Rusya, son on beş yılda Ortadoğu ve Körfez ülkelerine yönelik özellikle ekonomik kazanımlara dayalı ve ideolojik olmayan yeni bir politik yaklaşıma sahip olduğu görülmektedir. Rusya, değişen bölgesel konjonktürde Körfez ülkeleriyle her sene silah satışı ve enerji ticareti üzerinden yeni anlaşmalara imza atmıştır. Bu anlamda Rusya, bölgede nüfuzunu arttırmaya çalışırken bölgedeki rakipler ile de dengeli ilişkiler kurmaya özen göstermektedir.
Rusya, 23 Temmuz 2019’da Basra Körfezi’nde güvenliğin sağlanmasına için kendi güvenlik konseptini açıklamıştı. Rus Dışişleri Bakanlığı, ilan ettiği “Basra Körfezi için Ortak Güvenlik Konsepti” başlıklı metnin temel 90’lı yılların ortalarına dayanır. Daha sonra 2004-2007 yıllar arasında söz konusu konsept geliştirilerek kamuoyuna sunulmuştur. Rusya'nın Basra Körfezi için yayınlamış olduğu kolektif güvenlik konsepti ile ilgili bölgedeki güvenliği tesis etmek için yapıcı diyaloğa hazır olan Rusya'nın sunmuş olduğu bu konseptin ilgili ülkeler tarafından incelendiği belirtilir.
Rusya’ya göre, Körfez’de ortak bir güvenlik sisteminin kurulması bölgede siyasi-diplomatik hareketliliğin güçlenmesinde kilit rol oynayarak bölgenin güvenlik ve istikrara kavuşması ve kriz sonrası kurulacak sistemin parametrelerinin belirlenmesi açısından önemli bir adım olacaktır.
Ayrıca son zamanlarda Rusya’nın Körfez ülkelerindeki diplomatik faaliyetinin, yalnızca Moskova’nın ekonomik çıkarlarına bağlı olmadığını göstermek isteyen Moskova, bölgede ve özellikle Suriye’de Rusya’nın hedefleri doğrultusunda bir politik çözüm arayışı içinde olduklarını göstermek için de Körfez ülkeleri ile aktif olarak etkileşime girildiği görülür.
Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Sözcüsü Mariya Zaharova tarafından yapılan açıklamada, Moskova, Brüksel'in Rusya’ya yönelik yaptırımları hukuki açıdan geçersiz ve hükümsüz olduğunu ifade edildi.
Zaharova, “Avrupa Birliği'nin BM Güvenlik Konseyi'ni atlayarak aldığı bu yaptırımların uluslararası hukuk açısından önemsiz olduğunu belirtti. AB'nin eylemlerini, kesin uyarı ve baskıların çıkmaz politikalarından vazgeçmek ve Rusya ile ilişkilerde eşit ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliğine gitmek için kaçırılan bir başka fırsat olarak görüyoruz. Rus tarafı, bildiğiniz gibi, AB'nin dostane olmayan eylemini orantılı bir cevap vermede bırakmayacaktır.” şeklinde cümleler kurdu.
Mariya Zaharova, kendi içindeki sorunlara gözlerini kapatan Batı’nın, Rusya’daki sistematik olmayan muhalefete yönelik büyük çapta bir destek sunduğunu ifade etmişti. Govorit Moskva radyosuna konuşan Mariya Zaharova, “Maalesef çoğu AB ülkesi birçok meselede prensiplere bağlılık konusunda sahte bir tutum sergiliyor. Rusya ile ilişkiler, ABD’nin baskısı altında kendi prensiplerine bağlı kalmanın imkansızlığı, insan haklarıyla ilgili konularda da bu böyle. Sistematik olmayan muhalefeti hem siyasal hem bilgisel bağlamda desteklemek için ellerindeki tüm argüman ve imkanlarını kullanıyorlar. Görüyorsunuz, bir saldırı gerçekleştiriliyor” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nde Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, Rusya’nın AB ve ABD'nin Rus aktivist Aleksey Navalnıy vakası nedeniyle uygulayacağı yaptırımları karşılıksız bırakmayacağını söylemişti. Kosaçev, “AB ve ABD'nin almış olduğu karar, olanlara ilişkin kendi ‘tek doğru’ versiyonuna dayanak oluşturmak amacıyla araştırılmamış bir duruma ‘kanıt’ üreten klasik bir hiledir. ‘Suçlu’ tanımlanmadan, masumiyet karinesi ilkesi dikkate alınmadan keyfi olarak belirleniyor” demişti.
Kaynak: tass/sputnik
