Dış politikada hayra alamet olmayan adeta fırtına öncesi bir sessizlik var.
Bunun bir nedeni Türkiye’nin içe gömülmesi, 31 Mart’taki yerel seçimlere odaklanması. Önceki günkü yazımızda da söylediğimiz gibi iktidar sanal beka sorunu gibi, terör ittifakı gibi söylemlerle genel seçim havasında süreci götürse de dış politikadaki sorunların yakınından uzağından geçmeyen hamasi söylemleri seçim meydanlarında sıklıkla kullanıyor.
Seçimler bitti, gerçek gündemle yüz yüzeyiz. İlk haber ABD'den geldi.
Yapardı yapamazdı derken ABD F35'lerin Türkiye'ye transferini fiilen durduracak ilk adımı attı.
Türkiye’yi S-400 Alımına ABD Zorlamıştır
Türkiye; hava savunma sistemini güçlendirmek amacıyla, Rusya’dan S-400 hava savunma silah sistemlerini almaya karar verdiği günden itibaren, ABD bu alıma sıcak bakmamış ve daha da ileriye giderek dolaylı yollardan da ülkemizi bir şekilde tehdit etmekten geri kalmamıştır.
Hep söylediğimiz gibi Türkiye yönetilemeyen bir ülke konumuna geldi. Buna neden olan en temel etken 16 Nisan anayasa değişiklikleri.
“Trump Türkiye’yi ekonomik olarak cezalandıracağı konusunda çok kesin konuştu.
Türkiye F-35 uçaklarını envanterine sokmak üzere yıllar önce karar vermiş, 2002 yılında projeye dahil olmuştur ve ortaklığı bulunmaktadır. F-35 uçakları özellikleri açısından Türk Hava Kuvvetlerine büyük güç katacaktır.
Son bir kaç gündür, ABD’nin Türkiye’ye, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi alımından vazgeçerek ABD yapımı Patriot sistemlerinin alımı yönünde karar vermesi için iki haftalık süre verdiği ve Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi satın alma planını sürdürmesi durumunda F-35 programındaki ortaklığı sonlandırılacak haberleri ile meşgul iken F-35 uçağına şöyle derinlemesine bir bakış yapalım.
ABD Savunma Bakanı Shanahan’ın, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması halinde ABD’nin Temmuz ayı sonuna kadar atacağı adımları içeren mektubunun gündemi işgal ettiği bir dönemden geçiyoruz.
İçerideki seçim odaklı belirsizlik durumunu biliyoruz. Dava adı altında kişi ve parti çıkarları Türkiye’nin çıkarlarının önüne geçmiş durumda.
Sürekli olarak Türkiye'nin yönetilemediğini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bunun adeta dip yaptığını, Türkiye'nin iç cephesinin parçalandığını, bununla eşzamanlı olarak Türkiye'nin dört bir tarafından kuşatıldığını yazıp çizip söyleyip duruyoruz.
Ersin Dedekoca - 23-03-2024
Ekonominin dijitalleşmesinden kaynaklanan vergi zorlukları, günümüzün başat sorunları arasında yer almaktadır. Diğer yandan, kazançların “vergi cennetlerine” doğru kayması olgusu da, “vergi tabanlarında aşınmaya”yol açmaktadır. Örneğin, 1980 yılında dünya genelinde yüzde 40,1olan “yasal kurumlar ver...
“Türkiye dışında kalmış olan Türkler, ilkin kültür sorunlarıyla ilgilenmelidirler. Nitekim, biz Türklük davasını böyle bir olumlu ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk…
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü - 14 Mart 2024
Doktora Öğrencisi Duhan Alptürk İNCE
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 11 Mart 2024
Hava koridoru, tahıl koridoru ve nice “insani yardım koridoru” na şimdi bir başkası eklenmek üzere. ABD önderliğinde planlanan Gazze’ye insani yardım koridoru veya yüzer iskele. 7 Ekim’den sonra başlayan Israil…
Bu makalede, 2024 yılı 2023 verileri çerçevesinde Türkiye açısından siyasal, ekonomik, güvenlik, çevre ve uluslararası ilişkiler yönünden irdelenecektir. Türkiye için 2023 yılı, Yargıtay’da bir grup yargıç tarafından başlatılan bir “sivil darbe”…