Türk-ermeni sınırının açılma sorunu hiçte sıradan görülememektedir diyerek bazı gazeteci ve siyaset bilimciler böyle sunmaya çalışıyorlar. Bu konu hakkında 20 Nisanda Stratejik Kültür Fonu müdür vekili Andrey Arashev, IA REGNUM muhabirine açıklama yaptı.
"Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın 16 Nisanda Erivan'a yapacağı ziyaret sırasında, az kalsın bütün sorunları çözecek bir antlaşmaya imza atacaklarına dair çok bilgi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ziyaret gerçekleşti ancak imzalanan hiçbir şey olmadı. Bazı Türk uzmanlarla sohbetlerden, en yakın zamanda Türk-ermeni sınırının açılacağına dair insanların
konuştuğu, izlenimi yaratılabilir." diye uzman öne sürüyor.
"Şimdi sorun, ABD'nin bu istikamette niçin aktif çaba gösterdiğidir. Her şeyden önce söylememiz gereken bu sorun, ABD için Türk-ermeni ilişkilerinin normale dönmesi yönündeki girişimleri her zaman bir araç oldu. Sanmıyorum ki onlar, Türk ve ermeni halklarının yararına(hayrına) uğraştılar." Areshev dikkat çekti."
"ABD, 2008 Ağustosundaki olaydan sonra Kafkas'da yeni bir durumla karşı karşıya kaldı. Saakaşvili sıfatında gürcü projesi, kısa zamanlı bir yenilgi olabilir ama her halükarda hissedilecek derecede etkili oldu. Yeni ABD yönetiminin Gürcistan hükümetine karşı bazı zayıf ilgisini görmekteyiz ki bu bay Sakaşvilinin sinirli tepkilerine neden oluyor. Diğer taraftan bölgede İran'ın kompleks ve aktif politikalarını gözlemlemekteyiz. Özellikle, Ermenistan'da tahran projesiyle ilgili görüşme sürüyor. Kuşkusuz, Türk-ermeni ilişkilerinde açılma yönündeki faaliyetler, ABD'nin genel gayesinin tümü güney Kafkasyayı nasıl daha sağlaştırabileceği olarak gözden geçirmek zorundayız."
"Bu sorunu ki daha geniş bir bölgesel bütünlük için de incelemek gerekiyor, özellikle Orta Asya için şiddetlenen mücadeleyle ilgili olarak. Türkiye ile Ermenistan arasındaki mevcut karasal bağlantı, Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye topraklarından döşenecek, Orta Asya hammadde ihracatı için Rusya'yı dışarıda bırakarak tahsis edilecek bir boru hattı projesi hakkında soru sormamızı mümkün kılıyor. Ama bilindiği gibi, her istikamet korunmayı gerektiriyor, bu yüzden er ya da geç, bunun arkasından petrol boru hatlarının korunması bahanesiyle Ermenistan ve Azerbaycan'a doğru ABD askeri varlığının genişlemesi, Azerbaycan ve Ermenistan'ın Rusya'dan kesin olarak kopması sorusunu sormamızı gerektiriyor. Aynı zamanda böyle bir siyasetin sadece Rusya'ya değil İran için de güvenlik tehlikesi yaratabileceğine, siyaset bilimci işaret ediyor.
"Ancak Türk-ermeni sınırının açılması sorunun uygulamada gerçekleşmesi hiçte sıradan değildir. Türkiye'nin resmi duruşu, ne kadar yargılasak ta eskisi gibi kalıyor. Ankara eskiden olduğu gibi Ermenistan'la ilişkilerin normale dönmesi sorununu, aynı fikirde olarak Bakü'nün resmi koşullarında Karabağ sorunun çözümüne bağlıyor. Ve biz hala bu bağı koparan inandırıcı işaretler görmüyoruz. Bana öyle geliyor ki, bu yüzden ABD elbette yeterince ciddi gayret gösteriyor ve Türkiye'yle Rusya arasındaki ilişkileri iyileştirme hesabıyla Türkiye'yle bir nevi ilgilenmeye kalkıyor. Washington'un Ankara'yla ile ilişkileri bilindiği gibi ciddi olarak bozuldu ve Barak Obama bunu düzeltmeye çalışıyor. Ancak burada çoğu sadece Amerika'ya değil diğer bölgesel oyunculara da bağlıdır." Ekspert böyle düşünüyor.
Bakış açısını analiz ettiğimizde, Washington Türk-ermeni sınırı ablukasını kaldırmaya uğraşarak, Irak'tan Afganistan'a askeri yükün taşınması için transit demiryolu koridoru açmak istediği anlaşılıyor. Siyaset bilimci şöyle diyor: "Evet, ABD bunu istiyor. İran sorunu çözülmeden askeri mühimmatını Hazar üzerinden aktaracağa benziyor. Gerçekten böyle bir sorun olabilir ve Güney Kafkasın artan değeri sadece enerji alanında değil, Washington'un askeri projelerinin de bakış açısında olduğunu görüyoruz. Bu, Afganistan'daki varlığını ciddi anlamda arttıracağına ve Rusya ve İran'a sınır bölgelerinde bazı operasyonel üsler kurması bekleniyor. Şüphesiz, bu sebeplerden biri niteliğinde gözden geçirilebilir niçin ABD bu soruna şiddetli …… . uzman açıkladı.
"Bana öyle geliyor ki Ermenistan ve Türkiye için sınırların açılması kuşkusuz önemli, ama bu sorunun çözümü kademeli ve kontrollü bir şekilde gerçekleşmelidir. İşte bu Türk-ermeni anlaşmasının sorunu olacak. Elbette, başka ülkelerin hesapsız kararlarına gelmeden, ama her şeyden önce uluslar arası politikanın bağımsız subjeleri olarak Ankara ve Erivan arasında anlaşma olmak zorundadır." Andrey Arashev sonucu böyle getirdi.
