Araştırma (etüt), iki Cumhurbaşkanının ulaştığı anlaşmanın İdlip'i en kötü insani felaketten kaçındırdığını, şayet Perşembe günkü görüşme başarısız olsaydı bölgede büyük bir gerilime yol açacak, Ruslar ve Türkler arasında çatışmayı ateşleyeceğini açıkladı. Bunun Avrupa istikametinde daha fazla sığınma dalgaları anlamına geldiğine işaret etti. Etüt, maddeleri ateşkesi kapsayan eski anlaşma maddelerine benzer olsada bu anlaşmanın orta vadede sürekli çözüm olduğunu sanmanın büyük bir hata sayıldığını belirtti. Bu olasılığın en göze çarpan nedeninin İdlip'te yaşayan ve Esad rejiminin yönetimine dönmeyi reddeden 3 milyonu aşkın insanın dosyasının ve Suriye topraklarının tümünü yeniden kontrol altına almak isteyen rejimin tartışılmaması olduğunu açıkladı. Araştırma, bu çelişkinin 3 milyonu aşkın kişiyi Türkiye'ye sığınmaya iteceğini, Ankara'nın bunu reddettiğini sözlerine ekledi. Bunun önümüzdeki aylar boyunca İdlip'te askeri operasyonların yeniden başlamasına işaret ettiğini vurguladı. Etüt, eski siyasi operasyonların ve özellikle de anayasa komisyonunun sahada askeri operasyonlar yoluyla belirlenen şeyin estetik operasyonlardan başka bir şey olmadığını vurguladı. Askeri çözümün Suriye muhtelif toplum kesitleri arasında yaşayış için orta çözüm bulunmasını amaçlayan siyasi süreç önünde alan açmasını varsayıldığını ancak bunun olmadığını sözlerine ekledi. Konuya hakim Türk kaynaklar dün (Cumartesi) İdlip hakkında Moskova anlaşmasının şekli olduğunu, dayanamayacağını ve her an yıkılacağını belirttiler. Gözlem noktalarının şu ana kadar değişiklik olmaksızın hali hazırda ki pozisyonunda kaldığına ve Ankara'nın Suriye'nin kuzeyine birliklerine yeni destek ve takviyeler gönderdiğine işaret ettiler.

Çeviri yapılan kaynak: http://nedaa-sy.com/news/19105

Not: Bu Yazıda Yer Alan Görüşler, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsünün Görüşlerini Yansıtmamaktadır