Gülün Rengi

Yazan  07 Temmuz 2007
Gül bütün dünyada insanlar tarafından çok sevilen bir çiçek olup tabiatta çok değişik renkleri bulunmaktadır. İnsanoğlu çiçeklere genellikle sevgiyle, aşkla, dürüstlükle temizlikle ilgili anlamlar yüklemişlerdir.

Gülün çok sayıda rengi olmasından dolayı da her renginin ayrı bir anlamı vardır. Kırmızısı aşkı tutkuyu beyazı saflığı temizliği temsil ettiği gibi. Gülün çok çeşitli renkleri ve anlamları olması duygusal hayatımıza renk katarken Dışişleri Bakanı Gül'ün değişik renkler vermesi de siyasi hayatımızı oldukça renkli hale getirmiştir.

Ancak Sayın Gül öyle renkler vermektedir ki bir dediği diğerini tutmamakta ve insanların zihinlerini bulandırmaktadır. Televizyon kameraları karşısında terörle mücadele kapsamında askerimiz istesin yarın Irak'a gireriz şeklinde açıklamaları ile bütün kızıllığını ortaya sererken, bir gün sonra Sarıkamış'ı hatırlatarak rengini sarartmaktadır. Sayın Gül kamuoyuna özellikle AB'nin de pompalamaları ile ciddi devlet adamı olarak tanıtılmıştır. Aslında peş peşe birer gün arayla verdiği demeçlerin gerçeği yansıtan bir yönü bulunmamakta olup dinleyenlere bu Gül mü Cumhurbaşkanı olacak dedirtmektedir.

Önce birinci demecine bakalım. Asker istesin yarın Irak'a giriş izni veririz. İnsan düşünmeden edemiyor acaba bu ülkede Başbakan Gül mü yaksa Erdoğan mı? Çünkü aynı gün Başbakan televizyonda bu konuda yaptığı söyleşide gerektiği zaman gerekli kararlar alınabilir ancak şu anda bu konuda verilmiş bir kararımız yoktur diyor. Hangisine inanalım. Parlamenter sistemde yetki Başbakanda olduğuna göre ciddi devlet adamı ve 11nci Cumhurbaşkanı adayımız millete gerçekleri söylemiyor mu? Ya da bu millet ben ne dersem bana inanır düşüncesinde mi? Ya da bu millet bir şeyden anlamaz önüne ne koyarsam yer düşüncesinde mi? Benim söyleyeceğim millet her şeyi görüyor ve itimadını kaybeden siyasilere de asla müsamaha göstermiyor. Siyaset mezarlığında bu tür siyasetçilerden yeterince var.

Diğer inanılması güç bir iddia da olayın Sarıkamış'a benzetilmesi. Neresinden başlayalım. Sarıkamış yetersiz teçhizat nedeniyle yaşanmış bir facia. Benzerlik kurmaya çalışıyorum. O zamanki ordunun imkan kabiliyeti ile şimdiki ordunun imkan kabiliyeti ve komuta yapısı ve teçhizatı çok farklı ve bu farklılık olumlu yönde.Mevsim karakış değil, Karşımızdaki de Rus Ordusu değil.

Sarıkamış'la Irak'ı mukayese etmek bir bilgi noksanlığı değilse siyasal açıdan TSK'yı güçsüz göstermeye veya halkı kandırmaya yönelik bir düşüncenin ürünüdür. Altında yatan düşünce her ne olursa olsun bir Cumhurbaşkanı adayına asla yakışmamaktadır. Cumhurun başı adayı olarak (AKP bu lafı çok sever) Cumhuru kandırması veya ona gerçekleri söylememesi affedilecek bir davranış değil. Eğer bilgi noksanlığı ise tarihimizden habersizdir. Tarihi gerçekleri bilmeden ve ya onu saptırmaya kalkarak Cumhurun başı olunamaz. Cumhurun başı aynı zamanda başkomutandır. Başkomutanı olduğu orduyu tanımayan, teröristlerle Rus ordusunu karıştıran ve Irak'a girmekle Sarıkamış faciasının yaşanacağını açıklayan Cumhurun başı adayı olan Gül'ün bu acaba hangi rengi? Sarısı mı, pembesi mi Moru mu?

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display