Ukrayna-Rusya Savaşı Gözlemleriyle Tank ve Zırhlı Birlikler

Yazan  06 Nisan 2023

Zırhlı ve mekanize birliklerin ani saldırısı, yarılan cephe, iletişimin ve koordinasyonun çökmesiyle birlikte savaş ruhunu kaybedip ikiye bölünen bir ordu.

Ünlü Blitzkrieg (yıldırım savaşı) herhalde İkinci Dünya Savaşı’ndaki savaş alanının en dikkat çekici özelliklerinin başında gelmektedir. Blitzkrieg kısaca zırhlı, mekanize birliklerin hava gücüyle desteklenmesiyle, savaşı kısa ve çabuk bir şekilde, kesin zaferle kazanmak olarak söylenebilir[1]. Blitzkrieg, İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılıp ünlense de kökleri aslında Birinci Dünya Savaşı’nın durağan siper savaşlarına dayanmaktadır. Bu savaş sırasında deneyimsiz ve sıklıkla pek eğitimli olmayan kalabalık ordu birlikleri, istenilen manevraları yapamıyor ve bu nedenle düşman cephesini yaramıyorlardı. Bu durum orduların kalabalıklaşmasına ve daha deneyimsiz savaşçıların gelmesine, bu da orduların etkilerini kaybetmesine neden olmuştur. Savaş alanındaki bu çıkmaz, Almanca Stosstrupp (Saldırı Kıtası) adı verilen, dikkatlice seçilmiş, iyi eğitimli saldırı birliklerinin saldırılarıyla kırılmıştır[2]. Aynı amaçla kurulan ordulardan biri de bizim tarih derslerinden anımsayacağımız üzere, Atatürk’ün komutanı olduğu Yıldırım Ordular Grubu’dur. Peki çabuk bir şekilde, mızrak başı görevi görerek düşman cephesini yarıp, kesin zafer elde etmeye çalışan ordular neden günümüzdeki Ukrayna’nın Rus işgalinde işe yaramadı? Çağdaş topçu ve tanksavarlar karşısında tankın geleceği nedir? Türk zırhlı birlikleri geleceğe nasıl ayak uydurmalı? Bu makalede bu soruların yanıtını bulmaya çalışmakla birlikte, tankın ve zırhlı birliklerin geleceği de açıklanmaya çalışılacaktır.

24 Şubat 2022 günü Rusya’nın Ukrayna işgalini duyan herkes herhalde bu savaşın çok uzun sürmeyeceğini düşünmüştür. Buna rağmen 14 Mart 2023’te dahi Rus güçleri Ukrayna’yı ele geçirebilmiş ve zafer ilan edebilmiş değildir. Bunun birçok nedeni bulunmaktadır, bunlardan biri Putin ve kurmaylarının stratejinin temel unsurlarını hiçe sayarak, en iyisini umup, umdukları en iyiye göre saldırı yapmış olmalarıdır. Putin ve kurmayları büyük olasılıkla karşılaşacakları Ukraynalı güçlerin 2014 yılında Kırım’ın işgalinde olduğu gibi pek bir direniş göstermeden teslim olacakları veya taraf değiştireceklerini sanmış olmalıdırlar. Bu durumu Rus ordusunun işgale başlamasından bir gün sonra Putin’in Ukrayna ordusuna seslenip “Gücü kendi elinize alın. Sizinle anlaşmaya varmak, tüm Ukrayna halkını esir alan uyuşturucu bağımlıları ve neo Nazi çeteleriyle bir anlaşmaya varmaktan daha kolay görünüyor” sözlerinden de anlaşılabilmektedir[3]. Putin Ukrayna işgalini başlatırken de bu savaşa Ukrayna savaşı gibi bir ad vermek yerine “ordu özel operasyonu” adını vermiş ve Ukrayna’nın ordudan arındırılmasını amaçladığını söylemiştir[4]. Buradan da anlaşıldığı üzere Putin ve kurmayları Ukrayna’nın az bir ordu gücüyle düşeceğini sanmış ve planlarını buna göre yapmışlardır. Stratejinin önemli adlarından Clausewitz “Güç ne kadar zayıfsa amaçlar da o kadar küçük olmalıdır; ayrıca, güç ne kadar zayıfsa çarpışma da o kadar kısa sürmelidir” demiştir[5]. Clausewitz ayrıca “Bu hal ve koşulların incelenmesinden belli bir ağırlık noktası, bir güç ve eylem merkezi oluşur; artık her şey buna bağlı olur ve bütün kuvvetlerin bir araya toplanmış darbesinin, düşmanın bu ağırlık merkezine yöneltilmesi gerekir.” demiştir[6]. Bütün bunlar göz önüne alındığında Kremlin’in stratejik bir hata yaptığı ve büyük çaplı bir saldırıya hazırlanmadığı anlaşılmaktadır.

“Amatörler strateji, profesyoneller lojistik çalışır” sözü genelde ABD’li General Omar Bradley’e atfedilir, Putin ve kurmaylarının stratejisi yanlış olduğu için lojistik gereksinimler de yanlış hesaplanmıştır. Savaşın başından başlayarak terk edilen Rus tanklarına arama motorunda bir göz atmak veya Rusların sivil kamyonları savaş alanına göndermesi, Rusların lojistik çıkmazını gözler önüne sermektedir[7]. Rus tanklarının veya zırhlı birliklerinin, İkinci Dünya Savaşı’ndaki gibi bir yıldırım savaşıyla Ukrayna hatlarını yaramamalarının nedeni zaten ilk başta bu amaçla gönderilmemeleri yani Kremlin’in stratejik ve lojistik hata ile savaşa girişmesidir. Savaşın ilk birkaç ayında, Türk yapımı silahlı insansız hava aracı (SİHA) olan TB2 Bayraktar, topçu atışları ve füzelerin Rusların lojistik gücünün %10’unu yok ettiği geri kalanın da felce uğramasına neden oldukları aktarılmaktadır. Hava kontrolünü sağlayamayan Rusların, sınırlı köprü kurma yetenekleri, askerlerin arazide eyleme geçmek istememesiyle birleşince Rusların operasyon güçlerine yakıt ve yiyecek dahi götüremedikleri anlaşılmaktadır[8].

Stratejik ve lojistik hataların yanı sıra Rusların zırhı birliklerinin ağır kayıplar vermesinin bir başka nedeni de güdümlü tanksavar füzelerdir. Ukrayna’nın kullandığı tanksavar füzelerden bazıları FGM 148 Javelin veya NLAW gibi “ateş et ve unut” diye adlandırılan türde tanksavar füzelerdir. Bu füzeler hedefe kilitlendikleri için ateşleyen askerler füzeyi attıktan sonra bölgeden ayrılabilmektedirler. Rus işgalinin başlangıcından 2022 Mayıs ayına kadar SİHA’lar ve bu tarz tanksavar füzeler sayesinde Rusya’nın 2.000’den fazla zırhlı araç kaybettiği belirtilmektedir[9]. Açık kaynak istihbarat sitesi Oryx’e göre Rus işgalinin başladığı 24 Şubat 2022’den 2023 Mart ayına kadar Ruslar 1780’den çok tank kaybetmişlerdir[10]. Rusların kaybettiği bu tankların çoğunluğu ise Javelin veya NLAW gibi tanksavar füzelerle değil, Ukrayna topçu birimlerinin atışlarıyla etkisiz hale getirilmiştir[11]. Her ne kadar akıllı topçu mühimmatları geliştirilse de hala daha eylem durumundaki bir tankı topçu birliklerinin vurması olasılık dışıdır. Bundan dolayı vurulan Rus tanklarının durdukları yerde vurulmuş olmaları gerekmektedir. Bu başarısızlığın nedeni yukarıda da söz edilen Kremlin’in stratejik yanlışlığı ve bu yanlışlığın sonuçları olmalıdır. Putin ve kurmaylarının ordu özel operasyonu adını verdiği işgal bu bağlamda stratejik amaçlarını yerine getirememiş ve başarısız olmuştur. Bunu söylemekle birlikte Rusya’nın ordu gücünü 1.5 milyon kişiye çıkaracağı aktarılmaktadır[12]. Eğer Kremlin gerçekten bu sayıya ulaşır ve stratejinin öngördüğü gibi güçlerini, amaçlarını elde edebilmek için topyekûn bir savaşa sokabilirse, Ukrayna’nın tek başına direnme şansı olmayacaktır.

Blitzkrieg doktrininin babası olarak sayılabilecek Alman General Heinz Guderian, Blitzkrieg’in en çok ün kazanacağı Fransa Savaşı öncesinde eğittiği Waffen SS askerlerine “Tankın topu sizin pusatınız olduğu kadar motoru da sizin pusatınızdır” ünlü sözünü söyleyerek, zırhlı birliklerin en önemli noktalarından birinin de çeviklik olduğuna dikkat çekmiştir[13]. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sının işgallerinden birçoğuna katılan, Panzer ünvanlı Waffen SS generali Kurt Meyer’in, Grenadiers adlı kitabına göz atıldığında, kendisinin operasyonlar sırasında en önem verdiği şeyin hız olduğu anlaşılacaktır. Yıldırım Savaşı doktrinin etkin olarak kullanıldığı Fransa Savaşı’nda Alman ordusunun kullandığı tankları incelemekte de yarar vardır. Milliyetçi Sosyalist Almanya’nın 1940 Fransa Savaşı’ndaki tank model ve sayıları aşağıdaki gibidir[14].

Panzer I: 554

Panzer II: 920

Panzer 35(t): 118

Panzer 38(t): 207

Panzer III: 349

Panzer IV: 280

Panzerjager I: 99

StuG Ausf. A: 30

PzBefWg (komuta tankı): 154

Sayıları verilen Fransa Savaşı’nın Blitzkrieg tanklarının ağırlıkları Panzer I ile 6 tondan başlamakta ve Panzer IV’de 17.3 tona kadar çıkmaktadır[15]. Görüldüğü üzere Milliyetçi Sosyalist Almanya’nın, ordu anlamında en başarılı olduğu döneminde kullandığı tanklar gayet hafif tanklardır. Almanya’nın yenilmeye başladığı dönemdeyse tankların ağırlıkları artmaya başlamıştır. Guderian’ın harekât başkanlığı ile Erwin Rommel’in kurmay başkanlığını yapan Fritz Bayerlein gelecekteki tankın nasıl olması gerektiğiyle ilgili şunları söylemiştir; “Gelecekteki tank tasarımları için hareket kabiliyetini, yani hız ve manevra yeteneğini en önemli unsur sayıyorum. Ardından ise top gücü (uzun menzil ve kalibre) ve akabinde zırh geliyor”[16]. Buradan Bayerlein’ın, Guderian’ın hıza verdiği önemi benimsediği ve zırha en son önemde sıra verdiği anlaşılmaktadır.

ABD’nin günümüzdeki ana savaş tankı M1 Abrams tankının ağırlığının, son güncellemeleriyle birlikte 80 tona ulaştığı, bu durumdan dolayı destek araçlarının yeterliliğini kaybettiği aktarılmaktadır. Verilen bilgilere göre M1 Abrams tankının 80 tonluk ağırlığı nedeniyle, ağır donanım taşıma sistemleri tankı taşıyamamakta ve zırhlı kurtarma araçları yetersiz kalmaktadır. Tankın, nehirlerin çok olduğu Doğu Avrupa gibi bölgelerde, mobil yüzücü saldırı köprülerinin taşıma kapasiteleri ve kurulum süreleri nedeniyle hareketliliğini kaybedeceği de verilen bilgiler arasındadır[17]. İkinci Dünya Savaşı’nın ünlü panzer generallerinden Hasso von Manteuffel, Amerikan ve Rus tanklarının düştüğü bu duruma uyacak şekilde “Tank muharebesinde hareketsiz kalırsan kaybedersin” demiştir[18].

ABD hâlihazırda elinde bulunan M1 Abrams tankının bu dezavantajından dolayı mıdır bilinmez Mobile Protected Firepower (MPF) adındaki bir hafif tankı üreteceğini duyurmuştur. Bu tankın ağırlığı 38 ton olup, 105mm çapında bir topu vardır[19]. Çin de ABD gibi hafif tanklara ilgi göstermektedir. Çin’in bir ada devleti olan Tayvan’la sürekli gerilim yaşadığı bir sır değildir. Büyük olasılıkla Çin, Tayvan’la olası bir savaş sırasında lojistik ve coğrafi yarar sağlayacağından dolayı hafif tanklara ilgi göstermektedir. Çin’in ürettiği hafif tank Type 15 adındaki tanktır. Bu tank zırh değişikliklerine göre 33 ila 36 ton arasında bir ağırlığa sahip olup, 105 mm topu bulunmakta, yolda en fazla 70km, arazideyse 40 km hız yapabilmektedir[20].

Türkiye’nin Konya Ovası dışında genellikle dağlık ve engebeli bir coğrafyası olduğu söylenebilir. Yunanistan’ın Lozan, Paris Antlaşmalarını hiçe sayarak, silahsızlandırılmış olması gereken adaları silahlandırdığı ve isteklerde bulunduğu bilinmektedir[21]. Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan sınırları içinde büyük bir gaz rezervi bulunduğu da söylenmektedir[22]. Bu durumda Türkiye’nin çıkarlarının Akdeniz’de olduğu ve Yunan istekleri nedeniyle Adalar Denizi’nde Yunanlara karşı savaşmamız gerekebileceği düşünülebilir. Zırhlı birliklerdeki araçların ağırlıklarının artışı, hem çıkartmada hem de lojistik de sorunlar yaratacaktır. Adalara veya olası bir Yunan-Türk savaşında Yunanistan’a çıkartma yapılması olasılığından dolayı, Türk mekanize birliklerinin ve tanklarının ağır olmaması gerekir. Uzun süredir seri üretime geçemeyen, Türk Ordusu’nun gereksinimlerini karşılayacak olan Altay tankının 2025 yılında seri üretime geçeceği söylenmektedir. Altay tankının ilk tanıtıldığı dönemden bu yana uzun zaman geçtiği için, tankı üretecek olan firma tankın adını Yeni Altay olarak değiştirmiştir. Yeni yapılan değişikliklerle tankın Aktif Koruna Sistemi (Akkor) ve geliştirilmiş zırha sahip olacağı belirtilmiştir[23]. Açık kaynaklarda Altay tankının boş halinin 65 ton olacağı söylenmektedir. Yeni eklenen AKKOR sistemi ve zırh geliştirilmeleriyle birlikte tankın dolu ağırlığının 65 tondan fazla olacağı, bundan dolayı tankın daha da hantallaşacağı öngörülebilir.

Türkiye’nin coğrafi koşulları, Akdeniz gaz rezervleri, Adalar Denizi’nde veya Balkanlar’da gerçekleşmesi olası Yunan-Türk savaşı, tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, gelecekte Türk ordusunun, yabancı ülkeler gibi hafif tanklara gereksinim duyacağı söylenebilir. Altay gibi çok daha hantal ana savaş tankının yanı sıra, Türk ordusunun 105 mm topu olan, 30 ton civarında bir hafif tankının da olması Türk ordusunu lojistik, çeviklik, hızlı çıkartma yapma gibi konularda daha avantajlı konuma sokacaktır. Lojistik, çabuk çıkartma ve çabuk saldırı gerçekleştirme gibi konularda avantajlı duruma geçecek olan Türk ordusunun zırhlı birliklerinin çok daha mobil olacağı, bundan dolayı düşman topçu, SİHA sistemlerinin Türk zırhlı birliklerine çok daha az zarar vereceği söylenebilir.

 

[1] Pier Battistelli, (2007), “Panzer Divisions: the Blitzkrieg Years 1939-40”, Osprey Publishing Ltd, New York s. 5.

[2] A.g.e, s. 13.

[3] https://www.aa.com.tr/en/europe/putin-calls-on-ukrainian-military-to-take-power-into-your-own-hands-/2515135 Erişim: 14.03.2023.

[4] https://www.reuters.com/world/europe/russias-putin-authorises-military-operations-donbass-domestic-media-2022-02-24/ Erişim: 14.03.2023.

[5] Carl von Clausewitz, (1999), “Savaş Üzerine” (Çev. H. Fahri Çeliker), Özne Yayınları, İstanbul, s. 273.

[6] A.g.e, s. 644.

[7] https://www.forbes.com/sites/davidaxe/2022/03/18/as-predicted-the-russian-army-is-running-out-of-trucks-for-its-war-in-ukraine/?sh=75a74072577c Erişim: 14.03.2023.

[8] A.g.e.

[9] https://www.forbes.com/sites/michaelpeck/2022/05/10/russia-claims-ukraines-anti-tank-missiles-are-duds--so-why-are-russian-tanks-burning/?sh=2982f7a75213 Erişim: 14.03.2023.

[10] https://www.businessinsider.com/russias-losing-armor-ukraine-because-cant-use-its-tanks-properly-2023-3 Erişim: 16.03.2023.

[11] https://www.tbsnews.net/bloomberg-special/post-cold-war-era-gone-new-arms-race-has-arrived-586982 Erişim: 16.03.2023.

[12] https://nypost.com/2023/03/18/russia-to-bolster-military-forces-with-new-draft-age-bill/ Erişim: 20.03.2023.

[13] Kurt Meyer, (2005), “Grenadiers: The Story of Waffen SS General Kurt ‘Panzer’ Meyer”, Stackpole Books, Pennsylvania, s. 9.

[14] Thomas Anderson, (2017), “Tanks of the Second World War, May 1940: The Invasion of France, Pen and Sword Books Ltd, South Yorkshire.

[15] A.J. Barker, (1978), “Panzers at War”, Ian Allan Ltd, s. 12-35.

[16] Liddell Hart, (2019), “Hitler’in Generalleri Konuşuyor” (Çev. Selçuk Uygur), Kronik Kitap, İstanbul s. 156.

[17] https://www.defensedaily.com/80-ton-abrams-heavy-support-vehicles-requiring-costly-upgrades/army/ Erişim: 20.03.2023.

[18] Liddell Hart, Hitler’in Generalleri… s. 155.

[19] https://www.defenceturk.net/abd-ordusundan-hafif-sinif-tank-tedariki Erişim: 20.03.2023.

[20] https://www.armyrecognition.com/china_chinese_heavy_armoured_vehicle_tank_uk/vt5_light_weight_main_battle_tank_technical_data_sheet_specifications_pictures_video_11711164.html Erişim: 20.03.2023.

[21] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/yunanistan-anlasmalari-ihlal-edip-adalari-silahlandirdigini-gizlemiyor/2610375 Erişim: 20.03.2023.

[22] https://www.bbc.com/turkce/articles/cydm7qlr5qeo#:~:text=Bu%20rapora%20g%C3%B6re%2C%20Do%C4%9Fu%20Akdeniz,gaz%20rezervi%20oldu%C4%9Fu%20tahmin%20ediliyordu. Erişim: 20.03.2023.

[23] https://www.defenceturk.net/yeni-altay-tanki-23-nisanda-tskya-teslim-edilecek Erişim: 28.03.2023.

Umut Badakoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışman

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display