< < ‘Demokratik Özerklik’: KCK/PKK’nın Bölünme Talebinin Yeniden İlanı


‘Demokratik Özerklik’: KCK/PKK’nın Bölünme Talebinin Yeniden İlanı

Yazan  05 Ocak 2016

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) olağanüstü genel kurulu 26-27 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Kongre sonucunda “Halk meclislerinin ilan ettiği özyönetim ilanlarını, halkımızın her alanda yürüttüğü haklı ve meşru direnişi sahipleniyoruz” denildi ve 14 maddelik Özerklik (yani bölünme) alt yapısı talepleri yinelendi. 7 Haziran seçimleri sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) liderliği ve Hükümeti, ortaya çıkan siyasal kompozisyona mütevellit Kürt silahlı (PKK) ve silahsız (HDP) paydaşları ile birlikte yürüttüğü “Çözüm Süreci”ni askıya almış ve “süreç buzdolabına kaldırılmıştı”. Bu bağlamda işlerin yolunda gittiği ve çözüm sürecinin devam ettiği dönemde başta doğu ve güneydoğu illeri olmak üzere, şehirlerde yapılanan KCK/PKK 7 Haziran sonrasında, şehir savaşı konseptini doğu ve güneydoğuya taşıdı. Bu çerçevede şehir savaşını -demokratik talepler sosu ile pazarlamaya çalışan örgütün DTK kanalı ile iç ve özellikle dış kamuoyuna üzeri örtük dışsal kendi kaderini tayin hakkına uzatılabilecek bir içsel kendi kaderini tayin tanımlama çabasında olduğu ifade edilebilir. Aslında DTK bildirisinde benimsenen taleplerin KCK sözleşmesinin[1] tekrarından başka bir şey olmadığı da ortadadır. Bu incelememizde DTK’nın deklarasyonu ile KCK sözleşmesi arasındaki aynılıkları ve benzerlikleri ele alacağız.

Önsöz ve başlangıç dâhil olmak üzere on altı bölümden oluşan KCK sözleşmesi;

i.Siyasi boyut: Kürdistan yönetiminin kurulması, dışsal kendi kaderini tayin, temsil ve yönetim ilkeleri,

ii.Egemenlik Boyutu: Yasama, yürütme, yargı, vergileme ve diplomatik temsil,

iii.Hukuki Boyut: Yargı, vatandaşlık ilkeleri, hak ve özgürlükler,

iv.Sosyal Boyut: Toplumsal yapılanma,

v.Askeri Boyut: PKK – Halk Savunma Güçleri’nin (HPG- Hezen Parastina Gel) konumu ve öz savunma güçleri,

vi.Ekonomik-Mali Boyut: Ekonominin ve maliyenin yapısı ve vergileme ilkelerini içermektedir.

Bu meyanda DTK’nın taleplerini ele alalım[2]:

1-Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması: Bu talep doğrudan devletin üniter yapısının değiştirilmesi talebidir. Ayrıca yukarıda belirtilen yakınlıkların hangi kriterler ile çerçevesinin çizileceği belirsizdir. Kültürel, ekonomik ve coğrafi yakınlık üzerinden aslında etnik/dilsel temelli bir bölünme alt yapısı serdedilmesi hedeflenmektedir. Zira bu talebin aynısı KCK sözleşmesinin 20. maddesinde “Eyalet-Bölge Meclisleri” kısmında “Ülkenin coğrafi ve etnik-kültürel özelliklerine göre ayrıştırılması” ile eyalet-bölgeler oluşturulması bulunmaktadır. Bu meyanda Etno-kültürel ve coğrafi olarak ülkenin bölünmesi yoluyla ‘demokratik konfederalizm’ sisteminin kurulacağı belirtilmektedir. Fakat ülkeden neresinin kastedildiği konusunda bir açıklık yoktur. Türkiye’nin tamamının mı eyaletlere bölüneceği, yoksa sadece sözde “Kürdistan”ın mı ‘eyalet’ olacağı belli değildir. Ülkenin bu şekilde bölünmesi zaten yeni bir devlet kurmak anlamına gelmektedir.

2-Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi: Bu talep doğrudan federal bir devlet yapısını işaret etmektedir ki KCK sözleşmesinin Kongra Gelê Kurdistan’ı (Kürdistan Halk Meclisi) düzenleyen 12. maddesinde yerel meclisin yapısı detaylı olarak kurgulanmıştır ve Meclis doğrudan Abdullah Öcalan’a karşı sorumludur ve PKK’nın kontrolündedir.

3-Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının, yeni demokratik anayasa ilkelerine uyulması doğrultusundaki denetimleri dışında bölgesel ve yerel yönetimler üzerindeki her türlü vesayetinin son bulması: Merkezi yönetimin ‘her türlü vesayetinin’ kaldırılması gibi beylik bir söz kullanılarak, idari ve hukuki yargılama düzeylerinde merkez denetiminden kurtulmak ve kendi yargı sistemini kurma amacı gizlenmektedir. Çünkü KCK sözleşmesinin 27. maddesinde, Yüksek Adalet Divanı; disiplin ve görev düzenini korumakla görevli İdari Mahkemeler ve halk içindeki sorunları çözmekle görevli Halk Mahkemeleri olmak üzere üçlü bir yargı sistemi tanımlanmaktadır. Amaç aynı olmakla beraber, DTK’nın bu talebinde daha yumuşatılmış bir görüntü vardır.

4-Özerk bölge ve kentlerde şehir, mahalle, köy, kadın ve gençlik meclislerinin, farklı halklar ve inanç toplulukları meclislerinin, sivil toplum örgütlerinin karar alma ve denetleme süreçlerine doğrudan katılımının sağlanması: Yuvarlak ve muğlâk ifadelerle sözde katılımcı demokratik yapıya işaret edilen bu talebin altının doldurulmuş halini KCK sözleşmesinin ‘alan merkezleri’ başlıklı 14. maddesinde; “Parça Örgütlenmesi”nin düzenlendiği 16. maddenin “Halk Meclisi” kesiminde, “Azınlık ve Kültürel Konfederasyonları” düzenleyen 19. maddede; “Eyalet Bölge Örgütlenmesi”nin düzenlendiği madde 20’de, “Mahalle Örgütlenmesi”nin düzenlendiği “Özgür Toplum Meclisleri” kesimini içeren 23. maddede ve “Şehir, Kasaba ve Mahalle Yürütmeleri” ile “Köy ve Sokak Örgütlenmesi”nin düzenlendiği 24. madde içinde görmekteyiz.

5-Kadınların meclislerde, tüm karar mekanizmaları ve özyönetim kademelerinde eşit temsilinin tanınması. Kadınların ihtiyaçları doğrultusunda meclis, komün ve toplumsal kurumlar kurabilmesi; kadın kurumları ve kadınlarla ilgili kararların tamamen kadın meclislerinin onayından geçmesi: Bu talebin KCK sözleşmesindeki karşılığı ise 27. Maddede “Koma Jinen Bilind (KJB)”dir. Anılan maddeye göre KJB “Kadının komünal-konfederal topluluk sistemidir. KCK’nin temel organları, komiteleri, alan merkezleri içinde özgün, özerk yer alır ve örgütlenir. KJB üyeleri hem kendi organlarına karşı sorumludurlar hem de içinde bulundukları KCK organlarına karşı sorumluluk taşırlar. KJB, KCK sisteminin konfederal bir bileşeni olarak KCK sistemine karşı sorumludur.”  Yani bu talebin de aslında KCK yapılanmasının içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira KJB yapılanması zaten ilan edilmiş ve 2014 yılı Mayıs içinde düzenlenen kongre Komalen Jinen Kürdistan[3] (KJK) ismi ile PKK/PYD’nin silahlı kadın gücünü de kapsayan bir mekanizmaya dönüştürülmüştür.[4] Bu bağlamda DTK’nın bu talebi yalnız kadın siyaseti çerçevesinde değerlendirilemez.

6-Gençliğin karar mekanizmaları ve özyönetim organlarında yer alması: Aynı karar mekanizması KCK sözleşmesinin 38. maddesinde Komalên Ciwanên Demokratik a Kurdistan (Demokratik Gençlik Konfederalizmi) olarak tanımlanmıştır. Bu yapının bir tarafı silahlı güç olarak şehir merkezlerinde Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) olarak varlığını hâlihazırda devam ettirmektedir.

7-Her kademede eğitimin özyönetimlere bırakılması. Türkçenin yanı sıra bütün anadillerin de eğitim ve öğretim dili olması. Eğitim müfredatında genel müfredat dışında yeni demokratik anayasa, evrensel değerler ve insan hakları çerçevesinde yerelin tarihi, kültürel ve toplumsal özgünlükleri ve ihtiyaçları temelinde müfredata eklemeler yapılması. Türkçe’nin yanında yerel dillerin de resmi dil olarak kabul edilmesi: Eğitim konusu zaten uzun süredir KCK/PKK’nın ana gündem maddelerinden birini teşkil etmektedir. Bu bağlamda taleplerin alternatif bir dil kapsamında tahayyül edilemeyeceği açıktır. Tarih, kültür ve coğrafya vurguları burada alternatif tarih tezi, alternatif kültür ve alternatif coğrafi muhayyile ile okunduğunda ülkenin geneline yabancı bir nesil inşa etmeyi de hedeflediği açıktır. DTK’nın değindiği bu talebin KCK sözleşmesinde kuvvetli bir biçimde vurgulandığı görülebilir. Belgede 15 farklı yerde eğitimden söz edilmektedir.

8-Dil, tarih ve kültür alanında her türlü çalışma yapabilmek. Aynı zamanda İnanç ve ibadet hizmetleri sunan kurumların özerk kurumlar olarak örgütlendirilmesinin sağlanması: Örgüt uzun zamandır. , Diyanete İşleri Başkanlığına alternatif yapılanma kurmaya ve yerel din adamlarını kendi güdümüne almaya çalışmaktadır.

9-Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulabilmesi: Bu hizmetlerle ilgili olarak örgüt KCK sözleşmesinin 14. maddesinin 3. kesiminin b başlıklı fıkrasında sağlık konusunda yetkili olarak “Halk Sağlığı Komitesi”ni belirlemiştir. Bu anlamda örgüt ve sağlık kurumları arasında bağlantıyı ve sağlık hizmet sunucuları arasındaki eşgüdümü bu merkezin sağlaması öngörülmüştür. Sağlık komitesi aktif olarak çalışmaktadır. Bilhassa PKK kamplarının bulunduğu alanlarda komite güdümünde tedavi olanağı sağlanmaktadır.[5] Ayrıca güneydoğuda hizmet veremeyen bazı Aile Sağlık Merkezleri (ASM)’nin PKK/KCK ilk yardım merkezine dönüştürüldüğü de bilinmektedir.[6]

10-Yargı sistemi ve adalet hizmetlerinin Özerk Bölge Modeli’ne göre yeniden düzenlenmesi: DTK taleplerinde değinilen, fakat federal devlet yapısına işaret edilerek geçiştirilen yargı meselesi KCK sözleşmenin 27-30. maddelerini içeren kısımda detaylı olarak ele alınmıştır. Metin incelendiğinde, federal devlet düzeyini aşar ölçüde (örneğin askeri yargılama gibi) detaylı bir yargı sistemi kurgulandığı görülmektedir.

11-Toprak, su ve enerji kaynaklarının ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi, denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özerk bölge yönetimine verilmesi. Özyönetimin tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret dâhil her alanda genel demokratik anayasa ilkelerine ters düşmeden her türlü üretim ve işletme birimleri oluşturma, bu tür toplumsal ve bireysel girişimleri destekleme, teşvik etme, hibe desteği sunma yetkisine sahip olması: Bu talepler örgüt kontrolünde tarım, sanayi ve ticaret konusunu gündeme getirmektedir. Teşebbüs hürriyetini kısıtlayabilecek bu talepler “Ekolojik Toplum” söylemi ile sunulmaya çalışılmıştır ki aslında Stalinist bir ekonomik düzeni çağrıştırmaktadır.

12-Özerk bölgenin yönetim alanında ve kent içinde, her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerini sunması ve denetimini sağlaması. Trafik hizmetlerinin merkezi trafik kurumları ile uyumlu halde yerel yönetim organları denetimindeki birimlerce yürütülmesi: 5393 sayılıBelediye Kanunu’nun 15/f maddesine göre kent içinde kara ve deniz ulaşım hizmetlerini zaten hâlihazırda belediyeler sunabilmektedir.[7] Türk Sivil Havacılık Kanunu uyarınca hava ulaşımı konusunda ise gerekli izinler alındıktan sonra bunun yapılabilmesi mümkündür.[8] Ancak burada da merkezi yönetimin idari/hukuki denetimi dışında yapı tesisi edilmek istenmektedir.

13-Yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimine devredilmesi ve kadın odaklı bütçelemenin esas alınması; merkezle ve diğer yerellerle varılacak anlaşmalara ve hakkaniyet ilkelerine bağlı olarak bazı vergilerin özyönetim birimleri tarafından toplanması. Merkezin yerelden topladığı bütün vergi gelirlerinden yerele pay verilmesi. Merkezin bölgelerin gelişmişlik farkını giderecek şekilde gerekli tedbirleri alması: KCK sisteminde “Ekonomik ve Mali Sistem” başlığı altında ekonomik yapılanma tanımlanmıştır ve bu sistemde “Kürdistan’da ekonomik kaynakların, yer altı ve yerüstü zenginliklerin korunması ve toplum yararına aktif bir şekilde işletilmesi sağlanır” ve “Ekonomi ve mali sistem, ekonomi ve maliye komitesinin koordinesinde ve bütçe sistemi içinde yıllık bir planlamayla yürütülür.” ifadeleriyle bütçelemenin, yer altı ve yer üstü kaynaklarının tamamının KCK uhdesinde olması öngörülmektedir. Ayrıca merkezi bütçeden kaynak transferi de talep edilmektedir.

14-Özerk bölge yönetiminin denetiminde, yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması, bu birimlerin Anayasal kurallar çerçevesinde ihtiyaçlara bağlı olarak kurulmuş merkezi savunma ve güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışması: Son olarak değinilen bu talep devlet kolluk kuvvetlerinden farklı olarak yerele ait savunma ve kolluk gücünün kurulmasıdır. KCK sistemi içinde bölgede yaşayan ve “KCK vatandaşı” olan kimselere askerlik yükümlülüğü tanımlanmıştır. Bu sistemin askeri gücünü HPG; şehirlerde asayiş birimlerini ise YDG-H oluşturmaktadır. Bu meyanda da DTK talebinin KCK/PKK talebinin alt basamağı olduğu görülebilmektedir.

Sonuç olarak DTK’nın ilan ettiği “demokratik özerklik” planındaki talepler aslında yeni değildir. Zira bu taleplerin tamamı KCK sözleşmesinden çıkarılmış ve adeta KCK sözleşmesinin özetlenmiş bir halidir. Bu taleplerin dayanağı ve zemini KCK sistemidir. Kısacası DTK’nın taleplerinin demokrasi, âdem-i merkeziyet değil bölünme olduğu aşikârdır.

 

Tablo 1: KCK Sözleşmesi- DTK taleplerinin Özet Karşılaştırılması[9]

 

KCK Sözleşmesi

DTK Deklarasyonu

Siyasi boyut

Var (Siyasal Erk Belirtilmiş)

Var (Yerel Yönetim Üzerinde Durulmuş)

Egemenlik Boyutu

Var (İçsel+Dışsal)

İçsel bağlam ağırlıkta

Hukuki Boyut

Var (Detaylı Tanımlanmış)

Var (Merkezi yargıdan bağımsızlık çerçevesinde bırakılmış)

Sosyal Boyut:

Var

Var

Askeri Boyut:

Var (Detaylı Tanımlanmış)

Var (İç Güvenlik Bağlamında tanımlanmış)

 

Tablo 2: KCK Yapılanması[10]

 


[1] Kullanılan metin için bkz: KCK-Koma Civaken Kürdistan Sözleşmesi, http://rojbas1.files.wordpress.com/2011/10/koma-civakc3aan-kurdistan.pdf, (28.12.2015, çevrimiçi)

[2] DTK Sonuç Bildirgesi, Türkçe ve Kürtçe Tam Metin, 27.12.2015,  http://demokratiktoplumkongresi.com/dtk/dtk-sonuc-bildirgesi-turkce-ve-kurtce-tam-metin.html (28.12.2015, çevrimiçi)

[3] KJK için bkz: http://www.kjk-online.org/hakkimizda/?lang=tr

[4] “KJK İlan Edildi”, Yeni Özgür Politika, 30 Ağustos 2014.

[5] “Gerilla doktorlar: Hizmete hazırız”, Yeni Özgür Politika, 30 Haziran 2010.

[6] “Teröristler sağlık merkezini kendi amaçları için kullandı”, TRT Haber, 25 Ağustos 2015, http://www.trthaber.com/haber/turkiye/teroristler-saglik-merkezini-kendi-amaclari-icin-kullandi-200282.html, (28.12.2015, çevrimiçi).

[7] http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5393.pdf, (28.12.2015, çevrimi)

[8] http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2920.pdf, (28.12.2015, çevrimi)

[9] Tablo tarafımdan oluşturulmuştur.

[10] Atilla SANDIKLI, KCK Terör Örgütünün Yapısı ve Faaliyetleri, Bilgesam http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=992:kck-teroer-oerguetuenuen-yaps-ve-faaliyetleri&catid=122:analizler-guvenlik&Itemid=147, (26.02.2014, çevrimiçi). KCK Şeması, http://medya.zaman.com.tr/2009/04/14/yapilanma2.jpg, (03.04.2014, çevrimiçi); 2012/123 sayılı KCK İddianamesi, s.71’den yararlanılarak tarafımdan oluşturulmuştur

 Kısaltmalar: DKB: Demokratik Kurtuluş Birliği; KJB: Koma Jinen Bilind-Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi, CDK: Kürdistan Demokratik Toplum Koordinasyonu KON-KURD: Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu, YEK-KOM: Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu, FEYKA: Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu, FED-BİR: İngiltere Kürt Dernekleri Federasyonu, FEY-KOM Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu, FEKAR: İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu, FEK-BEL: Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu, FED-KOM: Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu, FEY-KURD: Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu, FKKS: İsveç Kürdistan Dernekleri Federasyonu.

Dr. Serkan Kekevi

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display