Kırk Çürük Yumurta ve Başbakan

Yazan  20 Mayıs 2007
14 Nisanda Tandoğan da başlayan mitingin anlamını kavrayamayan Sayın Başbakan o kendine çok yakışan üslubu ile sağa sola saldırıyor.

Anlaşılıyor ki milletin verdiği mesajı alamamış. Bu mesajı ilk alan DYP ve ANAP yöneticileri olmuştu. Biraz zor olsa da halkın bastırması ile solda da en azından seçim işbirliği yapılmış gözüküyor. İnşallah liderler bu birlikteliği seçin sonuna kadar taşırlar.

Merkez sağda bazı duygusal davranışlar olsa da gün duygularımızı tatmin günü değildir. Gün mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır deme günüdür.

Memleketin lehine olan her şey AKP'nin aleyhine olduğu için Sayın Başbakan'ın sinirlerini bozmakta ve arkasından bayramlık ağzının açıldığını görmekteyiz. Gerçi Türkiye Cumhuriyetinin ve İstiklal Harbinin başlangıç noktası olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını tüm yurtta coşkuyla kutluyoruz ama Başbakan'ın bayramlık ağzının bu kutlamayla pek ilgisi yok.

Sayın Başbakan Devlet imkânları ile düzenlenen açılış törenlerini parti mitinglerine çevirmeye pek meraklı. Devlet kesesinden hovardalık Adalet ve Kalkınma Partisinin kendi deyimleri ile Ak Partinin, Akını kirletse de anlaşılan bir süre daha bu kirlenmelere şahit olacağız.

Yine Van da TOKİ tarafından düzenlenen bir açılış töreninde bayramlık ağzını açarak hani "Ananı da al git" der gibi, "Askerlik yan gelip yatma yeri" değil der gibi, Şehit anasına telefon ettin mi diyen gazeteciye "neden telefon edeceğim bana telefonda bağırıp çağıracaklar ben başbakanım" dediği gibi. Millet bütün bunları biliyor ama oralarda yapılan hakaretler biraz bireysel gibi kabul edildi. Ama Van da ki törende konuyu birleşmelere getirerek bakın neler söylüyor "79 Senede gelinen nokta ortada. Bunda CHP var, bunda ANAP var DYP var MHP var. Hepsi var 40 tane çürük yumurtayı bir araya getirsen bir sağlam yumurta etmez. Vakıa bu. Şimdi bir araya geliyorlar. Artık aydınlığa gidiyoruz. Buradan dönüş olmayacak. O felaketlerin sorumlularını da benim vatandaşım çok iyi biliyor demiş.

Başbakanı kınıyorum. Herhalde vatandaşım dediği sadece kendisine oy veren kitleler. Hâlbuki kendisi şu anda hal ve hareketleri ile öyle olmadığını göstermeye çalışsa da resmi olarak Başbakan. O çürük yumurta diye saydıkları bu ülkenin kendisine oy vermeyen %66 sıdır.

O yüzde %66'nın içinde bu ülkeyi Sevr'den kurtaranlar var. Cumhuriyeti kuranlar var. Çağdaşlaşma yolunda devrimlere imza atanlar var. Yeter söz milletin diyerek demokrasiyi-bütün eksiklerine rağmen- ülkeye getirenler var. Bu ülkede yüzlerce baraj elektrik santralleri kuranlar var. Binlerce kilometre demiryolu kara yolu yapanlar var. Yüzlerle sayılan okul sayısını yüz binlere çıkaranlar var. 40 bin köyün elektriğini suyunu yolunu tamamlayanlar var. Bu ülkeye çağdaş haberleşme sistemlerini getirenler var bu varları sayfalar dolusu uzatmak mümkün ama onların içinde yolsuzlukla suçlandıkları için bakan veya milletvekili yapılarak korumaya alınanlar yok. Çocuklarının tavuklarını beslemek için mısır ithal edenler yok. Çocuğuna 2,5 milyon dolara gemi alanlar yok. Hem başbakanlık yapıp hem de geçinemiyoruz diye ticaret yapanlar yok. Kendi ülkesini mahkemelere şikâyet edenler yok. Onlar için hiçbir zaman Bölücü örgütün hamisi haline gelen Barzani tarafından seçimi kazanırsalar onlarla çok kolay anlaşırız açıklaması yok. Onların devrinde zamanın Silopi Kaymakamına muhatap olanların Diyarbakır'ı karıştırırız açıklaması yok. Onların tarihinde şanlı Kıbrıs zaferleri var Bölücü örgütü ortadan kaldırmak için Irakta başarılı operasyonlar var Ama Süleymaniye'de askerinin başına çuval geçirme hadisesi yok.

Bu listeyi uzatırsak gazetenin sütunlarına sığmaz. Unutma senin ailen de bir zamanlar o çürük yumurta dediğin kişilerle birlikteydi. Unutma ölenlerin arkasından kötü konuşulmayacağını hükme bağlayan bir dinin mensuplarıyız. Şimdi bütün bu sıralamalardan sonra ben çürük yumurtalarla beraberim ve mutluyum, şehit analarının ellerinden öpüyorum. Bize bu günleri kazandıranların hepsine şükranlarımı sunuyorum. Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır. Ey Türk Halkı! Haydi sandığa, 22 Temmuzda oylarınla gerçek çürük yumurtaları meclisten ayıkla.

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...