Açlık Grevlerinin etkisi, PKK'nın silahından daha kuvvetli oldu

Yazan  20 Kasım 2012

Açlık Grevlerinin etkisi, PKK'nın silahından daha kuvvetli oldu

Bazı isteklerinin yerine getirilmesi maksadıyla, 12 Eylülde "açlık grevi"ne başlayan çeşitli cezaevlerinde yatan mahkûm ve tutuklular 18 Kasım günü itibarıyla eylemlerini bitirdiklerini açıkladılar. Kardeşi Mehmet Öcalan İmralı'ya ağabeyiyle yüz yüze görüşmek üzere gönderildi ve terörist başının talimatını getirdi. Bu talimatta Abdullah Öcalan "açlık grevini eylem tarzı olarak doğru bulmadığını ve bir an önce bitirilmesini, açlık grevleri yapılacaksa bile içeridekilerin değil, dışarısının yapması gerektiğini" söyledi.

Ben bu olayı, "devlet eliyle Öcalan'a güç kazandırılma" şeklinde okuyorum. Yani, Öcalan'a PKK sorununu bitirecek tek kişi olduğu imajını yükleyerek, Kürt açılımı adı altında onu cezaevinden çıkarmanın yolunu aralama olarak görüyorum. Problemi eğer çözüyorsa ben de giderim ama burada sorulması gereken soru, zaten kabul edilerek yasalaşma seviyesine gelen ana dilde savunma hakkının arkasından hangi tavizin verildiğidir.

İçlerinde eski Genelkurmay Başkanı'nın da bulunduğu bunca generali, milletvekilini, yazarı, gazetecisi ve akademisyenini cezaevinde niçin tuttuklarını sanıyorsunuz? Öcalan'a af çıkarabilmenin bir vesilesi yaratılmaktadır. Neticede herkes mutlu olacaktır, halk ve askerler sevinecek ve ses çıkarmayacak, çünkü tutuklu generaller, milletvekilleri kurtulacak; Kürtler sevinecek, çünkü Öcalan yeni bir hareketin lideri olacaktır. Ondan sonrası da Öcalan'nın parti başkanlığına getirilmesi ki onu da biz söyleyecek değiliz ya! Kalkıp da bir şehit anası veya babasının öldürmemesi için de devlet gerekli koruma ve kollama görevini yerine getirir elbet! Bütün bunlar dağdaki PKK'nın ne derece hoşuna gidecektir. Kendilerinin saf dışı edilişlerine göz yumacaklar mıdır, bunu göreceğiz.

Olayları daha net anlayabilmek için, PKK/KCK ve BDP'lilerin isteklerinin neler olduğuna bakalım.

1. Mahkemelerde ana dilde savunma yapabilme hakkı,

2. Anadilde eğitim hakkı,

3. Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması.

Açlık grevinin dinen doğru bir davranış olmadığını biliyoruz. Çünkü Allah'ın bize emaneten verdiği bu bedene zarar vermiş oluyoruz. Açlık grevlerinin modern demokrasilerde de yeri yoktur. Bakınız, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, "Demokrasilerde açlık grevlerine yer yok. Eğer bir amacınız varsa, girersiniz politikaya, insanları ikna etmeye çalışırsınız" dedi. Oomen-Ruijten, açlık grevine başlayan ve aralarında Leyla Zana'nın da bulunduğu milletvekilleri için ise "Açlık grevine girerek dikkat çekmeye çalışıyorlar" diyerek, BDP'lilerin açlık grevini bir baskı aracı olarak kullandıklarına değindi.

Bu arada başka bir gelişme yaşandı. Açlık grevine devam edenlerin sağlık durumlarını çok merak eden Almanya'nın Avrupa Parlamentosu'ndaki eski milletvekili Feleknas Uca, Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye girerken, polis tarafından valizinde yapılan aramada, 248 kutu B1 vitamini bulundu. Vitaminlere kaydı olmaması nedeniyle el konulurken, Feleknas Uca'nın vitaminleri cezaevinde açlık grevindeki KCK'lılar için getirdiğini söyledi. Biz açlık grevleri talimatının Kandil veya İmralı'dan geldiğini sanıyorduk, meğerse açlık grevlerinin Avrupa bağlantısı da varmış.

Aynı talimatla açlık grevine başlayan BDP'li milletvekilleri de eylemlerini bitirdiler. Sanki bir yerden mesaj gelse de bitirsek havasındaydılar. Açlık grevine giden cezaevlerindeki mahkûm ve tutuklular ile BDP'liler acaba gerçekten açlık grevi yaptılar mı? Cezaevlerindeki açlık grevinin 67. Gününde bitirildiğini ve şimdiye kadar yaşayabildiklerini, doktorların ifadesine göre hayati tehlike durumunun olmadığını biliyoruz. Bir insanın hiçbir şey yemeden iki hafta dayanabileceğini, su, çay, şeker ve tuz gibi temel gıdaları alarak da 25-30 gün dayanabileceğini göz önünde bulundurursak, cezaevlerinde gerçek bir açlık grevi yapılmadığını, 75 milyon insanın gözlerinin içine baka baka şov yapıldığını anlıyoruz.

Adalet Bakanlığı tarafından, talepler konusunda bir çalışma başlatılarak, mahkemelerde ana dilde savunma yapabilme hakkının yerine getirilmesi yönünde bir adım atıldı. Böylelikle PKK, Türkiye'nin bölünmesi yolunda çok önemli bir mevzi daha kazanmış oldu. Çünkü bir millet ve bir dile göre inşa edilen bu devlet çok ortaklı, çok dilli hale dönüştürülmeye kalkışılırsa, bu bir başka devlet kurmak için kapının aralanması demektir. İsviçre'de 3-4 ayrı dil konuşuluyor olabilir, orada devleti bölmek için dağa çıkmış silahlı bir örgüt yok, ama Türkiye'de müsaade edilecek her dilin ayrı bir devlet olması için zemin hazırlanmış olacaktır. Çünkü dil, bir milleti bir arada tutan en önemli tutkal malzemesidir. Dili koruyamazsanız, ülkeyi kendi elinizle bölmenin eşiğine getirmişiniz demektir. Hele bu iş milletin birer parçası olan etnik gruplarına göre yapılıyorsa, buna da devletin intiharı denir. Zira bağımsızlığın en önemli unsuru olan dil bir anlamda millet demektir.

Özellikle egemenliği temsil eden yasama, yürütme ve yargı organlarında her türlü işler devletin diliyle görülür. Bugün polis, savcılık ve sorgu hâkimliğinde Türkçe ile ifade veren bölücü-terörist unsurlar, sıra mahkemeye gelince "ana dille" ifadede direniyorsa, bu silahını eline alıp dağa çıkmak gibi egemenliğe isyandır. Devlet eğer gerçekten devletse, açlık grevi gibi bazı tehditlere pabuç bırakmaması gerekirdi. Hele hele devletin bütünlüğüne kasteden dil konusundaki istekleri kaale almaması gerekirdi.

Cezaevlerinde başlayan açlık grevlerinin 60. Gününe gelindiğinde, halktan " neden Öcalan, neden BDP'liler açlık grevine gitmiyorlar?" tepkileri üzerine BDP'li milletvekillerinin de açlık grevine başladıklarını görüyoruz. Çünkü görmüşlerdir ki, isteklerini aşama aşama elde ediyorlar. BDP'li milletvekillerinin başlattıkları bu eylemi elde ettikleri ile yetinmeyeceklerinin, yeni ufuklara yelken açacaklarının işareti olarak gördüm. Sırada, "ana dilde eğitim-öğretim" ve "Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması ve İmralı"dan çıkartılması var. Anadilde savunma adımından anlaşılıyor ki diğer tüm sorunlar kolaylıkla aşılabilir. Gerçekten de "açlık grevleri" ile sonuç alınıyorsa, bütün bunlar niçin olmasın? Anayasaya rağmen devleti çok dilli hale getirmenin son halkası olan "Anadilde kamu hizmetlerine erişim" ve diğer bölücü yasalar çıkacak demektir. Hem her Türk vatandaşına sağlanan şartlardan yararlanarak milletvekili olacaksınız hem de PKK ile kucaklaşacak 50 bin kişinin katiline destek için mücadele edecek, "Ölüm oruçlarına yatarız haa" diye devleti tehdit edeceksiniz. Buna hangi demokratik devlet müsaade edebilir. "Kürt Açılımı" işte böyle bir şey olsa gerek. Buna da katlanmasını öğrenmek gerek.

BDP'liler, açlık grevlerine devam edenlerin sağlık durumlarının iyileştirilmesi yönünde atılacak adımlara müsaade edilmeyeceğini açıklamış olmalarına rağmen yine hedeflerine ulaşamadılar. Onlar cezaevlerinden cesetler çıkmasını, asıl amaçladıkları ve şimdiye kadar başaramadıkları Güneydoğu Anadolu halkının ayaklanmasını, böylelikle Arap Baharı'nın Türkiye'ye sıçramasını beklemekte idiler. Şahsen ben cezaevlerinden cesetler çıkmış bile olsaydı, sağduyulu Kürt halkının, PKK'nın bu beklentisini de boşa çıkaracağından emindim.

Bu şunu gösteriyor ki, PKK yeni bir silah ele geçirmiştir. Ki bu silah, dağdaki teröristin öldürücü silahından daha etkilidir. PKK Türk Ordusuyla, dağlarda 30 yıldan beri mücadele etti, 50 binin üzerinde insan öldü, 1984'den bu yana devlete terörle mücadele için 370 milyar dolar para harcattı ama hedefine ulaşamadı. Şurada, 67 günlük açlık grevleri ile amacına ulaştı.

Mademki talepler, açlık grevleri ile elde ediliyor, o halde bundan sonraki istekler için başka başka açlık grevlerini göreceğiz demektir. Böyle olunca da 30 yılda 50 binin üzerinde insanımızın ölümüne ne anlam vereceğiz. Onca şehit ana, baba, eş ve yakınlarına nasıl hesap vereceğiz. Mademki Açlık Grevleri ile her şey elde edilebiliyor, o halde dağdaki bunca PKK'lı niye, silahlara ne hacet?

O halde, PKK'nın dağdan inip, açlık grevi silahını eline alıp, devlete karşı kullanması akıllıca bir davranış olacak diye düşünüyorum. Böylelikle teröristler dağlarda dolaşmak, mahrumiyet şartlarında yaşamak zorunda kalmayacak, ölümle karşı karşıya olmayacaktır.

Açlık grevleri en azından tek taraflıdır. Ayrıca, açlık grevine yatan teröriste devlet bakar. Gözünün içine bakar ölmesin diye… Suyunu, ilacını, çayını şekerini getirir. Doktoru başında bekler. Bu nedenle, ben olsam dağlarda olmaktansa sıcacık yatakta açlık grevine yatmayı yeğlerim. Sonunda nasıl olsa ölüm de yok…

Konuya bir de başka açıdan bakalım. Verilecek bu haklar acaba devlet tarafından, millet tarafından, çocuklarını terörle mücadelede kaybetmiş şehit aileleri tarafından ne derece haklı bulunabilir? Demezler mi o zaman, "bizim günahımız neydi, mademki sonunda her şey kabul edilecekti…" Ya bir de terörist başı Öcalan'ın öldürttüğü şehitlerimizin anaları, babaları ve akrabaları ölüm orucuna yatar da, "bize çocuklarımızı geri verin" derlerse, buna Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü yetecek mi?

Emruhan Yalçın

A-Özgeçmişi

(Güncelleme: 04.02. 2013)

 

1. Adı Soyadı: Emruhan Yalçın

2. Doğum Tarihi: 10.06.1954

3. Unvanı: Doç. Dr.

4. Öğrenim Durumu

  •   Lise          : Kuleli Askerî Lisesi - İSTANBUL (1972)
  •   Üniversite  : Kara Harp Okulu - ANKARA (1975)
  •   Akademi   : Kara Harp Akademisi - İSTANBUL (1987)

               Silahlı Kuvvetler Akademisi - İSTANBUL (1989) 

  •   Doktora      : Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü (1996)
  • Doçent       : Bilkent Üniversitesi - ANKARA (2011)

5. Yabancı Dil Bilgisi

  • İngilizce       : İyi
  • Almanca      : İyi

6. Doktora Tezi

  • Birinci Dönem Erzurum Mebusu Mustafa Durak (Sakarya)’nın Hayatı ve TBMM’deki faaliyetleri.

B-Yayınları

7. Yayımlanmış Kitapları

  1.  Millî Mücadele’ye Sadakat ve Mustafa Durak Sakarya, Biz Bize Yayınları, Ankara, 2008. 
  2.  Atatürk Türkiye’sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bizans Projesi, Siyasal Yayınları,  Ankara, 2008.  
  3.  Son Haçlı Kalesi: Heybeliada, Elips Kitap, Ankara, 2009.
  4.  Millî Mücadele’de Çerkeş, Ames Matbaa ve Ajans Ltd. Şti., Ankara, 2012

8. Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1. “Military Service and Recruitting in the 19th and 20th Centuries”İnternational Review of Military    History, nr 86, 248-262, Broussels, 2006.
  2. “Historical Development of Cyprus and the Turkish Republic of Northern Cyprus”, İnternational Review of Military History, N087, 251-273, The Turkish General Staff Military History and Strategic Studies Directorate Publications, Ankara, 2007.   

9. Uluslararası Bilimsel Toplantılarda sunulan ve Bildiri Kitabında Yayımlanmış Bildirileri

  1. 08 Ağustos 2004 tarihlerinde, Rabat/FAS’ta düzenlenen 30‘ncu Uluslararası Askerî Tarih Kongresinde “The Effects of the Gulf Crisis and the Gulf War on Turkish Economy” konulu bir bildiri sunumu, The Economic Aspects of Defence Through Major World Conflicts, Acta, FAS Askerî Tarih Komisyonu, Rabat, 2004.
  1. 26–28 Ekim 2004 tarihlerinde, Sofya/BULGARİSTAN’da yapılan Askerî Tarih Araştırmalarının 90 Yılı Uluslararası Konferansında “The Development of Turkish Archives Management and Musology” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2004.        
  1. 06–11 Ekim 2005 tarihlerinde, BULGARİSTAN’ın I’nci Dünya Savaşına katılışının 90’ncı yıldönümü münasebetiyle, Sofya’da düzenlenen Uluslararası Askerî Tarih Konferansında “Turkish-Bulgarian Relations During the first World War” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2005.
  1. 9-11 Kasım 2005 tarihlerinde, Belgrad/SIRBİSTAN-KARADAĞ’da düzenlenen Uluslar arası Balkan Paktı Konferansında, “The Developments after the Second World War and Their Effects on the Turkish Foreign Policy and on the Balkans” konusunda bir bildiri sunumu, SIRBİSTAN-KARADAĞ Askerî Tarih Enstitüsü, Belgrad, 2006.
  1. 02–06 Mayıs 2006 tarihlerinde, Sofya/BULGARİSTAN’da düzenlenen Politika ve Askerî Strateji Arasındaki Etkileşim temalı Uluslararası Askerî Tarih Konferansında “Türkiye Cumhuriyetinde Atatürk Döneminde Ordu-Siyaset İlişkisi” konulu bir bildiri sunumu, BULGARİSTAN Askerî Tarih Enstitüsü, Sofya, 2006.
  1. 19–25 Haziran 2006 tarihlerinde TUNUS’ta yapılan Uluslararası Akdeniz Askerî Ortamındaki Sosyallik ve Dayanışma Kollekyumunda, “The Relation between Army Strategy and Politics in the Republic of Turkey in the Period of Atatürk” konusunda bir bildiri sunumu, TUNUS Askerî Tarih Enstitüsü, Tunus, 2006.

10. Ulusal Hakemli Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1.  “Ermenilerin Avrupa’ya Açıldıkları Nokta: Musa Dağı”Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Sayı:3, Yıl:2, s.101–108, Şubat 2004.  
  2. “Kerkük’ün Nüfus Yapısı”, Uluslararası Atatürk Dergisi, Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü, Erzurum, Cilt: IV, Sayı:3, s.77–102,  Ocak / Şubat 2005.   
  3. “Rauf Denktaş’ın Kıbrıs’ta Bitmeyen Mücadelesi”, Uluslararası Atatürk Dergisi, Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü, Erzurum, Cilt: IV, Sayı: 3, s.111–148,  Temmuz / Ağustos 2005.
  4. “Heybeliada Ruhban Okulu’nun Yeniden Açılması”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 41, 125–158, Mayıs 2008.   
  5. “Türk-Bulgar Ortak Kültürü”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 43, 555–576, Bahar 2009.   
  6. “II. Meşrutiyet Döneminde Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Siyasi Faaliyetleri”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 45, 157–176, Bahar 2010.
  7.  “Meclis’in Kayseri’ye Nakli Tartışmaları ve Mustafa Durak (Sakarya) Bey”, Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 48, 893–909, Güz 2011.

11. Ulusal Bilimsel Toplantılarda sunulan ve Bildiri Kitabında Yayımlanmış Bildirileri

  1.   20–22 Nisan 2005 tarihlerinde, İstanbul’da 10’uncu Askerî Tarih Sempozyumunda “Kıbrıs Barış Harekâtı” konulu bildiri sunumu, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayınları, 119, 117-144, Genelkurmay Basım evi, Ankara, 2006.
  2.   15 Aralık 20212 tarihinde, ODTÜ ve Gazi Üniversiteleri Balkan Ülkeleri Topluluklarının ortaklaşa Ankara Gazi Üniversitesi’nde düzenledikleri “100’ncü Yılında Balkan Savaşları” konulu Panelde, “100. Yılında Balkan Savaşları’nın Askerî Açıdan İncelenmesi” konulu bildiri sunumu.

12. Diğer Bilimsel Dergilerde Yayımlanmış Makaleleri

  1. “Suriye İzlenimleri”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Yıl:123, Sayı:381, s.96–105, Temmuz 2004.
  2.  “Fas’ta icra edilen Uluslararası Askerî Tarih Kongresi”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, Yıl: 124, Sayı: 383, s.110–121, Ocak 2005. 
  3. “Bulgaristan’da icra edilen Uluslararası Askerî Tarih Konferansı”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basım Evi, Ankara, 387, 110–121, Ocak 2006.
  4.  “Terörün Kaynağı PKK Kampları”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 47, 57-62, Kasım 2012.
  5. “100. Yılında Askerî Açıdan Balkan Savaşları”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 48, 05-11, Aralık 2012.
  6. “Hangi Türkiye, Hangi Türkler?”, 2023 Dergisi, Sayı: 140, 24.12.2012.
  7. Merkezi Irak Hükümeti İle Kuzey Irak Yönetimi Arasında Gerilen İlişkiler”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 49, 64-69, Ocak 2013.
  8. Talabani Sonrası Irak Nasıl Şekillenir?”, 2023 Dergisi, Sayı: 141, 24-34, 15.01.2013.
  9. Irak'ta Gerilimi Artıran Süreç”, 21. Yüzyıl Dergisi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ankara, 50, 40-46, Şubat 2013.

13. Diğer Makaleleri

  1. Haftalık Terör Gündemi (23 Tem.-23 Eyl. 2012)”, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.09.2012.
  2. PKK Şemdinli'de Kurtarılmış Bölge mi oluşturuyor?”, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 28.09.2012.
  3. Haftalık Terör Gündemi (24-29 Eylül 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 30.09.2012.
  4. Haftalık Terör Gündemi (29 Eylül-05 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 05.10.2012.
  5. Kuzey Irak'taki Türk Askeri Varlığının Sonlandırılması”,  21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 07.10.2012.
  6. Haftalık Terör Gündemi (05-12 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 12.10.2012.
  7. PKK'nın Okullara Saldırıları”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 22.10.2012.
  8. Haftalık Terör Gündemi (12-19 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 22.10.2012.
  9. Haftalık Terör Gündemi (19-30 Ekim 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 30.10.2012.
  10. Haftalık Terör Gündemi (30 Ekim-06 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 06.11.2012.
  11. PKK'nın Gelir Kaynağı: Kenevir Tarlaları”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 02.11.2012.
  12. Haftalık Terör Gündemi (06-13 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 13.11.2012.
  13. Türk Yargısının Geldiği Nokta”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 14.11.2012.
  14. Türk Yargısının Geldiği Nokta”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 18.11.2012.             
  15. Haftalık Terör Gündemi (13-20 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 20.11.2012.
  16. Açlık Grevlerinin Etkisi, PKK'nın Silahından Daha Kuvvetli Oldu               “, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 20.11.2012.
  17. Patriot Füze Sistemi Niçin Geliyor?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.11.2012.
  18. Kuzey Irak Yönetimi İle Merkezi Irak Hükümeti Arasında Gerilen İlişkiler”,  21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 25.11.2012.
  19. Haftalık Terör Gündemi (20-27 Kasım 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 27.11.2012.
  20. Patriot Füze Sistemleri Niçin Geliyor?”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 01.12.2012.              
  21. Haftalık Terör Gündemi (27 Kasım-04 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 05.12.2012.
  22. "Haftalık Terör Gündemi (04-11 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 11.12.2012.
  23. PKK'nın Bundan Sonraki Adımı Ne Olabilir?”, Pusula Gazetesi,  Erzurum, 14.12.2012.  
  24. PKK'nın Bundan Sonraki Adımı Ne Olabilir?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  25. PKK Bu Çocukları Nasıl Kandırıyor?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  26. Haftalık Terör Gündemi (11-18 Aralık 2012)”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 18.12.2012.
  27. Öcalan Serbest Kalırsa, Terör Biter mi?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 19.12.2012.
  28. Patriotların Konuşlandırıldığı yerler belli oldu!”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 24.12.2012.
  29. Talabani sonrası Irak’ta dengeler nasıl değişir?”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 24.12.2012.
  30. Haftalık Terör Gündemi (18 Aralık 2012-02 Ocak 2013), 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 02.01.2013.
  31. BDP'li Milletvekillerinin Dokunulmazlıkları Kaldırılmalı Mı?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi,  02.01.2013.
  32. Talabani sonrası Irak’ta dengeler nasıl değişir?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 11.01.2013             
  33. Oslo’dan İmralı’ya”, Pusula Gazetesi, Erzurum, 11.01.2013.
  34. "Oslo’dan İmralı’ya", 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 08.01.2013. 
  35. Paris’te üç PKK’lı Kadın Teröristi Kim/kimler ne maksatla öldürdü?”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sitesi, 23.01.2013.

 14. Radyo Programlarındaki Açık Oturum ve Söyleşileri

  1. TRT-1 Ankara Radyosu, “Atatürk Türkiye’sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bizans Projesi” kitabının tanıtımı, 14.03.2008.
  2. Rusya’nın Sesi Radyosu, Dünyadan Haberler, Canlı Yayında Söyleşi,  Sunucu: Amur Gadjiev, “Türkiye’ye Patriotlar niçin geliyor?”, 29.11.2012.
  3. TRT Radyo-1, Gün Ötesi Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Sunucu: Mehmet Şahin, “Patriotların Gelişi”, 13.12.2012.
  4. Radyo Karadeniz, Haftaya Bakış Programı, Gazeteci Bedrettin Habiboğlu ile birlikte Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Nuriye Atabey, “İmralı Süreci, Paris’te üç PKK’lı kadın teröristin öldürülmesi olayı, Fransa’nın Mali’ye müdahalesi”, 14.01.2013.
  5. Radyo Karadeniz, Haftaya Bakış Programı, Gazeteci Bedrettin Habiboğlu ile birlikte Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Nuriye Atabey, “ABD Büyükelçiliğine yapılan canlı bombalı saldırı”, 04.02.2013.

15. Televizyon Programlarındaki Açık Oturum ve Söyleşileri

  1. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “Patriotlar kimin için geliyor?”, 10.12.2012.
  2. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’den sonra Irak’taki dengeler nasıl değişir?”, 18.12.2012.
  3. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “10 Ocak 2013 tarihinde Paris’te öldürülen üç PKK’lı kadının faili kim/kimler olabilir?”, 11.01.2013.
  4. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “İmralı Süreci”, 25.01.2013.
  5. Halk TV, Gerçek Gündem Programı, Canlı Yayında Söyleşi, Moderatör: Aydoğan Kılıç, “ABD Büyükelçiliğine yapılan canlı bombalı saldırı”, 01.02.2013.

C-Faaliyetleri

16. Düzenlediği Beyin Fırtınası, Panel ve Toplantılar

  1. Beyin Fırtınası; “Terörizmle Mücadele ve Müzakerede Gelinen Aşama”, 21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacılar: Dr. Mustafa Ziya (Türkmeneli Kültür Merkezi Başkanı), E.P.Alb. Mithat Işık (Araştırmacı Yazar), E. J. Alb. Erdal Sarızeybek (Araştırmacı Yazar), Yrd. Doç. Dr. Kürşad Şehmuz Turan (Gazi Üni. UAİ), 17.11.2012.
  2. Seminer; “Suriye’deki Son Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansıması, Suriye Lideri Esad ile Görüşme”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu, 01.12.2012.
  3. Seminer; “Strateji, Güvenlik ve Türkiye”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: E. Tümg. Armağan Kuloğlu, 14.12.2012.
  4. Seminer; “100. Yılında Balkan Savaşlarınınincelenmesi”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Osman Kılıç ve Doç. Dr. Emruhan Yalçın, 28.12.2012.
  5. Seminer; “Ekonomi Politiği”,  21. YY. Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Prof. Dr. Ali Murat Özdemir, 11.01.2013.
  6. Seminer, "Ulusal Güvenlik", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Dr. Ali Bilgin Varlık, 18.01.2013.
  7. Seminer, "Afganistan'da Siyasal Sistemi Etkileyen Üç Temel Faktör: Mikro-milliyetçilik, Radikal İslam ve Bölgesel Liderler", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: Dr. Fazıl Ahmet Burget, 25.01.2013.
  8. Seminer, "PKK Terör Örgütü ile Mücadelede başarılı mıyız?", 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Oturum Başkanı Doç. Dr. Emruhan Yalçın, Konuşmacı: E. J. Tuğg. Erhan Patır, 26.01.2013.                                

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Sabahattin İsmail   - 14-05-2024

Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor

Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz: