EKONOMİK KRİZDEN ÇIKIŞTA KAÇIRDIĞIMIZ NOKTA : İNOVASYON


EKONOMİK KRİZDEN ÇIKIŞTA KAÇIRDIĞIMIZ NOKTA : İNOVASYON

Yazan  10 Kasım 2009
İnovasyon kelimesi Türkiye’de yenilikçilik veya yenilik olarak tercüme edilse de bu kelimeler kavramın bütününü açıklamakta yetersiz kalmaktadır.

OECD'nin tanımına göre inovasyon, süreç olarak, "bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni veya geliştirilmiş bir üretim yahut dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal hizmete dönüştürmektir"

Bilim ve teknoloji politikalarının da merkezinde yeralan inovasyon ayrıca bir ülkenin ekonomik büyüme ve toplumsal gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Gerek Avrupa Birliği gerekse de ABD ülkelerinde inovasyonun gelişmesi hem maddi hem de manevi olarak desteklenmektedir. Örneğin, ABD'de Eylül 2009'da Beyaz Saray tarafından açıklanan Amerikan İnovasyon Stratejisinin[i] üç ana ayağı bulunmaktadır. Bunlar;

· Amerikan inovasyonunun yapı taşlarına yatırım,

· Üretken girişimciliği destekleyen rekabetçi pazarları teşvik ve

· Milli çıkarları destekleyen hükümetin katalizörlüğü.

Herbir başlık altında çeşitli unsurlar bulunmaktadır. Örneğin, "Amerikan inovasyonunun yapı taşlarına yatırım" adı altında; temel araştırmalarda Amerikan liderliğinin tekrardan sağlanması, 21. yüzyıl bilgi ve olanakları ile dünya çapında bir işgücünü oluşturacak olan gelecek kuşağın eğitilmesi, öncü bir fiziksel altyapının oluşturulması ve ileri bir bilgi teknolojisi ekosisteminin yaratılması yeralmaktadır.

Diğer taraftan Avrupa Komisyonu da "Hayal Et, Yarat, İnovasyon Yap" sloganı ile 2009'u Avrupa Yaratıcılık ve İnovasyon Yılı olarak ilan etmiştir.[ii] Hedef, çeşitli sektörlerde yaratıcı ve inovasyonel yaklaşımları teşvik etmek ve AB'nin küreselleşen dünyada güçlü bir şekilde ilerlemesinin sağlanmasıdır. Yaratıcılık ve İnovasyon Yılı ile kişisel, toplumsal ve ekonomik gelişme için yaratıcılık ve inovasyonun öneminin farkına varılması hedeflenmiştir. Avrupa Komisyonu Sanayiden Sorumlu Başkan yardımcısı Guenter Verheugen[iii] de, kriz zamanının, araştırma yatırımları ve inovasyona ara verme zamanı olmadığını vurgulayarak "Avrupa'nın ekonomik krizden güçlü çıkması, küresel ısınma ve küreselleşmenin getirdiği zorluklarla mücadele edebilmesinde, araştırma ve inovasyonun hayati önem taşıdığını" ifade etmektedir.

Ekonomik krizden çıkışta inovasyonun rolüne dikkate alan iki kaynak rapor bulunmaktadır. Bunlar OECD inovasyon Stratejisi (OECD Innovation Strategy)" başlıklı ara rapor ve "OECD'nin Finansal ve Ekonomik Krize Stratejik Yanıtı (OECD's Strategic Response to the Financial and Economic Crisis)" [iv] raporunda da inovasyonun kritik rolüne dikkat çekilmektedir :

"Finlandiya ve Kore gibi ülkelerin geçmişteki deneyimleri, krizle baş edebilmek için yürürlüğe konan geniş çaplı reformlar kapsamındaki, inovasyon yapabilme yeteneğini güçlendirici reformların, ülkelerin krizden güçlenerek çıkmalarına ve sürdürülebilir ekonomik büyüme açısından daha iyi bir yola girmelerine yardımcı olabileceğini göstermiştir. Finlandiya 1990'lardaki krizin üstesinden gelmek için güçlü bir inovasyon stratejisi izlemiştir. Geçmişte Kore, krizi, güven artırıcı yapısal reformlara girişmek için kullanırken inovasyon politikasındaki reformlardan da ekonomiyi canlandıracak doğru teşvik tedbirlerini yürürlüğe koymak için yararlanmıştır. Belli ülkelerde, örneğin Danimarka'da, mevcut inovasyon stratejileri uzun vâdeli ekonomik büyüme için uygun bir çerçeve olarak görülmekte ve kamu politikaları da krizle baş etmekte yeterince çabuk sonuç almayı sağlayacak bir araç olarak düşünülmektedir."

OECD tarafından hazırlanan "Sürdürülebilirlik ve Günümüzdeki Finansal Krizde İnovasyon Politikalarının Rolü" [v] konulu, 'resmî olmayan' seminer raporunda bir kez daha inovasyon politikalarının artan önemi vurgulanmaktadır:

"Hâlen pek çok OECD ülkesinde inovasyon politikaları uygulanmakta ya da bu politikalar üzerinde durulmaktadır. Bunlar teşvik paketleri çerçevesinde oluşturulmuş politikalardır. Teşvik paketleri de genellikle, araştırmayı ve girişimciliği güçlendirmeye, altyapı yatırımlarını artırmaya yönelik teşvik uygulamalarını içermektedir. Teşvik konusu olan altyapı yatırımları da, daha çok, enformasyon ve iletişim teknolojileri, 'yeşil' teknolojiler ve beyin gücüyle ilgili olanlardır. Bununla birlikte, inovasyon politikalarının sihirli bir değnek olmadığını ya da her ülkeye uyan en iyi bir uygulama örneği bulunmadığını bilmek gerekir. Nitekim, uygulamaların ülkelere göre büyük değişiklikler gösterdiği; ayrıca, ülke ekonomileri üzerindeki etkilerinin ve ekonomik getirilerinin de çok farklı olduğu görülmektedir. Ama, ülkelere özgü deneyim ve uygulamaların paylaşılması da, inovasyon politikaları konusundaki düşüncelerimizi ilerletebilir ve politika geliştirmedeki kritik zamanı kaçırmama konusunda bize yardımcı olabilir."

Türkiye için de dikkate alınması gereken yukarıdaki tavsiyede kısaca Türkiye'nin kendi özgün koşullarını bilerek ve gözönünde bulundurarak, kendi ekonomik koşullarını ve toplumsal beklentilerini dikkate alarak bir inovasyon politikası oluşturulması gereklidir. Rapordan devam edersek:

"Çözüm olarak getirilecek politika geniş tabanlı olmalı, katılımcılığa ve güçlü bir siyasî önderliğe dayanmalı: Finlandiya'nın deneyimleri ve diğer ülkelerde geliştirilen son inovasyon stratejileri göstermektedir ki, inovasyonu güçlendirmeye yönelik politikalar geniş bir yelpazeyi kapsayan politik önlemlerin bir bileşimidir. Bu bileşimin kendi içinde tutarlılığı olmalı ve ilgili tarafların alınan kararlara etkin katılımı sağlanmalıdır. Ancak, uzun vâdeli sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayacak politikalarda başarı kazanmak için, bunların yanında, güçlü bir siyasî önderlik ve uzun vâdeli bir bakış açısı olması şarttır."

Türkiye'de Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknoloji Eki'nde Nisan 2009'da Aykut Göker tarafından "Ekonomik Kriz ve Yenilik Politikaları"[vi] başlığı altında iki yazı yayımlanmıştır. Sayın Göker'e göre "inovasyon politikaları ülkenin bilim, teknoloji, eğitim ve öğretim politikalarından istihdam ve sanayi politikalarına, ekonomi politikalarından para ve yatırım politikalarına, dış ticaret politikalarından doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına ilişkin politikalara kadar pek çok politika alanını ilgilendirir. Bütün bu politikalar arasında, ülkenin inovasyon yeteneğini güçlendirmeyi gözeten sistemik bir bütünlüğün; uygulamada siyasî kararlılık ve sürekliliğin sağlanması esastır." Göker, gelişmiş ekonomiler karşısında Türkiye gibi ülkelerde hükûmetlerin rolünün ne olacağını sorgulayarak yazısını bitirmektedir. Bu noktadan hareketle ve yukarıda gelişmiş ülke örneklerinden de görüleceği üzere Türkiye'nin kendi koşullarına uygun olarak oluşturulacağı ve üzerinde kararlılıkla çalışılacak bir inovasyon politikasına ihtiyacı vardır. Sonuç olarak, sihirli bir değnek olmasa da inovasyon politikalarının ekonomik krizin üstesinden gelmede oynadığı rol gözönüne alındığında bunun yakın bir zamanda yapılması gereklidir.

* Ekin Keskin, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Dış İlişkiler Koordinatörü



[i] A Strategy for American Innovation: Driving Towards Sustainable Growth and Quality Jobs http://www.whitehouse.gov/assets/documents/sept_20__innovation_whitepaper_final.pdf

[ii] http://www.create2009.europa.eu/

[iii]http://eumonitor.net/modules.php?op=modload&name=News&file=article&sid=135776&mode=thread&order=0&thold=0

[iv] http://www.oecd.org/document/17/0,3343,en_2649_33703_43098513_1_1_1_1,00.html

[v] http://www.oecd.org/dataoecd/31/34/42230480.pdf

[vi] Bu yazılara http://www.inovasyon.org/cbt.asp adresinden ulaşılabilmektedir.

Ekin KESKİN

1974 yılında Balıkesir'de doğmuştur. Lise eğitimini ABD'de Falls Church High School ve Ankara Atatürk Anadolu Lisesinde tamamlamıştır. 1995 yılında Ankara üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun olmuştur. 2001 yılında ODTü Bilim ve Teknoloji Politikaları çalışmaları Bölümünde  Yüksek lisans eğitimine başlayan Keskin, buradaki eğitimini tamamladıktan sonra 2003 yılında Birleşmiş Milletler üniversitesi- UNU MERIT'te doktora çalışmalarına başlamıştır.

TüRKÇE MAKALELER

Irak Ekonomisinde Savaşın Etkileri ve Petrolün Rolü (Aziz Koluman ile birlikte)  Jeo Ekonomi Dergisi Sayı : 1 2000.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display