ÇERNOBİL BÖLGESİNDEKİ YANGININ TÜRKİYE’YE RADYASYON ETKİSİ OLABİLİR Mİ?

Yazan  18 Nisan 2020

Bundan tam 34 yıl önce, o zamanki Sovyet Birliği çatısı altında bulunan Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali'nde meydana gelen patlamalar neticesinde oluşan nükleer kaza, orta yaş grubu üzerinde bulunan herkesin hala hatırında bulunmaktadır.

Bu dönemde dünyanın en kötü nükleer felaketi olarak tanımlanan kaza sonrası meydana gelen patlamalar sonucu atmosfere büyük miktarda radyasyon salınmış ve binlerce kişi evlerinden kaçmak zorunda kalmıştır. Facia sonrasında yayılan radyasyon Belarus ve Ukrayna’da yaklaşık 100 bin kilometre karelik bir alanı etkilemişti. Patlamadan Ukrayna’nın 12 bölgesi zarar görmüş, olaydan ayrıca Rusya’daki 2.6 milyon kişi nüfuslu 19 bölgesi etkilenmişti. O yıllarda Sovyetler Birliğinin olayı gizlemeye çalıştığı ama kazanın oluşturduğu radyasyon bulutlarının İskandinavya ve Türkiye dâhil birçok ülkeye ulaşması olayın saklanmasına imkan vermemişti. Yıllar sonra Ukrayna, Belarus ve Rusya’da binlerce insanda tiroit kanseri vakası görüldü. Binlerce insan ise Çernobil'in neden olduğu ölümcül kanser türlerine yakalandı. Ukrayna yetkilileri aksini ifade etse bile, bazı bilim insanları tarafından Çernobil'in yakınında günümüzde bile ölçülen radyasyon düzeyinin normalin 20-40 kat üzerinde olduğu iddia edilmektedir.

Ukrayna’da yaşanan bu facianın hemen yakınında ve hatta çok uzaklardaki AB ülkelerini etkilerken, güney komşusu olan Türkiye’yi etkilememesi beklenemezdi. Hal böyleyken, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral’ın, Karadeniz'de yetişen çayların radyasyondan etkilenmediğini ispat etmek için kameraların karşısında çay içtiğini hatırlayanlarımız vardır. Bu felaketi bu yıllarda hafife almanın tabi ki bedeli gelecek yıllarda Türk halkı için ağır olacaktı. O yıllarda SSCB Büyükelçisi bile Türk yetkilileri uyararak, Karadeniz'de ölçüm yapmalarını söylemişti.[1] Buna karşılık dönemin Türkiye Atom Enerjisi Başkanı (TAEK)  "Türkiye'ye ulaşsa bile etkilemez" açıklaması yapıyordu.[2] Ancak yapılan bu açıklamaların aksine hem Trakya Bölgesinde hem de Doğu Karadeniz’de radyasyon oranı normalin 7 kat üzerine çıkmıştı. Sonuçta Doğu Karadeniz başta olmak üzere tüm Karadeniz ve Trakya bölgesinde tiroit ve diğer kanser türlerinde normale göre kaydadeğer ölçekte bir artış yaşanmış olduğu, uzun dönem etkilerinin ise halen sürdüğü bilim çevrelerince ifade edilmektedir.

Bu durum uzun vadeli sağlık sonuçları ve çevre tahribatı konusunda büyük korkular yarattı. Bunu izleyen on yıllarda, popüler bir turistik yer haline gelen bölgede yaban hayatı ve orman alanları gelişti.

Çernobil’de ne oluyor?

1986 yılında meydana gelen nükleer kazadan sonra hayat normale dönmeye başladı. Ancak 4 Nisan 2020 tarihinde bu bölgeden gelen haberler birçok insanda tekrar endişe oluşmasına neden oldu. Bölgenin 32 yıldan bu yana yerleşime kapalı olması nedeniyle oluşan ormanlık alanda çıkan yangın, eski Çernobil Nükleer Enerji Santralinin yakınındaki 250 dönümlük ormanlık bir alana yayıldı. Yangın söndürme uçaklarının da katıldığı yangın, yüzlerce itfaiyecinin müdahalesi sonucu söndürüldü.

Bu yangın esnasında en büyük korku, yangının 1986 nükleer kazanın oluşturduğu radyasyon alanları ile nükleer santralin bulunduğu binaları tehdit edebileceği idi. Yangın, Çernobil nükleer santralinin yakınındaki kontamine bir alanda şiddetlenmesine rağmen, başlangıçta radyasyon seviyesinin arttığını kabul eden Ukrayna hükümeti yetkilileri daha sonra yapmış olduğu açıklamalarda radyasyon tehlikesinin olmadığını söylemiştir. Bu konuda Ukrayna Devlet Ekoloji İnceleme Kurumu Başkanvekili Yegor Firsov, başlangıçta yangınla birlikte bölgedeki radyasyon seviyesinin 16.5 kat arttığını  ifade etmiş[3] ancak daha sonra bu ifadesini geri çekmiştir. Bu durum sanki 1986’da yaşanan nükleer kaza sonrasında yaşananları akla getirmektedir.

Ukraynalı yetkililer halen radyasyon tehdidi olmadığı konusunda açıklama yapmaktadır. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky durumu ise yangını "dikkatle izlediğini" ve "cesaretleri" için yangına müdahale eden ekipleri kutladıktan sonra, "Toplumun gerçeği bilmesi ve güvende olması gerektiğini" ifade etmiştir.

Greenpeace Örgütünün Rusya Temsilcisi, yangının eski nükleer reaktörün bulunduğu tesisten sadece bir kilometre uzakta olduğunu söyledi. Greenpeace Temsilcisi bu konuda yangının, kullanım dışı olan eski nükleer santralin bulunduğu Pripyat kentine ve bu santrale ait eski radyoaktif atıkların yer aldığı tesislere bir kilometre mesafedeki bir bölgeye kadar ilerlediğini ifade etti.

Tüm dünyanın Koronavirüse odaklandığı bu günlerde, coğrafi konum itibarı ile geçmişte etkilendiği gibi şimdi de etkilenebileceği düşünülerek Ukrayna’daki radyoaktif serpinti yapabilecek yangın hakkında yapılabilecek bazı konuların hatırlatılması gerekiyor.

Hepimiz tarafından çok iyi bilindiği üzere radyasyonlu bölgede meydana gelen yangının oluşturduğu bulutlar neticesinde radyasyonun diğer bölgelere taşınması olasılığı bulunmaktadır. Radyasyonun etkileri diğer bazı etkenler gibi anlık olarak ortaya çıkmaz bazen bu etkilerin meydana çıkması uzun zaman alabilir. Ayrıca radyasyon zaman içinde canlılarda genetik mutasyonlara ya da vücutta kalıcı deformasyonlara yol açabilir.

Yine bilindiği üzere radyasyon, özellikle insan, hayvan ve bitki gibi tüm canlıların sağlığını etkileyerek çevreyi ve ekolojik dengeyi bozabilmektedir. Örnek olarak, nükleer silah geliştiren ülkeler tarafından gerçekleştirilen nükleer silah denemelerinden oluşan radyoaktif maddelerle yüklenmiş  bulutlar, atmosferin yüksek tabakalarına ve stratosfere yerleşerek, radyoaktif yağışlar halinde yavaş yavaş yeryüzüne inmekte ve çevrenin, özellikle yüzeysel suların kirlenmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle binlerce kilometre uzakta ki canlıları bile etkileyebilir. Bu durum bugünlerde yaşanan nükleer atık bulunan bölgede yaşanan yangın sonrasında çıkan dumanların atmosferde yapacağı etkileri akla getirmektedir.

Bütün bu hususlar birlikte düşünüldüğünde, Çernobil bölgesindeki yangından oluşan bulutlarla, radyasyonun ülke ve sınır tanımaksızın havadan yayılabilme olasılığı ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak 1986 yılında meydana gelen Ukrayna’daki Çernobil nükleer kazasının etkileri sadece Ukrayna’da ile sınırlı kalmamış Karadeniz bölgesini de ağır bir şekilde etkilemiştir.

Peki Çernobil bölgesinde meydana gelen bu kazanın ülkemize etkilerinin tespiti için ne yapılmalıdır?

Teknik olarak ilk önce, yangının ilk başlangıç yeri (Ground Zero) ve o andaki mevcut radyoaktif kaynak miktarı, yangının en son kapsadığı alan? İlk çıktığı günden bugüne ortalama rüzgâr yönü ve şiddeti, yangın bulut yüksekliği, Karadeniz’deki orta, alçak ve yüksek irtifa, yangının çıktığından bugüne kadar gözlenen hava hadiseleri vb. bilgiler temin edildiğinde, klasik yöntemle bile Türkiye ye olan etkisinin hesaplanabileceğinin bilinmesi gerekir. Bu konuda internet üzerinden yangının olduğu 4 Nisan tarihinden bu güne kadar olan genel hâkim rüzgâr yönlerine bile bakıldığında genel olarak Priyat Bölgesinde kuzey ve kuzey doğu-batı olduğu görülmektedir.[4] Bu husus ile Ukrayna Devlet Ekoloji İnceleme Kurumu Başkanvekili Yegor Firsov’un radyasyon seviyesinin 16,5 kat arttığı haberi ile birleştirildiğinde Ukrayna’nın güney komşusu olan ülkemizin bu yangından kaynaklı bir radyasyon tehlikesi altına girebileceği endişesini ortaya çıkarıyor. Bu konunun geçmişte “bizim çayımıza bir şey olmaz, radyoaktif çay daha lezzetlidir? Karadeniz'e bir damla mürekkep düştü diye Karadeniz kirlenir mi?” mantığı ile yaklaşılmamasının gerektiği, aksi takdirde sonuçlarının ağır olduğu hafızalarımızda hatırlanmalıdır.  Bu çerçevede radyasyon serpinti alanlarına ait hesaplamalar, “Türkiye Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK)” tarafından çok rahat yapılabileceği gibi, TSK’de NBC konusunda eğitim almış yetkililer tarafından da, olayın oluş tarihlerine ait güncel meteorolojik verilerin girildiği program vasıtası ile simülasyon yapılarak ülkemize olan etkisi bir kaç dakika içinde hesaplanabilir.

Diğer taraftan “Türkiye Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK)” da bu konuda tek yetkin bir kurum olarak durmaktadır. Öncelikle bu kurum tarafından bir basın açıklaması yapılarak meydana gelen olay ve olası sonuçları hakkında kamuoyuna ayrıntılı bir bilgi verilmesi, gerekli görülmesi halinde ise bu konuda bir simülasyon çalışması yapılarak yangın sebebiyle oluşan bulutlardaki radyasyonun ülkemize taşınıp taşınmadığı konusunda bir çalışma yapılarak sonuçları keza kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Hâlihazırda NDK  tarafından bir açıklama yapılmamış olsa da, 15 Nisan tarihinde Fizik Mühendisleri Odası tarafından yapılan basın açıklamasında ülkemizde 211 noktada Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından anlık radyasyon ölçümleri yapıldığı, bu ölçümlerle anlık doz haritası oluşturulduğu şu an için yüksek doz hızı görülmediği ifade edilmiştir. Ancak radyasyon olayının hemen ortaya çıkmayabileceği, atmosferde birikerek daha sonrasında ortaya çıkabileceği, geçmişteki Çernobil kazasında yapılan açıklamalar da dikkate alındığında konu üzerinde hassasiyetle durulması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Bu hususta, simülasyona göre serpinti alanlarına yönelik önceliğin belirlenmesi esas olmakla beraber, yangın sonrası rüzgâr ve hava durumu esas alınarak öncelikle Karadeniz kıyısında başta yüksek rakımlı yerleşim yerleri olmak üzere, nükleer serpinti gören tüm bölgelerin il, ilçe bazında tekrar radyasyon ölçümü yapılmalı ve varsa bu bölgelerin geçmiş yıllarda ki değerler ile karşılaştırılması ve sonrasında artış tespit ediliyorsa gerekli tedbirlerin alınması uygun olacaktır.

Ayrıca sadece yurtiçi değil, Ukrayna başta olmak üzere yurt dışında da bu yangının oluşturduğu radyasyonlu bölgelerin, yetkililer tarafından simülasyonla serpinti alanları da tespit edilerek, bu ülkelerden henüz hasat edilmemiş tarım ürünlerinin ithalatında, radyasyon etkilerinin dikkate alınması önem kazanmaktadır.

 

 

[1] https://www.cnnturk.com/turkiye/cernobil-faciasi-neydi-turkiyeyi-nasil-etkilemisti, Erişim Tarihi: 16.04.2020

[2] https://www.milliyet.com.tr/cernobil-nukleer-faciasinin-izleri-devam-ediyor-molatik-14829/?Sayfa=6, Erişim tarihi:16.04.2020.

[3] https://www.theguardian.com/environment/2020/apr/06/bad-news-radiation-spikes-16-times-above-normal-after-forest-fire-near-chernobyl, Erişim Tarihi:15.04.2020

[4] https://yandex.com.tr/hava/prypiat/month/april?via=cnav, Erişim Tarihi:16.04.2020

Mehmet Zeki Bodur

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Enstitü Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...