Erbil toplantısı ve ABD

Yazan  24 Şubat 2009
Geçtiğimiz günlerde ABD’de Leigh Üniversitesi Öğretim Üyesi Henry Barkey’in “Kürdistan’da çatışmayı önlemek” başlıklı bir raporu yayımlandı.

Bu raporda Barkey, Irak'tan çekilmeye hazırlanan ABD yönetimine Kuzey Irak'la ilgili olarak şu uyarılarda bulundu.

-Kürt Bölgesel Yönetimi'nin etki alanı ve Kerkük,

-Türkiye'deki Kürt nüfus ve PKK,

-İran ve Suriye'nin Kürt bölgesine etkisi.

Barkey, Obama yönetiminin Kuzey Irak Yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileşmesini teşvik etmesi gerektiğini belirtirken, PKK için de af dahil olmak üzeri pek çok seçenek önerdi.

Hatırlanacağı gibi Bush döneminin Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Türkiye'ye ziyaretini Erbil üzerinden yapmıştı. Cheney'nin o zaman verdiği mesaj şuydu: "Kuzey Irak yönetimiyle ilişki kurun ve kurulmuş olan fiili yapıyı tanıyın!". Nitekim Dick Cheney'nin ziyaretinden sonra Irak Cumhurbaşkanı sıfatıyla Celal Talabani Türkiye'yi ziyaret etti. Ardından da Türkiye'den giden heyetlerle bölgesel Kürt yönetimi arasında yoğun görüşmeler yapıldı ve halen de yapılmaya devam ediyor.

Diğer yandan Irak'ta yapılan yerel yönetim seçimlerinin ardından Şii ağırlıklı hükümet 12. Tümen'ini Kerkük yakınlarındaki kasabalara kaydırdı. Bu durum Kuzey Irak Kürt yönetimini telaşlandırdı. Neçirvan Barzani, bu hareketi "kışkırtıcı" bulduğunu, bunun "bölgenin güvenliğini" değil, kentte kontrolu sağlamaya yönelik olduğu iddiasını ileri sürdü. Kürtlerin rahatsızlığı üzerine Irak ordu birlikleri hareketlerini durdurdu. Bu gelişmeler üzerine ABD de Kerkük'teki kuvvetlerini takviye etti.

Çok açıktır ki, ABD çekilirken, bölgede kurduğu Kürt yönetiminin hem merkezi Irak hükümetine, hem İran'a, hem de Suriye'ye karşı muhafazasını Türkiye'ye bırakmak istemektedir. Abant Platformu'nun Erbil'de yapılmasının bu gelişmelerden ilgisiz olduğunu düşünmek doğru değildir. "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" adlı toplantıyı The Economist "Sıra dışı yeni dostluk" olarak değerlendirdi. Toplantıda yapılan konuşmalar ve yayımlanan sonuç bildirilerinden anlaşıldığı kadarıyla birileri, başka birileri için bölgede altyapı hazırlamak gibi bir görev üstlenmişler. Erbil'deki toplantıda sunulan bildirilerin satır araları iyi okunduğunda toplantıyı düzenleyenlerin gerçek amaçları anlaşılır.

Bu bağlamda Altan Tan'ın sunduğu bildiri ve yaptığı tekliften amacı okumak mümkündür. Tan, sunduğu bildiride "Kerkük, Kürdistan'a bağlanmalı. Bunun tersi politikalar, Türkmenlere hiçbir yarar sağlamıyor. Vize ve gümrük kaldırılmalı. Daha sonra da Türkiye, Irak, Suriye ve Ermenistan arasında Benelüx benzeri bir yapıya dönüştürülmeli" diyor.

Toplantıda 1925-26 yılında yapılan Türk-Irak sınırının fiilen bittiğini iddia eden Cengiz Çandar da benzer bir görüş ortaya atmıştır: Çandar, "Birinci Dünya Savaşı öncesine dönmenin zamanı geldi. Türkiye ile Irak arasında simbiotik ilişkilerin kurulmasının zamanı geldi" demiştir.

Kimse yanlış anlamasın, elbette iyi ilişkiler, dostluk ve kardeşlik temelinde barışa katkı sağlamak doğru bir iştir. Ancak bu Kerkük'ü "Kürdistan'a" bağlayarak ya da bir yerel iktidara bağımsız devlet muamelesi yaparak olmaz!

Böyle bir yaklaşım, ancak Türkiye'nin kendi eliyle Pankürdist bir oluşuma katkı sağlaması anlamına gelir. Bu tür gelişmeler Türkiye'yi sanıldığı gibi Osmanlı yapmaz, ancak Küçük Kürdistan'ı Büyük Kürdistan yapar!

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display