Terör üzerinden oynanan oyun

Yazan  05 Temmuz 2011
BDP ile İmralı’nın organize bir şekilde devreye soktukları yeni strateji ise gözden kaçacak gibi değildir.

Seçimlerin ardından yaşanan olaylar, BDP'nin giderek daha fazla Türkiye'nin sinir, sınır ve sabrıyla oynayacağını göstermektedir. BDP'lilerin her fırsattan yararlanarak Türkiye'nin hassasiyetlerini kanatmaya çalışması nedensiz değildir. Bu durum BDP'nin yeni bir strateji benimsediğini göstermektedir.
Bu yeni yöntemden söz etmeden önce BDP'li bazı yetkililerin sorumsuz söylem ve eylemlerine kısaca değinmekte yarar vardır.
BDP'li Sebahat Tuncel, hamile görünümüyle, bayrak merasimi yapan askerlerin arasına dalan ve vücudundaki bombaları patlatarak sekiz askeri şehit eden "Zilan" kod adlı PKK'lı teröristi şehit (!) ilan ediyor. BDP Milletvekili İbrahim Binici de kanlı terör örgütü PKK'yı, "kendi cephemizden onlar kahraman" diyerek kutsuyor ve "PKK bir halk hareketidir. Biz halk hareketine terörist demeyiz.../...Kendi cephemizden onları kahraman olarak görüyoruz. Terörizmle mücadele olarak nitelendirdikçe bir adım ileri gidilemez" diyor.
BDP'li Altan Tan, Şeyh Said'in idamının yıl dönümünde yapılan anma törenlerine katılıyor. Tan, "Büyüklerimizi rahmet ile yad ediyoruz. Bu zulüm bunlarla bitmedi. Binlerce köyümüz yakıldı. Yüzlerce insanımız öldürüldü" türünden tahrik edici konuşmalar yapıyor.
Aysel Tuğluk, 'Kürtler çaresiz değildir. Özgürlük, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kendi ellerindedir' diyor. Aysel Tuğluk, BDP'nin desteklediği blok adaylarının seçim zaferinin 'demokratik özerk Kürdistan'ın inşa çalışmalarına hız katmasını istiyor.
Bu konuşmalar Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı uygulamaya sokulan yeni bir stratejinin yansımalarıdır.
BDP'liler gittikçe kontrolden çıkan, çatışmacı ve meydan okuyan bir söylemi benimsemiş görünmektedirler. BDP, "Yemin etmeyeceğiz" , "Direne direne kazanacağız" , "TBMM'yi tanımayız" diyen, şiddet çağrısı yapan, sokakları karıştıran, halkı tahrik ve tahkir eden bir strateji izliyor.
İmralı'daki terörist başı ise dağdakileri indirmekten, silahlı çatışmayı sona erdirmekten söz eden, sivil demokratik anayasa öneren bir rol üstlenmiş durumdadır. Bir yandan da bunu yapmazsanız "kıyamet kopar" türünden söylemlerde bulunuyor.
BDP ile İmralı ve Kandil arasında, Devlete karşı verilen mücadelede rolleri paylaştıkları anlaşılmaktadır. Taraflar bir çeşit iyi polis/kötü polis rolü oynuyor denilebilir. Zaman zaman terörün silahlı kanadı, zaman zaman da siyasi kanadı sözde barış çağrısı yapıyor. Kardeşlikten, barıştan söz ediyor.
BDP'nin birinci misyonu "Öcalan'ın muhatap" alınmasını sağlamaktır. Hırçın, uyumsuz, sert ve şiddet içeren eylemlerinin amacı; Öcalan'ın yalnız dağdakileri değil, onlardan da zaman zaman daha aykırı söylem ve eylem içinde bulunan BDP'lileri sakinleştirmeyi başarabileceğine devleti ikna etmektir.
Her şart altında terörist başı Öcalan'a BDP'yi ikna edebilecek, kentlerdeki huzuru sağlayabilecek, akil, barışçı, dağdakileri indirecek tek adam rolü yüklenmeye çalışılıyor.
BDP ile İmralı'nın organize bir şekilde devreye soktukları yeni strateji ise gözden kaçacak gibi değildir. BDP ile Öcalan kendi aralarında bir rol paylaşımı yapmışlardır. Buna bir çeşit şer ve ehveni şer rolü denilebilir. BDP "şer", Öcalan ise "ehvenişer" rolünü üstlenmiştir. Eskiden bunun tam tersi bir durum söz konusuydu.
BDP'nin bu bağlamda önümüzdeki günlerde daha da hırçınlaşacağı, Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamaya devam edeceği, uzlaşmaz bir tutum içine gireceği söylenebilir. İmralı'dakinin rolünü başarıyla oynayabilmesi için bu bir zorunluluktur. Çünkü birilerinin barış yapabilmesi için, başka birilerinin de barışı bozması gerekir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display