PUTİN ve YENİ RUSÇULUK
 Bu sayfayı yazdır

PUTİN ve YENİ RUSÇULUK

Yazan  22 Şubat 2023

Rusça literatürde “Rusifikatsiya” olarak geçen Ruslaştırma politikası Rus İmparatorluğunun temel dayanağıydı. Bu politikalar kapsamında Asya ile Avrupa kıtasına uzanan 21.799.825 km2’lik topraklarında idari, ekonomik, yasal ve kültürel alanlarda Ruslaştırma ülküsü edinilmişti.

Rus Ortodoks Kilisesi ve halk eğitim sistemi Ruslaştırma siyasetinin en önemli araçları olarak bu amaca hizmet etti. Rus Ortodoks kilisesi tarafından yürütülen misyonerlik faaliyetleri ve Hristiyanlaştırma siyaseti özellikle işgallerle eş zamanlı olarak imparatorluk terkibinde Kafkasya ve Türkistan’da kurulan Naiplik ve Genel Valiliklerde Rus kimliğini benimsetme aracının gerçekleşmesine katkıda bulundu.

XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren doğu Slavlarının Ruslaştırılması yoğun bir şekilde devam etti. Ukraynaca ve Belarusça, Rus dilinin bir lehçesi olarak kabul edilse de Rus hükümeti, bu lehçeleri eğitim sistemi ve dini literatürde kullanmadı. Ukraynaca ve Belarusça dillerinde eğitim veren yasal eğitim kurumları ancak 1905 devriminden sonra ortaya çıktı. 1

Knezlikten çarlığı geçmiş Moskova, 17.yüzyılın başlarında hanedanlığı Rurik’ten Romanov’lara devretti. 18.yüzyılda Romanov’lardan I. Petro İmparatorluk unvanını benimsedi. Başkentini ”Petro’nun Şehri” anlamına gelen Rusçası Petrograd Almancası ise Petersburg olan şehre taşıdı. 1917 yılına kadar Rusya’yı Romanovlar yönetecekti. Nitekim 19. yüzyıl Rusya’sını dinin de içinde bulundu üç temel üzerinde inşa edildi: Otokrasi, Ortodoksluk ve Rusçuluk. Çarlardan, imparatorlardan, komünist partinin hâkim olduğu güçlü merkeziyetçi Sovyetler yapısına ve sonrasında bugün Vladimir Putin’in başkanlığındaki yine güçlü federasyon yapısına gelmiş Rusya, tarih önünde Ukrayna’da Otokrasi, Rus Ortodoks Kilisesi ve Rusçuluk üzerine bir sınav vermektedir. 2

Batısındaki eski Sovyet ülkelerinin NATO’ya katılması kuşatılma psikolojisi Putin’in saldırganlığını arttıran en önemli faktör. Fakat Vladimir Putin’in Ukrayna-Rusya Savaşı(2022)’ın 1.yıl dönümünde yaptığı konuşma ve tarihi atıflar yine Rusların Panslavizm’in takipçiliğinden de öte Rus kilisesinin ve yeni Rus hayat görüşünün bir zamanlar elinde tuttuğu Doğu Bloğunun üzerinde etkisini sürdürmek istediğini görmekteyiz.

Ukrayna’da Nazilerle savaştığını iddia eden Putin’in asıl hedefi ise içerisinde bulundurduğu tüm etnik kökenlerin ortak düşman algısıyla savaştığını iddia etmektir. Rusya’nın oluşturmaya çalıştığı algı Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygısızlık etmiyor aksine onları da nazilerden, batılılardan korumayı hedefliyoruz çıkarımı yapılabilir. Ve Putin’in Rusya’sı savaşını sadece batı ile vermemekle, topraklarında yaşayan her etnikten insanı da elinde tutmaya gayret etmektedir.

Rusluğun sınırlarını, nüfusun etnik Rus olmayan, ama bu yeni Rus kimliğine dâhil olmak isteyen kısmını da içine alacak şekilde genişletmektedir. Bu yaklaşım ayrıca sadece Rusya Federasyonu’nun resmi sınırlarıyla kısıtlanmış bir Rus kimliği anlayışından ötedir. Aynı zamanda ayrı, kendine özgü benzersiz bir medeniyet olarak tanımlanan, Rus dünyasına (russkii mir) da hitap etmek istemektedir. Bu şekilde Rusya Federasyonu’nun sınırlarının dışına taşan, komşu ülkelerdeki Rus ve Ruslaşmış gruplara da hitap edebilecek bir söylem geliştirilmektedir (Blakkisrud, 2016). Putin’in açıklamalarına bakıldığında, Putin’in Rus milliyetçiliğinin daraltılmasındansa, daha geniş versiyonuna daha olumlu baktığı görülmektedir. Bu da aslında siyaseten daha gerçekçi ve daha geniş kesimleri kapsayacak bir söylem benimsendiğini göstermektedir. Putin bunu da farklı milliyetçi kesimleri yabancılaştırmadan, söylemlerinin gizemini koruyarak yapmaya çalışmaktadır. Putin’in söylemlerinde, Rus halkından etnik olarak bahsedilmekte ama Rusluk, soy ve genden gelen bir kimlik olarak değil, kültürel ve değerler bakımından tanımlanmaktadır. Dil birliğine vurgu yapan, kendini Rus olarak tanımlayan herkesi entegre olmaya çağıran, Tatar, Çuvaş, Ermeni, Alman vb. de olunabilen, ama öncelikle başına bir Rus ibaresi getirilerek Rus Tatarı, Rus Çuvaşı, Rus Almanı vb. olarak bu kimliklerle dâhil olunabilen, sınırları Rusya Federasyonu’nun dışına taşan, dünyanın her yerinde kendini bu tür bir Rusluk anlayışıyla tanımlayan herkesi içerisine alarak onlara da hitap etmeye çalışan, sınırları, içeriği bilerek belirsizleştirilen bir millet anlayışı benimsenmiştir.3

Sonuç olarak, Bir ulus devlet olarak Rusya Federasyonu aslında birçok ulus devletten etnik olarak daha homojendir.  Rus İmparatorluğu’nun yayılmacı ve Ruslaştırma politikası, Sovyetler Birliği dönemindeki etnik farklılıkların tanındığı ve güçlendirildiği bir sistemden, Putin döneminde, hem Rusya Federasyonu içerisinde hem de dışında bu söylemin hitap edebileceği grupları, sınırları geniş ve müphem biçimde tanımlanan etnik Rus kimliğine entegre olmaya çağıran bir anlayışa geçildiği görülmektedir. Ruslar tarihlerinde ilk kez bir ulus devlet mantalitesine adapte olmaya çalışıyorlar. Daha önceki dönemlerden miras emperyal anlayış devam etmektedir. Kısa dönemli ve daha çok diğer cumhuriyetlerdeki etnik mobilizasyona tepki olarak ortaya çıkan etnik temelli ve sadece Moskova merkezli Rus milliyetçiliği, daha geniş bir coğrafyaya hitap etmek isteyen, Rus etnisitesini kültürel olarak tanımlayan, dâhil olmak isteyenleri içeri alan bir yaklaşıma yerini bırakmıştır. Bugün hâkim olan anlayış, daha çok bu tür bir anlayıştır ve Putin’in söylemlerinde hem bu anlayışa hem de etnik yaklaşıma hitap edecek bir retoriği benimsediği görülmektedir. Türk Dünyasını doğrudan ilgilendiren bu konuda Türkiye’nin net bir Avrasya ve Türk Dünyası stratejisinin belirlemesi gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Rusların yeni bir anlayışla yayılmaya başlaması üzerine Türkiye’nin bu konuda daha net bir hayat felsefesi ortaya koyması gerekmektedir. Türkistan’da ve Avrasya’da Batı ve Rus dengesini kurabilecek en önemli unsur şüphesiz Türk Birliğidir. Tarihi, ekonomik ve askeri işbirliğini Türkler olmadan kurmak imkânsıza yakındır. Türkiye, bu yeni Rus stratejisini iyi okumalı ve jeopolitiğini göz önüne alarak tarihinden ilham almayı bilmelidir.

 

Kaynaklar:

https://sputniknews.com.tr/20230221/putin-federal-meclis-konusmasini-yapiyor-1067307309.html

1- (Kerimov, Türkistan Genel Valiliği’nde İdari Sistemin Oluşumu ve Gelişim Süreci (1865-1897), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2019)

2- (Hayri ÇAPRAZ, PETRO’DAN PUTİN’E RUSYA’YA BAKMAK)

3- (İdil TUNÇER KILAVUZ, Gorbaçov’dan Putin’e Rus Milliyetçiliğinin Gelişimi The Development of Russian Nationalism from Gorbachev to Putin )

4- Dunlop, J. (1990) “Çağdaş Rus Milliyetçiliği Spektrumu”, Günümüzde Rus Milliyetçiliği içinde, çevirenler: Fatma Arzık ve Murat Aygen, Ankara: Yeni Forum Yayınları no.9.

Soykan Durdağı

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışman