< < < < < Bir Terör Örgütünü Parlatmak: PKK/PYD Propagandası


Bir Terör Örgütünü Parlatmak: PKK/PYD Propagandası

Yazan  09 Temmuz 2019

Ülkemizin 40 yıla yakın bir süredir mücadele ettiği PKK terör örgütü; Türkiye’yi her alanda zayıflatmak, devlet otoritesini zaafa uğratmak, toplumda etnik kökene dayalı zihinsel bölünmeler yaratmak maksadıyla terör faaliyetlerini sürdürüyor.

Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaş, bu savaştan faydalanarak kapasitesini ve etki alanını genişleten PKK terör örgütü, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler ve uluslararası toplumun kendisine verdiği destekle yeni bir evreye giriyor. Her ne kadar kamuoyunda PKK/PYD terör örgütüne verilen silah, malzeme ve teçhizat desteği ön plana çıksa da hakikatte bu destek bununla sınırlı kalmıyor. ABD ve uluslararası bazı örgütlenmelerin PKK/PYD’ye verdiği asıl destek, bir terör örgütünün parlatılması, boyanması, olduğundan farklı gösterilmesini mümkün kılabilecek propaganda desteği olarak karşımıza çıkıyor.

Her ne kadar terörizm ve propaganda arasında bir ilişki bulunduğu, terör örgütlerinin varlıklarını sürdürmek maksadıyla propagandayı aktif olarak kullandıkları, terörizmin amacının temelinde korku salmak, bir dehşet ortamı yaratmak, yaratılan bu ortamı yaygın hale getirmek olduğu, terörizmin kendisinin bir propaganda aracı olduğu bu nedenle terör örgütlerinin kendilerini tanıtmak, ideolojilerini daha geniş bir kitleye yaymak, mevcut hükümet üzerinde baskı oluşturmak gibi amaçlarla terör örgütlerince propagandanın kullanıldığı genel olarak kabul görse de; bir terör örgütünden silahlı partner yaratmak, terör örgütünü meşru bir zemine  oturtmak maksadıyla devletlerin kendi istekleriyle terör örgütlerinin propagandasını yapmasına pek de sık rastlanılmıyor.

Bu çerçevede PKK terör örgütünün bir yandan kendi propagandası yaparken, diğer yandan belirtilen amaçlarla kendi propagandasını yaptırdığı, Türkiye düşmanı ülkelerin ve kurum/kuruluşlarının bu propagandayı desteklediği görülüyor. Suriye’de faaliyet gösteren PKK terör örgütünün parlatılmasına, ön plana çıkarılmasına yönelik propaganda, ABD’nin bu bölgede kendisine ortak olarak PKK/PYD terör örgütünü seçmesiyle başlıyor. Bir terör örgütünü, üstelik de “müttefiki” bir ülkeye karşı faaliyet gösteren bir terör örgütünü, elinde binlerce vatandaşımızın, şehidimizin kanı olan bir örgütü “iyi çocuklar” gibi göstermeye çalışan ABD ve diğer ülkeler, kendi ülkelerinin kamuoylarına bir terör örgütünü neden desteklediklerini dolaylı yoldan izah edebilmek için bu yöntemleri sıklıkla kullanıyor.

Bu kapsamda her ne kadar kendi “kitle ikna silahları” ile ulusal ve uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalışsa da PKK terör örgütünün terör propagandasına katkı sunan asıl etmenin, bu ülkelerce desteklenen batı medyasının kendisine verdiği destek olduğu görülüyor. Bir örnek vermek gerekirse[1]; 2014 yılında Marie Claire isimli moda dergisinin PKK terör örgütünün kadın mensuplarını moda ikonu gibi parlatması (“These Remarkable Women Are Fighting ISIS”)[2], aynı yazının Esquire isimli dergide de yer alması bu desteğe yönelik gösterebilecek bir örnek olarak sayılabilir. Bununla birlikte batı medyasının PKK’yı bir terör örgütü olarak değil aksine sözde “özgürlük savaşçısı”, aktivist, isyancı gibi isimlerle nitelemeleri, terör örgütü yöneticilerini televizyonlarda konuk olarak kabul etmeleri, PKK’nın kendi yayın organlarının yaptıklarının ötesinde bir algı operasyonudur.

PKK/PYD Terör Örgütü Propagandası Yapan Marie Claire Dergisi Ekim 2014 Sayısı

Bununla birlikte, PKK terör örgütü kendisine destek veren ülkelerin de öncülüğünde propaganda amaçlı bir sinema filmi projesine dahi girebilmiştir. ABD Hollywood stüdyolarında çekimleri günümüzde devam eden “Anarşistler IŞİD’e Karşı (The Anarchists vs ISIS)” isimli filmin IŞİD’e karşı savaşmak için Suriye'ye giden ve PKK/PYD terör örgütü saflarına katılan bir grup ABD’linin hikâyesinin anlatılması üzerine kurgulandığı[3] filmin asıl amacının; IŞİD terör örgütü ile mücadele adı altında PKK/PYD terör örgütünün kahramanlaştırılması, terör örgütünün meşrulaştırılması, terör örgütünün uluslararası alanda sözde “özgürlük savaşçıları” olarak kabul görmesinin sağlanması maksadıyla propaganda yürütülmesi olduğu anlaşılmaktadır.

Süreklilik arz eden terör propagandası verilen örneklerle sınırlı olmadığı gibi, artan bir dozda süreklilik arz eden bir faaliyet halinde devam ediyor. Benzer bir biçimde Eylül 2016’da düzenlenen 73’üncü Venedik Film Festivaline katılan “Bizim Savaşımız-Our War” isimli belgeselde de IŞİD terör örgütü ile mücadele etmek üzere PKK/PYD terör örgütüne katılan ABD, İtalyan ve İsveçli üç kişinin hikâyesine yer verilmiştir[4]. Filmin gösterime girdiği günü PKK/PYD terör örgütü propagandasına dönüştüren bu üç “yabancı terörist”, PYD’yi simgeleyen işaretlerle donatılmış kıyafetleriyle film festivalinin sahnesinde yerlerini almış, terör örgütünün uluslararası bir organizasyonda tanıtımını yaparak gerçek amaçlarını ortaya koymuşlardır.   

73’üncü Venedik Film Festivali “Our War” Belgeseli Oyuncuları

Örneklerden de anlaşılacağı üzere, PKK/PYD terör örgütünün propagandası kendi imkân ve kabiliyetlerinin ötesinde, batılı devletler ve uluslararası toplumun desteği ile oluşturulan, terör örgütünü meşrulaştırmak ve ona uluslararası alanda güç kazandırmak üzere hazırlanmış, bir seri ve düzenli/planlı aktiviteyi kapsamaktadır.

Batılı ülkeler eliyle yürütülen PKK/PYD propagandasının bir parçası da, bir yandan terör örgütünü yüceltirken diğer yandan Türkiye’yi kötülemek üzerine kurgulanan kara propaganda materyallerinin yayılmasıdır.

Bu propaganda malzemeleri sayesinde batılı ülkeler PKK/PYD terör örgütünü Suriye’de sözde meşru güç, Suriye halkının kurtarıcısı olarak göstermeye çalışırken, Türkiye’yi sözde işgalci güç olarak göstermeye ve bu kapsamda uluslararası alanda kamuoyu yaratmaya çalışmaktadır.

Özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenen PKK/PYD terör örgütü düzenledikleri propaganda kampanyaları çerçevesinde;

  • IŞİD terörüyle mücadele eden seküler bir grup oldukları,
  • Suriye’nin kuzey ve doğusunda ele geçirdikleri bölgelere huzur getirdikleri,
  • Suriye’de büyük bir halk desteğini arkalarına aldıkları,
  • Uluslararası toplum tarafından kabul gördükleri,
  • Ölen örgüt mensuplarını kahramanlaştırmaya çalıştıkları,
  • Kadınları ön plana çıkartmaya çalışan temalar kullandıkları,
  • Ülkenin yeniden yapılanması aşamasında vazgeçilmez bir aktör oldukları,
  • Çevreci paylaşımlarla batılı ülkelerin çevreci örgütlerinin desteğini de sağlamaya çalıştıkları,
  • Faaliyet gösterdikleri bölgede kolluk kuvveti olarak faaliyet gösterdikleri,
  • Törenler, şenlikler, bando dinletileri paylaşımlarıyla düzenli bir güç haline geldikleri yönünde propagandalarına devam etmektedirler.

PKK/PYD terör örgütünün planlı propaganda faaliyetleri verilen örneklerle sınırlı kalmıyor. Özellikle IŞİD terör örgütünün Suriye’deki görünürlüğünün azalmasının ardından son günlerde artarak devam eden bir propaganda süreci göze çarpıyor. Bunlardan birincisi PKK/PYD’nin Suriye sorumlusu teröristin Birleşmiş Milletler çatısı altında boy göstererek, meşru bir devletin unsuru ve sözde gücü olarak, uluslararası sistemin tepesinde olan bir örgütle aynı masaya oturtulması, daha da ötesi sözde bir anlaşmaya taraf olarak imza attırılması olayı.

BMGenel Sekreterinin silahlı çatışmalarda çocuklar konusundaki özel temsilcisinin, BM Cenevre ofisinde bir araya geldiği PKK/PYD terör örgütünün elebaşıyla, örgütün "bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için" eylem planına resmî törenle imza atması[5], bu anlaşmanın uydurulmuş hikayesinin ötesinde daha derin anlamlar, daha geniş propaganda mesajları taşımaktadır. Burada önemli olan imza atılan sözleşme metni değil, asıl önemli olan Türkiye’nin 1932’den bu yana üye olduğu bir uluslararası kuruluş eliyle yapılan terör propagandasıdır. Bu çirkin propagandayla; Türkiye’nin terörden arananlar listesinde bulunan bir terör örgütü mensubu ve dolayısıyla terör örgütü PKK meşru hale getirilmeye çalışılmış, BM tarafından muhatap alınmıştır.

Son döneme ait bir başka propaganda mekanizması da geçtiğimiz günlerde Suriye’nin kuzeyinde yine uluslararası toplum tarafından organize edilen ve desteklenen bir sözde düşünce kuruluşu toplantısıdır. Daha önce tekrar belirttiğim hususa tekraren, bir terör örgütünün kendi imkanları ötesinde bir propaganda mekanizmasının devrede olduğu görülüyor. PKK/PYD terör örgütü için kurulan/kurdurulan bir sözde düşünce kuruluşu olan “Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi” tarafından düzenlenen etkinlikle[6]; “ironik bir biçimde” bir terör örgütü (PKK/PYD) başka bir terör örgütünün (IŞİD) elemanlarından elde bulundurulanların yargılanmasına yönelik konuları tartışıyor.

Düzenlenen etkinliğe Mısır, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan başta olmak üzere çok sayıda yabancı katılırken, etkinliğin yine BM tarafından da desteklendiği iddia ediliyor. Dahası bu sözde araştırmalar merkezinin ilk faaliyeti de değil. 2018 yılı sonunda da küstahça bir başlıkla, doğrudan Türkiye’yi hedef alan“Afrin’de etnik temizlik ve demografik değişiklik” başlıklı bir faaliyet düzenlenmiş, Fırat’ın doğusunda PKK/YPG'yi temize çıkaracak, Türkiye'yi suçlayacak bir etkinliğe Fransa önderliğinde imza atılmış, toplantıya Fransa’nın eski bir dışişleri Bakanı da katılmıştı.[7]

Uluslararası katılım sağlanarak PKK/PYD tarafından düzenlenen faaliyetler terör örgütünün tanındığı, bu bölgede sözde PKK devletçiğinin kurulması için son hazırlıkların yapıldığı, terör örgütünün sadece silahlı çatışmalarla değil sözde hukuki yollarla da IŞİD’le mücadele eden bir yapı olduğu algısı yaratılıyor.

Sonuç olarak; PKK/PYD terör örgütü eskisine nazaran daha görünür, batılı ülkelere göre daha meşru bir yapı haline getiriliyor. Uluslararası kamuoyunun PKK’nın sözde “özgürlük savaşçısı” olduğu, bir terör örgütü olmadığı yönünde iknaya zorlanıyor, bu maksatla sürekli ve planlı bir propaganda faaliyeti devam ettiriliyor. Önümüzdeki kısa ve orta vadede batılı ülkeler ve uluslararası kurum/kuruluşların bu yöndeki faaliyetlerinin hem nitelik hem de nicelik açısından artacağı şimdiden görülüyor. Algılar gerçeğe dönüşmeden PKK/PYD’nin parlatılması üzerinden yürütülen algı operasyonlarına karşı koymak maksadıyla şimdiden tedbir alınması gerekiyor.

 

 

 

[1] Çoğu zaman terör örgütü propagandasıyla ilgili örnekler vermek sakıncalı olabilmektedir. Ancak kamuoyunun terör örgütleri tarafından bu tür propagandaların nasıl yapıldığını, hangi ülkelerin ve kurum/kuruluşların terör propagandasına destek olduklarını gösterebilmek açısından örnekleri paylaşmak ihtiyacı duyulmuş, bu maksatla örnekler özenle seçilmeye çalışılmıştır.

[2]“These Remarkable Women Are Fighting ISIS. It's Time You Know Who They Are”, http://www.marieclaire.com/culture/news/a6643/these-are-the-women-battling-isis

[3]“Hollywood'dan terör örgütü YPG'ye film, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/hollywooddan-teror-orgutu-ypgye-film-40406582

[4]“Venedik Film Festivali'nde PYD Rezaleti”, https://www.takvim.com.tr/dunya/2016/09/11/venedik-film-festivalinde-pyd-rezaleti

[5]“BM'de YPG/PKK skandalı”, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bmde-ypg-pkk-skandali/1520701

[6]https://www.sabah.com.tr/dunya/2019/07/07/turkiye-dusmanlari-ihanet-toplantisinda-tam-kadro

[7]“Fırat'ın doğusundaki PKKistan'a Avrupa ve Körfez desteği”, https://www.yenicaggazetesi.com.tr/firatin-dogusundaki-pkkistana-avrupa-ve-korfez-destegi-49854yy.htm

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display