Kredi Notlarını Daha Yakından Tanıma

Yazan  11 Ocak 2014

Özellikle 2008 kriziyle ekonomi dünyasında ön plana çıkan kredi derecelendirmesi veya değerlendirmesi çoğu kişinin duyduğu fakat detaylı bilgiye sahip olmadığı bir gündem konusudur. Ülkelere yapılacak olan yabancı yatırımları etkilediği için kredi notları ve bu notları veren kredi derecelendirme kuruluşları daha yakından tanınmalıdır.

Kredi derecelendirmesi, ilgili kurumların veya devletlerin finansal yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak gerçekleştirme yeterlikleri ve istekleri konusunda kredi derecelendirme kuruluşlarının görüşlerini yansıtmaktadır. Kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s, Standard & Poor’s, Fitch Ratings gibi kredi risk değerlendirmesi konusunda uzmanlaşmış şirketlerdir. Moody's 1909 yılında kurulan bir Amerikan şirketidir. Holding bünyesinde kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody's Investors Service (MIS) ve mali analiz yazılımı ve hizmetleri sağlayıcısı olan Moody's Analytics (MA) bulunmaktadır. Temelleri 1860’a dayanan Standard & Poor’s,1941’de H.V. and H.W. Poor Co. ve Standard Statistics Bureau’nun birleşmesiyle kurulan bir Amerikan şirketidir. Standard & Poor’s 1966 yılında McGraw-Hill Financial tarafından satın alınmıştır. Fitch Ratings ise 1913 yılında kurulmuş bir Amerikan şirketidir ve Hearst Corporation’un  2012 yılında hisselerini yüzde 50’ye çıkarmasını takiben şu anda Hearst Corporation ve FIMALAC SA’nın bir ortak iştirakidir.

Kredi itibarı ölçümünde, her kredi derecelendirme kuruluşunun kendine özel metodu ve değerlendirme ölçeği olmakla birlikte kredi derecelendirmesinde genel olarak ülkelerin ekonomik, sosyal ve politik yapıları baz alınır. Böylelikle, ülkelerin anapara ve faiz geri ödemelerindeki risk düzeyi değerlendirilmiş olur. Derecelendirme, kredi riskinin göreli düzeyini gösteren harflerle, genellikle ‘AAA’ dan ‘D’ ye gösterilir.

Moody’s ‘Aa’ dan ‘Caa’ ya kadar olan her derecelendirme grubunda 1, 2, 3 gibi sayısal semboller kullanmaktadır. 1 sembolü en yüksek, 2 sembolü orta, 3 sembolü ise en düşük seviyeyi ifade eder. Standard & Poor’s ise sayısal semboller yerine ‘AA’ dan ‘CCC’ ye kadar olan her notta ‘+’ ve ‘-’ işaretlerini kullanmaktadır. Örneğin, ‘AA+’ notu ‘AA’ dan yüksek, ‘AA-’ notu ise ‘AA’ dan düşük bir notu temsil eder. Fitch Ratings de Standard & Poor’s gibi kredi notlarında ‘+’ ve ‘-’ işaretlerini kullanmaktadır. Moody’s ve Standard & Poor’s un kredi notları en çok duyduğumuz ve en önemli olarak varsayılan derecelendirmedir. Bu nedenle, kredi derecelerini daha iyi anlayabilmek için Moody’s in ve Standard & Poor’s un farklı sembollerle oluşturulan notlarını aşağıda inceleyelim.

 

Moody's

Standard & Poor's

Anlamı

Aaa

AAA

En yüksek dereceli

Aa1

AA+

 

Aa2

AA

Yüksek dereceli

Aa3

AA-

 

A1

A+

 

A2

A

Üst orta sınıf

A3

A-

 

Baa1

BBB+

 

Baa2

BBB

Alt orta sınıf

Baa3

BBB-

 

Ba1

BB+

 

Ba2

BB

Yatırım yapılamaz
Spekülatif

Ba3

BB-

 

B1

B+

 

B2

B

Son derece spekülatif

B3

B-

 

Caa1

CCC+

 

Caa2

CCC

Çok yüksek risk

Caa3

CCC-

 

Ca

CC

İflasa yakın

 

C

 

C

D

İflas

*Türkiye’nin kredi notu tabloda kırmızı ile gösterilmiştir.

‘AAA’veya ‘Aaa’ ile ifade edilen ilk grup en yüksek kredi notudur. Bu grupta derecelendirilen ülkeler, finansal yükümlülüklerini karşılamak için son derece güçlü bir kapasiteye sahiptir. Bir diğer deyişle, ülkelerin ekonomik yapısında bir değişiklik olsa bile anapara ve faiz ödemelerinde herhangi bir sıkıntı olmayacaktır. Bu ülkelerdeki risk ortamı yok denecek kadar az düzeydedir. Avustralya, Kanada, Norveç, İsveç, Almanya vb. gibi güçlü ekonomi sahibi ülkeler bu grupta yer almaktadır.

‘AA’veya ‘Aa’ grubu ile derecelendirilen ülkelerin finansal yükümlülüklerini yerine getirme kapasiteleri ilk gruptaki ülkelere kıyasla düşük olmakla birlikte yine de çok güçlüdür. Ülkelerdeki risk unsurları düşüktür, bu yüzden bu grup yüksek kredi kalitesini ifade eder. Fransa, Belçika, Japonya, Çin, Şili bu grupta derecelendirilmektedir.

Üst orta sınıfı gösteren ‘A’ derece gurubu, ülkelerin finansal yükümlülüklerini gerçekleştirmek için güçlü kapasitelerinin olduğunu yansıtmakla beraber bu ülkelerin değişen ekonomik koşullara karşı hassas olduğunu da göstermektedir. Bu bağlamda, bu gruptaki ülkeler risk unsurları içerir. İsrail, Umman, Polonya, Slovakya bu grupta yer almaktadır.

‘BBB’veya ‘Baa’ grubu ile derecelendirilen ülkeler alt orta derecede güvenilir sınıfına girmektedir. Bu ülkelerin finansal yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında gerçekleştirme kapasiteleri yeterlidir fakat ülke kapasitelerinin olumsuz ekonomik koşullardan etkilenme olasılığı daha yüksektir. ‘BBB-‘ veya ‘Baa3’ bir ülkenin yatırım yapılabilir olduğunu gösteren en düşük nottur. İtalya, İspanya, İzlanda, Azerbaycan, Bulgaristan vb. ülkeler bu grupta değerlendirilmektedir.

‘BB’veya ‘Ba’ dereceleri yatırım yapılamaz kategorisini başlatan ilk gruptur. Bu gruptaki ülkeler spekülatif unsurlar içerir. Grupta derecelendirilen ülkeler ticari, ekonomik ve mali koşullarda süregelen belirsizliklerle karşı karşıyadır ve zaman içinde ülkelerin güvenilirliği ortadan kalkabilir. Hırvatistan, Macaristan, Portekiz bu grupta bulunan ülkeler arasındadır.

‘B’derece grubu, finansal yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesi zayıf olan ülkeleri temsil etmektedir. Bu ülkeler olumsuz ticari, ekonomik ve mali koşullara karşı savunmasızdır. Ülkelerdeki risk unsurları özellikle uzun vadede ileri düzeydedir.  Sri Lanka, Papua Yeni Gine, Uganda, Senegal vb. ülkeler bu grupta yer almaktadır.

‘CCC’veya ‘Caa’ dereceleri anapara ve faiz geri ödeme kapasiteleri çok düşük olan ülkelere verilmektedir. Ülkelerdeki risk ortamı çok yüksektir ve finansal yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesi muhtemeldir. Standard & Poor’s kredi notu ‘B-’ olan Yunanistan ve Kıbrıs, Moody’s den ‘Caa3’ notunu aldığı için bu grupta sayılabilir.

‘CC’veya ‘Ca’ ile derecelendirilen ülkeler büyük ölçüde spekülatif unsurlar içerir. Bu ülkelerin ekonomik yapılarında büyük belirsizlikler bulunmaktadır ve bir önceki grupta olduğu gibi ülkelerdeki risk ortamı çok yüksektir. Anapara ve faiz geri ödemeleri genellikle gerçekleşmez. Şu an bu grupta değerlendirilen veya daha düşük bir kredi notu alan ülke bulunmamaktadır.

Son olarak, ‘C’ derecesi Moody’s için en düşük notu, yani iflası ifade ederken Standard & Poor’s için en düşükten bir önceki notu temsil eder ve ülkelerin iflasa yakın olduğu anlamına gelir. ‘D’ derecesi Standard & Poor’s için en düşük nottur ve Moody’s de olduğu gibi bu notla derecelendirilen ülkeler finansal yükümlülüklerini yerine getiremez.

Yukarıdaki tabloda kırmızı ile gösterilen notlar Türkiye’ye aittir. Moody’s 2013 Mayıs ayında Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba1’ den ‘Baa3’ e yükseltmiştir. Standard & Poor’s Türkiye’nin kredi notunu 2013 Mart ayında değiştirmiş ve ‘BB’ den ‘BB+’ ya yükseltmiştir. Fitch Ratings’e göre ise Türkiye’nin kredi notu ‘BBB-’ dir. Buna göre, Türkiye Moody’s ve Fitch Ratings için yatırım yapılabilir bir ülke konumundayken Standard & Poor’s için yatırım yapılamaz bir ülke olarak nitelendirilmektedir. Bu dereceler belirlenirken incelenen veriler; ülkenin ekonomik büyümesi ve istikrarı, enflasyon, döviz kuru değişmeleri, borç oranları ve ödeme kapasitesi, hükümetin izlediği mali ve para politikaları, Merkez Bankası’nın para politikasındaki gücü, iktidar partisinin programı, ülkedeki siyasi atmosfer ve istikrar vb. gibidir. Moody’s, Türkiye’ye yatırım yapılabilir düzeyin en düşük derecesi olan ‘Baa3’ notunu verse de Türkiye’nin yüksek cari açığının ve kısa vadeli dış borç yükümlülüklerinin döviz rezervlerine olan oranının yarattığı kırılganlığın Türkiye’ye verilen notu kısıtladığını dile getirmektedir. Buna ek olarak, Türkiye’nin cari açığının ve bununla bağlantılı olarak dış finansman ihtiyacının orta vadede hala yüksek düzeyde seyredeceği ve ülkenin giderek artan siyasi ve jeopolitik risklere karşı hassas olduğu Moody’s in raporunda yer almaktadır[1].

Peki, Türkiye’nin not geçmişi nedir? En eski tarihe giden kayıtlar Moody’s in olduğu için ülkemizin not geçmişini Moody’s in verilerine bakarak görebiliriz.

05.05.1992 – Baa3

13.01.1994 – Ba1

02.06.1994 – Ba3

13.03.1997 – B1

21.12.2000 – B1

14.12.2005 – Ba3

08.01.2010 – Ba2

20.06.2012 – Ba1

16.05.2013 – Baa3

Kaynak: http://countryeconomy.com/ratings/turkey

 

Bu tabloda açıkça görülüyor ki; Türkiye’nin 2013 yılındaki kredi notu 21 sene önceki notuyla aynıdır. Bu süreç içerisindeki not iniş çıkışlarında ülkemizde yaşanan krizlerin rolü aşikârdır. Örneğin, 1992’den sonra kredi notumuzun ‘Ba1’ e daha sonra da aynı yıl içerisinde ‘Ba3’ e düşmesinin nedeni 1994 yılında ülkemizde yaşanan krizdir. Bunun ardından ülkemizde 1999 krizi yaşanmış ve notumuz ‘B1’ düzeyinde seyretmiştir. En nihayetinde Cumhuriyet tarihinde yaşanan en büyük kriz olan 2001 Bankacılık Krizi’nden sonra Dünya Bankası tarafından ekonomik eylem paketi hazırlaması için gönderilen Kemal Derviş’in düzenlemeleriyle birlikte katı bankacılık faaliyetleri krizleri yönetebilmemize imkan tanımış ve bu sayede kredi notumuz tekrar yükselme trendine geçebilmiştir. 2001’de uygulamaya konulan katı politikalar sayesinde 2008’de yaşanan küresel krizden ülkemiz büyük ölçüde etkilenmese de kredi notumuzun bu durumdan çok fazla nasiplendiği söylenemez. 2013’e geldiğimizde ise 1992 senesinden çok farklı bir tablo ortaya koyamayan Türk ekonomisi, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun ikisi tarafından yatırım yapılabilir kategorisinde değerlendirilse de notunu daha iyi bir noktaya geldi diyebileceğimiz ‘A’lı seviyelere çıkartamamıştır. Sonuç olarak, ülkemize verilen kredi notlarını baz aldığımızda Türk ekonomisinin son 20 yıldır küresel ekonomiye eklemlenmeye çalışırken çok da başarı gösterdiğini söyleyemeyiz.

 

Gizem Resmi

1989 yılında İzmir’de doğmuştur. 2012 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünden yüksek onur öğrencisi olarak mezun olmuştur. Yüksek Lisans eğitimini Brüksel’de, ICHEC Brussels Management School, Uluslararası İşletme ve Yönetim alanında 2013 yılında dereceyle tamamlamıştır.  

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...