< < İsrail-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Neden Hayal?
 Bu sayfayı yazdır

İsrail-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Neden Hayal?

Yazan  24 Ağustos 2017

AKP döneminde hızla gelişen Türkiye-İsrail ilişkileri hem Mavi Marmara hem de İsviçre’nin Davos kentindeki Erdoğan’ın ‘One Minute’ çıkışıyla birlikte diplomatik düzeyde en düşük seviyeye inmiş ancak ekonomik düzeyde her hangi bir sarsılma yaşanmamıştır.

Hatta İsrail’in Gazze’yi bombaladığı günlerde dahi Ankara’dan İsrail’i eleştiren açıklamalar yapılsa da Kuzey Irak’tan çıkarılan ve Bağdat’ın itirazlarına rağmen Türkiye’nin Ceyhan limanından çıkış yapan Barzani petrolü büyük oranda İsrail’e satılmış ya da İsrail’de depolanmıştır.

Buna ilave olarak Erdoğan’ın 2009 yılında Davos’taki konuşmasında İsrail’e karşı söylediği sözler ve ‘One Minute’ diyerek haykırmasından çok kısa bir süre öncesine kadar; bugünkü Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın o tarihte CEO’su olduğu Çalık Grubu Rus gazını Türkiye ve Akdeniz üzerinden İsrail’e taşıyacak boru hattı projesini gerçekleştirmenin uğraşısı içerisindeydi. Tesadüfe bakın ki ‘One Minute’ krizinden çok kısa bir süre önce İsrail keşfettiği doğal gaz kaynaklarını ilan ederek artık doğal gaz ithal etmenin değil ihraç etmenin yollarını arayacağını söylemiştir. Çok büyük ihtimalle eğer İsrail doğal gaz kaynaklarını keşfetmemiş ve Çalık’ın boru hattı projesi ilerliyor olsaydı, ‘One Minute’ meselesi de olmayacaktı.

2016 yılında Türkiye ve İsrail arasında alt düzeyde gizli diplomatik görüşmelerin ortaya çıkmasının ardından Türkiye, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi karşılığında bazı şartlar öne sürdü ve bunların ardından İsrail gazının boru hattı ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması ihtimali ortaya çıkmıştır. Fakat İsrail’den Türkiye’ye bir boru hattı projesinin gerçekleşebilmesi için hem fiziki hem de jeopolitik bazı meselelerin halledilmesi gerekmiştir. Öncelikle İsrail gazının Türkiye’ye boru hattı ile taşınabilmesi için yeterli miktarda üretilebilmesi gerekmektedir. Aksi taktide botu hattının maliyetini karşılayamayacaktır.

Diğer yandan denizin altından gelecek olan İsrail doğal gazı Türkiye’nin satın alması durumunda en pahalı gaz olacaktır. Bunun için de sadece İsrail değil, Güney Kıbrıs gazının da aynı boru hattıyla Türkiye’ye taşınması konuşulmaya başlanmıştır. Tam da bu nokta da meselenin jeopolitik açmazı, ‘Kıbrıs Sorunu’ boru hattı projesinin önüne engel olarak çıkmıştır. Boru hattının Kıbrıs karasularından geçmesi ve oradan Türkiye’ye ulaşması gerekmektedir ki bunun için Kıbrıs Sorununun çözülmesi gerekmektedir.

Hatta boru hattını inşa etmek isteyen Türk firmalardan TURCAS opsiyon olarak hattın Kıbrıs topraklarından geçmesini dahi teklif etmiştir. Değil Kıbrıs Sorununun çözümü ve Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı bağımsız bir devlet olarak tanıması, Güney Kıbrıs, Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak hak iddia ettiği münhasır ekonomik bölgesinde Yunanistan ile birlikte hak iddia ederek Doğu Akdeniz sorununu daha da büyütmektedir.

Tüm bu sorunlara rağmen ise Türkiye’de sanki İsrail-Türkiye arasında bir doğal gaz boru hattı projesi sona yaklaşıyor gibi bir imaj oluşturulmaktadır ki İsrail tarafında konuyu takip ettiğimiz kadarıyla ortada üzerinde anlaşılmış hiç bir boru hattı projesi yoktur. Türkiye’nin Suriye meselesi nedeniyle sıkıştığı, Rus uçağının düşürülmesinin ardından Ruslarla arasının bozulduğu süreç sırasında Ankara acilen İsrail’e yaklaşma yoluna gitmiştir.

Bunun esas sebebi ise İsrail ile enerji ilişkileri gerçekleştirebilmek değil; birincisi bölgede yalnızlık ve izolasyondan kurtulmak, ikincisi ise İsrail’den PKK ile mücadele de kullanılacak yüksek teknoloji ürünü silah alabilmekti. İlişkilerin normalleşmesinin ardından Türkiye, henüz bir şey elde edememiştir ama İsrail’in NATO’da temsilcilik açması için uzun yıllardır uyguladığı vetosunu 2016 Mayıs ayında kaldırmıştır. (Erdoğan’ın Putin’e özür mektubundan çok kısa bir süre önce.)

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin 2016 yılı içerisinde normalleşmesinden bu yana boru hattı projesi sürekli tartışılmaktadır çünkü İsrail’in doğal gazının üretim tarihi yaklaşmaktadır. Bir yandan Türkiye ile görüşen İsrail’in bir yandan da Mısır ile görüşmeleri devam etmiştir. İngiltere, ABD, İtalya, Fransa ve hatta Rusya gibi büyük oyuncuların da destek verdiği İsrail ve Kıbrıs gazının Mısır üzerinden LNG olarak satılması seçeneği artık gerçekleşmeye daha da yakın görünmektedir.

Önce Mısır lideri Sisi ülkenin tekrar İsrail’den gaz ithal edebilmesi için gerekli izin maddesini Ağustos ayı başında imzalamıştır.[i] Böylelikle Kıbrıs gazının da Mısır’a taşınmasının yolu açılmıştır.[ii] Buna ilave olarak Shell’in satın aldığı British Gas’ın (BG) İsrail gazını satın almak ve Mısır’a taşımak için ilgilendiği kısa bir süre önce açıklanmıştır.[iii] Esasen BG çok uzun süreden beri bu görüşmeleri devam ettirmekteydi ancak Shell tarafından satın alınması ve Shell’in Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde yatırımlarının bulunması görüşmelerin daha gizli bir diplomasi ile götürülmeye başlanmasına neden olmuştur. Bütün bunların ışığında da İsrail-Türkiye doğal gaz boru hattı başka bahara kalmıştır.

Doğu Akdeniz’de Türkiye yerine Mısır’ın tercih edilmesinin çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Öncelikle Mısır’da bulunan zengin gaz rezervleri yabancı yatırımları hızla Mısır’a çekmeye başlamıştır. Yatırımcılar sadece üretime değil, ihracata yönelik de projeler geliştirdiğinden ve Mısır’ın Asya pazarına geçiş kapısı olarak görülmesinden dolayı, Mısır, Doğu Akdeniz’de yakın geleceğin enerji yıldızı olarak parlamaya başlamıştır.

Diğer yandan yabancı yatırımcılar Türkiye ile iş yapmakta zorlanmaktadırlar. Türkiye’nin iniş-çıkışlı dış politikası, hukuk standartlarının düşmesi ve daha da önemlisi ticari anlaşmalardaki şeffaf olmayan noktaların dayatılması yabancı yatırımcıların uzak durmasına sebep olmaktadır. Örneğin; tüm sorunların giderildiği ve İsrail-Türkiye doğal gaz boru hattının gerçekleştiği var sayıldığında dahi mevcut siyasi yönetim kaldığında boru hattının kesintisiz akabileceğine dair ne yatırımcılarda, ne İsrail’de, ne de gazı alacak olan Avrupa’da bir güven yoktur.

Bu bağlam da Mısır’ın daha güvenli bir liman olarak görülmesi Türkiye’nin özeleştiri yapıp düşünmesi gereken bir konudur. Kaldı ki Türkiye, boru hattı projesinden başka bir proje de geliştirememektedir. Örneğin; boru hattına alternatif olarak Ceyhan’da büyük bir LNG terminali projesi gerçekleştirebilseydi Doğu Akdeniz’de önemli bir oyuncu olma ihtimali ortaya çıkabilirdi. Tabi LNG tesisi yapmakla iş bitmemekte, depolar, gazı pompalayacak alt yapının hazırlanması ve dünya LNG piyasasına oyuncu olarak girebilmek de gerekmektedir. Türkiye halen enerji alanında inşaat projelerinden öteye geçememektedir.

Sonuç olarak; Türkiye-İsrail doğal gaz boru hattı projesinin gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Hem İsrail, hem Kıbrıs gazının Mısır’a taşınarak LNG olarak dünya pazarlarına taşınması pek çok büyük oyuncu tarafından desteklenmektedir. Temmuz ayında İsrail Enerji Bakanı, Türkiye Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın yakın zamanda İsrail’i ziyaret edeceğini belirtmiştir. Olurda ziyaret gerçekleşirse, kabinenin gölge başbakanı olan Berat Albayrak’ın sadece enerji konularında görüşmek üzere İsrail’de olacağı düşünülmemelidir. Boru hattı ve enerji meselesi iki ülke arasında sadece düşük seviye de bir teferruattan ibarettir. Onun yerine askeri ve ekonomik konularda neler konuşulacağına dikkat edilmelidir.



[i]Azran, Eran. 2016. ‘Egypt Clears the Way for Imports of Israeli Natural Gas.’ 9 Ağustos. Haaretz. http://www.haaretz.com/israel-news/1.805845.

 

[ii]InCyprus. 2016. ‘Cyprus Smiling at Potential Egypt-Israeli Energy Link.’ 21 Ağustos. http://in-cyprus.com/cyprus-smiling-at-egypt-israel-energy-link/.

 

[iii]Benmeleh, Yakov ve Rakteem Katakey. 2016. ‘Shell to Mull Buying Israeli, Cyprus Gas For Egypt Plant.’ 20 Ağustos. Bllomberg. https://www.bloomberg.com/news/articles/2017-08-20/shell-is-said-to-mull-buying-israeli-cyprus-gas-for-egypt-plant.

Dr. Tuğçe Varol

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı