İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu'nunorganizatörlüğünde Hocalı'ya Adalet Kampanyası'nın Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın Fatin Rüştü Zorlu Konferans Salonu'nda 23 Şubat 2012'de gerçekleştirdiği toplantıda, Hocalı'ya Adalet Kampanyası Türkiye Temsilcisi Gözde Kılıç Yaşın'ın yaptığı konuşma metnidir:
"Hocalı'ya Adalet Kampanyası olarak TBMM Dışişleri Komisyonu'nun 22 Şubat 2012'deki görüşme sonrasında kabul ettiği bildiriyi memnuniyetle karşılıyoruz.
Bildiride yer alan "Hocalı'da yaşananların insanlık tarihi için büyük bir ayıp, uluslararası hukuka göre insanlığa karşı suç kapsamındadır." ifadeleri, Azerbaycan'ın Karabağ Bölgesi'nin Hocalı Kasabası'nda 25-26 Şubat 1992 tarihinde Ermeniler tarafından planlı olarak ve toprakları Ermenileştirmek amacıyla Azerbaycan Türklerini hedef alan saldırılarda vahşice ve işkencelerle öldürülen 106'sı kadın, 63'ü çocuk, 70'ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türkünün yasını yüreklerinde taşıyanların acısını bir nebze dindirmiştir. Hocalı'da aynı gün Ermeniler tarafından rehin alınan 1275 Azerbaycan Türkü'nün ve kayıp 487 kişinin akıbetinin araştırılması için Türkiye'den gelen bir destek ve moral olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, ülkemin insanlık onurunu düştüğü yerden kaldırma girişimini çok önemsiyorum. Çünkü Hocalı'da toprakları başka bir ülkenin parçası haline getirmek adına, ayrıntıları planlanmış ve amacı belgelerle açıkça ortaya konulmuş bu toplu öldürme girişimi Türkleri hedef almıştır. Doğrudur ancak bundan önemlisi, sorumluların cezalandırılmaması, yaptıkları ile yüzleştirilmemesi uluslararası hukukun böylesine açık ihlalinin görmezden gelinmesi "toprak için insan kanına girilmesi"ne sessiz kalınması anlamına gelmektedir. Bu da yeni öldürmelerin önünü açmaktadır. Yani toprak kazanmak adına, o topraklarda yaşayan ve belli bir etnik kimliğe sahip insan grubunun hedef alınması ve tamamının yok edilmesi amacıyla öldürülmesi ve kalanların da sürülmesi… Bunun adı uluslararası hukukta soykırımdır. Bir soykırım hukukçusu olarak diyorum ki, Hocalı'da 25-26 Şubat arasında yaşananlar bir soykırımdır. Çünkü hiyerarşiye uygun bir şekilde yukarıdan aşağıya yani yöneticilerden, orada "toprak ve intikam için" öldüren en düşük rütbedeki askere kadar "Azerbaycan Türklerinin tamamının öldürülmesi" amacı güdülmüştür. Dolayısıyla uluslararası hukukun varlığını saptamada zorluk çektiği en önemli kriter olan "soykırım saiki ile öldürme" Hocalı'da gerçekleşmiştir. Öte yandan uluslararası insan hakları izleme gruplarının raporları, kadın, çocuk, yaşlı en önemlisi tamamı sivil olan bu insanların toplu şekilde işkence ile öldürüldüklerini hatta pek çoğuna işkencenin öldürüldükten sonra uygulandığını tespit etmektedir. ….
Bunca kişinin hayatını alt-üst eden o gecenin üzerinden 20 yıl geçmiştir ve işte, en acısı şudur ki: Hocalı beraberindeki onlarca kasaba ve şehirlerle birlikte hala Ermenistan işgali altındadır. Dolayısıyla soykırım amacına ulaşmıştır… Dolayısıyla soykırım devam etmektedir…
İşte, ben kişisel olarak TBMM Dışişleri Komisyonu'nun aldığı kararda yer alan "Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu vahşetin acılarını kardeş Türk milleti olarak yüreğimizde hissediyor ve bu katliamı kınıyoruz." ifadesinde takılıyorum.
Hocalı'ya Adalet Kampanyası, Leyla Aliyeva'nın İslam Konferansı Örgütü Diyalog ve İşbirliği Gençler Forumunun Medeniyetler Arası Diyalog Genel Koordinatörlüğüne 2008 yılında getirilmesi ardından Leyla Aliyeva'nın koordinatörlüğü ileçalışmaya başladı. Hocalı'ya Adalet Kampanyası, bugün 50 ülkede, o ülkenin vatandaşı olan birer temsilci ve binlerce gönüllü ile çalışmalarını yürütmekte, dünyaya Hocalı'da yaşananları anlatmakta ve adalet aramaktadır. 2012'de yani Soykırımın 20. yılında İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği'nin Endenozya'daki 7. toplantısında, Leyla Aliyeva'nın inisiyatifi ve İK Gençler Forumu'nun teklifiyle 51 parlamento temsilcisi tarafından Ermenistan kınandı ve Hocalı'daki katliam uluslararası düzeyde soykırım olarak tanındı. Bu kararı takiben "kardeş ve her zaman dost ülke" Pakistan Parlamento'sunda ve Meksika Parlamentosu'nda Hocalı'da yaşanan katliam soykırım olarak tanındı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de"Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu vahşetin acılarını kardeş Türk milleti olarak yüreğimizde hissediyor ve bu soykırımı kınıyoruz" kararı almasını istiyor, Hocalı'ya Adalet Kampanyası Türkiye Temsilcisi olarak da Türkiye'nin adaletin sağlanmasında öncü ülkelerden biri olmasını talep ediyorum.Hocalı kurbanlarının çektiği acıların tüm dünyatarafından anlaşılması için ancak daha önemlisi dünyada yeni Srebrenitsalar, Hocalılar olmaması için; insanlık onuruna gereken saygının gösterilmesi için Türkiye'nin de desteğine ihtiyacımız var."
Toplantıya ilişkin haberlerin bir kısmıiçin bkz.:
http://www.gun.az/karabakh/30575#.T0dj3xXokMw.facebook
http://www.todayszaman.com/newsDetail_getNewsById.action?newsId=272387
