< < İran'daki gösteriler neyi gösterir?


İran'daki gösteriler neyi gösterir?

Yazan  23 Haziran 2009
İran, Ahmedinecad’ın seçimleri kazandığının açıklanmasıyla birlikte iyice karıştı. Aradan geçen günler ülkede sükûneti sağlamaya yetmedi.

Ahmedinecad karşıtı muhalefetin itiraz ve gösterileri meydana gelen ölümler pahasına sürüyor. Gösteriler, İran'da 1979 İslâm Devrimi'nden bu yana görülen en büyük kitle gösterileridir. Batı Dünyası bu gösterilere büyük anlamlar yüklüyor ve bundan dolayı da büyük bir heyecan duyuyor.

İran'daki olaylara Batıda ve bu arada Türkiye'de yüklenen anlamlar gerçeği yansıtmıyor. İran'daki mücadele ılımlı muhalefet ile İslâm devrimi yanlısı radikal iktidar arasında bir mücadele değildir. Ahmedinecad ile Musevi arasındaki mücadele rejim ile ilgili değil iktidarla ilgilidir. Her iki lider arasındaki Humeyni rejimi bakımından fark 'Pepsi Cola ile Coca Cola arasındaki fark'kadardır. Dini lider Hamaney, "seçime karşı olanlar, rejime karşıdır" diyerek sorunu rejim sorunu olarak göstermeye çalışıyor. Gerçekte Musevi, rejimin en akılcı taraftarlarından birisidir. O, "Beni yolumdan kimse döndüremez. Gerekirse şehit olurum" derken iktidarı işaret etmektedir. Musevi'nin muhalefeti İran'da Ahmedinecad döneminde dışlanan ve çıkarları zarar gören gurupların muhalefetidir.

Ahmedinecad ve Musevi!

Zira muhalif lider Musevi, Ahmedinecad'ın adının henüz duyulmadığı bir dönemde, Şah'ın devrilmesinde aktif rol almış birisidir. Humeyni'nin sekiz yıl başbakanlığını yapmıştır. 1979'da İranlı militan gurupların ABD Büyükelçiliğini basarak Amerikalı diplomatları rehin almasını desteklemiştir. 1981 yılında Ayetullah Humeyni'nin Başbakanlığını yaptığı sırada muhalefete nefes aldırmamıştır. 1997 yılında reformcu harekete katılmış ve Muhammed Hatemi'yi desteklemiştir. Ahmedinecad'ın yürüttüğü "nükleer teknoloji ile nükleer silah arasındaki farkı gözeten şu anki politikadan memnun olduğunu" açıkça ifade etmiştir. Cumhurbaşkanlığına aday olduktan sonra kendisi daha fazla özgürlük; eşi de kadınlara daha fazla serbesti tanınması çağrısında bulunmuştur. Musevi'nin eşi Rahnavard, başörtüsünün "kadınları özgürleştirdiğini" söylemektedir. Ancak kadınların başlarını örtmeme hakkının da tanınması gerektiğini söylüyor.

Humeyni Humeyni'ye karşı!

Musevi, daha katı bir Humeyni'cidir. İslâm devrimi içinde Ahmedinecad ile arasında bir içtihat farkından söz edilebilir ama bu fark ayrıntı mertebesindedir. Musevi'nin benimsediği eylem biçimi bile Humeyni'nin Şah'a karşı gerçekleştirdiği eylem biçiminin aynısıdır.

Bu yüzden ABD Başkanı Obama bile uzun süre İran'da meydana gelen olayları anlamakta zorlanmıştır. Obama, tereddütünü "Ahmedinecad ile Musevi'nin politikaları arasındaki fark söylendiği kadar olmayabilir" sözleriyle dile getirmiştir. Obama, Musaddık olayını hatırlamış olacak ki "Amerika İran ilişkilerinin geçmişine bakarak, Amerika veya başkanının İran'daki seçimlere karıştığı izlenimi doğmasının yapıcı olmayacağı" biçiminde bir ihtiyatla davranmak gereğini duymuştur.

İran'da gösterilerin baskıya ve tehdide rağmen sürmesi, İran halkının rejimle değil ama yönetimle sorununun derinliğini göstermektedir. İran'daki yönetim bu olaylardan sonra halkı ikna etmekte kullandığı geleneksel yöntemleri değiştirmek zorunda kalacaktır. Ayrıca bu gösteriler, İran'da İslâm Devriminin bir gerçek olduğunu, alternatifinin yine İslâm Devrimi'nin kendisi olduğunu göstermektedir. İran'da Humeyniciliğin bir türevi ile başka bir türevi karşı karşıyadır.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display