< < Sincar; Stratejik Mücadelenin İleri Karakoludur


Sincar; Stratejik Mücadelenin İleri Karakoludur

Yazan  03 Nisan 2018

 

            Sincar, Bölge Denklemlerine Tesir Edecek Konumdadır

Sincar Dağı; Kandil Dağı ile mukayese edilemeyecek kadar taktik seviyede bir coğrafi bölge olmakla birlikte, bölgede siyasi rollerin oynanmasına fırsat yaratacak ve bu minvalde bölge denklemlerine tesir edecek kadar da önemli bir konumdadır.

Sincar’ı öne çıkaran bir diğer durum ise; korunma, barınma ve lojistik imkanı yaratan koşullarından ziyade; transit aktarma sağlaması, her iki ülke istikametinde bir çıkış arazisi olması ve ABD, İran, IKBY, PKK, YBŞ, Haşdi Şabi güçleri arasındaki stratejik mücadelenin ileri karakolu konumunda bulunmasıdır.

Diğer taraftan, Sincar bölgesi; ABD’nin Suriye’den Irak kuzeyine uzanmasını düşündüğü YPG koridoruna bir köprü vazifesi oluştururken, bir taraftan da İran Şii hattının geçiş koridoru olması özelliğindedir.

Ayrıca, ileride Türkiye-Irak sınırı Ovaköy civarından bir sınır kapısı açılması durumunda, Silopi-Sincar-Telafer-Musul-Bağdat hattından yapılacak ticari güzergahın güvenliği bakımından da önem arz edecek kritik bir bölgedir.

Tüm bunlarla birlikte; Kandil Dağı ile Sincar Dağı birbirinden farklı fonksiyonlar içeren özelliklere sahiptir. Bir çok basın yayın organında Sincar’ın ikinci Kandil olduğu veya olacağı ifade edilmektedir. Bu tespitlere iştirak etmek mümkün değildir. Sincar, Kandil ile mukayese edilerek değil, kendisine has özellikleri ile mütalaa edilmeldir.

Nitekim, Sincar Dağı; Kandil’e göre çıplak arazi konumunda, küçük coğrafi alana sahip ve en önemlisi Sincar’a ulaşım ve buradan ayrılma esnasında, gizleme ve örtü sağlayacak imkanlardan mahrumdur. Havadan çok rahatlıkla gözetlenebilen bir özelliğe sahiptir. Sincar, geçiş güzergâhını kontrol eden bir karakol noktası gibidir.

            Türkiye Sadece Sincar’dan Değil, Tüm Irak’taki PKK Varlığından da Rahatsızdır

Türkiye, sadece Sincar bölgesinden değil, tüm Irak sahasındaki bütün teröristlerden rahatsızdır. Irak hükümetinin şimdilik sadece Sincar bölgesini öne çıkarıyor görünmesi, diğer bölgelerdeki PKK varlığının göz ardı edilmesi anlamına gelmemesi gerekir. Nitekim, Türkiye’nin bunun takipçisi olacağını da bilmektedirler.

PKK/YBŞ Terör Örgütü’nün Sincar Dağı’nda konuşlanmasının yarattığı tehdit nedeniyle, Türkiye; “...örgütün Irak kuzeyindeki varlığının önüne geçilmesinin, Irak’ın sorumluluğunda olduğunu...” bildirmiş ve bunun üzerine,[[i]] uzun yıllardır kıpırdamayan Irak yönetimi derhal aksiyona geçmiştir.

Diğer taraftan Irak devleti; ülkemizin, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile Münbiç üzerindeki kararlı tutumunu gördüğünden, Türkiye’nin PKK terör yuvalarına yönelik  kalıcı bir inisiyatif kullanabileceği endişesi taşıdığı düşünülmektedir. Bu kapsamda; “...kimsenin topraklarımızı kullanarak komşu ülkelere saldırıda bulunmasına müsamaha göstermeyeceğini...”[[ii]] belirtmek durumunda kaldığı değerlendirilmektedir.

Irak, söz konusu açıklamalarının ardından, Sincar bölgesine ordu birliklerini sevk etmiş ve denetimin sağlandığını da yine yaptıkları açıklamalarla duyurmuşlardır.

Son olarak bu konuda Sincar Kaymakamı; “PKK, Sincar halkının ve bizim talebimiz neticesinde 01 Nisan 2018’de  resmi bir şekilde Sincar’dan çekildi, araçları ve ağır silahlarıyla Suriye tarafına doğru geçtiler... ”[[iii]] şeklinde ifade de bulunarak PKK’nın bölgeyi terk ettiklerini dile getirmiştir.

Ayrıca, YBŞ güçlerinin PKK’nın kolu değil, Irak’a ait bir kuvvet olduğunu belirten Sincar Kaymakamı; “...YBŞ güçleri Sincarlılar’dan oluşuyor. YBŞ, Irak Hükümeti’yle sürekli görüşüyor, Irak Hükümeti dört yıldır onlara destek veriyor...”[[iv]] şeklindeki açıklamasıyla da YBŞ’nin halen bölgede kalmaya devam ettiğini ve edeceğini, sözde meşru bir güç olduğunu belirtmeye çalışmıştır.

Söz konusu bilgiler ışığında ve YBŞ’nin Irak ile ilişkilerine bakıldığında PKK/YBŞ Terör Örgütü’nün kılık değiştirerek, değişik maskeler altında bölgede kalma gayretini sürdüreceği anlaşılmaktadır.

            Ezidiler, Siyasi Özerklik Verileceği Vaadi ile Aldatılmıştır

Sincar bölgesinde; YPG (Halk Koruma Birlikleri)’nin matruşkası olan YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) ve bunları kontrol eden, yönlendiren, eğiten HPG (Halk Savunma Güçleri) terörist örgütleri, 2014 yılından beri birlikte bulunmaktaydılar, yukarıda da belirtildiği gibi, Türkiye’nin Irak’a baskısı sonuç vermiş ve nihayeti PKK/HPG bölgeden çekilmiş, YBŞ ise kalmıştır.

YBŞ Terör Örgütü; YPG gibi sözde düzenli ordu yapısında ve PKK ideolojisi ile eğitilmiş, tamamen Ezidiler’den oluşturulmuş, ABD üst aklı ile teşkil edilmiş, sözde özerk yapıda silahlı bir örgüttür.

Örgüt, Sincar’da Ezidiler’e siyasi özerklik verileceği vaadi ile kurulmuştur. Ezidiler, kadim tarihten beri bölgedeki kanlı çatışmaların etkisinde kaldıkları için, sözde kendilerini korumaları amacıyla önlerine sunulan fırsatı değerlendirmek adına, ABD ve PKK tarafından aldatılmışlardır.

            ABD, YBŞ’ye Terör Örgütü Diyememiştir

Sincar bölgesi ve Kandil-Süleymaniye-Mahmur-Kerkük Şii hattında gelişen PKK etkinliğinden Türkiye rahatsız olurken, ABD’nin aynı noktalardaki rahatsızlığı ile örtüşmektedir.

Bununla birlikte, söz konusu hat üzerinde, Türkiye’nin ABD ile Sincar noktasında yolları ayrılmaktadır. Çünkü, başta ABD ve koalisyon ortakları, YBŞ ve PKK faaliyetlerini birbirinden ayrı algılamaktadırlar.

Bizim tehdit algımıza göre, şüphesiz YBŞ eşittir PKK olmakla birlikte, bazı odaklar nasıl Suriye’de YPG’nin yardımcı kara gücü olduğunu, buna mukabil PKK’nın terör örgütü olduğunu söylediyseler, aynı odaklar YBŞ’ye de PKK gibi değil, YPG gibi bakmaktadırlar.

Nitekim, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in; “PKK’nın Sincar bölgesinden çekildiğini görmek istiyoruz”[[v]] ifadesiyle, aynı YPG’de oynanan oyunda olduğu gibi, YBŞ’yi ağzına almamasının bu bakışlarında bir değişikliğin olmadığını göstermektedir.

            Irak, YBŞ’yi Haşdi Şabi Güçleri Altında Eritmek İsteyebilir

YBŞ’nin Sincar’da yaşayan Ezidiler’den oluşturulan bir örgüt olması münasebetiyle, Irak’ın kararlı tutumuna rağmen, onların buradan başka bir bölgeye çekilmesi veya gönderilmesi şimdilik pek mümkün görünmemektedir.

Kaldı ki YBŞ’nin sözcüsü, Irak ordusuna bağlı olduklarını beyan etmektedir. Bu koşullarda YBŞ’yi; Haşdi Şabi güçlerine veya doğrudan Irak ordusuna bağlanması gibi başka bir kimlik ve kılıf altında maskelemeye çalışacakları anlaşılmaktadır.

Böyle bir yöntemin, elbette Türkiye’yi tatmin etmesi mümkün olmayacaktır. Bunun tartışmasız çözümü ise, silahların Irak Ordusu’na teslim edilmesiyle ve YBŞ’nin lağvedilmesiyle mümkün olabilecektir.

            YBŞ Sincar’da Maskelenirken, Kandil’in PKK’sı, Irak Dışına mı Çıkarılacak

Sincar bölgesi, Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesi kapsamında tartışmalı bölgeler arasında yer almakta ve IKBY sahası dışındadır.[[vi]] PKK’nın en büyük tehdit odağı ise IKBY bölgesindedir.

Türkiye tarafından Irak’a yapılan uyarının içeriğini, sadece Sincar bölgesi olarak düşünmemek gerekir. Irak eğer PKK’ya yönelik bir tedbir alacaksa, Kandil bölgesi dahil tüm Irak sahası içerisindeki teröristleri kapsamalıdır.

Nitekim, Irak Başbakanı; “Kimsenin topraklarımızı kullanarak komşu ülkelere saldırıda bulunmasına anayasamız gereği müsamaha göstermeyiz”[[vii]] demek suretiyle Türkiye’nin talebini Sincarla sınırlamamış, diğer bölgelerdeki PKK tehdidine de gerekli tedbirleri alacağı vurgusunu yapmıştır.

Ayrıca, IKBY lideri Neçirvan Barzani’nin de “Hiçbir şekilde topraklarımızı kullanıp, gidip Türkiye’de eylem yaparak geri dönmelerini kabul etmiyoruz”[[viii]] şeklinde peşi sıra gelen açıklamasını birlikte değerlendirdiğimizde; Irak ve IKBY’nin; Türkiye ile karşı karşıya kalma riskini düşünerek, Irak kuzeyinden PKK’yı çıkarmaya çalışacağı görünmektedir. Buna mukabil, YBŞ’nin bölgede kalarak gizlenmeye devam edeceği değerlendirilmektedir.

            ABD, IKBY Bölgesinde YPG Benzeri Ordu ve Kanton Sistemi Peşindedir

PKK’nın Irak sahasından çekilmesi durumunda, ABD’nin stratejik planlarıyla örtüşecektir. Çünkü ABD, Irak kuzeyinde Suriye YPG koridorunun uzatılmasını düşünmektedir. Ancak, bu koridorda, Kandil PKK’sı yerine YPG tarzı bir ordulaşmayı hakim kılmak istediklerinden dolayı, sahada PKK’yı istemedikleri  mütalaa edilmektedir.

Söz konusu kapsamda; YPG koridorunun Irak kuzeyine uzanabilmesi için; PKK’nın kemikleşmiş Kandil kadrolarını köşeye sıkıştırarak PKK’nın buradan çıkarılması ile mümkün olacağı düşünülmektedir. ABD’nin “YPG ile PKK’yı savaştıralım”[[ix]] iradesinin de, bu noktada öne çıktığı değerlendirilmektedir.

ABD; IKBY peşmergelerini, bir ordulaşma felsefesinden ziyade kolluk gücü olabilecek yetenekte gördüğü, bu nedenle gerek siyasi, gerekse askeri anlamda IKBY’nin evrilmesini sağlayarak, bölgede bunların güvenlik gücü seviyesinde kalmalarını istedikleri kıymetlendirilmektedir.

Söz konusu oluşuma paralel olarak, YBŞ’nin Sincar’da tesis edilen sözde kanton sistemini; IKBY bölgesine yayılmasını sağlayarak bir rol model olarak ortaya koyacakları ve diğer taraftan da sözde YPG tarzı ordu teşkil etmeye çalışacakları düşünülmektedir.

Gelişmeler bu yönlü devam ederse, PKK’nın; gerek Türkiye’nin operasyonundan gerekse Irak’ın alacağı tedbirlerden ve YPG ile çatıştırılma endişesinden hareketle, İran’a çekilmek zorunda kalacakları değerlendirilmektedir.

            Sonuç olarak;

Terör örgütü, hangi kisve altına girerse girsin ve nereye giderse gitsin, ülkemizin;

- Kırk yıldır canına tak dediği PKK Terör Örgütü’nün, Irak topraklarında kontrol ettiği bölgelerde; Irak’ın gerekli tedbirleri almadığı takdirde, Suriye’de ki gibi Türkiye’nin kendi göbeğini kendisinin kesmesi,

- Sri Lanka’nın 2009 yılında Tamil Kaplanları’na yaptığı gibi, örgütün toptan imhasını sağlayacak kökten çözüm metodunu uygulaması gerektiği noktasına varıldığı düşünülmektedir.

 

 

 


[[i]]  Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın; Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenelenen Hakim ve Savcıların Kura Töreni konuşmasından, 19 Mart 2018, Ankara.

[[ii]]  “Ibadi’den ‘Sincar’a Ek Askeri Güç Gönderdik’ Açıklaması, aa.com.tr, 27 Mart 2018.

[[iii]]  Hikmet Durgun, “PKK Şengal’den Resmen Çekildi”, https://tr.sputniknews.com, 02 Nisan 2018.

[[iv]]  a.g.h

[[v]]  “PKK’nın Sincar’dan Çekildiğini Görmek İstiyoruz”, https://www.ntv.com.tr>Haber>Dünya, 27 Mart 2018.

[[vi]]  İdris Okuducu, “Irak’ta Gözler ‘Tartışmalı Bölgeler’de, aa.com.tr, 11 Nisan 2017.

[[vii]]  “Ibadi’den ‘Sincar’a Ek Askeri Güç Gönderdik’ Açıklaması, aa.com.tr, 27 Mart 2018.

[[viii]]  “Bu Toprakları Kullanıp Türkiye’de Eylem Yapamazsınız!”, https://www.haberler.com, 28 Mart 2018.

[[ix]]  “YPG’yi Savaştırabiliriz”, www.milliyet.com.tr>siyaset>haber, 16 Şubat 2018.

Ünal Atabay

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display