Bölücülük maskesi ya da demokrasi

Yazan  27 Temmuz 2009
“Etniklik üzerinden değil, hür ve eşit vatandaşlık anlayışına dayalı demokratik cumhuriyet anlayışı üzerinden çözüm önerileri geliştirmek.../...Kürt sorunu çözülmezse demokrasi olmaz”

yaklaşımı yerine, "Demokrasi olursa zaten Kürt sorunu çözülür" yaklaşımını esas almak" gerekir. Bu sözler Mehmet Metiner'e aittir. Aşağıdaki sözler de yüzde yüz demokrat (!) Mümtaz'er Türköne'nindir: "Türkiye, Kürt sorununu demokrasi ve hukuk standardını yükselterek çözecek. Kürtleri bu ülkeye yabancılaştıran sorunların hepsi, Türkiye'nin tamamı için bir hukuk ve demokrasi sorunu".

Kuşkusuz bu sözler her iki yazarın da bir köşe yazısının birkaç cümlesidir. Bu cümleler bu yazarların yazılarının bütününe şamil de değildir. Her iki yazar da bu tür demokratik görüntülü cümleleri, yazılarının bütünü içinde makyaj olarak kullanmaktadır. Her iki yazar da sorunu gerçekte ulusal değil bölgesel olarak görmektedir.

Demokrasi: Kürtçülüğün makyajı

Olguyu hem "Kürt Sorunu" yani etnik sorun olarak tarif etmek ardından da sorunu "etniklik üzerinden" yapmamak gerektiğinden söz etmek çelişkidir. Yine bir yandan "Türkiye'nin tamamı için demokrasi ve hukuk"tan bahsedeceksiniz, diğer yandan Kürtleri yapancılaştıran yapıdan söz edeceksiniz. Kürtleri yabancılaştıran yapı söz konusuysa aynı yapı Türkleri yabancılaştırmıyor mu? Aynı cümle içerisinde son yargısı ilk yargısını tekzip eden bir mantığın sorun çözücü olamayacağı ortadadır.

Katliam plancısı Öcalan'ın bile demokrasi kavramını Kürtçülüğün makyajı olarak nasıl kullandığını ürettiği sözcüklerden çıkartmak mümkündür: Zira "Demokratik toplum, demokratik cumhuriyet, demokratik özerklik, demokratik çözüm" bütün bu kavramlar Öcalan'a aittir. Nitekim adında "Demokratik" kelimesi olan DTP adlı parti de beklendiği gibi çözüm önerilerini Öcalan'la birlikte planlıyor. Bu tavır, bu partinin demokratik unvanına hiç de zarar vermiyor.

Türkiye nasıl parçalanır!

DTP'nin Öcalan'a gönderdiği çözüm önerilerinden Türkiye'yi nasıl demokratikleştirmek istediklerini daha doğrusu nasıl parçalamak istediklerini anlamak mümkündür.

1. Kürt sorununun çözümü konusunda DTP muhatap alınabilir. Silah kimin elindeyse, bırakmasını ondan istemek lazımdır. Bu da Abdullah Öcalan'dır.

2. Hiçbir etnik yapı, dil ve kültürel ayrım çağrışımı yapmayacak, anayasal vatandaşlık düzenlemesi şart olacak.

3. Kürtçenin "seçmeli ders" olması yönündeki görüş ve açıklamalar ihtiyacı karşılamaz. Herkesin anadiliyle eğitim hakkı var. Kürtçe okullarda "resmi eğitim dili" olmalı. Kamu kurumlarında çok dilli uygulama başlatılmalı bu kapsamda sadece Kürtçe değil, Arapça, Ermenice, Süryanice ve Lazca gibi diller de kullanılmalı.

4. Belçika, İskoçya, İrlanda, Galler ve İngiltere'deki gibi yerel meclisler oluşturulmalı. Merkezi yönetimin savunma, maliye, dışişleri ve adalet dışındaki görevleri yerel yönetimlere devredilmelidir.

Bu önerilerin uygulamaya sokulmasıyla herhangi bir sorun çözülmez ama ülke rahatlıkla parçalanacak bir duruma gelmiş olur. Amaç da zaten budur. Bölücüler "biz bu ülkeyi parçalamak istiyoruz!" demiyorlar, adamlar yalnızca demokrasi (!) istiyoruz diyorlar. Zaten PKK dağa da demokrasiyi bulmak için çıkmıştı. Bölücüleri bu noktada belki anlamak mümkündür. Anlayamadığımız, ülkenin demokratikleşme sürecinde yaşadığı sorunları Kürtçülüğün aracı olarak kullanan Türköne gibilerdir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...