< < Kuzey Irak Yönetimi ile Merkezî Irak Hükûmeti Arasında Gerilen İlişkiler


Kuzey Irak Yönetimi ile Merkezî Irak Hükûmeti Arasında Gerilen İlişkiler

Yazan  25 Kasım 2012

ABD'nin Irak'taki askerlerini 2011 yılı sonu itibarıyla çekmesi ve üslerini boşaltması, Irak için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bir taraftan "Arap Baharı"nın etkileri sürerken zaten hassas dengeler üzerinde ayakta kalmaya çalışan Irak'ın yeni dönemde istikrarı sağlaması sorunlu olmaktadır. Gerek bölge dengeleri, gerek Irak'ın toprak bütünlüğü açısından Kuzey Irak'ın statüsü, ABD sonrası dönemde öne çıkan problemler olmuştur. Irak'ta son dönemde artan şiddet olaylarının etkisiyle hükûmetin yetersizliği, Kuzey Irak ve Merkezî Hükûmet arasındaki çekişme, etnik, dini ve mezhebi çatışmalar gibi konuların yeniden Irak'ta gündemin başlıca konusu haline gelmeye başladığı görülmektedir. Aslında Irak'ı boşaltan ABD'nin de korkusu, bölgedeki İran ve Türkiye gibi devletlerin Irak üzerinde çeşitli güç oyunlarına girişmesinin yanında, bir iç savaş riski idi. Çünkü ABD Irak'ta Kürt, Sünni ve Şii bölgeleri oluşturarak, derin etnik gerilimin ve yerel çatışmaların bir iç savaşa dönüşmesine zemin hazırlamıştır.

Arap ve Kürtler arasındaki gerilim, Türkmenlere yapılan baskı ve asimilasyon politikaları bölgenin iyice gerilmesine yol açmıştır. Kuzey Irak'ta Kürt partilerinin kurduğu sistem, demografik güç mücadelesi, bazı şehirlerin ve enerji kaynaklarının paylaşımı Merkezî Irak Hükûmeti ile Kuzey Irak arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olmuştur.

Kuzey Irak, petrol, doğal gaz, uranyum, krom, bakır ve demir kaynakları bakımından zengin bir bölgedir. Bu kaynakların paylaşımı bölgede her zaman bir çatışma riskini göz önünde bulundurulması gerektiğinin işareti olmuştur.

Irak'ın Kuzeyinde Nasıl Bir Yapı Oluştu?

ABD'nin Ortadoğu'yu düzene koyma projesi olan BOP, petrolün denetimi ve İsrail'in güvenliği açısından Irak'ı parçalamanın ilk adımları 1991'de atılmıştır. İlk aşamada, Kuzey Irak'a "politik boşluk" yerleştirilmiştir. 2003'ten sonra gerçekleşen ikinci aşamada, Irak (kon)federal bir devlete, Kuzey Irak'taki Amerikan korumalı "politik boşluk" tek taraflı olarak Federe Kürt devletine dönüştürülmüştür. Böylelikle Irak'ın bölünmesi ve Federe Kürt devletinin bağımsızlığını ilan etmesi süreci başlatılmıştır.[1]

Zaman içerisinde bu yapı bünyesinde bir devletin tüm mekanizmaları kurulmuş ve işler hale gelmiştir. 2003 Amerikan işgali sonrasında onaylanan Irak Anayasası tarafından da kabul edilen ve Kuzey Irak diye isimlendirdiğimiz bölgenin halkoyu ile seçilmiş bir Federal Yönetim Başkanı, 4 yıllığına seçilmiş bir parlamentosu bulunmaktadır. Bu haliyle Kuzey Irak parlamenter sistemli bir federal yapıya sahiptir. Bağımsız devlet olmanın tüm koşullarını yerine getirmiştir. Sadece, bölgedeki dengelerin yerine oturması beklenmektedir ki, Irak Merkezî Yönetimi tırmandırılan olaylarla bu şartların olgunlaşmasını kendi eliyle sağlıyor olabilir. Bu maksatla, Türkiye'nin bölgedeki gelişmeleri çok yakından izlemesi gerekmektedir.

Irak'ta Yükselen Şiddet Dalgası

Irak'ta Merkezî Hükûmet ile Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi arasında bir süredir yaşanan gerginlik kanlı çatışmalara dönüştü. Taraflar arasındaki gerilim, Irak ordusunun, Merkezî Hükûmet ile kuzeydeki yönetim arasında tartışma konusu olan Kerkük, Musul, Selahaddin, Tuz Hurmatu, Diyala ve Vasıt vilayetlerinden Kerkük'te yeni bir komutanlık kurmasının ardından tırmanmıştır.

Irak Merkezî ordusuna bağlı askerlerin Kuzey Irak bölgesinin çevresini (Diyala, Tigrit, Kerkük, Erbil, Tuz Hurmatu gibi genelde Türkmenlerin yaşadığı bölgeler) kuşatması üzerine Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin talimatıyla harekete geçen peşmergeler, bölgeye Irak Ordusunu sokmamak için önlem aldı.

Karşılıklı adımlarla gerginleşen durum neticesinde, Irak Ordusuna bağlı Dicle Operasyon Gücüne mensup askerlerle bölgesel yönetimin silahlı gücü olan Peşmergeler arasında 19 Kasım 2012'de çıkan çatışmada 13 kişi hayatını kaybetti. Çatışmadan sonra Tuz Hurmatu vilayetine bağlı Tikrit ilçesine ve Tuz Hurmatu'nun geneline hem Kuzey Irak Yönetiminin hem de Bağdat idaresinin kuvvet yığdığı Bağdat-Tuz Hurmatu yolu ulaşıma kapatıldı.

Çatışmanın temelinde yatan anayasanın 140. Maddesine göre Kerkük'ün hâkimiyetinin Kuzey Irak Yönetimine ya da Bağdat'a bağlanma tartışmasıdır. Ancak son dönemde Bağdat Hükûmeti'nin bölge hâkimiyetini ele geçirmek için attığı adımların sonuncusu olan Dicle birliklerinin bölgeye gönderilmesi, Peşmerge güçlerini harekete geçirmiş durumdadır. Ayrıca Bağdat Hükûmeti tarafından Kerkük'un yaklaşık 45 kilometre güneyinde yer alan Cebel-i Hemrin civarına tugay büyüklüğünde bir birlik yerleştirildi. Tugay ile birlikte 100 askeri araçtan oluşan ağır, orta ve hafif silahtan oluşan mühimmat taşıyan bir konvoy ve 35 tank da bölgeye gönderildi.

Bu sevkiyata cevap olarak Peşmergeler de Tuz Hurmatu civarına yığınak yapmaya devam etmektedir. Son sevkiyatla Kerkük'e, Peşmerge güçlerine bağlı çevik kuvvet tarafından 125 tank ve zırhlı araç sevkiyatı yapıldı. Hemrin sıradağları olarak anılan Cebel-i Hemrin bölgesi Kerkük ve civarına güneyden hâkim olmak isteyen kuvvetler için oldukça stratejik bir bölgedir. Çünkü Kerkük'ün güney batı bölgesini yaklaşık 60 kilometre boyunca kaplayan bu dağ silsilesinin geçilecek en müsait bölgesi Abdül Hasan yerleşim biriminin kuzeyinde bulunan ve Türk hâkimiyeti döneminde "Demir Kapı Kalesi" olarak bilinen kalenin bulunduğu geçit alanıdır. Dolayısıyla hem Bağdat Hükûmeti hem de Kuzey Irak bu konuma hâkim olmak için büyük çaba sarf etmektedir.

IKBY'nin fiilen kontrol ettiği ancak resmen Kürt yönetimi sınırları içinde kabul edilmeyen, bu nedenle de tartışmalı bölge olarak adlandırılan bölgelerin Irak ordusu tarafından çembere alındığını söyleyen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin lideri olduğu Kürdistan Demokrat Partisi'nin Dış İlişkiler Sorumlusu Hemin Havrami, Maliki'nin talimatıyla göreve başlayan Dicle Operasyonları Komutanlığı'nın işlevine dikkati çekerek şunları söyledi;

"Dicle gücünde Irak ordusunun ağır silahlı tanklı birlikleri toplandı. Bu durum bizleri, söz konusu gücün kullanılacağı düşüncesine sevk ediyor. Diyala, Tikrit, Musul, Kerkük ve Erbil'in etrafını ağır silahlı 100 bin Irak askeri çevirdi. Birliklerin tankları ve topları var. Maliki, 'Ben terörle savaşıyorum; diyor. Acaba teröristi 155 milimetrelik topla mı vuracak. Onun niyetlerini çok iyi biliyoruz. (İhtilaflı bölgelerin statüsüne ilişkin) 140. maddede tespit edilen durumu değiştirmek istiyor ve yeni bir oyunun kurallarını o bölgelerde uygulamak istiyor. Biz Saddam döneminde bunu kabul etmedik, şimdi mi kabul edeceğiz."

Erbil ile Bağdat arasındaki krizin temel sebebinin Bağdat Hükûmeti'nin Irak anayasasındaki 140. maddeyi uygulamaması olduğunu savunan Havrami, sorunu savaşla çözmekten yana olmadıklarını söyledi. Havrami şöyle devam etti:

"Bağdat Hükûmeti'nin anlaşmalara bağlı kalmaması, demokrasinin yok edilmesinin bir kanıtıdır. Kürtler her zaman Irak'ta değişimin olması için çabaladı ve herkesin yaşayabileceği bir Irak oluşturmak istedi ve siyasi kültürel değişiminde büyük rol oynadı. Vatan herkesin vatanıdır anlayışını taşıdı. Anayasa hakem olsun istedi. Anayasaya bağlı kalarak sorunu çözmek mümkündür ve biz tartışmaya hazırız. Ama bu bölgelerde herhangi bir askeri varlığa karşıyız." Irak Başbakanı Nuri El Maliki dün Kuzey Irak yönetimini uyararak, "Peşmergeye ordu birliklerinden uzak durmalarını tavsiye ediyoruz" demişti.

Peşmerge komutanı Mahmud Senkavi ise Bağdat Merkezî güçlerine her an saldırabileceklerini belirtmiş olmasına karşın, ABD'ye verdiği söz karşılığında "ilk ateş bizden olmayacak" demiştir.

İhtilaflı bölgelere girmeyeceğiz, Irak Ordusu'nun da girmesine müsaade etmeyeceğiz diyen Senkavi, zaten bölgeyi fiilen elinde tutan taraf olarak, elbette Irak Ordusu'nun bu bölgeye girmesini istememektedir. Biz de girmeyeceğiz sözü ise yanıltmadır. Bölgede gerginlik devam ederken Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, bölgesel yönetim lideri Mesut Barzani ile görüşmek için Erbil'e gitti. Arkasından Erbil ve Bağdat yönetimleri arasında Bağdat'ta yapılan müzakereler sonunda Peşmerge ile Dicle operasyon güçlerinin eski mevzilerine dönmeleri konusunda prensipte anlaşma sağlandığı bildirildi.

Gelişen Olayların Bölgedeki Türkmenlere Etkisi

Kuzey Irak'ta Kerkük, Erbil, Süleymaniye, Musul, Diyala ve Selahaddin bölgelerinde yoğunluklu olmak üzere Irak nüfusunun % 10'nu teşkil edecek toplam 2 milyonun üzerinde Türkmen nüfusu yaşamaktadır.[2] Gelişen olaylar, Türkmenlerin kendi topraklarında kültürlerini, dinlerini huzur içinde yaşayabilmelerini ve Merkezî Irak Hükûmeti içerisindeki etkinliklerini zayıflatabilir. Ülkenin %10'nu teşkil eden Türkmenler iki ateş arasında kalarak, her iki taraf tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda kullanılmaya çalışılabilir. Kuzeyde bağımsız bir Kürt oluşumu ile Türkmenlerin büyük çoğunluğunun kuzeyde kalması halinde, aynı haklarının kuzeyde garanti altına alınması zaman alacak, bu konuda Türkiye'nin olaya müdahil olması gerekecektir. Bu da Türkiye'nin pozisyonunu zorlaştıracaktır. Türkmenlerle birlikte Tarihi bir Türk şehri olan Kerkük'ün durumu ise daha da karışık hal alacaktır.

Çıkacak bir Çatışmanın Kuzey Irak'taki Türk Birliklerine Etkisi

ABD birliklerinin Irak'ı boşaltma planları yapılırken, görüşmede tartışmalı bölgelerin ABD tarafından korunması teklifi getirdiği halde, bu teklif Bağdat Hükûmeti tarafından otoritesini kaybetme kaygısıyla reddedilmiştir. Amerikan kuvvetlerinin çekilmesinden sonra basında yer alan haberlere göre bölgesel Kürt yönetiminin Irak'ın kuzeyinde bulunan Türk irtibat birliklerinin de çekilmesini istediği ve hâkimiyetin Bağdat yönetimi de dışarıda bırakılarak tamamıyla kendilerinde olmasını istediği üzerinde mutabakata varılmış bir görüş var idi.

Bağdat yönetimi ile Kuzey Irak Yönetimi arasında Peşmergelerin Merkezî Hükûmete bağlanması yönünde tartışma yaşanmıştı. Bu tartışma sırasında Merkezî Hükûmet Türk askeri birliklerinin Kürt bölgesinden çıkarılmasını istemesine, Kürt yönetimi sessiz kalmıştı.

Kuzey Irak'taki Türk birlikleri, bölgede söz sahibi olmak isteyen Türkiye'nin uçak gemisi durumundadır ve hayati önemdedir. TSK'nin bölgede yapacağı harekât için güvenlikli bölgeler oluşturacaktır. Bu durumuyla Kuzey Irak, Türkiye'nin samimiyetine güvenerek, çıkacak bir çatışmada bu birliklerin kendisine destek vermesini isteyebilecektir. İki ateş arasında kalabilecek Türk birliklerinin takviyesi, bölgede kalarak kendini kurabilecek yeteneklere kavuşturulması kararı gündeme gelecektir. Her ihtimal göz önünde bulundurularak, Türk birliklerinin durumu iyi hesaplanmalıdır.

Gelişen Olayların Türkiye'ye Yansıması

Avrupa merkezliKürtçü 'Rudaw' adlı internet sitesinde yer alan habere göre, Ankara-Bağdat arasında yaşanan sorunlar nedeniyle Bağdat Hükûmeti'nin Türkiye ile çatışan PKK ile yakın ilişkiler içerisine girdiği ve bu anlamda bir süre önce PKK yöneticilerinin Bağdat'ta giderek Maliki Hükûmeti'nden bazı yetkililer ve İran'ın Bağdat Büyükelçisi ile görüştükleri ileri sürüldü. Irak Kürdistan Yurtsever Birliği üst düzey yöneticisi Ferit Esesert, Maliki Hükûmeti'nin şu anda PKK ile ilişkilerinin iyi olduğunu ve Ankara'yı bu konuda sıkıştırmaya çalıştığını söyledi.

Bağdat'ta giderek Maliki Hükûmeti'nin bazı yetkilileri ve İran'ın elçisi ile görüşen PKK yöneticisinin ise Cemil Bayık olduğunu öne süren site, adını vermeyen KYB'li üst düzey bir yetkilinin Bağdat Hükûmeti'nin PKK'lı yöneticilere rahat dolaşmaları için Irak pasaportu verdiği ve bazı yaralıların tedavisinin yapılmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Bağdat Yönetimi tarafından geri planda Türkiye aleyhine bu oyunlar oynanırken, Kuzey Irak Yönetimi ile çatışması, Merkezî Irak Yönetiminin PKK'yı daha etkin kullanmasını gündeme getirecektir. PKK'yı sadece Türkiye'ye karşı değil aynı zamanda Peşmergelere karşı da kullanacaktır.

Olayların kontrol edilemez duruma gelmesi, Kuzey'deki Kürt Yönetimi'nin bağımsızlığını ilan etmesi ile Bağdat Yönetimi hem çevresindeki petrol gelirlerinden mahrum kalacak, hem de güneydeki Şii bölgesinin eline bir emsal vermiş olacaktır. Türkiye açısından bakıldığında ise, Kuzey Irak'ta yaşanacaklar çok önemlidir. İkinci Körfez Krizinde ABD'nin müttefiki durumundaki Kürtler, Irak'ta önemli bir güç haline gelmişlerdir. Türkiye, Irak, İran ve Suriye'ye yayılmış olan Kürtlerin birleşik Büyük Kürdistan hayalleri bilinmektedir. Irak'ın işgaliyle Otonom yapıya kavuşan Kuzey Irak Kürtleri, ABD vasıtasıyla bölgedeki petrol gelirlerinden pay almak suretiyle de yeni bir mevzi elde etmişlerdir. Bölgedeki istikrar ve güç boşluğundan istifade ile güneyimizde oluşacak bağımsız bir Kürt Devleti'nin Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokacağı aşikârdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesini de bağımsız Kürt devleti topraklarına katmak isteyecek olan PKK, bölgede terörü tırmandıracak, olayları isyan havasına sokacaktır.

Kerkük bu olayların neresinde olacak, bunu kimse kestiremez. Ancak görünen odur ki, Kerkük birilerinin olacaksa, o da ancak savaşla elde edebilecektir. Türkiye'nin bu konuda neyi göze alabileceği önemlidir. Çünkü gerek Merkezî Hükûmet, gerekse Kuzey Irak savaşla alacağı Kerkük'ü kimseye ikram etmeyecektir. Kaldı ki, Kuzey Irak'ın bu konuda ABD'den bazı garantiler almış olabilir. Irak Merkezî Hükûmeti'nin durumunu belki de Şiilerin hareket tarzı belirleyecektir. Şii bölgesinin de kendi yolunu belirleme kararını olgunlaştırdığı takdirde Irak'ın bölünmesi bile çok uzak bir ihtimal değildir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Irak Merkezî Hükûmeti ile Kuzey Irak Yönetimi arasında gerilen siyasi durum ve kısa çatışma ortamı bugün için daha da tırmanmadan sakinleşti. Ancak bölgenin demografik yapısı, mezhepsel ve etnik çatışmalar, mevcut yeraltı kaynakları, Kuzey Irak'ın şimdiye kadar elde ettiği mevziler bu olayın burada bitmediğinin göstergesidir. ABD'nin duruma müdahil olarak, iki tarafa sakin olmalarını telkin ederken özellikle, Kuzey Irak Yönetimine elde ettiği hakların korunması açısından destek verdiği anlaşılmaktadır.

Bölgede suların ısınması, Türkiye açısından büyük önem arz etmektedir. Kuzey Irak'taki Türk askeri birliklerinin durumu, Kerkük'ün geleceği, Türkmenlerin durumu, terörizm, petrol boru hatları gibi Türkiye'yi direkt ilgilendirecek pek çok konu vardır. Irak'taki iki güç arasında ortaya çıkan bir çatışma, Kuzey Irak'ın bağımsızlığını ilan etmesine sebep olabilir. Bunun da Türkiye'ye olumsuz yansımaları olacaktır. Her şeyden evvel, Türkiye'ye yönelik terör şiddetlenecek ve PKK Güneydoğu Anadolu Bölgesini Kuzey Irak Kürt bölgesine katmak hevesine kapılarak daha da hırçınlaşacaktır. Bu ise, devlet güçlerinin de sertleşmesine sebep olacaktır ki, işte PKK/KCK'nın beklediği ve "Kürt Baharı"nı çağrıştıran isyanların tetiklenmesi hiç de küçümsenecek ve ciddiye alınmayacak bir komplo teorisi değildir.

Ayrıca, Irak'ın iki gücü arasında sahiplenme aşamasına gelen Kerkük Türkmenlerin en yoğun yaşadığı bölgedir. Dolayısıyla, bölgede ortaya çıkan bir çatışma Türkiye'yi doğrudan ve çok boyutlu olarak ilgilendirecektir.

Bu nedenle Türkiye'nin olayları çok iyi takip ederek önünü görebilecek, doğru karar verebilecek donelere erkenden ulaşması gerekmektedir. Doğru kararı verdiği takdirde, hiç tereddüt göstermeden gereği yapılmalıdır. Aksi takdirde harekete geçmek için geç olabilir.

 

 


 

[1] Ümit Özdağ, Türk Ordusu'nun Kuzey Irak Operasyonları, Pegasus Yayınları, İstanbul, 2008, s.344.

 

 

[2] Haktan Birsel, "Bir Demografik Güç Mücadelesi: Kuzey Irak Kördüğümü", 21. Yüzyıl Dergisi, Sayı: 37, Ocak 2012, s. 23.

 

 

 

Emruhan Yalçın

A-Özgeçmişi

(Güncelleme: 04.02. 2013)

 

1. Adı Soyadı: Emruhan Yalçın

2. Doğum Tarihi: 10.06.1954

3. Unvanı: Doç. Dr.

4. Öğrenim Durumu

  •   Lise          : Kuleli Askerî Lisesi - İSTANBUL (1972)
  •   Üniversite  : Kara Harp Okulu - ANKARA (1975)
  •   Akademi   : Kara Harp Akademisi - İSTANBUL (1987)

               Silahlı Kuvvetler Akademisi - İSTANBUL (1989) 

  •   Doktora      : Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü (1996)
  • Doçent       : Bilkent Üniversitesi - ANKARA (2011)

5. Yabancı Dil Bilgisi

  • İngilizce       : İyi
  • Almanca      : İyi

6. Doktora Tezi

  • Birinci Dönem Erzurum Mebusu Mustafa Durak (Sakarya)’nın Hayatı ve TBMM’deki faaliyetleri.

B-Yayınları

7. Yayımlanmış Kitapları

  1.  Millî Mücadele’ye Sadakat ve Mustafa Durak Sakarya, Biz Bize Yayınları, Ankara, 2008. 
  2.  Atatürk Türkiye’sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bizans Projesi, Siyasal Yayınları,  Ankara, 2008.  
  3.  Son Haçlı Kalesi: Heybeliada, Elips Kitap, Ankara, 2009.
  4.  Millî Mücadele’de Çerkeş, Ames Matbaa ve Ajans Ltd. Şti., Ankara, 2012

8. Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1. “Military Service and Recruitting in the 19th and 20th Centuries”İnternational Review of Military    History, nr 86, 248-262, Broussels, 2006.
  2. “Historical Development of Cyprus and the Turkish Republic of Northern Cyprus”, İnternational Review of Military History, N087, 251-273, The Turkish General Staff Military History and Strategic Studies Directorate Publications, Ankara, 2007.   

9. Uluslararası Bilimsel Toplantılarda sunulan ve Bildiri Kitabında Yayımlanmış Bildirileri

  1. 08 Ağustos 2004 tarihlerinde, Rabat/FAS’ta düzenlenen 30‘ncu Uluslararası Askerî Tarih Kongresinde “The Effects of the Gulf Crisis and the Gulf War on Turkish Economy” konulu bir bildiri sunumu, The Economic Aspects of Defence Through Major World Conflicts, Acta, FAS Askerî Tarih Komisyonu, Rabat, 2004.
  1. 26–28 Ekim 2004 tarihlerinde, Sofya/BULGARİSTAN’da yapılan Askerî Tarih Araştırmalarının 90 Yılı Uluslararası Konferansında “The Development of Turkish Archives Management and Musology” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2004.        
  1. 06–11 Ekim 2005 tarihlerinde, BULGARİSTAN’ın I’nci Dünya Savaşına katılışının 90’ncı yıldönümü münasebetiyle, Sofya’da düzenlenen Uluslararası Askerî Tarih Konferansında “Turkish-Bulgarian Relations During the first World War” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2005.
  1. 9-11 Kasım 2005 tarihlerinde, Belgrad/SIRBİSTAN-KARADAĞ’da düzenlenen Uluslar arası Balkan Paktı Konferansında, “The Developments after the Second World War and Their Effects on the Turkish Foreign Policy and on the Balkans” konusunda bir bildiri sunumu, SIRBİSTAN-KARADAĞ Askerî Tarih Enstitüsü, Belgrad, 2006.
  1. 02–06 Mayıs 2006 tarihlerinde, Sofya/BULGARİSTAN’da düzenlenen Politika ve Askerî Strateji Arasındaki Etkileşim temalı Uluslararası Askerî Tarih Konferansında “Türkiye Cumhuriyetinde Atatürk Döneminde Ordu-Siyaset İlişkisi” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2006.
  1. 19–25 Haziran 2006 tarihlerinde TUNUS’ta yapılan Uluslararası Akdeniz Askerî Ortamındaki Sosyallik ve Dayanışma Kollekyumunda, “The Relation between Army Strategy and Politics in the Republic of Turkey in the Period of Atatürk” konusunda bir bildiri sunumu, TUNUS Askerî Tarih Enstitüsü, Tunus, 2006.

10. Ulusal Hakemli Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1.  “Ermenilerin Avrupa’ya Açıldıkları Nokta: Musa Dağı”Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Sayı:3, Yıl:2, s.101–108, Şubat 2004.  
  2. “Kerkük’ün Nüfus Yapısı”, Uluslararası Atatürk Dergisi, Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü, Erzurum, Cilt: IV, Sayı:3, s.77–102,  Ocak / Şubat 2005.   
  3. “Rauf Denktaş’ın Kıbrıs’ta Bitmeyen Mücadelesi”, Uluslararası Atatürk Dergisi, Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü, Erzurum, Cilt: IV, Sayı: 3, s.111–148,  Temmuz / Ağustos 2005.
  4. “Heybeliada Ruhban Okulu’nun Yeniden Açılması”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 41, 125–158, Mayıs 2008.   
  5. “Türk-Bulgar Ortak Kültürü”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 43, 555–576, Bahar 2009.   
  6. “II. Meşrutiyet Döneminde Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Siyasi Faaliyetleri”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 45, 157–176, Bahar 2010.
  7.  “Meclis’in Kayseri’ye Nakli Tartışmaları ve Mustafa Durak (Sakarya) Bey”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 48, 893–909, Güz 2011.

11. Ulusal Bilimsel Toplantılarda sunulan ve Bildiri Kitabında Yayımlanmış Bildirileri

  1.   20–22 Nisan 2005 tarihlerinde, İstanbul’da 10’uncu Askerî Tarih Sempozyumunda “Kıbrıs Barış Harekâtı” konulu bildiri sunumu, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayınları, 119, 117-144, Genelkurmay Basım evi, Ankara, 2006.
  2.   15 Aralık 20212 tarihinde, ODTÜ ve Gazi Üniversiteleri Balkan Ülkeleri Topluluklarının ortaklaşa Ankara Gazi Üniversitesi’nde düzenledikleri “100’ncü Yılında Balkan Savaşları” konulu Panelde, “100. Yılında Balkan Savaşları’nın Askerî Açıdan İncelenmesi” konulu bildiri sunumu.

12. Diğer Bilimsel Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1. “Suriye İzlenimleri”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Yıl:123, Sayı:381, s.96–105, Temmuz 2004.
  2.  “Fas’ta icra edilen Uluslararası Askerî Tarih Kongresi”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Yıl: 124, Sayı: 383, s.110–121, Ocak 2005. 
  3. “Bulgaristan’da icra edilen Uluslararası Askerî Tarih Konferansı”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, 387, 110–121, Ocak 2006.
  4.  “Terörün Kaynağı PKK Kampları”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 47, 57-62, Kasım 2012.
  5. “100. Yılında Askerî Açıdan Balkan Savaşları”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 48, 05-11, Aralık 2012.
  6. “Hangi Türkiye, Hangi Türkler?”, 2023 Dergisi, Sayı: 140, 24.12.2012.
  7. Merkezi Irak Hükümeti İle Kuzey Irak Yönetimi Arasında Gerilen İlişkiler”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 49, 64-69, Ocak 2013.
  8. Talabani Sonrası Irak Nasıl Şekillenir?”, 2023 Dergisi, Sayı: 141, 24-34, 15.01.2013.
  9. Irak'ta Gerilimi Artıran Süreç”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 50, 40-46, Şubat 2013.

13. Diğer Makaleleri

  1. Haftalık Terör Gündemi (23 Tem.-23 Eyl. 2012)”, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.09.2012.
  2. PKK Şemdinli'de Kurtarılmış Bölge mi oluşturuyor?”, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 28.09.2012.
  3. Haftalık Terör Gündemi (24-29 Eylül 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 30.09.2012.
  4. Haftalık Terör Gündemi (29 Eylül-05 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 05.10.2012.
  5. Kuzey Irak'taki Türk Askeri Varlığının Sonlandırılması”,  21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 07.10.2012.
  6. Haftalık Terör Gündemi (05-12 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 12.10.2012.
  7. PKK'nın Okullara Saldırıları”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 22.10.2012.
  8. Haftalık Terör Gündemi (12-19 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 22.10.2012.
  9. Haftalık Terör Gündemi (19-30 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 30.10.2012.
  10. Haftalık Terör Gündemi (30 Ekim-06 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 06.11.2012.
  11. PKK'nın Gelir Kaynağı: Kenevir Tarlaları”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 02.11.2012.
  12. Haftalık Terör Gündemi (06-13 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 13.11.2012.
  13. Türk Yargısının Geldiği Nokta”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 14.11.2012.
  14. Türk Yargısının Geldiği Nokta”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 18.11.2012.             
  15. Haftalık Terör Gündemi (13-20 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 20.11.2012.
  16. Açlık Grevlerinin Etkisi, PKK'nın Silahından Daha Kuvvetli Oldu               “, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 20.11.2012.
  17. Patriot Füze Sistemi Niçin Geliyor?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.11.2012.
  18. Kuzey Irak Yönetimi İle Merkezi Irak Hükümeti Arasında Gerilen İlişkiler”,  21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 25.11.2012.
  19. Haftalık Terör Gündemi (20-27 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 27.11.2012.
  20. Patriot Füze Sistemleri Niçin Geliyor?”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 01.12.2012.              
  21. Haftalık Terör Gündemi (27 Kasım-04 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 05.12.2012.
  22. "Haftalık Terör Gündemi (04-11 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 11.12.2012.
  23. PKK'nın Bundan Sonraki Adımı Ne Olabilir?”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 14.12.2012.  
  24. PKK'nın Bundan Sonraki Adımı Ne Olabilir?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  25. PKK Bu Çocukları Nasıl Kandırıyor?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  26. Haftalık Terör Gündemi (11-18 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  27. Öcalan Serbest Kalırsa, Terör Biter mi?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 19.12.2012.
  28. Patriotların Konuşlandırıldığı yerler belli oldu!”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.12.2012.
  29. Talabani sonrası Irak’ta dengeler nasıl değişir?”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 24.12.2012.
  30. Haftalık Terör Gündemi (18 Aralık 2012-02 Ocak 2013), 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 02.01.2013.
  31. BDP'li Milletvekillerinin Dokunulmazlıkları Kaldırılmalı Mı?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi,  02.01.2013.
  32. Talabani sonrası Irak’ta dengeler nasıl değişir?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 11.01.2013             
  33. Oslo’dan İmralı’ya”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 11.01.2013.
  34. "Oslo’dan İmralı’ya", 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 08.01.2013. 
  35. Paris’te üç PKK’lı Kadın Teröristi Kim/kimler ne maksatla öldürdü?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 23.01.2013.

 14. Radyo Programlarındaki Açık Oturum ve Söyleşileri

  1. TRT-1 Ankara Radyosu, “Atatürk Türkiye’sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bizans Projesi” kitabının tanıtımı, 14.03.2008.
  2. Rusya’nın Sesi Radyosu, Dünyadan Haberler, Canlı Yayında Söyleşi,  Sunucu: Amur Gadjiev, “Türkiye’ye Patriotlar niçin geliyor?”, 29.11.2012.
  3. TRT Radyo-1, Gün Ötesi Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Sunucu: Mehmet Şahin, “Patriotların Gelişi”, 13.12.2012.
  4. Radyo Karadeniz, Haftaya Bakış Programı, Gazeteci Bedrettin Habiboğlu ile birlikte Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Nuriye Atabey, “İmralı Süreci, Paris’te üç PKK’lı kadın teröristin öldürülmesi olayı, Fransa’nın Mali’ye müdahalesi”, 14.01.2013.
  5. Radyo Karadeniz, Haftaya Bakış Programı, Gazeteci Bedrettin Habiboğlu ile birlikte Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Nuriye Atabey, “ABD Büyükelçiliğine yapılan canlı bombalı saldırı”, 04.02.2013.

15. Televizyon Programlarındaki Açık Oturum ve Söyleşileri

  1. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “Patriotlar kimin için geliyor?”, 10.12.2012.
  2. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’den sonra Irak’taki dengeler nasıl değişir?”, 18.12.2012.
  3. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “10 Ocak 2013 tarihinde Paris’te öldürülen üç PKK’lı kadının faili kim/kimler olabilir?”, 11.01.2013.
  4. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “İmralı Süreci”, 25.01.2013.
  5. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “ABD Büyükelçiliğine yapılan canlı bombalı saldırı”, 01.02.2013.

C-Faaliyetleri

16. Düzenlediği Beyin Fırtınası, Panel ve Toplantılar

  1. Beyin Fırtınası; “Terörizmle Mücadele ve Müzakerede Gelinen Aşama”, 21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacılar: Dr. Mustafa Ziya (Türkmeneli Kültür Merkezi Başkanı), E.P.Alb. Mithat Işık (Araştırmacı Yazar), E. J. Alb. Erdal Sarızeybek (Araştırmacı Yazar), Yrd. Doç. Dr. Kürşad Şehmuz Turan (Gazi Üni. UAİ), 17.11.2012.
  2. Seminer; “Suriye’deki Son Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansıması, Suriye Lideri Esad ile Görüşme”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu, 01.12.2012.
  3. Seminer; “Strateji, Güvenlik ve Türkiye”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: E. Tümg. Armağan Kuloğlu, 14.12.2012.
  4. Seminer; “100. Yılında Balkan Savaşlarınınincelenmesi”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Osman Kılıç ve Doç. Dr. Emruhan Yalçın, 28.12.2012.
  5. Seminer; “Ekonomi Politiği”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Prof. Dr. Ali Murat Özdemir, 11.01.2013.
  6. Seminer, "Ulusal Güvenlik", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Dr. Ali Bilgin Varlık, 18.01.2013.
  7. Seminer, "Afganistan'da Siyasal Sistemi Etkileyen Üç Temel Faktör: Mikro-milliyetçilik, Radikal İslam ve Bölgesel Liderler", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Dr. Fazıl Ahmet Burget, 25.01.2013.
  8. Seminer, "PKK Terör Örgütü ile Mücadelede başarılı mıyız?", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: E. J. Tuğg. Erhan Patır, 26.01.2013.                                

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Sabahattin İsmail   - 14-05-2024

Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor

Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz: