×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

Şehitlerin yüzde 26.8’i Kürt

Yazan  26 Ekim 2008
YALÇIN DOĞAN - Doğum yerleri Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli, Van. Onlar Kürt.

Terörle mücadeleye Türkiye'nin dört bir yanında doğan asker, polis ve köy korucusu katılıyor. Türkiye vatandaşı olarak.

Terörle mücadeleye katılan eden asker, polis ve köy korucularının bir bölümü yukarda sayılan illerde doğuyor. Onlar Kürt ve Türkiye vatandaşı.

Terörle mücadele sırasında hayatlarını kaybediyor. Yukarda sayılan illerde doğan asker, polis ve köy korucusu, doğum yerleri dikkate alındığında, doğum yerleri üzerinden kimliklerine gidildiğinde, ortaya çarpıcı bir sonuç çıkıyor.

Şehit düşen asker, polis ve köy korucusu arasında 2 bin 800'ü bu illerde doğuyor. Onlar Kürt. Onlar terörle mücadelede şehit düşüyor.

O şehitler Kürt.

ÜMİT ÖZDAĞ ARAŞTIRMASI

PKK'nın iddiasını ve amacını yerle bir eden bir gözlem bu. Bir araştırmanın sonucu.

PKK'nın maskesini düşüren çalışma Prof. Dr. Ümit Özdağ'a ait. Uzun süredir PKK, terör, Kuzey Irak ve istihbarat konularında çarpıcı kitaplar yazan Ümit Özdağ, son olarak ilginç gözlemlerde bulunuyor.

Prof. Özdağ terörle mücadele şehit düşenlerin kimliklerini araştırıyor. Ve hepimizin yeniden düşünmesini, siyasal denklemlerin yeniden yazılmasını gerektiren bir sonuca varıyor.

Terörle mücadelede şehit düşenlerin yüzde 26.8'i Kürt.

Müthiş bir oran. Bu yüksek oranın pek çok tercümesi var. İlk tercümesi şu.

PKK'ya karşı sadece Türkler değil, aynı zamanda Kürtler de savaşıyor. Ve ölüyor. Ve ölenlerin sayısı hiç de az değil.

Bu oran, bu bulgu, Türkiye'deki Türk-Kürt ayrışmasına çok başka bir bakış açısı getiriyor.

Kürt çocuklarının bir bölümü dağa çıkarken, bir bölümü askere, polise yazılıyor. Ve onlar birbirlerine karşı savaşıyor. Belki de, iki kardeş, iki akraba, iki arkadaş.

PKK işte burada zayıflıyor. Kentleri burada yakmaya çalışıyor. Terörü bu nedenle daha da azgınlaştırıyor. Korkuyu bu nedenle yaygınlaştırıyor.

MERSİN-SİVEREK HATTI

Araştırmanın bir başka tercümesi şu. Bunu destekleyen farklı unsurlarla birlikte. İki dikkat çeken anektod.

Kürt karı, koca. Kürt erkek evde ROJ TV'yi izliyor. Kürt kadın evde, Kürt kocasına itiraz ediyor:

"Kapat şu PKK'nın televizyonunu."

Siverek doğumlu bir Kürt vatandaş uzun süredir Mersin'de seracılıkla uğraşıyor. Siverek'e gelip giderken, bir şey fark ediyor. Siverek'te seracılık daha çok para getiriyor. On yıl sonra, Mersin'den Siverek'e dönüyor.

Hayatın normalleşmesi. Ülkeyle bütünleşme. Asimilasyon değil, bütünleşme.

İdrara bakarak karakter tahlili yapmıyorum. İki örnekten yola çıkarak, Kürtlerin hayatın normale dönmesini istemeleri ve ülkeyle bütünleşme arzuları gibi bir tez değil. Bunu destekleyen pek çok örnek ve olgu var.

RAFA KALDIRMAK DEĞİL

Kürt vatandaşların bütünleşme ve normalleşme istekleri PKK'yı çılgına çeviriyor. Onun için bu kadar saldırıyor. Onun için kentlerde terör estiriyor, kendi yandaşlarını ayaklandırıyor.

Prof. Özdağ'ın görüşüne göre, nihai bir bulgu var:

Devlette, PKK ile mücadele zor biter, gibi yanlış bir psikoloji var. Oysa, teröre rağmen, hayatın normalleşmesini isteyen, ülkeyle bütünleşmek isteyen ve hatta ülkeleri için şehit düşen Kürtler varken, PKK adım adım sona yaklaşıyor.

Mesele bunu görüp, ona göre politikalar üretmek.

1999'da Apo yakalanıyor, terörü kökünden kazımak için iki yüze yakın önlem belirleniyor. Sonra hepsi rafa kaldırılıyor. Öyle değil.