Hak-Hukuk Tanımayan Batı Siyaseti!

Yazan  01 Şubat 2014

Geçen hafta ülkemize gelen Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, soykırım iftirasıyla ilgili olarak şöyle konuştu:

Hollande: “Bu yıl, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılı. Sonra 2015 olacak... Fransa’da 2008’de bir kanun oylandı ve hukuka geçti. Soykırımın inkârını cezai müeyyideye bağlıyor. Dolayısıyla, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bu hukukun da en iyi şekilde uygulanması gerekecek.” 
Gül’ün cevabı ise şöyle: “100 yıl önce yaşanmış acıları bugüne taşımak doğru olmaz. O zaman sadece Türkiye’nin Ermeni vatandaşlarının değil, Müslüman Türk vatandaşlarının da çok büyük acıları olmuştur. Balkanlardan 3 milyon insan tükene tükene Türkiye’ye zor ulaşmıştır.” (27.01.2014 Sözcü)

Sanki haksızmışız da, mazur görülmek isteniyormuş gibi bir ifade. KEİ toplantısı için Erivan’a giden Davutoğlu’nun, yanlış ve haksız, özür diler gibi anlaşılacak, “tehcir insanlık dışıydı” demesi gibi. Daha sonra Fransa Adalet Bakanı şu açıklamayı yaptı: Christiane Taubira, hükümetin soykırım iddialarının inkârını önlemek için yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalıştığını kaydetti. (Cihan, 30.01.2014)

Ülkemizde bile bizi tehdit eden, daha dün ve halen; Cezayir, Ruanda, Mali, Libya ve Orta Afrika’da milyonlarca insana acımasızca katliam ve soykırım uygulayan emperyalist Fransa değil mi? Aynen asırlardır yaptıkları gibi. Bu utanmaz sömürgeci siyasete, önce kendi yargı kararlarıyla cevap verelim. Fransa yargısı: Fransa, 31 Ocak 2012’de, hem Ulusal Meclis hem de Senato’da, 1915 olaylarının ’soykırım’ olmadığı yönündeki ifadelerin suç sayılmasını öngören bir yasayı kabul etmişti. Bu yasa, 28 Şubat 2012’de Anayasa Konseyi tarafından Anayasa’ya aykırı görülerek iptal edildi. Demek ki, Konsey’in kararına göre  “soykırımı” inkâr etmek suç sayılmaz ve Fransız Anayasası’na da aykırıdır. Ermeni iftiraları konusunda diğer uluslararası ve yüksek yargı kararlarına da bakalım:
ABD yargısı: ABD Federal 9. Temyiz Mahkemesi, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin mirasçılarının, kendilerine ödeme yapılması için sigorta şirketlerine dava açamayacağına hükmetti. San Francisco’daki ABD Federal 9’uncu Temyiz Mahkemesi, California Eyaleti Meclisi tarafından 11 yıl önce, 2000’de kabul edilen ve 1915 olaylarında ölen Ermenilerin mirasçılarına, sigorta şirketlerine karşı dava açma yetkisini veren yasayı bozdu. Mahkemenin kararında,  “Anayasa’nın, federal hükümete, dışişlerini idare etmede tek yetkiyi verdiği” kaydedilerek, “Dışişleri doktrinine göre, bu münhasır federal yetkiye müdahale eden eyalet yasaları etkisizdir”  ifadesi kullanıldı. Kararda, federal hükümetin bir politika oluşturmadığı konularda bile, eyalet mahkemelerinin, dış ilişkileri etkileyebilecek meseleleri ele alma yetkisine sahip olmadığı belirtildi. Konu, doğrudan olmasa bile, 1915 yılı olaylarıyla ilgili diğer davaları da etkileme ve emsal gösterilme potansiyeli taşıdığından, dolaylı olarak Türkiye açısından da önem taşıyor.(Hürriyet,24 Şubat 2012)
AB yargısı: Merkezi Fransa’da bulunan Avrupa-Ermeni Derneği ile Gregoire ve Suzanne Krikorian adlı Ermeni kökenli iki Fransız vatandaşı, Avrupa Adalet Divanı’na başvurarak; AB’nin, Türkiye ile yürüttüğü üyelik görüşmelerini durdurmasını istemiştir. Gerekçe olarak, Avrupa Parlamentosu’nun “Türkiye, Ermeni soykırımını tanımalı” kararları aldığını, bunun bütün AB organlarını bağladığını, Türkiye  “soykırımı”  kabul etmeden müzakerelerin yapılamayacağını iddia etmiştir. Konuyu inceleyen Adalet Divanı özetle;  “1987’de alınan AP kararının siyasi nitelik taşıdığı, hukuki alanda hiçbir geçerliliğinin olamayacağı” kararını vermiştir. Bu karar, Avrupa Parlamentosu’nun kararının  “siyasi”  olduğunun tescili anlamına gelirken, bu konuda açılan ve açılacak diğer davalara da emsal olacak.  (ABHaber, 25-02-2005)

İsviçre yargısı: sviçre, Ermeni soykırımını inkâr etmeyi suç sayan bir kanun çıkardı. İsviçre’de verdiği konferanslarda, 1915 olaylarına ’soykırım’ denilmesinin ’uluslararası yalan’ olduğunu söyleyen Doğu Perinçek, mahkemeye verildi. Lozan Mahkemesi’nde mahkûm olan Perinçek kararı, İsviçre Federal Mahkemesi’ne götürdü. Talebi burada reddedildi. Davayı AİHM’e taşıdı. Konuyu inceleyen AİHM, Perinçek’i haklı, İsviçre’yi haksız buldu. Karar gerekçesinde, davanın özüyle ilgili çok önemli hususlara yer verildi. Mahkeme;  “soykırım kavramı, net ve kesin olarak hukuki bir kavramdır. Eylemin bir grubun bir kısım üyelerini değil, tamamını tahrip etmek kastıyla yapılmış olması gerekir. ’Soykırım’çok dar anlamlı hukuki bir kavramdır. Dahası ispatı zordur” yorumunu yaptı. Bu kapsamda BM İnsan Hakları Komisyon ve İspanya Anayasa Mahkemesi ile Fransa Anayasa Konseyi’nin kararları hatırlatıldı. (17 Aralık 2013)

Sonuç

Ermeniciler, 1. Dünya Savaşı sırasında, öncesinde ve sonrasında 523 bin masum sivil Müslüman Türk’ü katletti... Düşman saflarında, kendi devletiyle savaştı. Bu ihanet ve haklılığımızı gösteren bunca uluslararası yargı kararları ortada iken, hâlâ ülkemizi savunamayışımızın bir izahı olabilir mi? Hukuk tanımayan emperyalistlerin cesaret kaynağı bu olamaz mı?

Sadi Somuncuoğlu

1940 yılında Aksaray’da doğdu. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden 1962 yılında mezun oldu. 1957-58 yıllarından itibaren Türk Ocakları’nın faaliyetlerine katıldı ve fikri yetişmesi de bu yıllarda başladı. Çeşitli devlet memuriyetlerinde bulundu. 1965 yılında Bab-ı Ali’de Sabah Gazetesi’nin yayımlanmasında görev aldı. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde Organizasyon ve Metot ile İdarecilik kurs ve eğitimi gördü.

1967 yılında MHP (CKMP) Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevi ile aktif siyasete başladı. 1969 yılında MHP Genel İdare Kurulu’na, arkasından da Genel Sekreter Yardımcılığına seçildi ve 12 Mart 1971’e kadar ülkücü gençliğin eğitim ve teşkilatlanma işlerini yürüttü.

Üniversite öğretim üyelerini bir araya toplayan ve gençliğin meseleleri üzerinde bilimsel çalışmalar yapan “Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi (KÜBİTEM)’nin kurulması ve faaliyet göstermesinde görev aldı. Devlet, Töre ve Bozkurt dergilerinin yayımında, aktif olarak çalıştı. Birçok yazı ve makalesi yayımlandı. Yurt içinde ve dışında konferanslar verdi.

1977 yılında Niğde Milletvekili seçilerek Parlamento’ya girdi. Demirel’in Başbakanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı oldu. 12 Eylül 1980 darbesine kadar MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu.

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte tutuklandı. 6 yıl süren “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nda, 1 Nolu Mamak Askeri Mahkemesi’nde idamla yargılandı.  İki yıl tutuklu kaldıktan sonra, 7 Nisan 1987’de verilen kararla beraat etti.  

1988-1995 yılları arasında siyasetten uzak kaldı ve Türk Ocakları Genel Merkez Heyeti Üyeliği ile Türk Ocakları Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu.

1995 yılında ANAP Aksaray Milletvekili seçildi. TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeliği yaptı.  1,5 yıl sonra ANAP’tan ayrılıp MHP’ye katıldı. MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. 1999 yılında yeniden MHP Aksaray Milletvekili seçildi. 28 Mayıs 1999’da kurulan 57. Hükümette Devlet Bakanlığı görevine getirildi.

Cumhurbaşkanlığına aday olduğu için 8 Mayıs 2000’de Devlet Bakanlığı görevinden azledildi. 2002’den itibaren iç/parti siyasetinden ayrılarak milli siyasetle uğraştı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri yayımlandı.

Halen, Ankara’da faaliyet gösteren (Temmuz 2008) Milli Düşünce Merkezi Başkanlığı görevini yürütmektedir.

Evli ve üç çocuk sahibidir.

 

Yayımlanmış kitapları:

*   Avrupa Birliği Bitmeyen Yol (Ötüken Yayınları-Mart 2002),

* Gümrük’te Kuşatma (1.Baskı-ATO Yayınları/Temmuz 2002, 2. Baskı Yeni Avrasya Yayınları/Ağustos 2002),

*  Kıbrıs’ta Sirtaki (1.Baskı-Yeni Avrasya Yayınları/Eylül 2002, 2.Baskı-ATO Yayınları/Ekim 2002)

* Sorularla Belgelerle Kıbrıs/Çözüm mü Çözülme mi? (Türkiye Sağlık-İş Sendikası Yayınları/2003)

*  Avrupa Birliği Uyum Paketlerinden FEDERASYON’a / Etnik/Irkçı Siyasallaşma Projesi, (ATO Yayınları-2003),

Annan Planı Gerçeği ve KKTC’nin Kurtuluşu (Yeni Avrasya Yayınları-Haziran 2004)  

İstanbul’da Yeni Roma İmparatorluğu (Akçağ Yayınevi-2004),

Göre Göre KAPANA DÜŞTÜ TÜRKİYE’M (Bilgi Yayınevi-2005)

Son Haçlı Seferi-PKK Açılımı(Milli Düşünce Merkezi )

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display