Bu sayfayı yazdır

Milli Güvenlik ve Askeri Bilimler 3. Sayısı Çıktı...

Yazan  11 Eylül 2014

Birinci Dünya Savaşı’nın Muharebenin Dönüşümündeki Rolü

Oktay BİNGÖL*

Öz

I. Dünya Savaşı’nın önemli bir boyutu harbin evriminde dönüm noktalarından birini teşkil etmesidir. Bu dönüşüm iki aşamalıdır. Birinci aşama dört yılı aşan savaşın içinde ve özellikle son yıllarında ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyişle savaşın içerisinde yaşanan bir dönüşüm vardır. İkinci aşama ise savaşın sona ermesi ile savaşan tüm devletlerin savaş süresince aldıkları derslerdir. Savaş boyunca muharebe alanının fiziksel özellikleri savunmayı destekledi, yıpratma ve uzun savaş süreci savunana avantaj sağladı. İç hatlarda kalan Almanya savaş süresinin uzunluğunun dezavantajını yaşadı. Savaşta özellikle batı cephesinde kısa sürede stratejik ve operatif düzeyde tam bir tıkanma söz konusudur. Tıkanlığı aşmak için yeni silahlar ve taktikler önem kazanmıştır. Önceki savaşlarda da kullanılan bazı silah ve taktikler biraz daha geliştirilmiş, III. nesil manevra savaşlarına geçişte de rol oynamıştır. I. Dünya Savaşı dört yılı aşan süresi ve özellikle batı cephesindeki tıkanmanın yarattığı dinamiklerle ateş desteği, zırhlı birlik kullanımı ve manevranın gelişiminde tam bir askerî devrim gerçekleştirememişse de dönüşümün önünü açmıştır.  Manevra savaşına uzanan askerî devrimi ise iki savaş arası dönemde Almanlar gerçekleştirmişlerdir.

Anahtar Kelimeler: Birinci Dünya Savaşı, batı cephesi, ateş desteği, tank, dönüşüm.

 

Role of the First World War in Transformation of Warfare

Abstract

A significant aspect of the First World War is that it constituted a transformative point in the evolution of modern warfare. This transformation occurred in two phases. The first phase emerged over the course of the war’s four years, especially toward the end.  In other words, there was a transformation experienced during the war. The second phase consisted of the lessons learned by the fighting nations after the end of the war. Battlefield dynamics during the war supported the defense, and the war of attrition combined with the long duration of the war provided additional advantages to the defender. Germany suffered most from the longevity of the war, given its reliance upon interior lines and rapid action. There was a deadlock at the strategic and operational level on the western front shortly after the war began. The search for new weapons and tactics to overcome this deadlock gained paramount importance. In this context, some weapons and tactics used in previous wars were further improved, and played a role in the transition to the third generation maneuver warfare. The long and frequently deadlocked war did not itself constitute a complete revolution in military affairs, but paved the way for such a transformation. The military revolution that marked the maturity of maneuver warfare was realized by Germans in the interwar period.

Keywords: The First World War, western front, fire support, tank, transformation.

 

Türk Stratejik Yazımının Temel Eserleri

Richard Outzen*

 

Öz

Batılı bilim insanları uzunca bir süredir, stratejiyi ve stratejik düşünceyi, savaş prensipleri ve  bir dizi diğer kuramsal çerçevede tanımlamaya çalışmaktadırlar. Soğuk Savaşın son bulmasından itibaren,  bunlardan bazıları, "stratejik kültür" ya da "savaşma yöntemleri" üzerine yoğunlaşan çalışmalarla, stratejik düşünceyi kültürel boyutuyla açıklayan küresel yaklaşımlarla bu çabalara katkı sağlamaktadırlar. Bu makalede, bazı ulusların, klasik ve temel stratejik birikimlerinden kaynaklanan ve millî kültürlerinden yansıyan, özgün stratejik yaklaşım veya gelenekler geliştirdiği ana fikri esas alınmıştır. Bu kapsamda, Çin ve Yunan stratejik gelenekleri bütünüyle çalışılmıştır, ancak Türk stratejik geleneğine ilişkin olarak bugüne kadar yapılan araştırmaların yetersizliği, Batı bilim dünyasında bir boşluk oluşturmaktadır. Makalede, Çin ve Yunan stratejik yazınına ilişkin özet bilgiyi müteakip, Türk askerî kültürünün araştırılmasının önündeki engeller hakkında bilgi verilmiş ve bu kültürün temelini oluşturan eserlerin bir listesi sunulmuştur. Orhun Kitabeleri ile başlayıp Nutuk ile son bulan bu listeyle; birbirinden farklı yedi temel eserin aynı anlayışla bir bütünü oluşturduğu savı ileri sürülmüştür.   

Anahtar Kelimeler: Strateji, askerî tarih, Türk stratejik düşüncesi, Avrasya tarihi.

 

The Classics of Turkish Strategic Literature

Abstract

Western scholars have long sought to identify universal elements in strategy and strategic thought, in the form of Principles of War and a variety of other theoretical frameworks. Since the end of the Cold War, some have supplemented such global approaches with cultural explanations of strategic thinking, through works focused on “strategic cultures” or  “ways of war.” This article accepts the premise that some nations have developed peculiar strategic approaches or traditions, which are reflected in national culture through classical or canonical strategic literature. The Chinese and Greek strategic traditions have been thoroughly studied in this regard, but the lack to date of research on the Turkish strategic tradition is a gap in Western scholarship. Following a brief summary of the classics of Chinese and Greek strategic literature, the lack of an acknowledged Turkish canon is explained, and an initial list proposed. The list begins with the Orhon monuments and ends with Nutuk, with an argument that a common logic binds these seven very different works together in a fundamental way.

Keywords: Strategy, Military History, Turkish strategic culture, Eurasian History.

 

*MSci, Eisenhower School and MA, Naval Postgraduate School,  This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it..

 

Ankara Savaşı’nda Galebe Çalan Filler mi Yoksa Fikirler mi?

Ergüder TOPTAŞ*

 

Öz

Ankara Savaşı (1402), yarattığı sonuçlar itibariyle, Türk Dünyasının seyrine olduğu kadar eski dünya siyasi coğrafyasında da köklü değişikliklere neden olmuştur. Döneminin en güçlü orduları arasında cereyan eden, bu dönüm noktası savaşı; politik-askerî, stratejik, operatif, taktik ve teknik seviyelerde özgün özellikler taşır ve askerî strateji bakımından da önemli dersler içerir. Makalede, öncelikle Avrasya'nın başat gücü olan Timur İmparatorluğu ile, Ön Asya'nın yükselen gücü olan Osmanlı Devleti arasındaki güç mücadelesinin politik, askerî ve tarihsel etkileri ele alınmıştır. Müteakiben Ankara Savaşı öncesinde her iki tarafın durum üstünlüğünü ele geçirmek için uyguladıkları opratif seviyedeki manevralar ve hareket tarzları incelenmiştir. Bu bölümde, başta maddi ve manevi güç mukayesesi olmak üzere harbin seyrine tesir eden faktörler üzerinde durulmuştur. İlave olarak harbin cereyan tarzı izah edilmiştir. Son bölümde ise Ankara Savaşı'nın sonuçları ana hatlarıyla tahlil edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Timur, Bayezıt, Ankara Savaşı, askerî tarih, Osmanlı.

 

Which Dominated the Battle of Ankara, Elephants  or Ideas?

 

Abstract

As a consequence of the Battle of Ankara in 1402, dramatic changes unfolded in the Turkish world as well as in the political geography of the Old World more generally. As a pivotal contest between the most powerful armies in the Eurasia of the time, the Battle of Ankara presented unique characteristics at the political-military, strategic, operative, tactical and technical levels and provides important lessons in terms of military strategy even in our own day. This article addresses the primary implications of the power struggle between the Eurasian hegemonic power of Emperor Timur and the rising power of Asia Minor, the Ottoman state. Following an analysis of possible courses of actions, the actions and maneuvers each side employed to seize superiority at the strategic and operational levels are examined. Attention is also focused on factors affecting the course of the battle, including comparison of the foremost material and moral factors influencing the balance of power between the rival parties. The general flow and key events of the battle are explained. Finally, the consequences of the Battle of Ankara are assessed in general terms.

Keywords: Timur, Bayezid I, The Battle of Ankara, military history, Ottoman.

 

Vietnam ve 'Tet' Saldırısı: Çelişen Değerlerin Mücadelesi

E. Haldun SOLMAZTÜRK*

 

Öz

İkinci Dünya Savaşı'nın hemen arkasından, Kore yarımadası ve Fransız Hindiçini, askerî ve ideolojik çatışmalara sahne oldu. Hindiçini’deki savaşlar serisi; süresi, tabiatı ve sonuçları itibariyle çok farklıydı. Fransa, 1954’te Dien Bien Phu’daki askerî felaketin ardından bölgeden tamamen çekildi, yerini Amerika Birleşik Devletleri aldı. Güney Vietnam hükümeti kendi halkını rejimden soğutup uzaklaştırırken, halkın Vietkong’a desteği arttı. İlk Amerikan muharip birlikleri 1965’te Vietkong’a karşı yürütülen savaşa katılmak üzere geldiklerinde Saygon’daki rejimle özdeşleştirildiler ve benzer şekilde direnme gördüler. Vietkong’un 1968’de baskın şeklinde gelen Tet saldırısının Amerikan ordusu ve halkı üzerinde olumsuz etkisi oldu ve savaşın gidişatını değiştirdi. Askerî olarak Tet’i Amerikalılar kazandı, fakat çelişkili bir şekilde savaşma -ve kazanma- azmini kaybettikleri için aslında savaşı da kaybettiler, 1969’da çekilmeye başladılar. Son Amerikan birlikleri de 1973’te ülkeden ayrıldı ve Güney Vietnam 1975’te teslim oldu. Vietnam’da ABD -ve ordusu- ahlaki/moral faktörün, yani ‘değerlerin’ gerçek ağırlığını ve konvansiyonel olmayan savaşta görece kuvvet dengesini etkilemedeki kritik rolünü takdir etmekte başarısız olmuş ve ağır bir bedel ödemiştir.

Anahtar Kelimeler: Tet, Vietkong, Nixon, Giap, Westmoreland, Franks, Hersh.

 

Vietnamand 'Tet' Offensive: Conflict of Clashing Values

 

Abstract

Immediately after the Second World War, Korean peninsula and French Indochina became theatres of ideological and military conflicts. The series of wars in Indochina, in terms of its duration, nature and results was very different. Following the military disaster at Dien Bien Phu in 1954, France permanently withdrew from the region, to be replaced by the United States. As the South Vietnamese government alienated its own people, support to Vietcong increased and when the first American combat troops arrived in 1965, to join the fight against Vietcong, they were associated with the regime in Saigon and were equally resisted. Surprise Tet offensive by Vietcong in 1968 had an adverse effect on the American army and the people, and changed the course of war. Militarily, Americans won ‘Tet’, but paradoxically lost the war because they lost the will to fight -and win. They started to disengage in 1969. Last American combat troops left the country in 1973 and South Vietnam surrendered in 1975. In Vietnam, the US -and its army- failed in appreciating the real weight of the moral factor, that is ‘values’, and their critical role in effecting the relative balance of power in unconventional warfare, and paid a high price.

Keywords: Tet, Vietkong, Nixon, Giap, Westmoreland, Franks, Hersh.

*(E) Tuğgeneral, Dr., Londra Metropolitan Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi. This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

Etki Odaklı Harekât Yaklaşımı

Suat DÖNMEZ*

 

Öz

Etki Odaklı Harekât yaklaşımı, henüz konsept aşamasında iken çalışmaları sona erdirilen ve doktrin haline gelemeyen bir yaklaşım olarak kalmış ve savaş felsefesine yönelik literatür içinde yerini bu şekilde almıştır. Bu makalenin amacı, özellikle bilgi sistemleri ve savaşlarda kullanılan silah sistemleriyle ilgili  teknolojilerde meydana gelen büyük gelişmelerden en üst seviyede yararlanarak savaşların planlanması ve yönetilmesine yönelik yeni bir yaklaşım olarak ortaya çıkan Etki Odaklı Harekât yaklaşımını incelemektir. Yaklaşım, savaşlarla ilgili tarihte meydana gelen dönüşüm ve düşünceler kapsamında ortaya konarak içinde barındırdığı eski ve yeni fikirlerle incelenmiş ve günümüzdeki yansımalarıyla birlikte uygulama alanında getirdiği yenilikler değerlendirilmiştir. Uzun süre gelişimi devam eden ancak yakın bir süre önce çalışmaları terkedilen yaklaşıma yönelik eleştirilerle birlikte savaş mantığı içindeki yeri ve önemi ortaya konarak manevra savaşına etkisi ile bu gelişimin bitip bitmediği konusuna cevap aranmaya çalışılmıştır.

Anahar Kelimeler: Etki odaklı harekât, savunma, etkiler, etki odaklı yaklaşım, askerî konseptler.

 

The Effects-Based Operations Approach

 

Abstract

The concept of Effects-Based Operations (EBO) was terminated while still in the developmental phase, and EBO has never been fully adopted or integrated as part of doctrine. We may still refer to it as a conceptual approach, though; this approach has taken its place in the literature of war philosophy as an immature concept on the ways of conducting the wars. The aim of this article is to evaluate this approach, which was introduced as a new way of planning and conducting of military operations by exploiting improvements in information and weapon systems related technologies. This article examines the approach in the context of military philosophy and the history of military transformation. The new and old conceptual elements within the approach and the examples of applications in modern wars are also studied. After reviewing critical views of the approach and its impact on maneuver warfare, the question is raised whether the concept has really disappeared with the cancellation of formal experimentation, or whether it will reappear in the future in another guise.

Keywords: Effects-based operations, defense, effects, effects-based approach, military concepts.

*(E) Tuğgeneral, Dr., 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

Sivil Asker İşbirliği ve Jandarma

 

Naki SARIKAVAK, H. İbrahim ANDİÇ, S. Eyüp ŞENSOY*

 

Öz

Bu çalışmada Sivil Asker İşbirliği (SAİ)’nin ne anlama geldiği, gelecekte SAİ faaliyetlerinde muhtemel uygulama değişiklikleri ve SAİ faaliyetlerinde, teşkilat yapısında askerî statülü kolluk yetkisine haiz Jandarmanın kullanımı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu maksatla ilk önce SAİ’nin yerli ve yabancı kaynaklara göre ne anlama geldiği ortaya konmuş, müteakiben SAİ’nin fonksiyonları, teşkilat yapısı, Afganistan ISAF Harekâtındaki uygulama alanları, SAİ birliği olarak ISAF Harekâtında kullanılan Bölgesel İmar Ekipleri ve Afganistan’da faaliyet icra eden STK’lar hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra SAİ kapsamında problem sahaları tespit edilmiş, SAİ’de beklenen gelişmeler, ülkemizdeki SAİ teşkilatı ve SAİ kapsamında Jandarmanın kullanımı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Sivil asker işbirliği, bölgesel imar ekibi, ISAF, jandarma, koordinasyon.

 

Civil Military Cooperation and Gendarmerie

 

Abstract

This study aims to define Civil Military Cooperation (CIMIC), to examine current and future organizations and practices involved in CIMIC, and the relevance of gendarmerie endowed with both military and law enforcement authorities within the scope of CIMIC activities. For this purpose this essay will examine both domestic and foreign sources that seek to describe or define CIMIC. It will then proceed to a discussion about CIMIC functions, organizational structures, and operational applications in the areas of ISAF operation within Afghanistan.  Provincial Reconstruction Teams involved in CIMIC on behalf of ISAF will be discussed, as will the relationship between ISAF and Non-governmental Organizations working in Afghanistan. Problem areas within the scope of CIMIC are noted. Attention will also be devoted to expected future developments in CIMIC within Afghanistan, structural changes for the CIMIC mission in Turkey, and the use of gendarmerie under CIMIC.

Keywords: Civil military cooperation, provincial reconstruction teams, ISAF, gendarmerie,

*J.Yzb. Kara Harp Akademisi Komutanlığı,This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

  J.Yzb. Kara Harp Akademisi Komutanlığı, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

  Tnk.Kur.Bnb. Kara Harp Akademisi Komutanlığı, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

21. Yüzyılda Sivil ve Ticari İHA Uygulamaları

 

Cengiz KARAAĞAÇ*

 

Öz

21. yüzyılın ilk yarısındaki belirsizlik ve bilinmeyen odaklı güvenlik ortamında küresel iklim değişikliği, doğal ve insan kaynaklı afetler, su sorunu, enerji sorunu, gıda sorunu, nüfus artışı, göç ve gelir dağılımı dengesizliği gibi hususların potansiyel risk sahaları olması beklenmektedir. Muhtemel tehlikelere yönelik risklerin kontrol edilmesi amacıyla gerçekleştirilecek uygulamalar kapsamında, dünya genelinde her yıl daha fazla kullanım örnekleri görülmekte olan İnsansız Hava Aracı (İHA) sistemleri, uygun çözümler sunabilme imkânına sahiptir. İHA sistemleri 2000’li yılların başından itibaren hızla yayılmış, sistemlerin sayısı ve çeşitleri artarken paralel olarak kabiliyetleri de oldukça gelişmiş ve askerî güvenlik ortamına yeni bir anlayış getirmiştir. Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), ABD ve Avrupa Birliği liderliğinde yürütülen çalışmalar sonucunda, hâlihazırda her geçen gün daha fazla sayıda görülmekte olan sivil ve ticari İHA uygulamalarının 2020’li yıllarda oldukça yaygınlaşacağı öngörülmektedir.

Anahtar Kelimeler: İnsansız hava aracı,İHA Sistemleri, 21. yüzyıl, güvenlik.

 

Civil and Commercial UAS Applications in the 21st Century

 

Abstract

In the uncertainty environment during the first half of the 21st century, disasters, water scarcity, energy problem, food shortage, population growth, human migration and income inequality are expected to be the potential risks for human beings. Unmanned Aircraft Systems (UASs), whose employment examples have been increasing every year, have the required potential to provide proper solutions for the management of aforementioned risks. UASs have spread widely since the beginning 21st century. While the number and types of UASs have been increasing, their capabilities have evolved substantially and they have introduced a new understanding for military security. Owing to actions under the leadership of ICAO, USA and European Union, the employment of UASs for civil and commercial purposes that has been increasing currently is anticipated to be widely common in 2020s.

Keywords:Unmanned aerial vehicle, unmanned aircraft systems, 21st century, security.

*(E) Hv. Plt. Kur. Alb., Havacılık Mühendisi (M.Sc.), This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it., STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş., Bilkent Cyberpark, 06800 Ankara.