< < Türkiye’de ‘İspanya Modeli’ Uygulansın
×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116



Türkiye’de ‘İspanya Modeli’ Uygulansın

Yazan  09 Mayıs 2009
Atılgan Ulutaş-Türkiye’de ortaya çıkan kimlik tartışmalarında ulus – devlet karşıtı tarafta yer alan siyâsî ve akademik kesimler,
İspanya Modeli' de denilen ve istedikleri gibi yorumladıkları bir düzeneği, uzun yıllardır Türkiye'nin merkezcilik ve özellikle de terör sorununa bir reçete olarak sunmaktadırlar.

Bilindiği gibi İspanya, 17 özerk bölgeye ve 2 özerk şehre ayrılmıştır. Geniş özgürlüklere sahip bulunan bu özerk birimler, genel bir anayasa çerçevesinde, simetrik olmayıp asimetrik bir şekilde merkeze bağlı özerkliklerdir. Yâni BM'nin sâdece sömürge ülkelere tanıdığı 'kendi kaderini tâyin hakkı' gelecek zaman içerisinde ciddi bir şekilde gündeme gelecek olursa ve örneğin Bask Özerk Yönetimi'nde halk oylamasıyla bu yönde bir ayrılık kararı alınırsa, Madrid Hükümeti'nin onayı olmadan, bu karar hiçbir şey ifâde etmez. Tüm İspanya'yı ilgilendiren önemli kararlar için de aynı şey geçerlidir. Böyle bir yapı, ayrılıkçı Bask çevreleri için büyük bir engel olarak görülse de, Türkiye'deki ayrılıkçı ve terör yandaşı çevreler için şimdilik tatlı bir hayâldir.

Bu özerk yönetimlerden biri olan Bask Bölgesi, ETA (Bask Yurdu ve Özgürlük) ismindeki terör örgütüyle özdeşleşmiş durumdadır. İspanya'nın bu örgüte karşı 40 yılı aşkın süredir verdiği ve demokratik hamlelerin ağır bastığı mücâdele hâlâ tam bir sonuç verememiştir. 'İspanya Modeli' aslında bu hâliyle – ulus - devlet karşıtlarının yükledikleri anlam itibariyle – başarısızlığa uğramıştır. Ancak daha başka İspanyol modelleri de vardır. İspanya'nın yalnızca birçok özerk yönetimden oluşan idârî yapısının Türkiye'ye model diye gösterilmesi kasıtlı bir tutumdur. Zîra İspanya terörle mücâdele kapsamında, sâdece kendi yapısına özgü özerk yönetimlere verilen haklara değil, aşağıda verilmiş olan ve Türkiye'ye bugünlerde daha çok ilham verebilecek uygulamalara da başvurmuştur.

27 Haziran 2002 yılında İspanya'da yürürlüğe giren Siyâsî Partiler Organik Yasası, dönemin başbakanı José María Aznar'ın öncülüğünde, terör örgütü ETA'nın siyâsî uzantısı olan partileri yasadışı îlân etmek ve kurulmalarını önlemek için çıkarılmıştır. Bu yasanın 9. maddesinde özetle belirtilen şu durumlar, bir siyâsî partinin kapatılmasına neden teşkil edecektir:

a) Terörizme açıkça veya îma yoluyla siyâsî destek vermek (siyâsî hedeflere varılması amacıyla terör eylemlerini hoş veya önemsiz göstermek…sûretiyle meşrûlaştırmak). b) Şiddet eylemine, çatışma kültürüne dayalı proğram ve faaliyetlere eşlik etmek…buna karşı çıkanları etkisiz hâle getirmek ya da izole etmek. c) Yönetim kurullarına veya seçim listelerine, terörizmden mahkûm olmuş ve terörizmi kamuoyu önünde kınamamış kişileri dâhil etmek… ç) Parti faaliyetlerinde terörizmin sembol ve mesajları veya terörizmle özdeşleşen işâretleri kullanmak… d) Siyâsî partilere yasal olarak tanınan haklardan, teröristleri veya onlara destek verenleri yararlandırmak. e) Terörizmle bağlantılı olan veya terörü ve teröristleri destekleyen birim ve gruplarla sistematik olarak işbirliği yapmak. f) yukarıdaki birim ve gruplara, yönetiminde bulundukları kurumlardan ekonomik veya herhangi bir yardımda bulunmak. g) Terörist eylemleri veya bunları gerçekleştiren veya bunlara destek verenleri ödüllendiren…faaliyetleri geliştirmek veya bu tür faaliyetlere katılmak. ğ) Terörizmi ve şiddet ortamına bağlı sosyâl itaatsizlik ve korkutma hareketlerini himâye etmek… Ayrıca yukarıda bulunan suç unsurlarının belirlenmesinde, ilgili siyâsî partinin kararları, belgeleri, yetkili organlarının bildirileri ve açıklamaları, üyesi bulunduğu kurumlarda yaptığı öneriler gibi birçok maddî kanıtın değerlendirilebileceği kaydedilmektedir.[1]

Yürürlüğe girmesi aşamasında çok fazla tartışmaya meydan vermiş olan bu yasa yürürlüğe girdikten sonra, ETA'ya destek veren sivil toplum ve gençlik örgütlerinden bir kısmının ve o sırada ETA'nın siyâsî izdüşümü Batasuna'nın (Birlik) yasadışı îlân edilmesi için de Yüksek Mahkemeye başvurulmuştur. Sonunda Batasuna'nın kapatılmasına karar verilmiştir. Partinin Bask bölgesindeki merkez bürolarını kapatma tâlimatını uygularken bölgesel yönetim, Madrid hükümetini kışkırtıcı bir tutum içine girmemekle beraber; ayrılıkçı kesimlerden 'İspanyollar!' şeklinde suçlamalara(!) mâruz kalmıştır.[2] Ülkemizde henüz 'Türk olmak' şeklinde suçlamalar çeşitli kesimlerce açıkça isnat edilmezken ve esâsen bu durum Türkiye'nin ne tür bir entegrasyonu başarmış olduğuna güzel bir örnekken; DTP'nin günden güne çirkinleşen tutumları, Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın deyimiyle 'Kürt sorununun karşısına bir Türk sorunu çıkarmaya' yöneliktir.

Türkiye Cumhuriyeti, İspanya'nın tecrübeleriyle karşılaştırılamayacak vahşette bir terör sorunu yaşamasına rağmen, hâlâ İspanya'nın, kendi yapısına uymayan yönlerine özendirilmeye çalışılmaktadır. Oysa ille bir model alma söz konusuysa, alınacak bu model belki yine İspanya olmalı; ancak söz konusu uygulama, İspanya'nın yukarıda özetlenen Siyâsî Partiler Organik Yasası olmalıdır. Türkiye'nin mevcut yasaları, terörün alabileceği en büyük mükâfat olan siyâsallaşmayı sağlamakla görevli DTP gibi odakların önünü almaya kâfi geliyorsa, bu sefer de uygulama alanında İspanya'nın kararlılığı örnek alınmalıdır. Nihâyetinde bu da bir 'İspanya Modeli'dir ve Türkiye'nin siyâsî şartlarına, parçalanmanın aperitifi olan özerklik tasarılarından daha çok uyum göstermektedir. Türkiye'de 'İspanya Modeli' esas bu hâliyle ve anlamıyla uygulanmalıdır.



[1] Akın Özçer, Çoğul İspanya: Anayasal Sistemi ve Ayrılıkçı Terörle Mücâdele Modeli, İmge Kitabevi, Aralık 2006 – Ankara, s. 447.

[2] 28 Ağustos 2002 târihli El País.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display