< < OLAĞANÜSTÜ MÎRAS VE VÂRİSLER...
×

Uyarı

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 116

 Bu sayfayı yazdır

OLAĞANÜSTÜ MÎRAS VE VÂRİSLER...

Yazan  13 Mayıs 2009
Mustafa Aslan-Maddî mîraslar vardır vârislerce paylaşılır. Parçalanarak, paylaşılarak küçültülen bu mîras bir de vârisler hovarda ve süflî ise kısa sürede yok olur.

Sadece yok olmakla kalmaz hovarda ve müflîs vârisi de kendisiyle birlikte yok eder! Bu tür mîras ve vârisleri hepimiz yakınımızda veya çevremizde defalarca izlemişizdir.

Bir de mânevi mîraslar vardır. Vârislere verâseten yani doğal yollardan, yâni birilerine-îmansızlara göre dünyanın sonu zannedilen ölüm adındaki İlâhi Tecelli sonrasında kendiliğinden kalır! Gönüllerden gönüllü gönüllere intikâl eder verâseten. Bu mîras; paylaşıldıkça sevgiyi besler, paylaşıldıkça nasiplenen her gönüllü gönül ehlini ihyâ eder. Bu mîrasın ve vârislerin en belirgin özellikleri ma'neviyyat ve ma'neviyyatçı oluşları, olmazsa olmaz ve değişmez özellikleri ise ideâlist-mefkûreci yâni ülkücü oluşlarıdır. Bu idealist gönül erleri; kendilerine verâseten intikâl eden mîrası, birileriyle daha paylaşabilmek için sessizce ve müthîş bir yarışa girerler. Yarışlarının şiddeti kadar mesâfe kat eder, sessizliklerinin büyüklüğü kadar ses olur duyulurlar gönüllü gönüllerce...

Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeleri kontrol etmek ve sömürmekte kullanılan, teknolojik ve çok etkili propoganda yöntem ve malzemeleri olan, adına demokrasi denilen günümüz siyâsetinden de bazen miraslar kalabilir ve kalır!

Onlarca yıldır; "Yeter söz milletin!" sloganıyla CHP'den kopa/rtıla/nların kurdukları ve ülkeyi beyninden, göbeğinden emperyalistlere bağlayan siyâsilerin vârislerince yapılan, aslâ saklamaya da tenezzül edilmeyen bir talan furyası izleyerek bu günlere geldik! Talan edile edile maalesef denizlerimizde su bitti!

Devletin her kurum ve kademesinin, vatandaşın her sosyal sınıfının ve şahsının canı feryâd edecek derecede yandı! Duyarlı, millî duruşlu tek-tük siyâsilerimizi de, ya siyâseten ya da fiilen öldürerek yok ettiler ve izledik sessizce!...

Son şehîdimiz, son kurbanımız, Anadolu insanının bütün özelliklerini doğal olarak taşıyan ve yaşatan-yaşayan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu oldu. Allah(c.c.) bir daha rahmetler eylesin.

Bu konuda yazacağımı, sohbetler edebileceğimi rüyamda görseydim isyan ederdim ama maalesef hayat insafsız, devam ediyor ve Emr-i İlâhi ile elleriyle gergef gergef dokuduğu teşkilâtı yakın mesai arkadaşlarına verâseten intikal etti! Ben de böyle bir mîrasın ve vârislerin sohbetini yapmak durumunda ve zorundayım!

Politikanın siyâset yüzü ile hiç tanış olmadım. Çok yakından ve dikkatle izledim yıllarca. Siyâsetle tek ilişkim bu kadarda kaldı. Asıl konum; verâseten gönül erlerine intikâl eden bir mîras, bu mîrası paylaşmak için saldıran fırsatçılar, fırsatçılardan kapmak için pusu atan siyâset tezgâhtarlarına dikkat çekmek ve Merhûm Yazıcıoğlu'nun yakın mesai arkadaşlarını, gücüm kadar ve edebimle uyarabilmek!...

"Bütün Zamanların Ülkü Ocağı Genel Başkanı" ünvanını sessizce ve layıkîyle taşıyan Merhûm Yazıcıoğlu'nun; yıllarca tırnaklarıyla yerleri sökerek, göğsüyle yerleri sabanlayarak kurduğu teşkilâtına, tâlipleri veya yetkisizlerce dâvet edilenleri izliyorum günlerdir.

Önümüzdeki günlerde yapılacak olan olağanüstü kongrenin adı üstünde, "Olağanüstü Kurultay". Yâni olağanüstü bir hâl karşısında hukûken yapılması zorunlu olan ve teşkilatları ehil ellere teslim edinceye kadar, dalgalı sular duruluncaya kadar teşkilatlara sahip çıkarak olağan kongreye taşımak süreci...

Bu olağanüstü zaman ve kongreyi, mevcût yöneticilerle geçirmek ortak aklın gereği olmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü mevcût yönetimi Merhûm Yazıcıoğlu, samanlıkta iğne araracasına ince eleyip sık dokuyarak oluşturmuştu. Ölümü ve ölüm gerçeğini bir an bile aklından çıkarmadığını bildiğimiz bir îman ehlinin, böylesi olağanüstü halleri de düşünmüş olduğunu biliyor hatta ağzından duyduğumu söyleyebiliyorum.

Merhûm Yazıcıoğlu'nu seven ve tanıyan-tanımayan her kesin; Türkiye'nin şu anda görünen tek millî teşkilâtının dağılmaması için Merhûm'un güvenerek-seçerek göreve getirdiği kadro ile olağan kongreye kadar taşınmasının akıl gereği olduğu kanaatimi hatırlatarak ve ülkemiz geleceğine hayırlara vesile olmasını diyerek, dualardayım vesselâm...

"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."

Selâm, sevgi, dua...