3 Ekim 2005 yeni bir zafer, Avrupa’nın yeniden fethi, yeni bir viraj olarak sunuldu. Türk halkı Avrupa Birliği ile ilişkiler sürecinde kaçıncı zaferi kazandığını dahi unuttu.
İngiliz parlamenter ve Türkiye-AB parlamentolar arası komisyon eş başkanı, Türkiye’nin AB’ye girmek için Atatürk resimlerini devlet dairelerinden indirmesi gerektiği, federal devlet modelini benimsemesinin gerekli olduğunu ileri sürmüş.
%25’lik AKP iktidarı başı dönmüş bir şekilde iş ve dış politikada Türkiye’nin zararlarını telafi etmekte zorlanacağı adımlar atıyor. İktidara gelmelerinin bedellerinden birisi olan KKTC’yi yok etme süreci hızla işliyor.
17 Aralık sonrasında Türkiye-AB ilişkileri yeni bir zemine oturdu. Basında yapılan yanlış bilgilendirmeye rağmen ilişkilerin gerçek yeni zeminini aşağıdaki gibi özetlemek mümkün.
Bir çok aydın AB tam üyelik sürecinde AB’nin Türkiye’ye yönelik siyasetlerinin ülkemizi etnik merkezli bir federasyona sürüklemek istediğini dile getirdi. Bu politikaların Türkiye’yi bir iç savaşa ve parçalanmaya sürükleyebileceğinin altı çizildi.
Fransa ve Hollanda’da AB Anayasası’na çıkan “hayır” oylarına değişik açılardan bakmak mümkündür.
Fransa’da Avrupa Anayasası tartışmaları bütün hızı ile devam ediyor. Her geçen gün harareti yükselen bir tartışma süreci bu. Eğer Fransa’da halk AB Anayasasına “hayır” derse,
AB-Türkiye ilişkileri 17 Aralık’ta bir rahatlama sürecine girmiş gibi gösterilse dahi aslında olan taraflar arasındaki ilişkilerin geleceğe doğru çok ağır yükler altını girdiği görülmektedir.
Akılcı bir politika olarak değil bir tutku olarak sürdürülen Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyeliği politikası/macerası zaman zaman Avrupalıları ülkemizin tam üye olarak kabul edilmesi için akıl süzgecinden geçirilmemiş gerekçelerin kullanılmasına ne
Akşam gazetesinden Semih İdiz 12 Temmuz 2004’de yazdığı “Özel Statü” meselesi başlıklı yazısında benim Haber Türk televizyonunda Nilgün Cerrahoğlu ile yaptığım görüşmede ki açıklamaları izah ederken “önemli bir itiraf”da bulunduğumu kaydetmiş.
Türkiye’nin daha doğru bir ifade ile AB tam üyeliğine inananların ve inanmak isteyenlerin, AB-tam üyeliği sürecinde büyük ümitler beklediği 2004 senesi ile ilgili ümitlerin gittikçe kırılmaya başladığı bir sürece giriyoruz.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Sabahattin İsmail   - 14-05-2024

Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor

Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz: