Her sene olduğu gibi bu yıl da 30 Kasım’da dünyanın her yerinde Hazreti İsa’nın havarilerinden Aziz Andreas’ın dinî günü kutlandı.

15 Temmuz ardından iyice ortaya çıkan FETÖ gerçeği, ne yazık ki birtakım siyasi ve şahsiçıkarlar uğrunaeksik ve yanlış değerlendiriliyor.

“Gerçek, yalanlardan ve sevgi, korkulardan daha güçlüdür. Eğer dini bir örgüte dâhilseniz unutmayınız ki Allah, bizlere özgür iradelerimizi verdi. Bu yüzden hiçbir ruhani yapının bu özgürlüğümüzü elimizden alması, bizleri aldatması ya da zihinlerimizi kontrol etmesi kabul edilemez.” 

Ebu Gureyb Hapishanesinde Amerikalı askerlerin Iraklı mahkûmlara uyguladıkları işkenceler, ABD destekli FETÖ’nün askeri okullarda kendilerinden olmayan öğrencilere uyguladıkları işkencelerle örtüşüyor.

Geçtiğimiz 21 Haziran’da ABD’nin her sene yayınladığı, bir önceki senenin din özgürlüğünü inceleyen raporu “Annual Report on International Religious Freedom” açıklandı. Geçen yıllarda olduğu gibi bu raporda da Türkiye aleyhine yapılan eleştiriler yer aldı. Araştırma konularımızdan olan Rum Patrikhanesi hakkında bu raporda da ağır ifadeler yer aldı. Türkiye suçlandı.

Türkiye’nin S400, F35, Akdeniz, Suriye gibi ağır gündemler ve ekonomimize yapılan operasyonlarla meşgul olduğu bu dönemde bir cephe de Patrikhane üzerinden çalışıyor.

FETÖ mensupları mağduriyet psikolojisi[1] yaratarak FETÖ ile mücadeleyi etkisiz hale getirmeye çabalıyorlar. Bu Fetullahçıların timsah gözyaşlarına ve yalanlarına kanmadan önce “FETÖ’nün adalet anlayışı nasıldı?” hatırlamakta fayda var.

Fasıldan Fasıla kitabında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşışöyle diyor:[1]

 

Ulusal güvenliğimiz açısından şimdiye dek karşılaşmadığımız kadar tehlikeli seviyede bir kült örgüt[1] olarak Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) terör, casusluk[2] ile kadın pazarlama,[3] uyuşturucu satma,[4] soru çalma,[5] gasp, şantaj, kundakçılık ve hırsızlık gibi diğer suç işleme amaçlı organize olan birçok şebekesi mevcuttur.

FETÖ, algı yönetimi alanında profesyonel bir örgüt olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkemizde FETÖ ve benzeri kült örgütler faaliyetlerini sürdürüyor. Onları sadece delilikle suçlayabilir miyiz? Yoksa bu durumun altında yatan mesajları, şifreleri mi incelemeliyiz?

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display