31 Mayıs-1 Haziran
İkinci Somali Konferansı:
II. İstanbul Somali Konferansı "Somali'nin Geleceğine Hazırlık: 2015 için Hedefler" temasıyla, Birleşmiş Milletler ile yakın işbirliği içinde, 31 Mayıs-1 Haziran 2012 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlendi. Konferansın ilk gününde, bürokrat, uzman ve işadamlarının katılımıyla "Su", "Enerji", "Yol" ve "Dirençlilik" konu başlıkları altında Ortaklık Forumları yapıldı. Konferansın ikinci gününde Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun ve Somali Cumhurbaşkanının konuşmaları yapıldı.
3 Haziran:
Davutoğlu, İbrahimoviç ile görüştü
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bosna Hersek Savunma Bakanı Muhamed İbrahimoviç ile görüştü.
Conrad Otel'deki görüşme basına kapalı gerçekleşti.
Dışişleri kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Davutoğlu görüşmede, Bosna Hersek'in NATO üyeliğini desteklediklerini ve bundan sonra da desteklemeye devam edeceklerini belirterek, Türkiye'nin, Şikago'daki NATO Zirvesi'nde de bu çerçevede bir girişim başlattığını kaydetti.
Davutoğlu, Bosna Hersek'in NATO üyeliğinin herkese katkı sağlayacağını ifade etti.
Bosna Hersek Savunma Bakanı Muhamed İbrahimoviç de NATO'da tüm toplumların temsil edildiğini dile getirerek, Türkiye'nin Bosna Hersek'in NATO üyeliği için verdiği desteğe teşekkür etti.
4 Haziran:
Talat: Yavru Ergenekon'a niye dokunulmadı
Kuzey Kıbrıs'ın eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Denktaş-Eroğlu ikilisinin, birçok Ergenekon ve Balyoz sanığını Kıbrıs'ta vatandaş yaptığını hatırlatarak, "Çok yakındılar ama bu yakınlık hangi boyuta gidiyordu, bilmiyorum. 'Ergenekon meselesi Kıbrıs'a uzandı, uzanıyor' dendi sonra durdu. Bu soruşturma, Türkiye'den başladığı için Türk makamlarının başvuruda bulunması lazım. Bu Kıbrıs için çok ciddi bir ihtiyaç" dedi.
Rum lider Hristofyas ile kendisinin anlaşamadığı konusunda Talat, "Biz ortak nokta belirledik ama bitiremedik. Bitirmek takdir edersiniz ki her konuda anlaşmakla mümkün olur. Üç konuda anlaştık. Yönetim ve güç paylaşımını neredeyse kapatmak üzereydik. Ekonomi ve AB ile ilişkileri tamamlamak üzereydik. Mülkiyet konusunda anlaşamadık" dedi.
Ortadoğu ile neden yakından ilgileniyoruz?
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde gerçekleşen "İdealler, Rol Modelleri Ödül Töreni"ne Bakan Davutoğlu'nun yanı sıra Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Gazeteci Taha Akyol, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu, üniversite yetkilileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Hükümetin Ortadoğu ülkelerine olan ilgisinin nedenlerine de değinen Bakan Davutoğlu, "Niye biz Ortadoğu ülkeleriyle yakından ilgileniyoruz? Çünkü komşularımızda barış ve huzur olmazsa bizde de olmaz. Peki oralarda ne istiyoruz? Çok basit. Kendi halkımız için ne istiyorsak onu istiyoruz. Eğer bunu istemezsek iki yüzlülük yapmış oluruz. Kimsenin rejimine müdahale etme çabamız yok. Bir zulüm varsa o insanlara karşı buna da sessiz kalamayız" şeklinde konuştu.
"Halkımız için ne istiyorsak Suriye için de aynısını istiyoruz"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'den Fas'a kadar bir çok ülkenin siyasi dönüşüm ve bunalım yaşadığını hatırlattı. Türkiye'nin ve vatandaşlarının yıllar sonrası için planlar yapabilir hale geldiğini, Suriye halkının 'yarın yeni bir güne sağ kavuşabilir miyim' endişesinde olduğuna dikkat çekti. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Suriye'deki kardeşlerimiz bırakın 3 yıl, 5 yıl sonrasını 'acaba yarın sağlıklı bir güne kavuşabilecek miyim, kendi ülkemin kaderine ağırlık koyabilecek miyim' kaygısı içinde. Türkiye'de kendi halkımız için ne talep etmişsek onlar için de aynı şeyi talep ediyoruz. Onların bu haklı taleplerinin yanındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz. Nasıl Türkiye'de vaktinde bazı iradeler 'halk ne derse desin benim dediğim olacak' demişse, maalesef Ortadoğu'da 30 yılını dolduran otoriter rejimler ve kişiler 'halk ne derse desin bizim istediğimiz düzen devam edecek' telaşı içindeler."
Rumlar Kumda Oynasın
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin dönem başkanlığında "Pozitif Gündem" aracılığıyla AB Komisyonu ile doğrudan ilişki kuracaklarına belirterek, "Pozitif Gündem, müzakere sürecinin önündeki engelleri aşacak bir köprüdür, bir by-passtır, etrafından dolanmaktır. İşte Güney Kıbrıs Rum yönetimi de 6 aylık dönem başkanlığında 'kumda oynasın ayağına taş batmasın' diyoruz" dedi.
AB'nin bir barış projesi olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirten Bağış, "Ama bu bir kıtasal barış projesidir. Türkiye'nin katılımı bu kıtasal barış projesini küreselleştirecektir. Bugün Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkinliği, Türkiye'nin Kafkaslar'daki ağırlığı, Türkiye'nin Balkanlar'daki, Ortaasya'daki ağırlığı, AB entelektüel vizyoner kapasitesi tarafından da çok net görülmektedir. Türkiyesiz bir Avrupa çok yalnız kalır. Türkiyesiz bir Avrupa çok fakir kalır" dedi.
Güvenli Bölgeler Kurulmalı
ABDli senatör Richard Lugar, Türkiye'ye Suriyeli sivilleri Esad güçlerinin saldırılarından koruması için "güvenli bölgeler" oluşturmaya çağırdı.
5 Haziran:
Dünya Ekonomik Forumu Ortadoğu, Avrasya ve Kuzey Afrika Zirvesi İstanbul'da Yapıldı
Türkiye'de ilk kez düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu İstanbul'da başladı.
Swissotel'de düzenlenen forum'a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile AB Bakanı Egemen Bağış da katıldı.
İki gün sürecek Dünya Ekonomik Forumu Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrasya Zirvesi, 1971 yılında İsviçre'nin Genova kentinde kurulan organizasyonun 42 yıllık tarihinde en geniş coğrafyayı kapsayan özel zirve oldu.
Dünya Ekonomi Forumu'nun İstanbul toplantısına 70 farklı ülkede toplam 1100 katılımcı kayıt kayıt yaptırdı. Azerbaycan, Gürcistan ve Tunus'un aralarında bulunduğu 20 ülkeden en yüksek seviyede yaklaşık 50 hükümet temsilcisi toplantıya katıldı.
İki gün boyunca süren oturumlara dünyanın dört bir yanından 650 iş dünyası temsilcisi, 180 Üst Yönetici, ayrıca 70 farklı ülkeden toplam 80 genç küresel lider katıldı.
Arap Ligi Eski Genel Sekreteri Musa Tarabya Köşkü'nde
Amr Musa'nın Mısır'da devam eden siyasi geçiş süreciyle ilgili bilgi sunduğu görüşmede Cumhurbaşkanı Gül, devrimden sonra bu ülkeyi ziyaret eden ilk devlet başkanı olduğunu hatırlattı. Dost ve kardeş Mısır'daki demokratik dönüşüm sürecinin, Mısır halkının tüm kesimleri tarafından karşılıklı anlayış ve uzlaşı temelinde ilerletilmesinin en samimi temennimiz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Mısır'a desteğimizin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini vurguladı.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Brüksel'de Temsilcilik Açtı
Mesut Barzani'nin başkanlığını yaptığı Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, AB'nin başkenti sayılan Brüksel'de AB Nezdinde hali hazırda var olan özel temsilciliğini geçtiğimiz günlerde büyük bir villaya taşıyarak burada sadece bölgesel bayrağını kullandı.
Çoğunlukla ülke temsilciliklerinin, büyükelçiliklerin ve büyükelçi konaklarının bulunduğu Brüksel'deki Avenue Franklin Roosevelt caddesinde açılan temsilcilik binası Güney Kıbrıs Rum Yönetimi temsilciliğinin tam karşısında bulunuyor ve dışardan ilk görünüşte bağımsız bir ülke temsilciliğini andırıyor. Ortasında güneş bulunan, kırmızı, beyaz ve yeşil renklerden oluşan bölgesel yönetimin bayrağının kullanıldığı temsilcilik binası basında çıkan bazı haberlerin aksine Belçika nezdinde değil, önceden var olan AB nezdindeki temsilcilik için sadece yeni bir bina konumunda bulunuyor. Temsilcilik daha önce Schuman meydanındaki Rue de la Loi 221 no'lu adresteki bir ofis binasında bulunuyordu.
Barzani yönetimine yakınlığı ile bilinen Peyamner sitesi, 31 Mayıs 2012 tarihinde Brüksel'de resmen "Kürdistan Temsilciliği" açıldığını duyurmuş ve bunu "Kürtler açısından büyük ve tarihi bir gün. Avrupa'nın başkenti Brüksel'de Kürdistan Parlamentosu'nun temsilcilerinin katılımı ile temsilcilik binasında göndere sadece Kürdistan bayrağı çekildi" diye duyurmuştu.
Dışişleri Bağdat'ta gerçekleştirilen saldırıyı kınadı
Dışişleri Bakanlığı'nın Bağdat'ta meydana gelen olayın ardından açıklaması;
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bu sabah Şii Vakıflar Divanı'na yönelik gerçekleştirilen intihar saldırısında ilk belirlemelere göre 18 kişinin hayatını kaybettiği ve 50 dolayında kişinin yaralandığı derin üzüntüyle öğrenilmiştir.
Komşumuz Irak'ın içinden geçmekte olduğu bu hassas dönemde ülkenin huzur ve istikrarını hedef alan bu menfur terör eylemini şiddetle kınıyor, saldırıda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifa diliyoruz.
Ülkemiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra terörle mücadele alanında dost ve kardeş Irak halkıyla dayanışma içinde olacaktır.
Suriye Yabancı Diplomatları Sınır Dışı Etti
Suriye Aralarında Türkiye, ABD, İngiltere ve Fransa'nın da bulunduğu ülkelerin Büyükelçilik görevlilerini istenmeyen adam ilan etti. Türkiye, 26 Mart'ta Şam Büyükelçiliği'nin tüm faaliyetlerini geçici olarak askıya almış, Büyükelçi Önhon da Ankara'ya dönmüştü.Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın adını verdiği diğer ülkelerin diplomatlarının bazıları da ülkeden ayrılmıştı.
Batılı ülkeler, 30 Mayıs'ta Hula bölgesindeki katliamı bahane ederek Suriye'nin diplomatlarını eşgüdümlü olarak sınır dışı etmişti. Türk Dışişleri Bakanlığı da aynı tarihte yayımladığı açıklama ile Türkiye'deki Suriyeli diplomatların ülkelerine geri dönmelerini istemişti. Aynı gün Türkiye'nin Suriye'deki diplomatik faaliyetlerini yürüten tek temsilik olan Halep Konsolosluğu da boşaltılmıştı.
Egemen Bağış: AB Diyetisyen Gibi
Egemen Bağış, Dünya Ekonomik Forumu'nda Avrupa Bütünleşmesinin Gereği paneline katıldı. Konuşması sırasında Bağış, AB'yi obez bir diyetisyene benzeten Bağış, AB'nin Türkyi'ye ne yemesi gerektiğini sürekli söylediğini ancak kendisinin bu kurallara uymadığını ifade etti.
6 Haziran
DEBKA: Türkiye Suriyeli Muhaliflere deseği kesti
İsrail istihbarat teşkilatlarına yakın DEBKA sitesinden yapılan haberde Türkiye'nin Suriyeli muhaliflere 14 aydır verdiği desteği kestiği ifade edildi. Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye'ye karşı operasyonlarına izin verdiği ancak artık bu destekten vazgeçtiği iddia edildi. DEBKA'nın haberinde Türkiye'nin Rusya ile artık aynı görüşe sahip olduğu ifade edilmiştir. Dışişleri Bakanı Davutoğlu bu haberin üzerine Türkiye'nin topraklarını kimsenin saldırı yapması için açmadığını ifade etmiştir.
Davutoğlu: Arap Baharı Yeni Bir Neslin Olayıdır
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,''Arap Baharı bu yeni neslin olayı sahiplenmesinin bölgesel bir sonucudur. Sadece Mısır veya sadece Ürdün'e ait değildir'' dedi.
Bakan Davutoğlu, Dünya Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen ve Arap Baharı'nın tartışıldığı oturumda yaptığı konuşmada, söz konusu olaylar ilk olarak Tunus'ta başladığı zaman bir bakanlar kurulu toplantısı gerçekleştirdiklerini ve bir değerlendirme yaptıklarını söyledi.
Davutoğlu, ''O zaman cevap aradığımız soru şu oldu: Tarihin doğal akışı nedir? Tarihin doğru tarafında duran kimdir? Tunustaki kitleler mi, Bin Ali mi? Mübarek mi, Tahrir Meydanı'ndaki gençler mi? Bu ve buna ilişkin sorular gündeme geldi. Biz dedik ki, bu doğal bir akış. Herhangi bir komplo yok. Arap Baharı, genç Arap neslinin bireylerinin başlattığı bir şeydir, buna saygı duymak gerekir'' diye konuştu.
İlk düzeyi uluslararası düzey olan analizler yaptıklarını aktaran Davutoğlu, aslında bölgede gözlenenin, soğuk savaşın sona erişinden 20 yıl sonraki bir gelişme olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, dört-beş ay, aşırı güç kullanmasına rağmen kendisi ile istişarede bulundukları Esad'ı, reforma teşvike devam ettiklerini, ancak Esad'ın bunu reddettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Gül, Kırgızistan Başbakanı Babanov'u Kabul Etti
Kabulde, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambey'in selamlarını ileten ve Cumhurbaşkanı Gül tarafından kabul edilmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Babanov, Kırgızistan'daki demokratik dönüşüm süreci tamamlandıktan sonra çalışmalarını ülkelerinin yeniden yapılandırılması üzerinde teksif ettiklerini söyledi. Türkiye'nin bugüne kadar Kırgızistan'a verdiği destek için müteşekkir olduklarını ve güçlü desteğimizin devamını arzu ettiklerini bildiren Başbakan Babanov, iki kardeş ülke ve halklarının 21. yüzyıla demokrasi temelinde birlikte adım attıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Gül ise kabulde, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev'e selamlarının ve iyi dileklerinin iletilmesini istedi ve demokrasiye geçişi gerçekleştiren Kırgızistan'ın örnek bir başarıya imza attığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, dost ve kardeş Kırgızistan'a her alanda desteğimizin önümüzdeki dönemde de süreceğinin altını çizdi.
7 Haziran
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu Koordinasyon Komitesi İkinci Toplantısı
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'nun (TMKF) en üst karar organı olan Koordinasyon Komitesi'nin Bakanlar düzeyindeki 2. toplantısı, ülkemizin evsahipliğinde 7 Haziran 2012 tarihlerinde İstanbul'da düzenlendi. TMKF üyelerinin büyük çoğunluğunun Bakan düzeyindeki heyetlerle iştirak ettiği toplantıya, sürece başından beri katkı sağlayan BM'den de katılım oldu.
Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün diyalog ortağı oldu
Türkiye'nin, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) nezdinde Diyalog Ortağı Statüsü için yaptığı başvuru, ŞİÖ Devlet Başkanlığı Zirvesi'nde oy birliğiyle kabul edildi.
Çin Halk Cumhuriyeti, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu ve Tacikistan'dan oluşan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) nezdinde Diyalog Ortağı Statüsü için yapılan başvurunun, Pekin'de 6-7 Haziran tarihlerinde düzenlenen ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi'nde oybirliğiyle kabul edilmesi, Ankara'da memnuniyet yarattı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Bu karardan memnuniyet duymaktayız. ŞİÖ üyesi ülkelere, başvurumuza vermiş oldukları destek için şükranlarımızı sunuyoruz" denildi.
Açıklamada Türkiye'nin tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğu Asya coğrafyası ülkeleri ile yakın ilişkilerin çerçevesinde, Asya'nın barış, huzur ve istikrarının Türkiye'nin dış politikası açısından önem taşıdığı, bu yaklaşıma uygun olarak Türkiye'nin bölgedeki siyasi, güvenlik, ekonomik ve kültürel işbirliği girişimlerine etkin katkıda bulunduğu, Asya'nın artan ağırlığına uygun şekilde bölgesel işbirliği örgütleriyle kurumsal diyalog mekanizmaları tesis edilmesine önem verdiği vurgulandı.
Türkiye-AB Bakanlar Düzeyindeki Siyasi Diyalog Toplantısı
Türkiye-AB Bakanlar düzeyindeki Siyasi Diyalog Toplantısı'nın üçüncüsü 7 Haziran 2012 tarihinde İstanbul'da düzenlendi.
Toplantı, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış, AB tarafında ise Yüksek Temsilci Catherine Ashton ile Genişleme ve Komşuluk Politikası Komiseri Stefan Füle'nin katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda, AB üyelik müzakere sürecinde gelinen aşama ve "Pozitif Gündeme" dair konular değerlendirildi. Ayrıca, Türk vatandaşlarının AB ülkelerine seyahatlerinde vize muafiyeti sağlanması ele alındı. Kıbrıs konusunun da gündeme geldiği toplantıda, Balkanlar ve Ortadoğu'daki gelişmelere dair görüş alışverişinde bulunuldu.
Davutoğlu: Ermenistan ile Azerbaycan topraklarını terk ettikleri takdirde ilişki kuracağız
TBMM Genel Kurulu'nda, hakkında verilen gensoru önergesinin görüşülmesi sırasında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu "Ermenistan ile de Kafkaslar'daki genel barışa saygı duydukları sürece ve Azerbaycan topraklarını terk ettikleri vizyon içinde davrandıkları sürece her türlü ilişkiyi kuracağız. Kimseyle kalıcı düşmanlıklar peşinde değiliz, kalıcı dostluklar peşindeyiz." Dedi. Davutoğlu BM'nin bütün bölgesel ofislerinin İstanbul'da toplanacağını da açıkladı.
8 Haziran
ABD Kongresinde Türkiye Mesaisi
Neredeyse Türkiye Mesaisi yapan ABD Kongresinde Kıbrıs konusunda Türkiye'ye sert eleştiriler yönelten bir rapor sunuldu. Önerinin sahibi Ermeni ve Rum lobisiyle yakın ilişkileri bulunan Senatör Robert Menendez.
Öneride; Türkiye'nin Kıbrıs'tan çekilmesi ve Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenliğini tanıması, kabul etmesi ve saygı duyması gerektiği ifade edilmiş, Kıbrıs Rum Kesimi'nin İsrail ile işbirliği övülmüş,Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kendi münhasır ekonomik bölgesinde ve topraklarındaki enerji kaynaklarından faydalanmasının engellenmeye çalışmaması gerektiği ve Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'taki enerji kaynaklarını geliştirme plan ve faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiği belirtilmiştir. Öneride ayrıca "Türkiye, Kıbrıs's Kıbrıslı olmayan nüfus göç ettirerek kolonileştirmiştir" ifadesine yer verilmiştir.
Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasında Üçlü İşbirliği
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Gürcistan Dışişleri Bakanı Grigol Vashadze'nin katılımıyla Zorlu Grand Otel'de yapılan toplantıda, üç ülkeyi ilgilendiren konularda ikili ve bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi imkanları üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantı ardından, Atatürk Köşkü'nde basının karşısına geçen üç bakan, ortak mutabakat metnini imzaladı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan'ın birbirlerini tanımasının 20. yılında Trabzon'da tarihi bir adımı attıklarını kaydetti. Bu 20 yıl içerisinde üç ülke arasındaki ikili işbirliklerini, çok güzel projeleri birlikte yaptıklarını anlatan Davutoğlu, bu üçlü işbirliğinin bir anlamda da Hazar, Karadeniz ve Akdeniz arasında bir üçgen oluşturan çok önemli projelerin zeminin oluşturduğuna değindi.
Diyaspora'dan Küresel Açılım
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) çatısı altında kurulan Dünya Türk İş Konseyi (DTİK), Türk diasporasını daha aktif hale getirmek için yeni hedefler ortaya koydu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve DTİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk diasporasının etkin bir yapıya kavuşmasını sağlamak için şu vizyonu açıkladı: "Hedefimiz, Cumhuriyetin 100. yılında dünyanın en etkin 3 diasporasından birisi olmak. İki yıl içinde 100'den fazla ülkede 2 bine yakın temsilciyle hareket edecek çok büyük bir örgütlenme modeli hedefliyoruz. Hem diasporamızın iş sahibi olmasına hem de Türk markalarının dışa açılmasını hızlandırmaya yönelik 'Diaspora Franchise Platformu' kuracağız."
Toplantıya aralarında Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent'in de bulunduğu çok sayıda yönetici ve işadamı da katıldı.
Mihaloliakos: Kalbimiz kraliçe şehirde (İstanbul)
Mihaloliakos, Proto Thema gazetesine verdiği mülakatta yöneltilen, "15milyon Türk'e karşı artık sadece 3 bin Rum'un yaşadığı İstanbul'u talep etmekbugün gerçekçi olabilir mi?" yönündeki soruya karşılık ise "Yahudiler asırlarsonra, 1948 yılında, atalarının topraklarında devlet kurmayı başardılar.'Silahları alarak Türkler ile savaşmamız gerekiyor' demiyorum fakat asırlarcaHelenizm'in Küçük Asya, Pontus ve Doğu Trakya'da var olduğunu unutmamalıyız"dedi.
10 Haziran
Rusya, Türkiye'deki Demiryolu İnşaat Projelerine Katılmak İstiyor
Rusya Demiryolları İdaresi RJD, Türkiye'deki demiryolu altyapı projelerine katılmak istediklerini duyurdu.Kurumdan yapılan resmi açıklamada Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı dahil olmak üzere, diğer demiryolu altyapı çalışmalarına ilgi duyulduğu kaydedildi.
Açıklamada, "Türkiye'deki demiryolu altyapı projelerine katılabilme imkanlarını gözden geçiriyoruz. Bunlar Azerbaycan, Gürcistan ve İran üzerinden, İstanbul'dan Gürcistan'a kadar planlanan koridor inşaat projeleri" denildi.
The Guardian:
"Dünyada hangi ülkede şuan diğerlerinden daha fazla gazeteci hapiste? Çin Halk Cumhuriyeti mi? Hayır. İran mı? Yine yanlış. Daha üzücü yanıt Türkiye Cumhuriyeti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na göre, ülkede demir parmaklıklar arkasında yaklaşık 100 gazeteci var. Evet doğru: modern, laik ve batı eğilimli Türkiye demokratik yollarla iktidara gelen hükümetiyle Çin ve İran'dan daha fazla basın mensubunu içeri attı. Gerçek, Türkiye'nin Müslüman çoğunluklu Tunus ve Mısır gibi ülkelere, kendi içinde düzene girmeden model ya da örnek olamayacağı. Dışarıdaki özgürlüklere ilham verebilmek için, önce Türk hükümetinin kendi ülkesindeki özgürlükleri garanti altına alması gerekir."
Türkiye Somali'nin yeniden inşasına öncülük ediyor
Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Gulfnews'in haberine göre; "Somali'ye barış ve istikrar getirmek için Mayıs ayında 57 ülke temsilcisi İstanbul'da biraraya geldikten sonra, bir ülke Somali'ye daha özel çaba gösterdi. O da Türkiye.Somali'nin pekçok ülke için çalışma bakımından tehlikeli kabul ettiği başkenti Mogadişu'ya geçen yıldan bu yana hastane, okul ve devlet binası inşa etmek üzere pekçok Türk işçi ve gönüllü gitti. Somali'nin geçici Başbakanı Abdül Veli Muhammed Ali, "Afrika Birliği güçleri ülkenin El Şabab örgütüne yönelik savaşını sürdürürken, Türkiye bu durumda da inşaat ve yardım çalışmalarının yürütülebileceğini kanıtladı".
Amerikan Newsweek dergisi:
"Türkiye'deki kültür savaşlarının son raundunda İstanbul'da binlerce kadın sokağa döküldü. Türban tartışmasında Erdoğan, AB'nin desteğine sahipti. Kürtaja karşı son kampanyası ise Brüksel'den çok farklı yanıt aldı. Avrupa Erdoğan'ın dini bir gündem empoze etmeye çalışmasından kaygı duyuyor. İstanbul'daki bir diplomat, 'İktidarının ilk yıllarında AKP'nin önceliği, ordunun siyasi rolünü azaltarak totalitarizmin mirasını ortadan kaldırmaktı. Şimdi ise dini temelli toplum mühendisliği yetkisi olduğuna inanıyor, bu da kaygı uyandırıyor' diyor. AKP'nin kürtaja saldırısı bir Erdoğan klasiği yani, ima edilen dini tonlar destekli kaba bir Türk milliyetçiliği."
Amerikan New York Times gazetesi:
"AKP'nin Türkiye'yi on yıl içerisinde güçlü bir ekonomiye dönüştürdüğünü en sert muhalifler bile kabul ediyor. Fakat sorun şu; Başbakan Tayyip Erdoğan aynı zamanda bağımsız yargıyı devredışı bıraktı. Basına da gözdağı verdiği için siyasi kontrol mekanizmaları artık yok. Ortadoğu'nun karışıklığı nedeniyle AKP'nin artan otoritarizmine dışarıdan uyarı da gelmiyor. İstanbul'da Türklerle sohbetim hep "Aman adımı yazma. Erdoğan çok kindar olabiliyor" cümleleriyle bitti. Eğer Erdoğan'ın Türkiye'yi 'sultanlığa' dönüştürmesi engellenmezse Türk demokrasisi zarar görecek. Obama'nın Erdoğan'a açık kart vermesi şu anlama geliyor: "Ekonomik büyümeyi sağla, sonra adım adım demokratik kurumları sınırlayabilir ve dini istediğin kadar dayatabilirsin."
