Erdoğan'ın İnternet ile İmtihanı


Erdoğan'ın İnternet ile İmtihanı

Yazan  03 Temmuz 2020

2023 seçimlerinde 7 milyona yakın "Z nesli" dediğimiz 1995 sonrası doğan genç ilk defa oy kullanacak. Yani tüm seçmenin % 10'undan fazla bir kitle. Bu rakam tüm partileri korkutuyor.

Bu kapsamda hepsi şu anda neler yapmaları, bu genç nesli nasıl partilerinin seçmeni haline getirmeyi başarabileceklerini  anlamaya çalışıyorlar.

Ama hemen öncesinde "bugün gelişen" bir olay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında sarfettiği sözler [1], aynen Twitter'ın kendi mesajının engellenmesine kızan Trump'ın söylediği "kapatırım" sözleri gibiydi[2]. Bunları dipnot 1'den görebilirsiniz.

Erdoğan 2014'de de "Kökünü Kazayacağız" Demişti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sözleri ilk defa söylemiyor. Sosyal medyayı sevmediğini[3] ve kapatmak ya da kontrol altına almak istediğini çok kere söyledi. Örneğin 2014 yılında yaptığı bir konuşmada "Twitter'ın kökünü kazıyacağız" demişti [4].

Ama o zamandan bu yana gördüğümüz ; bazı olaylar olduğunda sosyal medyanın bant genişliğini daraltmak dışında bir şey yok [5].

Zaten sosyal medyayı kapatmak mümkün mü? Kapatmak bir şeyleri engeller mi? Bugün Whatsapp ve benzeri uygulamalar var. Bu gruplar da sosyal medya gibi çalışıyor. İnsanlar buralarda pek çok şeyi paylaşıyor ya da dağıtıyor. VPN'den bahsetmiyorum bile ama zor zamanlarda, engellemeler olduğunda "oyunlar" bile bir haberleşme/sosyal medya aracına dönüşecektir.

Kaldı ki, Türk Telekom'un tekel kalması ve yatırım yapılmaması konusunda ikaz ettiğimiz olay da gerçekleşiyor. Bu kadar zorlamanın sonucunda insanlar interneti uzaydan (Elon Musk'ın StarLinkinden [6]) almaya başlarlarsa, sosyal medya kapatmak/mapatmak diye bir şey de kalmaz ortada. Yani sosyal medyayı kapatmak, gazete ve TV'ların kontrol altına alınmasına benzemiyor.

Altun Açıklama Yaptı

Bu arada akşam saatlerinde, olayın yumuşadığı izlenimi alındı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Erdoğan'ın açıklamalarının sosyal medyada yoğun eleştiri alması üzerine şöyle bir açıklama yaptı ve özetle, sosyal medya için hukuki düzenleme yapmaya yönelik çalıştıklarını ifade etti. Altun'un sözlerini de dipnot [7]'de okuyabilirsiniz.

Suç İşleyen Yerine, Sosyal Medyayı ya da Siteleri Cezalandırmak

Kapatmak/engellemek demişken, burada bir benzetme kullanalım. Düşünün bir futbol maçı sırasında, seyircinin birisi ya da bir kaçı küfür etti. Bu noktada, o seyirciler mi kabahatli, yoksa stadyum mu? Yani seyirci kötü konuşuyor diye kocaman stadyumu kapatmak gerekir mi?

5651 sayılı kanunun en kötü taraflarından birisi de bu, suç işleyen yerine site cezalandırılıyor. Üstelik siteye haber / bilgi bile verilmiyor. Bunun düzeltilmesi lazım. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan internet konusunda 2 ana beklentimizden birisi budur. Diğeri de fiber yatırımların bir an önce yapılmasıdır.

Ama bunun yerine "sosyal medyayı kapatacağım" yaklaşımı göstermek ne derece iyi bir strateji olur, ona da bir bakalım. Aşağıda göreceğiniz Meral Akşener'in 8 saatte 278 bin like alan tweet'i de buna güzel bir örnek olmuş :

 

Dark'ın son sezonunu bitirmeden Netflix'i kapatırsan vallahi gücenirim Sayın @RTErdogan.#SosyalMedyamaDokunmahttps://t.co/0WiBvF0GAI

— Meral Akşener (@meral_aksener) July 1, 2020

 

Siyasetçiler, Sosyal Medya ile Neden Kavga Eder?

21.yüzyılın ilk çeyreği biterken, "digital native" yani internetin içine doğmuş olan nesiller, ilk defa dünya ile ilgili görüşlerini anne-babalarından değil, internetten almaya başladılar. İnterneti kuran bilim adamları, "dağıtık, paylaşımcı, özgür" bir yapı oluşturmaya özen gösterdiler.

Bu nedenle 21.yüzyılın gençleri, 20. yüzyılın insanlarından farklı bir nesil. İnternetin doğası ile yoğrulmuş ve onu benimsemiş durumdalar. Örneğin paylaşımı seviyorlar. Yani "benim arabam" yerine bir arabayı paylaşımlı kullanmayı (Uber örneğini hatırlayın) tercih ediyorlar. Ya da geliştirdikleri kodlarını kendilerine saklamak ve parayla satmak yerine GitHub üzerine koyup, başkalarının kullanımı ve geliştirmeleri ile ortak akıl ile zenginleşmesinden memnunluk duyuyorlar. İnternet biraz da bu bakış nedeniyle disruptive (yıkıcı ya da kırılma yaratıcı).

"Apolitik" olmakla tanımlanan (hatta suçlanan) bu genç insanlar, şimdilerde önceki nesillerin aksine "ayrımcı" politikaları yıkmağa çalışıyorlar. Özellikle ABD'de, "kadın (me too kampanyası)" ya da "zenci (nefes alamıyorum -I cant breathe ya da Black Lives Matter)  kampanyası" ve LGBT gibi çalışmalarla ayrımcılığı azaltmak için  protestolar yapıyorlar. Seslerini bir hayli güçlü de çıkarıyorlar.

Dolayısıyla bunların aksine davranan Donald Trump modeli siyasetçilere de tepki gösteriyorlar. Bu da tersine Trump gibi siyasetçilerin sosyal medyayı kapatmak istemesine yol açıyor.

Bunu Twitter x Facebook tartışması ile de anlamak mümkün. ABD başkanı Donald Trump, 1960'lardan kalan "yağma yapana ateş edin" tweeti attığı zaman Twitter bunun yayından kaldırdı[8].  Facebook ise kaldırmadı,  çünkü Facebook artık daha çok orta yaşlıların kullandığı bir sosyal medya ortamı. Kullanan Amerikalı anne babaların içinde ise, belki ırkçı bakış açısı yaygın (buna dair bir kaç gözlemim de var).  Zuckerberg çalışanları ve hatta fonlandığı bilim adamları "açıkça" tepki gösterdiği halde [9][10],  geri adım atmadı ya da atamadı. Şu günlerde bu geri adım atmama sonucunda oluşan #Stophatefor Profit yani "kar edeceğim diye nefrete izin vermeyi durdur" başlıklı kampanya çerçevesinde Facebook'a reklam vermeyi durduranlarla uğraşmak zorunda [11].

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise geçtiğimiz günlerde yaptığı gençlerle video konferans çalışmasında tepki aldıysa, bunu iyi analiz etmeli. Bu gençler, fiberini 10 yıla yakın zamandır sağlamayan bir hükümete, üstüne internetini / sosyal medyasını engelleyen, çalışacakları teknolojik işlerin önünü açmayan bir siyasete sizce nasıl bakıyor? Bunu bir başka yazımızda yeniden inceleyeceğiz.

[1] Erdoğan açıkladı, sosyal medya düzenlemesi geliyor: Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'In bu yazıdaki sözleri şöyle :

"Aile olarak birkaç gündür işte böyle can alıcı bir meseleyle karşı karşıyayız. Biliyorsunuz önceki gece 8. torunum dünyaya geldi. Berat Bey evladının doğumunun sevincini bir sosyal medya mesajıyla kamuoyuyla paylaştı. On binlerce kişi tebriklerini ifade eden yorumlar yazdı. Ancak sayıca az da olsa, bırakınız ahlakı, namusu, haysiyeti, insanlıktan dahi nasibini almamış bazı alçaklar, hakaretlerle bu iklimi kirletmeye çalıştı. Yargı ve emniyet teşkilatlarımız bu haysiyetsizlerin kimliklerini tespit etmeye başladı. Dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiklerini düşündükleri değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız. Hukuk önünde işledikleri suçun hesabını soracağız. Benzer saldırıları daha önce de yaşamıştık.

Son yıllarda bu tür ahlaksızlıkların artmasında, hem mecraların kontrolsüzlüğünün, hem de organize saldırıların kolaylaşmasının rolü vardır. Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için.

Bunlar ahlak sahibi değil. Biz, ahlakı yüce, medeniyetleri yüce bir milletin torunlarıyız. Ve bu millete layık olmayan, bu gelişmeleri yaşamak, görmek istemiyoruz. Tabii burada üzerinde durmamız gereken konu medya, özellikle sosyal medya mecralarının nasıl olup da böyle bir kokuşmuşluğun aracı haline dönüşmesidir. Yalanın, iftiranın kişilik haklarına saldırının itibar suikastlarının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu ülkeye, bu millete bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için de bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip, bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını kontrol edilmesini istiyoruz.

Sosyal medya mecralarını kontrol eden küresel firmalar, batı ülkelerde açtıkları temsilcilikler vasıtasıyla içerikle ilgili her türlü hukuki ve mali sorumluluğu üstleniyorlar. Buna karşılık kimi yerlerde ve Türkiye'de ısrarla bundan kaçınıyorlar. Unutulmamalıdır ki bizim ailemizin başına gelenleri 83 milyon TC devleti bireyinin her biri yaşayabilir. Hiç kimsenin izzeti nefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı iftira edildiğinde suç olan her şey medya ve sosyal medya meralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır.

İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel (sorumsuz) değildir. Cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret başta olmak üzere kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır.

Milletimize karşı sorumluluklarımız bu doğrultuda gereken mekanizmaları kurmayı ve işletmeyi gerektiriyor. Amerikalısı, Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz. İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.

Hukuki düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacağız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız. Hukuk devleti ilkesi devleti ilkesi demokrasinin vazgeçilmez bir şartıdır. Asıl bu konuda gerekeni yapmazsak demokrasiye ve hukuka aykırı davranmış oluruz.

Buradan, Adalet Bakanlığımıza, Meclis kurumumuza ve ilgili tüm kurumlarımıza konuyla ilgili düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden bu meseleyi halletmiş olacağımızı ümit ediyorum. Artık bu tür konularda kim ne der yerine, ülkemizin neye ihtiyacı var sorusuna cevap arayacağız. "

[2] Bakalım Twitter – Trump Meydan Savaşını Kim Kazanacak?

[3] Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İnternet Zehirdir’ Sözleri Üzerine Düşünceler…

[4] Twitter Robot Hesapları Temizlerken, Erdoğan da Twitter’ı Toptan Kapatmaktan Bahsediyor

[5] Dün Gece İnternet Neden Yavaşladı?

[6] SpaceX 58 Starlink ve 3 Planet Skysats Uydusunu Daha Uzaya Fırlattı

[7] Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un akşam üstü yaptığı açıklamalar şu şekilde;

"Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün bazı sosyal medya platformları ile ilgili yaptığı açıklamaları bağlamından koparıp çarpıtmaya kalkışanlara bir çift sözümüz var.

Bugün kimi sosyal medya platformları ne yazık ki vatandaşlarımızın haklarını gasp etmektedir. Söz konusu sosyal medya platformları cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret gibi kanunlarımızın suç saydığı konularda vatandaşlarımızın haklarının korunmasına yönelik hiçbir katkı sunmamakta, aksine tüm uyarılarımıza rağmen bu suçların işlenmesine zemin teşkil etmektedir. Ayıca bu platformlar ülkemizde kontrolsüz şekilde kazanç elde etmekte, hiçbir vergi yükümlülüğüne tabi olmaksızın faaliyet göstermektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız da milletin birliği, bütünlüğü ve menfaati için söz konusu alanda hukuki düzenlemelerin ilgili organlarca yapılmasını vurgulamış ve uluslararası sosyal medya şirketlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır.

Bahsedilen alanda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışmalar devam etmekte, internet ile sosyal medya şirketlerinin ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için gerekli adımlar atılmaktadır.

Milletimize ve değerlerimize düşmanlıkta sınır tanımayan bazı kesimlerin, yasaklara ve baskılara karşı yıllarca mücadele etmiş Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımını baskıcı ve yasakçı bir kalıp içerisinde sunma çabaları beyhudedir."

[8]Twitter Dorsey’in Bilgisi ile Trump’ın Bir Tweetine Daha İşlem Uyguladı

[9] Mark Zuckerberg’in Başı Dertte, Trump Mesajına İzin Vermesi Facebook Çalışanlarının Protesto ve İstifalarına Neden Oluyor

[10] Çalışanlarından Sonra Bilim Adamları da Zuckerberg’e Tepki Gösterdi

[11] Starbucks da, Facebook Reklamlarını Durdurdu

Füsun Sarp Nebil

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display