Enerji ve Dış Politikadaki Uyumsuzluk

Yazan  22 Şubat 2012

2011 yılı içerisinde Arap Baharı'nın Kuzey Afrika'da ve Orta Doğu'da yayılmasının ardından, en nihayetinde gelişmeler Suriye ve İran'ın kapısına dayanmış gözükmektedir. Türkiye, Suriye açısından oldukça aktif bir lider rolü götürmeye çalışmakta, bu rolü de bizzat Dışişleri Bakanı Davutoğlu üstlenmektedir. Diğer yandan İran konusunda ise daha temkinli politik söylemler gerçekleşmektedir. Özellikle Suriye ile ilgili kaygılarından sürekli bahseden ve NATO ve AB bağlamında ortak çalışmalar yürüten Dişleri Bakanlığı söylemleri ve Enerji Bakanlığı politikalarımızın uyumlu olduğunu söylemek oldukça zordur. Yukarıdaki tabloda iki bakanlığında çeşitli söylem ve faaliyetleri ışığında birbirlerini zorlar nitelikte politikalar izlediği gözlemlenmektedir.


Türkiye'nin dış politika olarak önünde, gelmekte olan iki kriz gözükmektedir. Birincisi Suriye, ikincisi ise İran'dır. İlk olarak Suriye, Türkiye'nin enerji ithalatının neredeyse yarısını karşılayan Rusya tarafından BM nezdinde olmak üzere her uluslararası platformda korunmakta ve hatta zaman zaman Moskova'dan Türkiye'ye uyarılar gelmektedir. Türkiye ise Batı ile uyumlu politikalar izlemekle birlikte BM düzeyinde çalışmalara katkı sağlamakta, bu çalışmalar ise ısrarla Rusya ve Çin tarafından veto edilmektedir. Tam da BMGK'nda 4 Şubat tarihinde Suriye kararının veto edilmesinin ardından sadece üç gün geçtikten sonra Türkiye ağır kış şartları yaşadığı bir ortamda hem Azeri hem de İran gazının kesilmesi durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Acil önlemler almaya çalışan Enerji Bakanlığı ise ilk olarak Suriye konusunda tamamen zıt politikaların takip edildiği Rusya'ya başvurarak gaz miktarında artış talep etmiştir. Buna ilave olarak daha sonra 17 Şubat tarihinde NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in Türkiye ziyareti sırasında verilen demeçler ise 25 Ocak tarihinde DİB'nın Moskova'ya aniden gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yapılan açıklamalarla çelişmektedir. DİB, Moskova ziyareti sırasında "Türkiye NATO içerisinde hiçbir zaman Rusya, İran ve Suriye gibi ülkelerin hedef gösterilmesine razı değildir" demiş, ardından Rasmussen'in Suriye'ye yapılacak operasyonları ima etmesi sırasında, "NATO'nun faaliyetlerine katkıya hazırız" demiştir. Böylelikle dış politika faaliyetlerimiz, özellikle son üç ay içersinde enerji polimalarımızı Türkiye, Suriye, Rusya üçgeninde zorlar hale gelmiştir.


İran konusu ise Türkiye açısından Suriye'den daha karmaşıktır çünkü Türkiye hem petrol hem de doğal gaz anlamında İran kaynaklarına bağımlıdır. Yaşanan kesintiden önce Enerji Bakanı'nın İran'ı gaz fiyat indirimi konusunda tahkime verdiklerini açıklamasının ardından, İran'dan tekrar gaz alımı başlayınca verdiği "İranlı kardeşlerimiz reaksiyonu", o kısa sürede yaşanan endişeyi açıklamaktadır. Çünkü muhtemeldir ki, dış politikamızda Batı ile uyumlu bir Suriye politikası yürütürken, Rusya'nın anlaşmamızda olmayan gazı bize vermesi ihtimali Bakanlık uzmanlarını düşündürmüştür. Yaşanan krizin ardından Enerji Bakanı Suudi Arabistan'a gitmiş, büyük olasılıkla Mayıs, Haziran aylarında başlayacağı imaları dolaşan İran operasyonu durumunda Türkiye'nin İran'dan aldığı petrol'ün yerine Suudi petrolü alma pazarlıkları yapılmıştır. Suriye politikasının tersine İran'a askeri bir müdahale yapılmaması yönünde Türkiye'nin pek çok açıklaması vardır. Özellikle 17 Şubat tarihinde Enerji Bakanı'nın "ABD'nin İran'a yönelik yaptırım kararı, Türkiye'nin ithalat faturasını kabartıyor, durumdan hiç de memnun değiliz" açıklaması Türkiye'nin endişesini net olarak açıklamaktadır. Henüz operasyon başlamış değildir ama petrol fiyatları 120$ civarını bulmuştur.


Suriye ve İran konusunda uluslararası ortamda önemli bir fark bulunmaktadır. O da, Suriye'ye bir müdahale tarihi henüz ortada olmamakla birlikte, İran için neredeyse geri sayım yapılmakta, her geçen gün yaptırım kararları alınmaktadır. Bununla birlikte, İran'a yapılacak bir askeri müdahale Türkiye için farklı bir anlam taşıyacaktır. İran'dan aldığı doğal gaz ve petrol ithalatı durabileceği gibi, bir de ülkedeki NATO tesisleri nedeniyle hedef haline gelme ihtimali de vardır. Daha önce Türkiye'nin "İsrail ile veri paylaşılamaması şartı" ile Malatya/Kürecik'te konuşlandırılmasına izin verdiği füze kalkanı sistemi, ABD ve İsrail tarafından gerçekleştirilen bir tatbikat ile denenmiş ve tüm dünyaya duyurulmuştur. Dolayısıyla, ABD ve İsrail ittifakı ile gerçekleştirilmesi iddialarının doğru çıkması durumunda, topraklarındaki ABD kullanımındaki tesisler nedeniyle otomatik olarak İsrail'in de müttefiki olacaktır.


Son üç aylık süreçte Enerji Bakanlığı artan petrol ve doğal gaz fiyatları, kesilen kaynak arzları ve kriz senaryoları için yedek güvenilir kaynak ülkeleri aramakla meşguldür. Bununla birlikte olası yaşanacak her iki krizde de enerji ithalatı açısından bağımlı bulunduğu Rusya ile muhalif düşme ihtimali de bulunmaktadır. Özellikle Rusya'nın "İran'a saldırmak, Rusya'ya saldırmak" ve Suriye konusunda da "Batının askeri müdahalesi kabul edilemez" açıklamaları, Türkiye'nin hem dış hem de enerji politikası açısından çok önemlidir. İran'a bir operasyon gerçekleştiği taktir de, ABD uçakları eğer Türkiye'deki İncirlik üssünden kalkacak olursa, ya da Suriye'ye bizzat Türk askerinin askeri müdahale çerçevesinde girmesi gerçekleşirse, Dışişleri Bakanlığı'ndan çok Enerji Bakanlığı'nın endişe duyması beklenmektedir. Bu nedenle Enerji Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı mutlak surette tarihlerinin en uyumlu çalışmasını göstermelidirler. Aksi halde uyumsuz dış ve enerji politikası Türkiye'nin 2012 ortasında çok ciddi sorunlar yaşamasına neden olabilecektir.



Enerji Bakanı Taner Yıldız


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu


22.Ara.11


GKRK Ada'nın güneyinde çıkacak doğalgazı Türkiye üzerinden pazarlamak istiyor, "Tabii ki, o zaman proje geliştirme imkânımız olur. Aklın yolu bir, aynı noktaya gelmeyi bende temenni ederim."



27.Ara.11


TANAP mutabakat zaptı imzalandı.



29.Ara.11


İran'dan Türkiye'ye gaz indirimi konusunda ret. "Uzun süredir talep etmemize rağmen İran, doğalgaz indirimi konusunda olumlu yanıt vermedi."




Türkiye, Rusya'nın Güney Akım projesinin kendi ekonomik bölgesinden geçmesine izin verdi.



05.Oca.12



İran ziyareti: "Kimseye saldırma planımız yok.


16.Oca.12


"İran konusunda tahkim kaçınılmaz gözüküyor. Hafta sonu yaşanan elektrik kesintilerinin tekrarının yaşanmayacağını garanti edemem."



21.Oca.12


"Nabucco'ya ihtiyaç kesinlikle bitmez."



25.Oca.12



Moskova ziyareti: "Türkiye NATO içerisinde hiçbir zaman Rusya, İran veya Suriye gibi komşu ülkelerin hedef gösterilmesine razı değildir. İran konusunda Rusya ile pozisyonumuz aynı."


31.Oca.12


Türkiye, İran doğal gaz indirimi konusunda tahkime başvurdu.



04.Şub.12



BMGK – Suriye rejimi tarafından yapılan insan hakları ihlallerini kınayan karar tasarısı, Rusya ve Çin veto etti.


07.Şub.12


Azeri gazı kesildi, İran gazı azaldı. "İran'dan gelen gazdaki azalma pompalama istasyonundaki arızadan kaynaklandı. Şimdilik tedirginliğe yol açacak bir durum yok."



09.Şub.12


"Şahdeniz'de ki üretim platformunda yaşanan arıza nedeniyle Türkiye'ye Azeri gaz akışı sağlanabilmiş değil."




Gerek Azeri kardeşlerimiz, gerekse İranlı kardeşlerimiz çok yoğun bir çabayla bu arızalarını gidermeye başladılar.



11.Şub.12


Suudi Arabistan ziyareti.



12.Şub.12



"Özgür Suriye Ordusunu eğitmiyoruz."


13.Şub.12



Clinton ile görüşme: "Önümüzde ortak ve yoğun bir gündem var. ABD ile ekonomik anlamda örnek oluşturacak bir ilişkiye yönelmek istiyoruz."




ABD ile İsrail, İran'ın olası füze saldırısının tatbikatını yaptı. Türkiye'nin "İsrail ile veri paylaşılmaması şartı" ile Malatya'nın Kürecik bölgesine konuşlandırılmasını kabul ettiği füze kalkanının bu yılın başında faaliyete geçirilmesinin ardından ilk kez ABD ile İsrail'in ortak tatbikatında denendi.


15.Şub.12


"Doğal gaz da talep %25 arttı. Bu da ithalatın artması demek."


Suriye konusunda, Almanya, Brezilya ve Suudi Arabistan ile telefon görüşmesi geçekleşti.


16.Şub.12


"AB ve ABD'nin İran hakkında aldıkları yaptırım kararları Türkiye'yi bağlamaz."



17.Şub.12


"ABD'nin İran'a yönelik ambargo kararı Türkiye'nin enerji ithalatı faturasını kabartıyor, durumdan hiç de memnun değiliz."


Rasmussen'in ziyareti: "Türkiye'nin tesislerden bir tanesine ev sahipliği yapmayı kabul etmesinden büyük mutluluk duyuyoruz.Bunu Tunus'ta, Libya'da gösterdik, aynı zamanda bugün Suriye'de de aynısının olmasını düşünüyoruz. Suriye'de yapılması gereken şey, her yerde yapılması gereken şey, insanların demokratik arzularını tatmin etmektir.




Davutoğlu: "NATO imkanları ve tesisleri sadece ve sadece NATO üyeleri arasında, NATO dayanışma çerçevesinde kullanılır. NATO'nun faaliyetlerine katkıya hazırız."


18.Şub.12


"Yunanlı Bakan beni aradı, zor durumda ve sıkıntıda olduklarını söyledi. Şahsen ben dayamadım. Vanaları açtık."


Suriye ile ilgili girişimlerin dozunu arttırmaya kararlıyız.


19.Şub.12


"Yunan meslektaşım rica ettiği, sıkıntıda olduğu için Türkiye olarak doğal gaz çıkışını sağladığımızı bildirdim. Kimseye bedava gaz vermedik. Bizim ihtiyacımızı karşıladıktan sonra arta kalan kısım verilmiştir."


İran ile P5+1 grubu arasındaki nükleer müzakereler İstanbul'da yapılacak.


20.Şub.12



AB Sözcüsü: Türkiye ve AB 24 Şubat'ta Tunus'ta gerçekleştirilecek olan Suriye'nin dostları toplantılarına liderlik edecekler.


Dr. Tuğçe Varol

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display