"Dünyadaki barışa dair ortak umutlarımız özelde Orta Doğu'yu ve kutsal toprakları kapsamaktadır. Bu bayram zamanında Hıristiyan ve Yahudilerin kutladığı Tanrı'nın merhamet hatıraları, bu bölgenin -Tanrı'nın vahiylerini çevreleyen olayların bilfiil meydana geldiği yer- geleceğinden sorumlu olan bizlere yeni çabalar, özellikle yeni davranışlar ve kalplerin yeniden arınması için ilham veriyor." (Message of His Holiness Benedict XVI To The Jewish Community On The Feasth of Pesah)
Evet, Papa'nın misyonu ve hedefi açık. Ne var ki bizdeki Papa Muhipler Cemiyeti, Papa'nın ABD ziyareti ve faaliyetleriyle ilgili olarak enteresan değerlendirmeler yapıyor. Birçok sözden kendi durumuna uygun düşeni seçerek Papa'nın üzerinden kendi söyleminin haklılığını savunuyor. Öyle ki PMC, Cumhuriyete karşı cephe oluşturma adına geliştirdiği çarpık ve sapkın İslâm anlayışını ve siyasi tutumu Papa'ya atıf yaparak temellendiriyor. Papa üzerinden laiklik tartışması yaparken aradan da birilerini güç odaklarına ihbar ediyor. Bu nasıl Müslümanlık, nasıl insanlık anlamak mümkün değil.
PMC değerlerin üzerinden güç odaklarıyla oynaşırken Papa, ABD Başkanı'na krallık gelsin, çağrısı yapıyor: "Ancak hep birlikte gözümüzü Mesih'e çevirirsek ileriye gidebiliriz. Kendi fikirlerimize ve varsayımlarımıza ister istemez uymayan bakış açılarına kendimizi açacak isteği ve gücü imanın ışığında keşfedeceğiz. Böylece birbirimizin bakış açılarını değerlendirebileceğiz ve nihayetinde Kutsal Ruh'un bizlere ve kiliseye ne söylediğini duyacağız."
Bu mesajdan sonra 11 Eylül olayından bahseden Papa 2001 de ikiz kulelere yapılan saldırılara değinerek "bu trajedi sonucu acı çeken ve hayatını kaybedenlere, tüm Amerikan halkına, tüm dünyaya, kardeşliğe, dayanışmaya, karşılıklı saygıda ilerlemeye, yenilenmiş bir güven için dua ediyorum... Tanrı Amerika'yı korusun." (The New York Times,20 April 2008, Bay Iyan Fisher and Sewell Chan.)
11 Eylül 2001 hadisesinin nasıl planlandığı hâlâ tartışma konusu. Ne var ki bu menfur olay ABD tarafından İslam coğrafyasına müdahale etmenin dayanağı yapıldı. Öyleyse PMC şu sorunun cevabını vermelidir: İkiz kulelerde ölenler insan da, ülkemizin doğusunda her gün şehit edilen askerlerimiz, Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de ölenler ne? Bunlar sizin Müslüman kardeşleriniz değil mi? Yoksa kardeşlik bağının bağlamı değişti de bizim mi haberimiz yok! Papa bu vahşetleri niçin kınamıyor? Yoksa Tanrı, sadece ABD ve Papa'nın Tanrısı mı?
Manzaranın ne olduğunu görmek için Papa'nın sözlerine devam edelim: Her gün, bu kıta boyunca, siz ve sizin komşularınız Tanrı'ya Mesih'in sözleri ile dua ediyor: "Krallık gelsin". Bu duanın ABD'deki tüm Hıristiyanların kalbinde ve zihninde şekillenmeye ihtiyacı vardır. Sizin hayatınızı sürdürme,aile kurma ve topluluk oluşturma biçimlerinizde bu duanın meyve vermesi gerekir. Tanrı'nın krallığının onun tüm koruyucu gücüyle var olduğu yerde umutların yeniden inşa edilmesine ihtiyacı vardır. Krallığın gelişi için coşkuyla dua etmek aynı zamanda onun varlığının işaretlerine karşı her zaman uyanık olma ve toplumun her kesiminde onun gelişimi için çalışmak anlamına gelir. Bu, Mesih'in zaferine inanarak, onun krallığına sadakatle şimdinin ve geleceğin zorlukları ile yüzleşmek anlamına gelir. Bu, bir direnç, felaket, ya da skandal karşısında maneviyatın bozulmaması anlamına gelir. Bu aynı zamanda inanç ve siyasi hayat arasındaki yanlış bir çatallanmayı reddetmek anlamına gelir. Keza bu, Amerikan toplumunu ve kültürünü kutsal metinlerin hakikati ve güzelliği ile zenginleştirmek anlamına gelir ve hayatımıza ilham olan tüm diğer umutlara değer ve anlam katan bu büyük umudu hiçbir zaman gözden çıkarmamamız anlamına gelir. (John Fitzgerald Kennedy, International Airport, New York, Sunday, 20 April 2008)
ABD'nin stratejik vizyonuna uygun olarak "Kurtuluş Musevilerdedir" diyen Papa, bu misyonu şöyle temellendirir: Birleşik Devletler'deki Musevi topluluğuna özel barış dileklerimi sunuyorum. Tanrı'nın, seçilmiş insanlarını özgür kılarken gerçekleştirdiği işaretleri ve mucizeleri sizler yeniden çağırdığınız için dualarım sizlerle. Ortak ruhani mirasımızdan hareket ederek, Mutlak yaratıcı ve onun merhametini temel alan umudumuza tanık olması için size bu mesajı emanet ettiğim için memnunum. Çünkü Hıristiyanlar ve Museviler bu umudu paylaşıyorlar, gerçekte bizler"umudun mahkûmlarıyız". Bu bağ, oldukça derindir ve köklüdür. Nitekim İsa şöyle der: "kurtuluş Musevilerdedir. (John 4:22) Bayramlarımız farklı olmakla birlikte, bizleri Tanrı'ya ve onun merhametine götüren umutlarımız ortaktır. (Meeting With Representatives Of The Jewish Community Words of His Holiness Benedict XVI, "Rotunda" Hall of the Pope John Paul II Cultural Center of Washington,D.C.Thursday, 17 April 2008)
Bu sözlerle Papa, ABD'nin yeni stratejik vizyonunu kutsuyor. ABD ve Papa'ya sığınan bizdeki PMC ise diyalog numarası altında haçlı tasallutun havariliğini yapıyor. Böyle bir tutumla İslam arasında bağ kurabilmek için İbn Cevz'in ahmak tanımının içinde yer almak gerekiyor. Allah bu milleti ahmakların şerrinden korusun!
