21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Yönetim Kurulu Başkanı
Giriş
Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu 1923 senesinden bu yana yaşadığı en ağır kriz sürecinden geçmektedir. Ağır krizin nedeni; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından “asimetrik psikolojik savaş” diye nitelendirilen, devlet ve toplumu dönüştürücü Türkiye ve TSK’ya karşı sürdürülen bir enformasyon savaşıdır.
Türk Milletinin ezici bir çoğunluğu üzüntü ve kızgınlık içinde İstiklal Harbimizin başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e küçük, milli kimlik özürlü, siyasal ahlaksız bir grup tarafından yapılan gerçek dışı, cahil, edepsiz saldırıları izlemektedir.
Türkiye, Korona salgınına eş zamanlı olarak dört krizi yaşarken yakalanmıştır. Bu krizler popülist uygulamalarla kurumları yıkan ve hukukun üstünlüğü ilkesini yok sayan tek adam rejiminin neden olduğu devlet krizi; iç barışı tehlikeye düşürecek ölçüde Türk Milletini ayrıştıran milli birlik krizi, Türkiye’nin üretimden kopup dış borç bağımlısı bir rant ekonomisi olmasının sonucunda saplandığı ekonomik kriz ve Türkiye’nin demografik yapısını değiştirerek milli kimliğini tahrip ederek, iç savaş sosyolojisi hazırlayan Suriyeli sığınmacılar krizleridir.[1]
Devlet aygıtı, ekonomi, kültür ve eğitimle alakalı para getiren bütün alanlardan mümkün olduğunca çekilmelidir. Çünkü devlet, tabiatı gereği verimsiz ve kötü üretir. Oysa serbest piyasanın “görünemez eli” daha ucuza, verimli ve kaliteli bir biçimde üretir. Devlet, kendi varlığını iç ve dış güvenlik ile adalet alanına sıkıştırmalıdır.
Türk milletinin Anadolu’daki milli kimlik, kültür ve egemenliğine yönelik en büyük dördüncü tehdit, modern bir kavimler göçü şeklinde 2011-2019 arasında ülkemize gelen kayıtlı-kayıtsız 5.3 milyon Suriyeli sığınmacıdan kaynaklanmaktadır.
2011’de Suriye’de başlayan ve AKP Hükümetleri tarafından Beşar Esad rejimini devirerek Müslüman Kardeşleri iktidara getirmek için kışkırtılan Suriye iç savaşından Suriye’den sonra en zararlı çıkan ülke Türkiye olmuştur.
2011 sonrasında ülkemize 6 milyon 200 bin sığınmacı gelmiştir. Bu sayı Türkiye nüfusunun % 8’ine eşittir.
Kayıtlı 3.8 milyon, kayıtsız 1.5 milyon toplam 5.3 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli sorundur. Sayıları hızla artan ve 2040’da 10 milyona çıkacak olan Suriyelilerin Türkiye’de kalması durumunda Türkiye ağır krizler içinde iç savaş ve parçalanma sürecine sürüklenecektir.
Ülkemiz büyük bir milli birlik krizi yaşıyor. Bu kriz Türk milletini ayrıştırmak, düşman kamplara ayırmak için uygulanan iktidar politikaları sonunda bugün gelmiş olduğumuz hassas toplumsal gerilimden kaynaklanmaktadır.
Doğu Türkistan Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Doğu Türkistan, yüzyıllardan buyana Çin emperyalizminin baskısı altındadır. Çin emperyalizmi dünyadan adeta soyutlanmış olan bu Türk ülkesini kültürel ve ideolojik asimilasyon yöntemleri ile denetim altına almak için değişik yolları uzun süre denemiştir.
Oktay Küçükdeğirmenci - 08-08-2022
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesinin ardından Çin’in Japonya’dan 160 kilometreden daha yakın sulara füze fırlatması, muhtemelen Japon halkınının ülkenin savunma amaçlı askeri yığınak yapması için desteğini artıracak. ...
Muhittin Ziya Gözler - 04 Ağustos 2022
Yılda 30-33 milyon ton ham petrol, 10-12 milyon ton petrol ürünleri, ortalama 50 milyar m3 doğalgaz ve 30-35 milyon ton kömür ithal eden ve bu kaynaklar için 50 – 55…
Soykan Durdağı - 01 Ağustos 2022
Süveyş Kanalı, zamanında Ümit Burnu’nun hâkimiyetini nasıl kırdıysa şimdilerde yeni bir rota Süveyş Kanalının yerine geçmeyi hedefliyor. Kuzey Kutbundaki eriyen buzullar neticesinde yeni bir rota meydana gelmektedir. Asya ile Avrupa…
Oktay Küçükdeğirmenci - 01 Ağustos 2022
Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo 26 Temmuz’da, sırasıyla dünyanın en büyük ikinci ve üçüncü büyük ekonomisi, Asya-Pasifik bölgesinin en büyük birinci ve ikinci ekonomisi konumunda olan Çin ve Japonya ile…
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya - 28 Temmuz 2022
Sovyet sonrası Rus dış politikasında Ukrayna'nın asıl önemi Kırım, Sivastopol deniz üssüne dayanmaktadır. Rusya, Kırım'a sahip olarak imparatorluk haline gelmiştir.