< < "İrticayla Mücadele Eylem Planı"


"İrticayla Mücadele Eylem Planı"

Yazan  08 Eylül 2009
Türkiye’de son iki yıldır yaşananlar inanılır gibi değildir. Kuzey Irak, Kuzey Kıbrıs, Ermenistan ve “Kürt Sorunu”yla ilgili olarak ortaya konulan ve her biri bir diğeriyle çelişen uygulamalar hayret vericidir.

Çözüm, barış, kardeşlik, kan akmasın, anneler ağlamasın söylemleri gerçekte her cephede "teslim olun" çağrılarına dönüşmüştür. PKK sanki mücadeleyi kazanmış olmanın, DTP provokasyonlarının ürünlerini toplamanın, AB dayatmalarının sonucunu almanın, Serkisyan "ya sınırları açarsınız ya da maça gelmem!" şantajının yankı bulmasının mutluluğunu yaşıyor.

Türkiye'yi Türkiye yapan ne kadar kurum ve kavram varsa hepsi saldırı altındadır. Milli devlet, üniter yapı, milli birlik ve beraberlik, Türk, Türkçe, Milliyetçilik hedef kavramlar arasındadır. Bu kavramlar adeta günah keçisi ilan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyetini bağımsız bir devlet olarak var eden Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı ise inanılmaz iftira, isnat ve itham kampanyası yürütülmektedir.

Hatırlanacağı üzere başta iktidar olmak üzere yandaş kalemler "İrticayla Mücadele Eylem Planı" adlı fotokopiyi bahane ederek TSK'ya karşı adeta savaş açmıştı. Günlerce medya manşetlerini bu fotokopi belge ve yorumları meşgul etti. Sonunda bu fotokopinin belge değil bir "kağıt parçası" kimliğinde olduğunu Genelkurmay Başkanı açıkladı. Bu fotokopi belgenin aslının ortaya çıkarılması için de ilgili kurumları harekete geçmeye çağırdı. Aradan geçen süre içinde konu unutulmaya terk edildi. Belgenin giderek provokasyon amaçlı olarak imal edildiği kanaati de yaygınlaşmaya başladı.

Üreten ve sızdıranlar

Geçtiğimiz hafta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında Tuğgeneral Gürak, "Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle iddia edilen belgeyi maksatlı olarak üreten ve basın organlarına sızdıran kişilerin tespit edilmelerini ve adalet önüne çıkarılmalarını beklemekte, gelişmeleri yakından takip etmektedir" dedi. Bunun üzerine Star gazetesinden Ahmet Kekeç şunları yazdı: "Kimlerin "ürettiği" konusunda fikrim yok... İnşaallah sahtedir. Sahteyse, basına kimler tarafından sızdırıldığı önemini yitiriyor. Kaldı ki, sahteyse ve "kâğıt parçası" olmak dışında herhangi bir ehemmiyeti yoksa, soruşturma önceliğini "üretenlere" vermek gerekiyor. Bu da İstanbul Başsavcılığı'nın işi olmasa gerek. Madem bir "kâğıt parçası"dır, Genelkurmay Başkanlığı neden işi bu kadar büyütüyor".

Evet Sayın Kekeç, bu iş çok daha fazla büyütülmelidir. Bir de bakarsınız ki bu sayede yüzlerdeki demokrasi makyajı dökülür, altından PKK, CIA ve Mossad'ın işbirliği çıkar. TSK'nın kurum olarak kendisini zan altında bırakan bu belgeyi imal edenlerin ortaya çıkarılmasını talep etmesinden daha meşru bir istek olamaz. Fitne, fesat ve münafıklık yayan kişi ya da kişilerin mahkeme karşısına çıkarılmasını her namuslu insan ister. Peki bu olayın aslının ne olduğunu, açığa çıkarılmasını kim istemez? Bu fotokopi/belgenin aslının ortaya çıkarılmasını istemeyenler ancak belgeyi imal edip sonra da sızdıranlar olabilir. Ahmet Kekeç "kimlerin ürettiği konusunda fikrim yok..." diyor. İnşaallah öyledir. Ancak Kekeç'in "sızdıranı bırakın da üretene öncelik verin" demesi çok anlamlıdır. Çünkü bu sahte belgeyi üretenler bunu saklamak için değil, basına sızdırmak için üretmişlerdir. Üretenlerle sızdıranların aynı komplonun parçası olma ihtimali çok yüksektir. Bu durumda ilk bakılacak olan da üreten/sızdıran tartışması açanların olduğu yerler olmalıdır.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display