Bu durum Türkiye'de dövizde hızlı yükseliş ve dalgalanmalara neden oldu. Türkiye bunu ABD'nin Türkiye'ye ekonomik savaş açması olarak tanımladı.
Türkiye gelişmelere bu sabah ABD'den ithal edilen 22 kalemde vergi oranını iki katına çıkararak karşılık verdi. Bu vergi artışlarıyla 533 milyon dolarlık ek vergiyle karşılık verildiği bildiriliyor. Türkiye ile ABD'nin yıllık ticarette ihraç ve ithal müktarları yaklaşık 9 milyar dolar civarında ve birbirne eşit gözüküyor. Vergi oranları artırılan 22 kalemin hacmi ise tüm ticaretin yaklaşık üçte iri civarında. ABD'nin ekonomik büyüklüğünü düşündüğümüzde bu hamleyle ABD'nin canını acıtmak, durup düşünmeye sevk etmek mümkün gözükmüyor.
Dolayısıyla savaşı yanlış alanda yapıyoruz. ABD'nin oyun planına göre oynuyoruz. Savaşı onların istediği sahada yapıyoruz. Ekonomik alandaki savaşta sonuç almamız mümkün değil. Vergi azaltıp indirmekle elde edeceğimiz etki gücü ABD'nin kararını, davranışını değiştirmeyecektir. Halbuki bizim onun tutumunu değiştirtecek hamleler yapmamız lazım.
Bunların ne olduğunu ise Pazartesi günü Yeniçağ gazetesindeki köşe yazımda "Aynı Gemideysek..." başlığıyla çok detaylı olarak yazmıştım. Bu listedekinden birini bile hayata geçirilmesi, diğerlerinini ise bir şekilde duyurulması ABD üzerinde çok etkili olacaktır. İhtiyaç üzerine burada yeniden yayımlanmasında fayda görülmüştür. İşte o yazım:
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ayni-gemideysek-48466yy.htm
Aynı gemideysek...
İsmen tehdit etti, "papazı hemen bırakın" dedi, iki Bakanımıza yaptırım başlattı. Hemen "misliyle karşılık veririz" denildi, "karşı talimat verdim" dendi, her şey lafta kaldı.
"Aynı gemideyiz batarsak beraber batarız, bizi destekleyin" deniyor. Hatalı politikalara karşı yapmayın etmeyin diyenleri ötekileştirip dışlayacaksın şimdi destek talep edeceksin. Böyle milli siyaset olmaz.
Tabi ki devletimize milletimize kahpelik edenlere karşı tek yürek olacağız ama halen halkın yarısının fikirlerini önerilerini kaygılarını yok sayarak iç cepheyi birleştiremezsin.
"ABD savaş açtı, herkes bizi desteklesin." İyi güzel de ötekileştirmeyi bırak, herkesin başkanı ol, ötekilerin tecrübelerini görüşlerini önerilerini uyarılarını milli cephenin, ortak duruşun içine kat.
Dış saldırılar sadece AKP döneminde oldu algısı tarihe ihanettir. Cumhuriyet'ten önce de, Cumhuriyet kurulurken de, Cumhuriyet'in her safhasında dış güçler, 7 düvel hep karşımızdaydı. Türk tarihi şahidimizdir.
Krizde milli irade bile dikkate alınmıyor. TBMM'deki 4 partinin ortak açıklaması bile Erdoğan yönetiminin alttan alan tavrından çok sert. Zaman siyaset üstü milli duruş zamanı.
ABD'nin oyun planıyla ABD'ye karşı koyamazsın. Onun oyun planını bozacak hamleler yapmalısın. "Papaza karşı NATO müttefikini tercih etti", doların yükselişine "Allah'ımız var" demek politika değil, çaresizliktir.
Lafla iç politikada gemi yürütebilirsiniz ama dışarıda yürümüyor. Samimiyseniz, Türkiye için çalışıyorsanız İŞTE SİZE SOMUT TEDBİRLER LİSTESİ:
- Talimat verilen ancak sonrası gelmeyen Amerikalı iki bakana yönelik yaptırım hemen uygulansın
- Esad yönetimiyle hemen diplomatik ilişki kurulsun. (Esad'ı yok saymak iflas eden Suriye politikamızın yanlış düğümlenen ilk düğmesidir. ABD Suriye politikasını Türkiye'nin bu tutumunu varsayarak politika geliştirmekte. Bu boşa çıkarılmalı.)
- Dış cephede ana unsur kuvvettir. Kuvvet Ordu'dur. Dış politikada sonuç almak isteniyorsa Ordu ile desteklenmelidir. Türk ordusu yeniden bu rolüne döndürülmelidir. TSK'da emir-komuta birliğini yeniden sağlayın, dağıtılan birimler yeniden Genelkurmay teşkilatına alınsın.
- MGK 3 ay içinde hazırlayacağı ulusal güvenlik raporunu sununcaya kadar Kürecik radarının faaliyeti derhal durdurulsun
- Ekonomik kriz ve dış politikaya yönelik ötekilerin görüş/önerileri devletin politika/stratejilerine yansıtılsın.
- İncirlik mutabakatı hemen sonlandırılıp yabancı askerler geri gönderilsin
- İncirlik'ten ABD'nin harekat/istihbarat operasyon maksatlı uçuşları durdurulsun
- Suriye'de rejime karşı mücadele eden gruplara yönelik destek-ilişki tamamen kesilsin
- Barzani petrolünün Türkiye üzerinden satışı durdurulsun
- Fırat Kalkanı bölgesi ve Afrin'in hemen Şam'a devredileceği açıklansın
- Mısır ile diplomatik ilişkiler yeniden kurulsun
- KKTC'de Türk kara-deniz-hava üsleri kurulması için bir ay içinde anlaşma imzalansın
- ABD'den pamuk ithali durdurulsun, 11 milyar dolarlık Boeing uçak alımı askıya alınsın
- Şeker pancarı fabrikaları yeniden devletleştirilsin, nişasta bazlı şeker kullanımı yasaklansın
- Suriyeli mültecileri karşı Ege'de görev yapan NATO deniz gücü uygulaması sona erdirilsin
- Türkiye'de konuşlu NATO AWACS'ları geri gönderilsin
- Karadeniz'deki NATO faaliyetlerine katılımın geçici süreyle askıya alındığı açıklansın
- Bu süreçte Gürcistan'ın NATO üyeliğine onay verilmeyeceği açıklansın
- Rusya'dan KKTC'nin bağımsızlığını tanıması istensin
- UNIFIL görevinden çekileceğimiz açıklansın
- ABD'ye karşı baskı oluşturmak üzere AB ile mülteci geri teslim anlaşması askıya alınsın
- Makedonya'nın isim değişikliği tanınmasın
- ABD tutumuna devam ederse 2 ay içinde Savunma İşbirliği Anlaşması gözden geçirilsin
Tabi içeride de hemen yapılacaklar var:
- Hazine/Maliye Bakanı değişsin, iç/dış piyasanın güven duyacağı birisi getirilsin
- Rahip davası açık yargılamayla kısa sürede tamamlansın.
- Başta Kanal İstanbul olmak üzere şaşalı, lüks, büyük bütçeli, devlet garantili yap işlet devret projeleri iptal edilsin, bütçe üretim projelerine yönlendirilsin. Tasarruf saraydan başlasın.
- Tek adam yönetimi en zayıf noktamız, böyle devlet yönetilemeyeceği gerçeği görülsün, kısa yoldan vazgeçilsin.
Yani; laf değil ABD'nin tavrını değiştirecek hamleler yapılmalı. Hataları kabul edilmezse çözüm geliştirilemez. Hataların maliyetini dövizi altını bozdur diye halka yüklemek, günlük hatta anlık bir sözde çözümdür.
Aynı gemide olmak lafla olmaz. Geminin su almaması için bu acil tedbirler listesini hayata geçirin. Milli güç unsurlarına güvenin. Yol Atatürk'ün yolu. Atatürk'ün dış politikasını ve karma ekonomik modelini esas alın.
