar’daki olaylara benzer gelişmeler yaşandı. Binlerce insan ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı, evlerinden oldu, yaşamlarını yitirdi ve maddi varlığını kaybetti. Bu hat üzerindeki bazı noktalar peşmerge tarafından göreli olarak kısa bir süre içinde IŞİD’den geri alındı. (Gver ve Mahmur civarı, Musul barajının önemli bir kısmı gibi) Ancak nerdeyse 1 hafta içinde IŞİD’in eline geçen toprakların büyük bir kısmı örgütün kontrolünde kalmaya devam etti. Bu kaybın nedenleri ayrı bir tartışma konusudur. Fakat, özellikle KDP’nin prestiji üzerinde olumsuz bir etki yaratmış ve dahası Iraklı Kürtlerin tartışmalı bölgelerdeki tartışmasız üstünlüğüne bir süre için son vermiştir. Ancak bu tablonun son iki hafta içinde yaşanan gelişmelerle tersine dönmeye başladığı görülmektedir.

Irak’ta IŞİD’in nasıl yenilebileceği üzerine uzun süredir bir dizi tartışma yapılmakta ve çeşitli senaryolar ortaya konulmaktadır. Bu senaryolar arasında en çok tartışılan Musul’un ne zaman ve hangi yöntemle yeniden Irak hükümetinin kontrolü altına alınacağıdır. Hükümete bağlı milis teşkilatları, Irak ordusu ve IŞİD’e karşı savaşan yerel silahlı grupların Diyala ve Selahaddin’de hatrı sayılır kazanımlar elde ettiği görülmektedir. Buna ek olarak Bağdat üzerindeki stratejik baskı kalkmış tehdit terör saldırıları düzeyine indirgenmiştir. Kerkük’te IŞİD uzun süredir savunma pozisyonundadır. Anbar’da ise kritik ilerlemesi büyük ölçüde durdurulmuştur. Oysa IŞİD’in Irak’taki beyni ve kalbi durumunda olan Musul’un nasıl yeniden Irak hükümetinin kontrolüne gireceği muammadır.

Uzun süreli planlar yapıldığı ve Nisan-Mayıs aylarında Irak ordusunun kuzeye yöneleceği senaryosu en güçlü senaryoydu. Fakat peşmergelerin bir anda hızla ilerlemesi ve IŞİD’i Musul’un kuzeyinden çıkarması pek çok dengeyi değiştiren bir nitelik barındırmaktadır. Geçtiğimiz üç ay boyunca IŞİD’e kaybettiği yerleri yavaş yavaş geri alan KDP’ye bağlı peşmergelerin son birkaç gün içinde Musul’un içlerini bombalayabilecek kadar yakınlaşması şehre yakınlaşmasının nedenleri nelerdir?

Peşmergenin Hedefleri

1.    Peşmegenin bu harekatla hedeflediği nihai alan tartışmasız olarak Sincar’dır.

2.    Peşmerge bu harekatla kaybettiği prestijini kurtarmayı amaçlamaktadır.

3.    PKK/YPG’nin Sincar’da yeni bir kanton ilan edeceğini açıklamasından sonra operasyonun hızlanması bu operasyonun en azından önemli bir kısmının PKK/KDP rekabeti çerçevesinde okunmasını gerekli kılmaktadır.

4.    Peşmerge Irak ordusu bölgeye gelmeden önce (geleceği halihazırda mechuldur) bölgede kontrolü tam olarak sağlamak ve istediği hattı çizmek istemektedir

5.    Bu operasyon içinde ele geçirilecek yerler önce IKBY’nin pratik etki alanını genişletecek, muhtemelen bir süre sonra bu etki alanı idari sınırlara dönüşecek ve gelecekte bir Kürt devleti kurulması halinde bu devletin sözkonusu bölgedeki sınırlarını oluşturacaktır.

6.    Bu çerçevede bölgenin demografisinin değiştirilmesi ya da göç eden kişilerin evlerine dönmesi sürecinin IKBY’nin stratejik öncelikleri çerçevesinde olması hedeflenmektedir.

Strateji:

1.    Açık bir biçimde peşmergeler ABD hava kuvvetlerinin kendileri için açmış olduğu yolu izlemektedir. Çatışmaların bu denli hızlı bir değişim geçirmesinin ardında ABD hava kuvvetlerinin son dönemde Irak’taki hava harekatlarını bölgeye yoğunlaştırması en önemli faktördür. (peşmergelere yapılan silah yardımı ya da eğitim gibi faktörler de ileri sürülebilir ama sahada ilerleyen güçlerin büyük çoğunluğu Ağustos ayından itibaren çeşitli devletler tarafından eğitilen ve silahlandırılan kişilerden ibaret değildir.) Son 5 ay içinde Irak ve Suriye’de IŞİD karşıtı güçlerin ilerleme tarihleri ve coğrafyasıyla ABD havakuvvetlerinin bombaladığı yerler yan yana getirildiğinde bu olgu açığa çıkmaktadır. (Dikkatli bir analizci CENTCOM’un resmi web sitesinden bu bilgileri kolayca edinebilir)

2.    Peşmerge nüfusun çoğunluğunu Kürtleri oluşturmadığı bölgelerde ilk başlarda daha temkinli ilerlemekteydi. Fakat son dönemdeki hızlı ilerleme; fethet, temizle, kontrol et ve ilerleden ziyade temizle, çevrele ve ilerle şeklinde gerçekleşmektedir. Nüfusun çoğunluğu Sünni Arap olan bölgedeki ilerleme anılan köylerin çevresindeki IŞİD mevzilerinin temizlenmesi ve sonrasında köylerin dış dünyayla bağının kesilmesi şeklinde olmaktadır. Köylerde yerel halka yeterli olacak su, yiyecek, ilaç gibi malzemeler temin edildikten sonra köylere giriş çıkış yasaklanmakta ve olası IŞİD işbirliği engellenmeye çalışılmaktadır. ( Ocak ayının ikinci haftasındaki Gver saldırısında yerel işbirliğinin oynadığı rol peşmerge için acı bir tecrübe olsa da son derece öğretici olmuştur)

3.    Asıl hedef Sincar olduğundan diğer bölgeler bu çerçevede ele alınmaktadır. Türkiye kamuoyunun henüz dikkatini çekmese de Telafer halihazırda peşmergeler tarafından kuşatılmıştır. Türk basınına (yanlış çevirinin sonucu olarak) Keske olarak yansıyan Kesik Telafer’in ana girişinin yaklaşık 20 km. kuzeyindeki ana kavşaktır. Bu kavşağın kontrolüyle Musul-Telafer arasındaki ana bağlantı kesilmiştir. Ayrıca Sincar civarındaki kontrollerle birlikte Telafer büyük ölçüde çevrelenmiştir. (Hala bazı geçiş noktaları bulunabilir ama bunlar büyük çaplı bir lojistik aktarımdan ziyade daha bireysel geçişler için uygun görünmektedir.)

4.    Şehrin içindeki olası direnişin yaratacağı ağır zayiat, Kürt nüfus barındırmaması ve merkezi hükümet tarafından uzun süredir yapılan hazırlığa sekte vurması nedeniyle peşmergenin en azından şu an için Telafer’e girmeye pek niyeti olmadığı söylenebilir. Telafer’in çevresindeki kuşatma daha çok IKBY’nin Sincar’ı tamamen kontrol etme çabası öncesi bir hazırlık olarak görülmelidir.  

5.    Musul’a çok yakınlaşmış olsa da peşmergenin Musul’a girme niyeti olmadığı ise daha açıktır. Perşmerge henüz bu kadar büyük bir şehri ele geçirecek örgütlenme, silahlanma, savaş kapasitesi, tecrübe ve iç desteğe ulaşmamıştır. Ayrıca siyasi olarak bu şehre girmesinin de hiçbir anlamı yoktur. Beklenti Musul’u Musulluların kurtarmasıdır. Fakat kamuoyuna yansıyanın aksine Musul’u kurtarmak için hazırlanan “ordu”nun sayı, eğitim, silahlanma, örgütlenme, inandırıcılık, operasyon yapma kapasitesi, teknik donanım, inanç, siyasi destek gibi pek çok açıdan gereken noktanın yanından bile geçemediği ortadadır.

6.    Amerikan hava kuvvetlerinin operasyonlarının Musul’da sonuç üreteceği şüphelidir. Kobani’de yaklaşık 4 ayda 450’den fazla saldırıdan sonra ancak çıkarabilen IŞİD’in Musul’da aynı yolla çıkarılmasını beklemek en iyi ihtimalle hayalperestliktir. Musul, Kobani’ye göre yerleşim büyüklüğü, nüfusu, demografik yapısı, savaşanların niteliği vb. pek çok açıdan hava saldırılarının sonuç vermeyeceği bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kuzey ve güneyden ortaklaşa bir operasyon olmadığı ya da içeriden güçlü bir ayaklanma gelmediği sürece Musul’un düşmesi beklenmemelidir. Diğer cephelerdeki gelişmelere bakıldığında bu operasyonun pek de yakın olmadığı öngörülebilir.

Sonuçlar:

1.    Musul’da IKBY’nin yürüttüğü operasyonun bundan sonra Sincar’a odaklanması beklenmelidir. Sincar’ın tamamen IŞİD’den arındırılması

a.      KDP’nin kaybettiği prestiji büyük ölçüde geri getirecektir.

b.      PKK’nın anılan bölgedeki üstünlük iddiasını susturacaktır ( en azından bir süre için)

c.       Özelde KDP’ye genelde IKBY’ye moral üstünlük sağlayacaktır

2.    Bölgede büyük bir demografik değişim yaşanmaktadır. IŞİD tarafından evlerinden edilmiş insanlara şimdi de IŞİDçı oldukları ya da olacakları gerekçesiyle peşmerge tarafından evlerinden edilenler eklenmektedir.

3.    Kürtler için artık bu sınır anayasadaki tartışmalı idari sınırlar olmaktan çok can vererek elde ettiği topraklara dönüşmektedir. Bu nedenle herhangi bir siyasetçinin bu topraklardan vazgeçmesi kolay olmayacaktır.

4.    Bölgenin sınırları yeniden çizilmektedir. Doğal kaynaklar, yeni demografik yapı, çatışma ve dış destekle çizilen bu hattın gelecekte bir Kürt devleti kurulması halinde onun bölgedeki sınırları olacağı söylenebilir.

5.    Bu durum Musul kurtarıldıktan sonra yeni çatışma dinamikleri tetikleyecektir. Kerkük’ün doğusunda peşmergeler ile Iraklı milisler arasındaki olaylar IŞİD’in gönderilmesinden sonra bölgede iki tarafın da birbirinin üstünlüğünü kolayca kabul etmeyeceğini gösterecektir. 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display