Musul Çuvalının Ağzı

Yazan  17 Ekim 2016

İddia 1: Rus Ria Novosti Haber Ajansı: Musul’sa bulunan DAAŞ (İŞİD) militanlarının kentten ayrılması için ABD ile Suudi Arabistan’ın anlaştığını iddia etti. Haberde 9 bin DAAŞ militanının aileleriyle birlikte Suriye’ye güvenli bir şekilde geçeceği ve Suriye’ye geçen bu teröristlerin orada etki üreteceği öne sürüldü.

İddia 2: Sahadan (Musul bölgesinden) haber veren bazı yerel kaynaklar 13 – 14 Ekim gecesi Musul’a inen bazı helikopterlerin görüldüğünü iddia ediyor. Bu helikopterlerin DAAŞ’ın Musul’daki yabancı-profesyonel(!) cihatçılarını alıp, bilinmeyen bir yere götürdükleri ifade ediliyor.

İddia 3: Rudaw’ın haber bültenine konuk olan KDP’nin Musul Sözcüsü Muhittin Mızuri ise bakın ne söylüyor: “Musul’da gerek halkın, gerekse de IŞİD’in durumu kötü. IŞİD, halkın örgüte güveninin kalmadığına kanaat getirmiş. HALK DA ÖRGÜTÜN YABANCI ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNİN KENTİ TERK ETTİĞİNİ GÖRÜYOR.”

Her bir iddia, kendi başına çok şey üretmiyor.

Ama alt alta konunca ÜÇLÜ NESGAYFE oluveriyor.

Takdir sizlere ait.

Operasyona katılacak güçlerin arazideki konuşlanma ve yığınakları ise ASIL İSPAT!

Musul çuvalının BATI AĞZI, yani SURİYE YOLU AÇIK.

Bir de bu çuvalın Havice – Şırgat tarafı yırtık.

Güneyde (Geyyare mihverinde) ve Kuzeydeki Peşmergeler arasında (özellikle Musul Barajı bölgesinde) Irak Ordu Birlikleri, Federal Polis Güçleri ve Terörle Mücadele unsurları var. Peşmergeler ise Doğu ve Kuzeyde... Kuzeyin batıya uzanımındaki Suriye sınırına (Rabia) kadar olan alanda özellikle Talefer’in üstünde ve Sincar bölgesinde Peşmerge var. Tabi bir de Sincar’daki PKK ve PKK Ezidileri.

Bugünün yığınak fotoğrafındaki temel görüntü bu.

Batı ağzı yani Suriye yolu bilinçli bir şekilde açık bırakılmış.

Deniyor olmalı ki Kedidir o Kedi’ye: “Köşeye sıkışma, beni de cırmalama. Var git öte yana.”

Bakalım DAAŞ buna ne kadar uyacak?

Musul’da ne kadar savaşacak?

İster dirensin, ister bırakıp gitsin.

Anlaşılması gereken temel gerçek şudur:

Bu Musul’u DAAŞ’tan kurtarma operasyonu değil!

Musul’u paylaşma savaşı.

Hem de IŞİD nedeniyle Sünni Arapların ve Türkmenlerin bütün hak, iddia, etki ve inisiyatiflerini kaybetmenin gölgesinde...

Gerçekten çözüm, hak amaçlansa, panzehrin devrede olması gerekmez mi?

Ne zamandan beri Sünni İslam’ı ve Sünni tabanı istismar eden DAAŞ’ın panzehri, mezhebi ve etnik düşmanlık yaşadığı güçler oldu?

Görmüyorlar mı?

Yoksa görüyor da, bilerek mi yapıyorlar?

Bu dizaynın ve kavramsal savaşın yeni bir evresidir.

Daha büyük savaşların alt yapısını oluşturulma çabasıdır.

Düşmanlık ve kanın daha geniş alanlara yayılması, geleceğe sıçratılma uğraşıdır.

Sünni tabanın mezhebi ve etnik kırılma yaşadığı güçlerle Musul’u kurtarmaya kalkmak!

Ezidiler üzerinden PKK’yı Telafer ve Musul’a montajlamak!

Kerkük’e Selahattin’e sallanmak.

Batı ile İran istikrar istiyorlarsa, derslerini hiç çalışmamışlar.

Ama karmaşa istiyorlarsa, dersini gerçekten çok iyi çalışmışlar.

Yapılacak harekatın adı da “Musul’u DAAŞ’tan kurtarmak” filan değil.

Resmen MUSUL’dan NİNOVA’dan TOPRAK KAPMA SAVAŞI.

Toprak kapmaya kalkışanlar üzerinden COĞRAFYA’YI DİZAYN SAVAŞI.

KİM KAPTIYA GİTTİNİN SAVAŞI!

Hiç bir savaş ADİL BİR BARIŞLA ve PAYLAŞIMLA sonuçlanmadıkça, BİTMİYOR.

GÖRMÜYORLAR MI?

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display