Öcalan'ın Mısır "açılımı"

Yazan  18 Şubat 2011
Erdoğan’ın “Mısır açılımı” onu muhtemel Kürt eylemlerine karşı yeterince güçlü önlem almaktan alıkoyabilir mi?

Mısır'da olanlar dünya kamuoyu tarafından yakından izlendi. Tahrir meydanını dolduran genç işsiz muhalifler, yolsuzluklara bulanmış,ülkenin değil de kendilerinin refahını düşünen Mübarek ve ailesinin iktidarı bırakarak ülkeyi terk etmelerini istiyordu, başardılar.

İmralı'nın avukatları aracılığı ile gönderdiği ve basına yansıyan bilgilerden, Mısır'da yaşananların Öcalan'a da ilhamverdiği anlaşılmaktadır. "Diyarbakır'da halk, Mısır'daki gibi günlerce sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirirse, işte o zaman barış gelir, bakın bakalım o zaman AKP kalır mı kalmaz mı, işte o zaman Erdoğan'ın kendisi bu sorunun çözümünü talep edecektir"[1] ifadelerinden anlaşıldığına göre Öcalan, gündemi rahatlıkla takip ederek, hükümete şantaj yapabilmekte, yapılacak eylemler ile ilgili yandaşlarına taktikler verebilmektedir.

Öcalan'ın "halk sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirse" ifadesinden ne kastettiği açıktır.Daha önce de Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve PKK tarafından bu talepler[2] defalarca gündeme getirilmişti. Hükümetin de bu taleplere kayıtsız kalmadığı, Ankara'nın, konuk ettiği Irak Kürdistan Demokrat Partisi Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Kürt Yönetimi eski Başbakanı Neçirvan Barzani aracılığıyla KCK'ya önemli mesajlar ilettiği iddiaları basında yer almıştır.[3] Talabani'nin en son Türkiye ziyaretinde de bu taleplerin hükümetle görüşüldüğü iddiası kamuoyunda yer almıştır. Daha sonra bu talepler "demokratik özerklik" ve "iki dilli yaşam" istekleri ile daha da zenginleştirilmiştir. Ancak Öcalan'ın "zamansız ve yersiz" ikazı ve "şimdilik" kaydı ile en azından söylemlerden çıkarılmıştır.

Öcalan'ın Mısır'da olanlardan yola çıkarak tavsiye ettiği gibi, halk sokağa çıkıp, taleplerini dile getirebilir mi?

Mısır'daki muhalefetin ülkenin üniter yapısı ile ilgili bir sorunu ve talebi olmamıştır.Mısır'da bireysel örgütlenme, ifade özgürlüğü vb. haklar talep edilirken, Türkiye'de ise PKK ve yandaşları etnik bir grubun ayrıcalığını istemektedirler. Bölge halkının talepleri ile PKK, BDP ve/veya DTK'nın taleplerinin aynı olmadığı yapılan anketlerle ortaya çıkmıştır. (halkın %90'nından fazlasının yukarıda sözü edilen böyle bir talebi yoktur)[4]

Çeşitli bahanelerle ülkemizin çeşitli şehirlerinde yapılan "sivil itaatsizlik eylemleri" şekil olarak masumane olsa da PKK'nın bu yolla talep ettikleri, eylemcilere "dayatılan", Kürtlerin gerçek ihtiyaçları ile uyumsuz ve aşırı boyutlardadır.

Mısırlı göstericiler şiddet kullanmadı, polis ve ordu ile çatışmaktan kaçındı. PKK ise neredeyse 30 yıldır terör yapmaktadır. ABD ve AB'de terör örgütleri listesindedir. PKK ve yandaşları Mısır'daki gibi sivil eylemlere geçseler bile "dağdaki teröristler" nedeniyle bu eylemlerin arkasındaki şiddet tehdidinin gölgesi sürdükçe bunlara masum eylemler olarak bakmak mümkün olmayacaktır.

Radikalleşmiş Kürtler en baştan itibaren şiddet yerine sivil eylemleri tercih etmiş olsalar bu sorunun son 30 yıldaki tarihi çok farklı olabilirdi. Tartışma ve reformlar, daha barışçı, makul, çoğunu Kürtlerin ödemek zorunda kaldığı insani ve ekonomik maliyet çok daha düşük olacaktı.Kürtler için "şiddetin fırsat maliyeti" muazzam boyutta gerçekleşmiştir. Terör nedeniyle ölenlerin büyük kısmının Kürtler olması, köylerini terk etmek zorunda kalmış yüz binler, bölgenin ülkenin geri kalanından ekonomik olarak daha da kopması,ülkede Kürtler ile Türkler arasında sosyal barışın zaman zaman olumsuz noktalara ulaşması terörün kaybettirdiklerinin sadece bir kaçıdır.

Mısır'da halk özellikle internet paylaşım sitelerini kullanarak "kendiliğinden" organize olmuştur. Ancak Türkiye'de hem bölge halkı, hem de bölge halkı adına siyaset yaptığını iddia eden partiler ve yerel yönetimlerKCK'nın ve İmralı'nın baskısı altındadır.

Mısır'da muhalefet parlamentoda temsil edilmemiş, göstericilerin temsilcilerinin taleplerini Meclis'e taşımalarına izin verilmemiş, liderleri hapse atılmış çeşitli baskılarla siyaset yapmaları engellenmiştir. Oysa Türkiye'de devlet Öcalan'la bile görüşebilmektedir. BDP ve TDK her türlü platformda ve mecliste taleplerini gündeme getirebilmektedir.

Son olarak bölge halkının Mısır'da olduğu gibi sokağa çıkmasına gerek yoktur. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, "demokratik açılım" kapsamında gündeme getirilen talepler konusunda devlet ile ilgili diğer taraflar (İmralı, BDP, TDK, PKK) arasında "görüşme" süreci devam etmektedir. 2011 seçimlerinden sonra "Anayasa değişikliği" başta olmak üzere yukarıda bahsi geçen konularda (taleplerde) nasıl bir gelişme olacağı beklenmelidir.

Tunus ve Mısır'da olanlardan sonra, Türkiye demokrasisi bölge ve batı ülkeleri tarafından örnek gösterilirken, Türk demokrasisinin gerilediği, otoriterleştiği iddialarının tartışılması ve gündeme gelmesi kötü bir tesadüften öte ayrı bir anlam taşımaktadır.

Erdogan'ın "halkın sesine kulak verilmeli" ifadesi ile gündeme gelen "Mısır açılımı" onu muhtemel Kürt eylemlerine karşı yeterince güçlü önlem almaktan alıkoyabilir mi? İleride Batılı bir liderin içişlerimize yönelik benzer bir açıklama yapması halinde nasıl bir tepki verilebilir? Bu soruları cevaplayabilmek için ise zamana ihtiyaç var, umarız ki bu soruları cevaplamak zorunda kalmayız!..



[1] "Öcalan bu kez de Mısır'la tehdit etti", Vatan Gazetesi, 4 Şubat 2011, http://haber.gazetevatan.com/ocalandan-misir-tehdidi/357230/1/Gundem

[2] " Bize Taahhütlerde Bulundu", OdaTV, http://www.odatv.com/n.php?n=akp-bize , 24 Ekim 2010.AKP

1- Askeri operasyonların durdurulması.

2- Yeni bir anayasa için çalışmaların derhal başlatılması.

3- PKK ve KCK ile olası bir çözümde "güvenlik" sorununun nasıl halledileceği meselesi.

4- Abdullah Öcalan tarafından gündeme getirilen "Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulması".

5- Öcalan'ın daha aktif rol alabilmesi için koşullarının gözden geçirilmesi.

6- KCK operasyonlarının sonlandırılması, yargılamalarda tahliyelerin olması.

[3] "Yedi başlıktan oluşan mesajda devletin Kürt sorununun çözümü için atacağı adımlar özetlendiği" ayrıca bu adımlardan bazılarının Kurban Bayramı'ndan sonra, bazılarının ise 2011 Haziran seçimlerinden sonra süratle hayata geçirileceğinin belirtildiği", Kurtuluş Tayiz, "Ankara'dan Kandil'e Yedi Maddelik Mesaj", Taraf,9 Kasım 2010.

[4] Salih Akyürek, " Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor?,Ortak Değer ve Sembollere Bakış", BİLGESAM, Rapor No:26, s.41, Ocak 2011

Kenan Ertürk

Eğitim Durumu;

  1. Yüksek Lisans : İstanbul Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler, 09.1988 - 08.2000,
  2. Lisans : KHO, Elektrik Elektronik Mühendisliği, 1980-1984
  3. Lise:Mustafa Kemal Lisesi ANKARA, 1976-1980

 

İş Tecrübeleri;

 

1. 01.09.2010, 21 Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, DYÇA, Mrk. Bşk. Ankara,

07.2005-07.2008, Genel Kurmay Başkanlığı, Etüt Plan Proje Müdürü, Ankara,

2. 07.2001-07.2005, Güvenlik Subayı, 3 ncü Or. K.lığı Erzincan,

3. 07.1996-07.2001, Güvenlik Uzmanı, 2 nci Or. K.lığı, Malatya,

4. 07.1992-07.1996, Birlik Komutanlığı, Diyarbakır,

5. 07.1990-07.1992, Birlik Komutanlığı,Kıbrıs,

6. 07.1985-07.1990, Birlik Komutanlığı, İstanbul

 

Gerçekleştirdiği Projeler

1. Etnik Yapının Siyasi Hayata Etkileri master tezi, Türkiye'de ilk defa sosyolojik veriler sayısal hale getirilerek, ARTWIEW, IMAGENE programları kullanılarak, Uydu haritaları üzerinde birebir ölçekli gösterilmiştir. Bu araştırma uygulanarak 1999 Genel Seçimlerinde Malatya bölgesi %0.03 yanılmayla tahmin edilmiştir.

2. EXCEL programında,(Çayyolu, Yenimahalle, Ankara, Türkiye) nüfus ve sosyal veri girişleri ile karşılaştırmalı tablolar yapılarak, İTALYA ve İSPANYA'da Eğitim kurumlarında arz edilmiştir.

3. EXCEL programında, aylık gelir - gider tabloları (detaylı) yapılarak aylık ve yıllık karşılaştırmalı bilanço (basit) yapılmıştır.

Yabancı Dil: İngilizce, Konuşma:6, Yazma:8

Sertifika Bilgileri;

  1. Stratejik İstihbarat Analizi,  Genel Kurmay Başkanlığı - 05.11.2004,
  2. Güvenlik - (Özel Güvenlik Sertifikası)K.K.K. - 13.04.1998 
    Kalite - Denetim - (Toplam Kalite Eğitimi Sertifikası), MSB - 21.12.2006, RİSK YÖNETİMİ,
  3. Temel Kurs, Kara Kuvvetleri Komutanlığı - 26.07.1985, Birlik ve sınıf eğitimi temel bilgileri, Personel sevk ve idare konuları (10 ay ),
  4. Oryantasyon, Kara Kuvvetleri Komutanlığı - 09.08.1985, Sınıf oryantasyonu ile ilgili temel bilgiler,
  5. Sürekli Gelişim Faaaliyeti Eğitici Eğt., M.S.B. - 16.05.2006, Kriz Yönetimi, Risk Yönetimi, Bilgi Yönetimi, Zaman Yönetimi, İnsan Kaynakları, Personel yönetimi,
  6. Güvenlik Kursu; Genel Kurmay Başkanlığı - 13.11.199, 3 Ay süreli Güvenlik Kursu,
  7. Bilgi Destek, Genel Kurmay Başkanlığı - 24.01.1997 , 3 Ay Süreli Beden Dili, Propaganda,
  8. Stratejik İstihbarat Kursu, Genel Kurmay Başkanlığı - 29.11.2002,
  9. Birlik İdaresi Kursu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı - 20.04.1990,
  10. Bilgisayar Kursu, Genel Kurmay Başkanlığı - 18.12.1998,
  11. Analiz Kursu, Genel Kurmay Başkanlığı - 05.11.2004,
  12. AR-GE Yönetimi, MSB - 22.06.2006,
  13. Geliştirme Danışmanı Sertifikasyonu (SAP - Geliştirme Danışmanı Sertifikasyonu)MSB - 21.12.2006

      21Yüzyıl Türkiye Enstitüsü WEB (www.21yyte.org) yazıları

1.      Açılım sürecine” yurt dışından oyuncu transferi, 08.08.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

2.      "Özerklik" ilanı ve İmralı görüşmelerinin bazı detayları, 25.07.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

3.      Terörle Dans, 05.05.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

4.      Başbakan’ın Irak “Açılımı”, 29.03.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

5.      PKK’nın talimatı ile “Sivil İtaatsizlik”, 25.03.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

6.      Devlete Şantajın Yeni Adı: “İleri Demokrasi”, 11.03.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

7.      Sorunun Adını Doğru Koyamamak, 01.03.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

8.      Öcalan'ın Mısır "açılımı", 18.02.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

9.      Demokratik Özerklik mi? Yeniden Sevr mi ?, 27.01.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

10.  Terör ve Sorumlu "Sorunlu" Medya İlişkisi, 13.01.2011 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

11.  Kürtçe Savunma Talebi mi? Ayrışmanın Argümanı mı?,10.12.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

12.  Ankara’nın Irak’taki Hükümet Krizindeki Politikası: “Üç Yanlış, Bir Doğruyu Götürür mü ?”, 02.12.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

13.  AB’nin “Kürt Konferansı” Merakı,  20.11.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

14.  Analar Ağlamasın, Vatan Sağ Olsun, 12.11.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

15.  KCK Operasyonları Sürerken PKK ile Müzakere, 03.11.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

16.  Açılımda Trafik Hızlanırken Sorular ve Uyarılar, 01.10.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz

17.  AB'nin ROJ TV ve PKK'ya Yönelik "Yeni" Yaklaşımı, 06.09.2010 - Kenan ERTÜRK - Makale / Analiz                                                                                                                        

Yazıları:

1.  21 Yüzyıl Dergisi

a.       ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Bölgenin Yeni Güç Muvazenesi, Ekim 2010

b.      PKK Terör Örgütünün Bitirilmesi Bakımından Bölge Olanaklarının Değerlendirilmesi, Kasım 2010

c.       Kırsalda Terör, Kentte Demokratik Hak, Aralık 2010

d.      Annem de Türk’tü…, Ocak 2011

e.       Terörle Mücadeleyi Kısıtlayan Yasalar, Mart 2011

f.       Geleceğin Sureti: Talabani ve Barzani’den Sonra Hayat (var mı?), Nisan 2011

2.      Diğer Dergi/Kitap Yazıları:

a.         Bölücü Kürt Siyasi Hareketinin Özerklik İlanı ve Azan PKK Terörü Karşısında Çare; Yeni Anayasa mı, Yoksa Başka Önlemler mi?  (Kenan ERTÜRK, Şahin MENGÜ, Celalettin YAVUZ, Şahin YENİŞEHİRLİOĞLU), Ekoenerji, Ağustos 2011

b.         Tarihsel Süreçte Musul Sorunu (Kuzey Irak) ve Geleceğe Yönelik Öngörüler, Dr. Nevin YAZICI-Kenan ERTÜRK, Türk Yurdu, Ekim 2011,

c.         ABD Sonrası Irak, (Kenan ERTÜRK, Nüzhet KANDEMİR, Prof. Dr. Hasan KÖNİ, Prof. Dr.Özcan YENİÇERİ, Prof. Dr.Tayyar ARI,Prof. Dr.Talip ÖZDEŞ, Prof. Dr.Sadi ÇAYCI, Prof. Dr.Kürşat TURAN, Doç.Dr. Mehmet ŞAHİN, Doç.Dr. Serhat ERKMEN, Hicran KAZANCI, Dr.Sinan OĞAN, Bahadır Selim DİLEK, Riyaz SARIKAHYA, Yankı, Kasım 2010

Raporlar:

Türkiye Cumhuriyeti'nin Bölünmesinin Aracı Olarak “Demokratik Özerklik”, 21 Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, İkbal VURUCU - Kenan ERTÜRK, Temmuz 2011

TV ve Radyo Programları:

1. 26.09. 2011, Türkiye'nin Sesi Radyosu, “ son terör olaylarının değerlendirilmesi”,

2. 01.08.2011,  Kanal T, “Suriye’deki Gelişmeler”,

3. 01.08.2011, Beyaz TV, “Terör”,

4. 04.07.201, Türkiye'nin Sesi Radyosu, “  terör olaylarının değerlendirilmesi”

5. 04.07.2011, ART, “21 Yüzyıl Dünya” Programı,

6. 18.05.2011, Türkiye'nin Sesi Radyosu, “  terör olaylarının değerlendirilmesi”,

7. 25.03.2011, CNNTÜRK, “Sivil İtaatsizlik Eylemleri”,

8. 05.03.2011, Türkiye'nin Sesi Radyosu, “  terör olaylarının değerlendirilmesi”,   

9. 30.12.2010, Beyaz TV, “Demokratik Özerklik, - Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL'ün Diyarbakır Ziyareti, - MGK Kararları”,  

10. 24.12.2010, TV-8 “Haber Aktif”,  

11. 23.12.2010, CNNTÜRK, “Haber Programı”, 

12. 16.12.2010, CNNTÜRK, “Haber Programı”, 

13. 07.12.2010, ART, “21 Yüzyılda Dünya Programı”,

14. 10 Kasım 2010, Başkent TV, “Atatürk'ün Liderlik Anlayışı ve Dış Politikası”,  

15. 29 Ekim 2010, Başkent TV, “Cumhuriyet ve Değerleri”,

 Toplantılar;

1. 29 Eylül 2010 tarihinde, 21 Yüzyıl Türkiye Enstitüsünde, “ABD Çekilirken Irak ve Bölge” konulu bir beyin fırtınası

2.  21 Yüzyıl Türkiye Enstitüsünde, Şubat 2011, “Analiz Teknikleri”,

Konferanslar; 

1. 10 Kasım 2010, Milli Düşünce Merkezi'nde "PKK Operasyonları Sürerken KCK ile Müzakere'

2. 28 Ekim 2010, 21 Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, “Beden  Dili ve İletişim Teknikleri”

3. Mart  2011, Türk Ocakları/Konya, “ Terör”  

4. Ocak 2011,  “Beden Dili ve İletişim Teknikleri”  Ankara, 

5. Şubat 2011, “Beden Dili ve İletişim Teknikleri ”  Kayseri,

6. Mart  2011, “Beden Dili ve İletişim Teknikleri,”  Konya,

7. Nisan 2011, “Beden Dili ve İletişim Teknikleri,”  Eskişehir,

8. Şubat 2011, “Beden Dili ve İletişim Teknikleri,” İstanbul,

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display