AVRUPA BİRLİĞİNDE ORTAK GÖÇ POLİTİKASI


AVRUPA BİRLİĞİNDE ORTAK GÖÇ POLİTİKASI

Yazan  07 Ocak 2019

Göç olgusu insanlık tarihinin başlangıcından itibaren hayatımızın içinde yer etmiş bir gerçekliktir.

Bu gerçekliğin sosyo-ekonomik boyutu kadar uluslararası etkileri de çok önemlidir. Özellikle Arap Baharı sonrası Suriye'de patlak veren iç savaş, batıya yönelik uluslararası göç dalgalarına da tekrar ivme kazandırmış ve basta Türkiye olmak üzere bir çok AB üyesi ülkeler bu duruma hazırlıksız yakalanmıştır. 

BM Mülteciler Göçmen Yüksek Komiserliği (UNHCR) aracılığıyla yapılan mülteci başvuruları incelendiğinde[1], ABD'nin uyguladığı iltica kota sayısının azlığı nedeniyle birçok sığınmacının AB ülkelerine iltica başvurusunda bulunduğu görülmektedir.

 

 

Ayrıca AB üye ülkelerinin göçmenlere karşı yaptığı hukuksuzlar ve genellikle ölümle sonuçlanan Avrupa'ya düzensiz geçiş denemeleri AB'yi ortak bir göçmen politikası oluşturmaya zorlamıştır. 2000'li yılların başından beri AB ülkeleri olan İspanya, İtalya ve Yunanistan'a deniz yoluyla yapılan düzensiz geçiş denemeleri 50.000'e yakın göçmenin ölümüyle sonuçlanmıştır[2].

Durum bu kadar vahim iken, AB'de göç ve mültecilerle ilgili ortak ve tüm üye ülkelerin uyması gereken genel bir politika bulunmamaktadır. Fakat üye ülkelerin uyması gereken bazı kurallar da bulunmaktadır. Bu çerçevede birlik ''Ortak Avrupa Iltica Sistemi'' (Common European Asylum System) adıyla ortak bir yasal çerçeve üzerinde çalışmaktadır. Sistem  üye ülkelere sığınma talebinde bulunan kişilerin kabul prosedürlerini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca sığınmacıların tüm üye ülkelerde ayni haklardan yararlanmalarını da sağlamakta, bu bağlamda Dublin III, EURODAC, Kabul Şartları Direktifi, Sığınma Başvuru Direktifi gibi düzenlemeler iltica başvurusunda bulunmak isteyen sığınmacıların daha adil ve eşit muameleye tabi tutulmalarını sağlamayı amaçlamaktadırlar. 2013'te uygulamaya konulan Dublin III düzenlemesi[3], sığınmacıların AB içerisinde ülkeden ülkeye gönderilmesini önlemeyi ve tek bir ülkeye sığınma talebinde bulunmalarını sağlamaktadır. Ayrıca düzenlemeye göre sığınmacının ilk ayak bastığı ülke o sığınmacının da sorumluluğunu üstlenmiş bulunmaktadır. EURODAC Yönetmelği[4] ile oluşturulan sistemle de sığınma başvurusunda bulunan üçüncü devlet veya vatansız kişilerin parmak izleri alınarak veritabanı oluşturulmaktadır. Böylece kisinin daha önce başka bir AB ülkesine iltica başvurusunda bulunup bulunmadığı da tespit edilmektedir. Anlaşıldığı üzere yapılan bütün bu düzenlemeler ve yönetmelikler güvenlik odaklı bir yaklaşımla meydana gelmiştir.

 

 

AB ortak bir göç politikası oluşturmaya çalışırken, Macaristan ve Polonya hükümetleri basta olmak üzere bazı üye ülkeler, kendi politikalarını belirlemeyi ve uygulamayı tercih etmektedirler. Göçmenlere karşı izlenen popülist ve din odaklı politikalar her gecen gün Avrupa'da daha da yükselirken yeni kurulan hükümetlerde de aşırı sağ partiler iktidara gelmişlerdir. Bu durum üye ülkelerde göçmenlere karşı ılımlı bir tavır içerisinde olan hükümetleri de göçmen karşıtı söylem ve politikaları benimsemeye mecbur bırakmaktadır. Avrupa Birliğinin ortak mülteci politikası oluşturma çabasının yerini tekrar sınırlarını ve nüfusunu olası bir göç dalgasına karşı koruyan güvenlik odaklı popülist bir göçmen politikası almıştır. Gecen hafta yapılan BM Güvenlik Konseyi toplantısında 8 Avrupa ülkesi (İtalya, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İsveç, Belçika ve Polonya) adına konuşan İsveç'in BM Daimi Temsilcisi Olof Skoog da bu gerçeği söyle dile getirmiştir[5]:

"İdlib’e yapılacak tam ölçekli bir askeri saldırı, bölgede yaşayan bir milyon çocuk dahil 3 milyondan fazla sivilin hayatını tehlikeye atacak. Rejimin acımasız kuşatması ve askeri operasyonları nedeniyle zaten yerlerinden edilen siviller de dahil olmak üzere bu operasyon yeni toplu göçlere sebebiyet verebilir."

AB, Suriye rejiminin ve Rusya'nın olası bir askeri operasyon ile Idlib'te meydana getirebileceği yeni bir göç dalgasının sadece Türkiye ile sınırlı kalmayarak kendilerini de vuracağını çok iyi bilmekte, bu göçü sınırları ötesinde nerede durdurabilirse orada durdurmayı istemektedir.

Sonuç olarak Avrupa Birliği'nin ana kuruluş amaçlarından birinin insan hak ve hürriyetlerinin korunması olmasına rağmen uygulamada görülen durum çok farklıdır. AB üye ülkelerince uluslarararası koruma arayan sığınmacılara yapılan geri itmeler, iltica başvurularının kararını bekleyen sığınmacıların insani olmayan koşullarda yasamaya zorlanmaları gibi hukuksuzluklar akademisyenlerce[6] ve sivil toplum kuruluşlarınca sıkça dillendirilen Kale Avrupası savını güçlendirmektedir. AB'nin ortak bir göç politikası oluşturamaması, hukuksuzluklara göz yuman tavrı ve güvenlik odaklı mevcut politikası mülteci krizini derinleştirmekte, göçmen ölümlerinin sayısını arttırmakta ve insan kaçakçılığını desteklemektedir.

 

 

 

KAYNAKCA:

Birlesmis Milletler Goc Yüksek Komiserligi, ''Figures at a Glance''. Erisim: http://www.unhcr.org/figures-at-a-glance.html

Birlesmis Milletler, Uluslarasi Göc Kurumu: Kayip Göcmen Projesi. Erisim:

https://missingmigrants.iom.int/region/mediterranean

EUR-Lex – AB Hukukuna  Erisim Portali. Dublin III. Erisim: http://eur-lex.europa.eu/legal-

content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32013R0604&from=en

EUR-Lex – AB Hukukuna  Erisim Portali. EURODAC.Erisim: http://eur-lex.europa.eu/legal-

content/DE/TXT/?uri=LEGISSUM%3Al33081.

Geddes, Andrew (2008): ''Immigration and European Integration: Beyond Fortress Europe?''. Manchester Univ Press.

Habertürk ''AB Üyesi 8 Ülkeden Aciklama'', https://www.haberturk.com/ab-uyesi-8-ulkeden-idlib-aciklamasi-2133151, Erisim Tarihi: 07.09.2018

Hanson, Brian. T. (1998): ''What happened to fortress Europe?: External trade policy liberalization in the European Union''. International Organization, 52(01), 55-85.

King, Russell et al. (2000): ''Eldorado or Fortress?''. Migration in Southern Europe, London: Macmillan.

 

 

[1]    Birlesmis Milletler Goc Yüksek Komiserligi, ''Figures at a Glance''. Erisim: http://www.unhcr.org/figures-at-a-glance.html

[2]    Birlesmis Milletler, Uluslarasi Göc Kurumu: Kayip Göcmen Projesi. Erisim:

      https://missingmigrants.iom.int/region/mediterranean

[3]    EUR-Lex – AB Hukukuna  Erisim Portali. Dublin III. Erisim: http://eur-lex.europa.eu/legal-

      content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32013R0604&from=en

[4]    EUR-Lex – AB Hukukuna  Erisim Portali. EURODAC.Erisim: http://eur-lex.europa.eu/legal-

      content/DE/TXT/?uri=LEGISSUM%3Al33081.

[5]    Habertürk ''AB Üyesi 8 Ülkeden Aciklama'', https://www.haberturk.com/ab-uyesi-8-ulkeden-idlib-aciklamasi-2133151, Erisim Tarihi: 07.09.2018

[6]              Geddes, Andrew (2008): ''Immigration and European Integration: Beyond Fortress Europe?''. Manchester Univ Press.

            Hanson, Brian. T. (1998): ''What happened to fortress Europe?: External trade policy liberalization in the European Union''. International Organization, 52(01), 55-85.

            King, Russell et al. (2000): ''Eldorado or Fortress?''. Migration in Southern Europe, London: Macmillan.

Yavuz Selim Yıldız

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display