< < İran Direniyor Peki Suriye


İran Direniyor Peki Suriye

Irak’ta anayasa demokratik ve federal bir devlet geleneğinin olmadığı, etnik ve mezhep gruplarının birbirine güvenmediği bir coğrafyada Irak’ın bölünmesinin zeminini hazırlıyor.

Bush'un bir islam ülkesinin sahip olduğu en demokratik anayasa diye nitelendirdiği taslak esasen Irak'ın iç savaşa sürüklenerek parçalanmasının hukuki altyapısını hazırlıyor.

İran, Irak'ın parçalanmasından Şii-İran üzerinde en büyük etkinliği sağlıyarak güçlenerek çıkmayı hedefliyor. Öte yandan kendisine yönelik kaçınılmaz gördüğü bir Amerikan-İsrail saldırısına karşı daha etkili bir caydırıcılığa sahip olmak için nükleer politikalarını sürdürmekte israrlı görünüyor. İran'ın jeopolitik ve jeokültürel gücü ve sahip olduğu Batıya kültürel üstünlük duygusu, ona ABD'ye karşı büyük bir direnç gücü veriyor.

İran'ın Orta Doğu'daki stratejik ortağı Suriye için ise durum ayni değil. Suriye, İran gibi geniş, kalabalık, güçlü değil. Suriye, tek bir darbe ile dağılacak kadar zayıf bir ülke. Sorun Suriye'yi yıkmak değil. Yıkıldıktan sonra ne olacağına kadar vermek. 17 milyonluk nüfusunun % 80'i 35 yaşının altında olan bu ülkede görülen işsizlik %20.Kişi başına düşen gelir 1000 ABD Doları civarında. Devlet kontrolundaki ekonomi çökmüş, özel sektör ise bürokratik engellerle boğuşarak gelişme çabası içinde.

ABD'nin Irak'a yerleşmesinden ve Suriye'ye bu ülkenin Lübnan'dan çekilmesini sağlayacak ölçüde etkili olan yönelik ağır bir baskı politikası başlatmasından sonra Şam Orta Doğu'da sahip olduğu ve Hafız Esad'ın iyi bir poker oyuncusu olmasından kaynaklanan gücünü tamamen yitirdi. Oğul Esadiktidara gelmesinin üzerinden beş sene geçmesine rağmen hala seçeceği yol konusunda tam karar vermiş görülmüyor.

Biraz ekonomik reform, biraz politik reform ancak her ikisinde de kararsızlık olarak özetlenebilir politikaları. Bir zamanlar Şam Reformları olarak tanımlanan süreçten çok bir şey çıktığını söylemek mümkün değil. ABD'nin Suriye politikası ise Baas rejimini demokrasi ve serbest piyasa ekonomisine teşvik değil. Aksine Baas rejimini devirme üzerine kurulmuş bir Amerikan politikası yürürlükte.Washington'un hala bu politikayı etkin uygulama aşamasına geçtiği söylenemez. Bunun için Amerikan ordusunun Irak'taki işi bitirmesi gerekiyor.

Washington'un "Suriye'deki demokratik devrim" için bir Ahmed Çelebi'si dahi var. Bu 30 yıldan buyana ABD'de yaşayan Ferit Kadri. Türkiye'ye de gelen ve bir Türk tvsi ile görüşme yapan Ferit Kadri, Suriye'nin güneyinde güçlü olduğunu ileri sürdüğü Reform Partisi'nin Genel Başkanı. Kendisine Enver Sedat'ın barış yolunu örnek aldığını söyleyen Kadri, Türkiye ile Suriye arasındaki üst düzey gelişmelerin bu ülkedeki totaliter rejimi güçlendirdiğini ileri sürerek durdurulmasını istiyor.Orta Doğu'da ilk politik ziyaretini Türkiye'ye yaptığını anlatan Kadri, BOP'u büyük bir vizyon olarak nitelendiriyor.Kadri'ye göre tarihte ilk kez ABD ile Arapların menfaatleri arasında bir uzlaşma var.

Refik Kadri vebenzerlerinin nasıl iktidara geleceği belli değil. Bir çok Suriye uzmanı Suriye'de Baas rejiminin yıkılmasının Irak'takine benzer bir sonucu ortaya çıkaracağına yani Suriye'nin parçalanmasına yol açacağına inanıyor. Suriye, Türk ordusunun 1918'de çekilmesinden sonra Fransızlar tarafından onlarca yıl mezhep ve aşiret farklılıkları kışkırtılarak "böl ve yönet" ilkesi ile yönetildi. Esad bir Suriye milleti oluşturmaya çalıştı ise dekısa zamanda eski rekabetler tekrar suyüzüne çıkabilir.Ve Suriye'de Irak örneğindeki gibi bir iç çatışma ve parçalanma sürecine girebilir.

1982 yılında eski bir diplomat olan Oded Yinon'un "Kivunim" dergisinde yayınladığı "A Strategy for Israel" başlıklı yazısında Irak'ın üçe bölünmesi gerektiği görüşünü savunmuştu. 1987'de ise bir başka İsrailli uzman Israel Shak "The Zionist Plan for the Middle East" adlı kitabında Suriye'nin dörde bölünmesi gerektiğini ileri sürmüştür: "Suriye, etnik ve dini yapısına uygun olarak çeşitli devletlere ayrıştırılacaktır. Kıyıda bir şii-alevi devleti, Halep bölgesinde sunni devleti, Şam'da buna düşman bir başka Sunni devleti, Havran-Kuzey Ürdün-Golan bölgesinde de bir Dürzi devleti. Bu yapı, barış ve güvenliğimizin garantisi olacaktır ve bu hedef erişebileceğimiz kadar yakındır."

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display