21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Misafir Yazar
Dünyanın gözü önünde yaşanan Gazze soykırımı 40 günü geçerken, bölgesel, kültürel, dinsel sebeplerle konuya çok daha hassas olması gereken Türk Devletleri Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) da durumu sadece sözlü ifadelerle kınayarak geçiştirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 1998 Roma Statüsü ile soykırım dahil insanlığa karşı suçları yargılamak üzere kurulmuştur.
İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri yok etme programı, asırları aşan Siyonist stratejinin gereğidir. “Hamas sivil hedeflere saldırdığından İsrail kendini savunmak zorunda kaldı” söylemleri, Siyonist propagandanın başarısından başka bir şey değildir.
27 Eylül 2020’de başlayıp 44 günde zaferle sonuçlanan savaş ile, Karabağ ve çevresindeki Azerbaycan toprakları Ermenistan işgalinden kurtarılmış, Hankendi’de geçici statüko şartıyla ateşkes imzalanmıştı.
Dijital tekonoloji ürünlerinin yaygınlaşarak kullanılması, yarardan çok zarar sorununu gündeme getirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kur’an-ı Kerim yakma olaylarından sonraki kararları, batı başkentlerinde endişeyle karşılanmış, özür mesajları gelmiş, benzer olaylara karşı tedbirler alınmıştır.
Ülkemizin de taraf olduğu çevre sözleşmelerinin üç boyutu vardır: İklim değişikliği, çölleşmeyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması. Son 20 yılda iklim değişikliği, karbon salınımının kontrolü konusunda birçok sözleşme imzalandı.
Çin’de bir aydır kayıp Dışişleri Bakanı Qin Gang nihayet görevden alındı. Stratejik planlama müdürü bir ay işe gelmezse pek farkedilmeyebilir de koridor temizlikçisi bir saatliğine kaytarırsa olay olur.
Enerji, finans, silah ve gıda-ilaç, küresel emperyalizmin temel ayaklarıdır. Bunlar aynı zamanda müreffeh devletin de direkleri demektir. Enerji sorununu çözmenin bir aşama sonra sanayileşmek, tarımsal üretimi artırmak, işsizlik problemini sonlandırmak, dış ticaret dengesini iyileştirmek gibi zincirleme sonuçları bulunmaktadır. Zincirin bir halkasınındaki kriz diğerlerini de etkileyecektir. En önemli halkanın enerji mi, gıda mı, yoksa finans mı olduğu tartışılabilir. Bununla beraber “enerji zengini bir ülke, ihtiyaçlarını dışardan alabilir” görüşü yanlıştır. Çünkü sadece fosil yakıtların kastedildiği enerji zenginliği hiçbir ülke için sürdürülebilir değildir.
Siyasal ve hukuksal alandaki gelişmelere karşın uluslararası toplumun anarşik özelliği devam etmektedir. Uluslararası hukuk alanında her başarı, bir süre sonra güçlü tarafın elinde istediği zaman kullanabileceği silah haline gelebilmektedir. Ukrayna’daki insancıl hukuk ihlalleri sebebiyle Putin hakkında tutuklama kararı önemli olup Güney Afrika’daki zirveye katılmaktan vazgeçmek zorundak kaldığını unutmayalım. Ancak çok daha fazlasını dünyanın her yerinde yapan ABD veya diğerleri için böyle bir karar çıkmamıştır. Bunun sebebi uluslararası hukukun da anarşik düzende ustaca kullanılabilen bir silah haline gelmesidir. Bu silahın hedefi olmamak ve gerektiğinde kullanabilmek için iyi bilmek ve geliştirmek son derece önemlidir.
Ülkelerin jeopolitik önemiyle orantılı olarak güvenlik, ekonomik ve sosyal sorunlar konusunda dış güçlerin kumpas, baskı veya tehditlerine maruz kaldığı gerçektir. Esasen bu gerçek, uluslararası toplumun anarşik özelliğinin tabii sonucudur. Yapılması gereken dış güçlerden şikayet etmek yerine onların oyununa gelmemek, kumpasına düşmemek, baskılarına karşı koyabilmek için zamanında yeterli, gerekli tedbirleri almaktır. Toryum, Türkiye’nin garyr-i resmi yasaklı hazinelerinden sadece biri olup mesela bor madeni içinde benzer gerçekler bulunmaktadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, Trakya’da üçüncü termik santral inşası planlandığı açıklandı. Bu haberdeki ayrıntılarda, hatta bakanlık sitesinde toryum kelimesine rastlamıyoruz.
Fransa’daki olaylı gösterilerde pankartlardan birinin tercümesi, Batı için büyük endişe kaynağı: “Hesabı almaya geldik!” Yazı yayınlandığında belki olaylar yatıştırılmış, sükûnet sağlanmış olabilir.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 06-12-2023
Yazar: Doç Dr. Kubilay ERMAN
Doç. Dr. Dilek Yiğit - 06 Aralık 2023
Birleşik Krallık Başbakanı Sunak ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasındaki gerginlik, Kral III. Charles mavi beyaz kravat takmamış olsaydı, belki de küresel kamuoyunun bu kadar ilgisini çekmeyecekti. Kral III. Charles’ın kravatını…
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 27 Kasım 2023
Yazan: Duhan Alptürk İNCE
Doç. Dr. Dilek Yiğit - 20 Kasım 2023
Dört ulustan oluşan -İngilizler, İskoçlar, Galliler ve Kuzey İrlandalılar- Birleşik Krallık’ta milliyetçilik denildiğinde akla başlıca iki siyasi parti gelmektedir.
Doç. Dr. Dilek Yiğit - 17 Kasım 2023
Macaristan Başbakanı Victor Orban ismi ile Avrupa Birliği (AB) kavramı yan yana geldi mi adeta atmosferi bir gerginlik kaplar; bir tarafta supranasyonel, üye devletlerin egemenlik haklarını törpüleyen ve dolayısıyla da…